hesabın var mı? giriş yap

  • on yıllardır kendini aşırı ciddiye alan aksiyon filmleri önce sinemada gişe rekorları kırıp, sonra da tvlerde ratingleri uçurdu.

    marvel filmleri dediğiniz, çizgi roman uyarlamalarıdır. çizgi romanlar da büyük hayal güçlerinin çizgilere dönüşmüş halleridir ve görselliğiyle ön plana çıkan edebiyat unsurlarıdır.

    hayal gücü çocuklarda daha çok ön plandadır. bazı büyümüş çocuk kafalılar da hala hayal gücüyle beslenir. bu gerçek dünyadan keyif almak için elle tutulur öğeler gün geçtikçe azalırken, insan ilişkiler çürümeye yüz tutmuşken, hayal güçlerine tutunurlar. başkalarının hayal dünyalarına ortak olmaktan da geri kalmazlar.

    aşırı kasılmış, devlet adamı kurtarmacalı, kaçak kovalamacalı birbirinin karbon kopyası aksiyon filmleri mi, yoksa marvel filmleri mi derseniz, size kahkahalarla gülmekten başka tepki vermem.

    bu konuyu eleştiren herkes görüntü yönetmenliğinin ve dramanın zirvelerde gezdiği sanat filmleri takipçisi olabilir. ama marvel filmlerinden keyif almak, bu tür filmleri takip etmenize engel değildir. bir taraf seçmenize, seçmediğiniz tarafı da ölesiye kötülemenize gerek yok.

    ps: 30 küsürlük ergen spor.

  • birine gizlice mesaj atmak (karsi cins ise 7/10)
    - mesajları silmek (hangi mesaj? tanimsiz bir karsi cins ise 7/10)
    - üçüncü kişilere partnerin hakkında şikayet etmek (0/10)
    - çekici bulduğun insanlarla arkadaş olmaya çalışmak, (4/10)
    - eski partnerler ile iletişime devam etmek (3/10)
    - ilişki durumu hakkında doğruyu söylememek (6/10)
    - başka biri ile flörte yakın bir temas içinde olmak (8/10)
    - partnerinizin öğrenmesi halinde rahatsız olacağı kişilerin sosyal medya paylaşımlarını beğenmek, yorum yapmak, vb. (2/10)
    - partneriniz olmayan birini stalklamak (5/10)
    - partneriniz dışında birini etkilemek için çaba sarf etmek (5/10)
    - gizli bir arkadaşlığa sahip olmak (0/10, karsi cins ise 4/10)
    - gün içindeki rutin faaliyetlerde ilgi duyduğunuz kişiyi hayal etmek, (5/10)

  • yurtdışında masterchef: kendi yaptığım sosisi tütsüleyip, ızgarada pişirdim. yanında maitake mantarı ve füme acı biberden bir ekleme yaptım. ördek yumurtasını iyice çırpıp sous-vide tekniği ile hazırladım. buradan önce iki michelin yıldızlı bir şefin yanında 3 sene çalıştım. ondan önce de ülkenin en iyi 5 restoranından birisinde yardımcı şef idim.

    bizde masterchef: antrikot pişirdim. dedem öldü. yanında balkabağı püresi var. annem yatalak. üzerine de pırasa külü yaptım. bu arada babam da bizi terk etti. ben de okulu yarım bıraktım. bu arada kocam da beni hamile iken terk etti. çocuklarıma bakmak için ayda 2000 lira ile idare ediyorum.

  • henry bi dur allasen biz ıslak imzalı tutanakları nasıl koruyabilirizin peşindeyiz. 15 mayıstan sonra gel konuşalım.

  • "ulan ak dangalaklar, madem hirsiza oy verecektiniz cem uzan'in ne eksigi vardi. adam en azindan amerika'yi carpip ulkeye yatirim yapti. hem de rte'den daha karizma." ahp gazetesi.

  • bunlardan birisi de benim; hemen üstteki entride de malın önde gideni olduğum yazılmış.

    bir üstteki arkadaşa katılıyorum, son 5 yılda işim icabı 15 farklı ülke görmüşümdür, bir çok kişinin facebook'ta paylaşmak için öleceği fotoğrafları arşivimde saklar, dostlarımla bazı gece içmelerinde açar, eğleniriz. zaten en yakın 3 dostumdan ikisinin de bu sosyal hesapları yok. e diyorlar ki: "eski arkadaşlarını buluyorsun". ya ben zaten sevdiğim, görüşmek istediğim insanları bir şekilde bırakmıyorum. bahsettiğim dostlarımdan ikisi ilkokul arkadaşlarımdır. 25 yıl önce ilkokuldan birilerini daha bulsam ne olacak? kardeş mi olacağız bu kadar zaman sonra?

    twitter'ı gezi zamanında açmıştım, sonra gereksiz ve yorucu buldum. bir de oradaki tipleri görünce onlardan birisi olmak istemedim. kültür diyorsanız konuşacak bir kaç kelamımız var elbet ama onu da cemiyette seslendirmeyi tercih ediyoruz.

    instagramı da yemek fotoğrafı ve sadece kendilerinin "selfie"lerini çekenler yüzünden sevmiyorum.

    özetle tüm bunlardan uzak durmak istememin sebebi insanların elinin altında olmaktan kaçınmak. bu kadar kolay ulaşsınlar istemiyorum bana. zaten herkesin birbirine benzediği şu ortamda özgünlüğünü birazcık olsun korumanın önemli olduğunu düşünüyorum. özellikle de erkekler için..

    adam gidiyor, facebook'ta (onlar feys diyor tabi) çiftlerin fotoğraflarının altına "cnm yaa cokh yakışmışsınız" yazıyor, sonra gelip beni burada mallıkla suçluyor. neyse...

  • çocuğun çıkan kavgadan hoşnut bir şekilde ayağını vurmaya devam etmesi ilginç gerçekten. çocuğu oyalayacak başka bir şey yok mu ablam? yeni nesil anneler topluma illallah ettiriyor valla

  • her şeyi daha da berbat edecek düzenlemedir.

    bir defa nafaka kalkmıyor, eşin sorumluluğu 5 yılla sınırlanıyor. bu 5 yıldan sonrasını ise devlet ödeyecekmiş.

    elin iki tane ergen kezosu evlenecek, anlaşamayıp boşanacaklar, 5 yıl nafaka ödeyecekler, ondan sonra hop devlet devam edecek nafaka ödemeye. bu nasıl bir mantık anlayabilmiş değilim.

    salak evlilikleriyle kendilerini yakanlar, artık sadece kendilerini değil bütün vergi mükelleflerini yakacaklar.