hesabın var mı? giriş yap

  • "keşke o hala hayatta olsaydı" eski sevgilimin eski sevgilisiydi o, genç yaşta ölmüş, bir kavga sırasında söylemişti bunu bana. o an evet keşke hayatta olsaydı diye düşünmüştüm, artık yaşamayan biriyle sevgide rekabet edilemiyor çünkü.

  • kedisini seviyordur. ayrıca sırf lüks arabaya binmek ve o aracın yakıtını, tamirini, yedek parçasını vs. karşılamak için dünya kadar para harcayan insanlar var. hem de araba canlı bile değil. buna ne diyeceksin kulak misafiri?

  • ben yaklaşık 8 yıldır severek kullanıyorum ama tutmamış olması doğru ve aşırı mantıklı.

    birincisi, bedava bir şey için, bir makineye para veriyor ve onu çalıştırıp elektrik harcıyorsunuz. türk ekonomik yapısına uygun değil. tamam tabii ki pratik, çok kolay, çok rahat, pek sevimli ama hali hazırda zamanı olan bir insan için boşa masraf.

    ikincisi bence kesinlikle yer sorunu, eğer evin ayrı bir kileri yoksa veya boyutu büyük değilse makineyi koyacak bir yer genelde yapmıyorlar. kullanım mantığı olarak çamaşır makinesine yakın olsun diyorsunuz ama adam zaten çamaşır makinesine lütfedip ufacık bir alan ayırmış puzzle gibi tam oturuyor.

    ev bakarken, bu evde kurutucu koyacak yer yok dendiğinde emlakçılar bozuluyordu bir de "ne gerek var ki" "kimsede yok ki" diye. ok tutmaması mantıklı da bende var diye niye bana kızıyorsun dayı. bir tanesi de "kesin birinden görüp heves edip aldınız yoksa nerede aklınıza gelecek" demişti.

    anladığım kadarı ile bu cihaza en tepkili grup emlakçılar.

  • babam 7 yaşındayken babası ölmüş. annesi de kısa bir süre sonra başka bir adamla evlenip onun yanına taşınmış. bir gün okuldan evine geldiğinde kapıyı kapalı bulmuş babam. camdan tırmanıp eşyalarını almış ve yuva diyebileceği tek yerden böylece sürülmüş.

    hayatı yurtlarda ya da amcalarının yanında geçmiş. aile nedir bilmemiş pek. kimsenin evladı olmamış. ama kızkardeşime ve bana muhteşem bir baba olmuştu, yattığı yerde dinlensin...

    1.75 boyunda 56 kilo bir adamdı, mide geliştirememiş ki zavallı, çabucak doyardı. yine de, evimizin bir geleneği olarak, yemeğin en güzel yerleri kardeşime ve bana verilirken şaka yollu şöyle derdi:

    "biz küçükken yemeğin iyi tarafı büyüklere verilirdi. biz büyüdük, şimdi de çocuklara veriliyor. şu yemeğin iyi tarafından yemek nasip olmayacak bu gidişle."

  • her zaman ikili kanepede oturup, kazak giyip, boynu bükük şarkı söylemek zorunda olan kızlardır. yanlarında mutlaka, tuvaletten çıktıktan sonra ellerini yıkamayan tipli, sadece la minör, mi majör basan ama müzik ruhunun sillesini yemişler tavrıyla gitar çalan ergen bozması herifler olur.
    ben bu şarkıları hep aynı kişi söylüyor sanıyordum. başlıkta başka başka isimler görünce baktım hepsi aynı kız değilmiş ama ortak özellikleri çok kötü olmaları.