hesabın var mı? giriş yap

  • çok uzun süreli çalışma saatleri insanda psikolojik baskı yaratıyor bence.
    işleri zipleyerek, daha kısa çalışma süresine toplamak hem konsantrasyonun dağılmasını engelliyor, hem de çalışanda akşam erken çıkacak olmanın mutluluğu bulunduğundan, daha verimli olunuyor.
    öteki türlü insan ay bir çay, bir sigara, iki feysbuk, üç sözlük derken işi de savsaklıyor, zamanı da...

    yani kısa mesaide "işimi bitirip gideyim, yaşayayım" var, uzun mesaide ise "tüm gün burdayız zaten amk, biraz da mola verelim" kafası...

  • neden takılmasın amk? insanlar cidden delirdi bu salak yerde ya.
    herifin teki gelmiş milletin yazılarını çalıyo insanlar ne var ki abi takılıyo diyolar.

    cidden hastalıklı bi ortam.

    edit: ben bu entriyi yazmadan önce 5 6 kişi falan vardı burda ne var abi yaa hasta mısın asıl sen neden bunla uğraşıyosun işin mi yok falan yazmışlardı başlığı açan arkadaşa. tabi tepki gelince oldukları birer yavşak gibi kaçışmışlar entrilerini silip. keşke ss alsaydım.

  • hakkında yaşanan gelişmeler ile gece gece bana oğluna flüt alamayan ibrahim tatlıses hüznü yaşatmış olay.

    " - afganistan hükümetine ''radarınıza böyle bir uçak takılmış olabilir mi ? '' diye sormuşlar. afgan dışişleri bakanı ''bizim radarımız yok , amerikalılara sorun'' demiş. "

    kaç para lan bir radar?!?!?!?

  • başlık: klavyeye kafa atıp çıkanı yazıyoruz

    klavyeye tüm gücünüzle kafa atıyorsunuz çıkan yazıyıda buraya yazıyosunuz

    1. mjnm nnmmnjh

    iki kere vurdum ben kıyak olsun
    (alayina isyan ?, 01.03.2010 23:55)

    2. e=m.c²

    ben biraz zekiyim de.
    (uzgun kasli ?, 01.03.2010 23:57)

  • insanların yayılmasından sorumlu olduklarını düşündükleri kedi ve köpekleri topluca katletmeleri ile esas taşıyıcı olan farelerin hiç bir düşmanı kalmaması ve bu sayede daha büyük bi hızla üreyen ve heryerde cirit atan hastalıklı farelerin daha çok insana bulaştırmayı başardığı, avrupanın nerdeyse kökünü kurutan hastalık... londra şehri bu illetten anca şehrin yarısını - belki daha da fazlasını - yok eden büyük londra yangını sayesinde kurtulabilmiştir

  • facebook, linkedin, twitter tarzı sosyal platformlarda ‘’sizce iş ilanlarında maaş bilgisi zorunlu olmalı mı’’ şeklinde mini bir anket gerçekleştirmiştim. elde edilen sonuçlara göre %70’e %30 oranında ‘’olmalı’’ sonucu çıktı. bu da bize gösteriyor ki iş arayanlar ilanlarda biraz daha şeffaflıktan yana.

    abd’de durum farklı!

    amerika’da ki her iş ilanında günlük, aylık ve yıllık ücret dahi yazma zorunluluğu vardır. orada saat başı ücret işlediği için ilana başvuru yapan aday eğer işe alınırsa yılda ne kadar ücret alacak bellidir. ilanlarda minimum pay, maximum pay ve salary yazılma zorunluluğu vardır. peki bu neden önemlidir? her iki taraf açısından karşılık vakit kaybının önlenmesi açısından önemlidir.

    peki türkiye’de durum nasıl?

    türkiye’deki ilanların çoğunluğunda maaş bilgisi ve aralığı yazmamaktadır. genelde satış ve pazarlama işlerinde asgari ücret bilgisi düşülür. global firmalarda şöyle bir durum vardır. her pozisyon için skala bellidir ve her yıl güncellenir. skala da kendi içinde 3 aralık içerir. örneğin 5000-7000 skalasındayken, işveren 5000, 6000 ve 7000 teklif edebilecekse, öncelikle 5000-5500 arası teklif eder, başvuran kişi pazarlığa girişirse kaçırmak istemedikleri biri ise 6000 tl’yi alabilir. şirket politikaları gereği "herkese ilk bandı öner, aday çok iyiyse ortaya yaklaş" 'dır.

    madalyonun diğer tarafı

    iş ilanlarına maaş bilgisinin yazılmasının sakıncalı sonuçları da olabilir. bunun sebebini davranışsal ekonominin temsilcisinden dan ariely izafiyet sorunu olarak tanımlıyor. basitçe, hayatımızdaki şeyleri hep diğerleri ile ilişkisi içinde değerlendiririz. yani bir şeyin aslında tek başına değeri bizim için bir şey ifade etmiyor. önemli olan "şeylerin" izafi değeri. bu durum hem göz ilüzyonlarında kullanılan dairenin büyüklüğü gibi somut şeyler için geçerli hem de mutluluk, mutsuzluk, bir ürünün değeri, başarı tanımınız, eşinizin güzelliği gibi akla gelebilecek her türlü soyut şey için de geçerli. bunun sonucunda çalışanların neden daha mutsuz olacağından başlarsak; predictably ırrational kitabında durumu şöyle açıklıyor. büyük bir yatırım şirketinde çalışan bir adam maaşından şikayet ediyor. dan ariely'nin tanıdığı olan üst düzey yönetici, adama kaç yıldır çalıştığını ve ilk mezun olduğunda mevcut pozisyonundaki maaş beklentisini soruyor. adamının beklentisinin orijinalinde 100,000 dolar olduğu ama mevcutta 300,000 dolar kazandığı ortaya çıkıyor. peki adam neden şikayet ediyor? çünkü hikayedeki bu adam yakın zamanda yan masalarda oturan ve kendisinden daha iyi olmadıklarını düşündüğü diğer bazı çalışanların 310,000 dolar kazandığını öğrenmiş. izafiyet sorunundan ya da halk arasındaki tabiriyle kıskançlıktan dolayı adamın şu an mutsuz olması davranışsal ekonomi açısından tam olarak olması beklenen şey.

    benzer durum üst düzey maaş alan ceo’lar açısından da geçerliymiş. çalışanlar ceo bile olsalar diğer şirketteki tüm ceo'lardan daha çok kazanmadıkça mutlulukları garantilenemiyor. sebep? ceo'ların birbirlerini kıskanıp mutsuz olması ve bahsettiğimiz izafiyet sorunu.

    çözüm nasıl olmalıdır?

    iş dünyasından genel kabul görmüş bazı mesleklerin maaşları bellidir. genelde de ilanlarda bu tarz meslekler için asgari ücret+prim+yemek+servis şeklinde yan haklarla bir ücret skalası yazılmaktadır. esas oturtulması gereken sistem diğer mesleklerin maaş bilgisi için olmalıdır.

    başvuru yapan adaya telefonda ön görüşme olarak maaş beklenti aralığı sorulmalıdır. eğer adayın belirttiği skala şirket limitlerinden ciddi oranda yüksekse her iki taraf açısından zaman kaybı olmaması için görüşmeye çağırmamak gerekir. eğer adayın belirttiği rakam yukarıda örneğini verdiğim skala içerisindeyse görüşmeye çağrılır ve maaş pazarlığı mülakatta sağlanır.

    son bir dipnot: hem işveren hem de işçi açısından orta yolu bulmak için abd’deki sistem getirilebilir. yani ilana o pozisyon için net bir rakam yazmak yerine yıllık kazanç miktarı veya pozisyonun maaş aralığı yazılmalıdır. o maaş aralığına uyan aday da başvuruyu ona göre yapar.

  • eğer gerçekse mükemmel bir cesaret. borç batağına saplanmadan evlenmeye müsaade etmeyen topluma karşı güzel bir duruştur bu.