hesabın var mı? giriş yap

  • ne laga luga yapıyorsun hocam? samimiysen çık bildiğini anlat sonra da davutoğlu'na söylediklerim yalan mı? diye sor. bu siyasiler hep böyle.

  • “beşinde de aynı tişört nasıl var anlamak zor biraz, ya da bana öyle geliyor.”

    kadınlar anlaşıp hediye olarak almışlardır ve aldıkları hediye tişörtü buluşmada giymelerini istemişlerdir.

    neden sonuç ilişkisi kurmak bu kadar zor olmamalı.

  • siz, sendrom diye diye pazartesiyi nam nam nam yiyip bitirmeden (tamam illa yiyecekseniz, bana da bir lokma ayırın) önce, bir şey anlatayım.

    bu sabah, mal varlığımın en kıymetli parçalarından biri olan "ac/dc" tshirtümü giydim. tamam, biraz eskimiş olabilir ama hâlâ çok güzel. ben gözlerim yerde, kulağımda müzik, metroya yürüyordum. kafamı bir ara kaldırdım, karşımdan 45- 50 yaşlarında bir kadın geliyordu. üzerinde de "ac/dc" yazılı bir tshirt. tshirtler farklı, ama ac/dc aynı ac/dc. birbirimize iyice yaklaşana kadar, ayırmadık bakışlarımızı. ben ne yapsam diye düşünürken, kadın benden önce davrandı ve yan yana geldiğimizde şu hareketi yaptı; devil horns
    ben de karşılık verdim, ac/dc kardeşliğimizi kutsadık ve yollarımıza devam ettik. saatler geçti; rüya mıydı, değil miydi... emin olamıyorum.

  • gelecegin futbol tanrisi. barcelona nin 13 yasindayken hormon tedavisini ustlenip arjantinden getirdigi, futbol dengesizi bir firlama. sozu gecen hormon dengesizliginden dolayi under 21 de oynadigi son sampiyonada yedekten bes mac girip 6 gol atmisligi var. calimlar direk ilahindan arak, rakibin bastigi ayaga dogru topu vurmayla. bu teknik abidesi de saviola olmaz umarim. ekstrasi sampiyonlar liginde forma giymis en genc futbolcusu olmasi disinda futbolda kendi derdinin futbol oldugunu sahada gostermesi. (edit*: bu entry yazıldıktan sonra bissürü sakatlık geçirdi gidişat pert)

  • "sevgilim hapşurunca çok sev dedim.
    elhamdülillah dedi.
    yerhamükallah dedim.
    yehdina ve yehdikum dedi.
    sonra oturup hatim indirdik.
    nerden nereye... "

  • mustafa sandalın aya benzer yuregim adlı sarkısının nakaratının "e doal olarak da ibneyim" seklinde devam ettigini iddia ederim hala

  • kamp yaparken yanınıza 750 tane şey almanıza gerek yoktur. öncelikle hayati malzemeleri saymak gerekirse:

    -testere
    -balta
    -uyku tulumu (4 mevsim kamp yapacaksanız -10luklar işinizi görür.)
    -mat
    -termofor(kış kampları için hayat kurtarır.)
    -kamp bıçağı
    -yün çorap
    -polar kıyafetler
    -su geçirmez bot
    -nemlenme yapmayan çadır (husky ve marmot önerilir.)

    bunlar hayatta kalmak için önemlidir. tabi bu saydıklarımın çoğu plaj kampı yada festival kampı yapacaklar için gerekli değildir. kış kamplarında özellikle bu ekipmana sahip değilseniz işiniz oldukça zor olacaktır.

    öncelikle kamp için olmazsa olmaz kamp ateşidir. ateş, hem yabani hayvanları kamp alanınızdan uzak tutar hem de size keyifli anlar yaşatır. tabi bir de üşümezsiniz. güzel bir ateş için size kuru odunlar gerek tabi. öncelikle kamp yapacağınız yerin üç-dört gün boyunca yağış almadığından emin olun. çıkış noktanız ile varış noktanız arasında müthiş bir hava farkı olabilir. bir defasında şehir merkezinde 17 derece olan hava kamp alanına ulaştığımızda -1 dereceye düşmüştü. iki saat içinde. ne diyorduk kamp alanının yağış alıp almadığını kontrol ediyoruz. aksi halde odunlar oldukça su çekmiş olacaktır. gözü kararttınız illa kamp yapacağım hem de kış kampı dediniz. o zaman güzel bir testere ve yarma baltasına ihtiyacınız var. odunları mümkün olduğunca en küçük parçalara bölmeniz gerekiyor. zira büyük kütükleri kurutmak oldukça zordur. yanınızda mutlaka ateş oluşturmayı kolaylaştıran parçalar getirmeniz gerekiyor. ayrıca ne olur ne olmaz mutlaka yanınızda magnezyum çubuğu taşıyın. kendinizce canlı bir ateş oluşturduğunuzda ıslak odunları, oluşturduğunuz ateşin etrafına dizerek kurumalarını sağlayabilirsiniz.

    kamp kurarken diğer önemli bir nokta ise kış kampları özelinde bahsediyorum tarp kurmaktır. decathlon'da satılan tente işinizi görür. kamp ateşi eğer çok güçlü değilse sadece sizi ön kısmınızı ısıtacaktır. oturduğunuz yerin arkasında tarp kurarsanız eğer sıcak havanın bir kısmı orada kalacak ve sırtınızı da ısıtacaktır. ayırca uyumadan önce kafeini yüksek olan ve uyku kaçıran içeçeklerden uzak durunuz. çadırınıza girmeden önce mutlaka çişinizi yapınız. boyun ve ayak bölgenizi soğuğa karşı koruyunuz. bu bölgeler vücut ısısını oldukça düşürmektedir.

    yaban hayvanlarını uzak tutmak adına yapılacaklar:

    yediğiniz şeylerin çöpünü ya ateşte imha edin ya da kamp alanınızdan oldukça uzağa koyun. kamp alanınızın yakınına koyarsanız eğer tilki, kurt ve domuz gibi hayvanlarla muhatap olabilirsiniz. yakmak en iyi çözümdür. ayrıca yemek yaptığınız kaplarda koku yayacaktır. onları da güzelce yıkayınız ve aracınızda ya da uzak bir alanda saklayınız.
    uyumanızı engellemeyecekse alanda açık tutacağınız bir hoparlör yada telefon yine hayvanları uzak tutacaktır. ses tabancanız varsa eğer bir kaç el ateş edebilirsiniz.(tasvip etmiyor olsam da önerimdir.)
    ancak unutmayın ateş mutlaka yanmalı.

    türkiye'de bugüne kadar kampçılara saldırmış ayı vakasına rastlanmadı bildiğim kadarıyla. ayılar iki sebeple saldırır:
    1)çok açtır.
    2) yanında yavrusu vardır.
    umarım karşılaşmazsınız.*

    iyi kamplar.

    sorusu olanlar yeşillendirebilir.

  • ışık hızında zaman akmaz. misal foton için işleyen bir zaman yoktur. sözgelimi andromeda galaksisinde oluşan bir fotonun bizim gözümüze ulaşması ikibuçuk milyon yıl sürerken foton için olan şudur: oradaki bir yıldızda oluşur ve aynı anda bizim gözümüze ulaşır. foton için bu böyledir. bu yüzden zaman sadece gözlemciye bağlıdır demiş anştayn reyiz.

  • tutuklanması ambülansları tarayıp doktorları öldüren örgütün sempatizanlarının zoruna gitmiş doktordur. devlet hastanesinde çalışan ve işi bu olan bir doktor kalkıp pkklıların inlerine gidip onları tedavi ediyorsa o örgüte üye olduğundan bunu yapıyordur. hipokrat yemini hastane de yardımını bekleyen hastalar varken onları bırak da, teröristlere yardım ve yataklık et hatta belki bizzat teröristlik yap diyor da bizim mi haberimiz yok.