hesabın var mı? giriş yap

  • bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya güzel bir örnek olan başlık. istifa eden 900 hekim sanki covidle mücadaleden kaçıyormuş algısı yaratılmaya çalışılıyor. istifa edenlerin arasında tıpta uzmanlık sınavına çalışmak için istifa eden yüzlerce hekim olduğu gibi özel sektörde ya da muayenehanesinde çalışabilmek için istifa eden bir sürü hekim var.

    yılan gibisiniz. sizi tedavi eden elleri sokuyorsunuz.

  • her boku bilmediklerini/bilemeyeceklerini ogrenemiyor bizim millet. aklima cok net 2 ornek geliyor bu konuda. birincisi oss zamanlarindan kalma. universiteyi kazandigim 1999 senesinde evimizin karsisindaki surekli alisveris yaptigimiz esnaf amcayla girdigim diyalog. yaklasik olarak su sekilde gerceklesmisti, hala aklimda.

    esnaf: geldi mi tercih sonucu? nereyi kazandin?
    ben: x universitesi y bolumunu kazandim.
    e: x universitesinde y bolumu yok. z bolumudur o.
    b: var yahu, z bolumu de var y bolumu de var. ben z'yi tercih etmedim y'yi tercih ettim.
    e: yok yok yanlisin var senin. z bolumudur o.
    b: neyse hadi hayirli isler.

    adam benle iddia ediyor. 3 yillik lise hayatim boyunca hangi universitede hangi bolum var yalamis yutmusum, hadi onu gectim ustune osym'den sinav sonucu gelmis. adam hala benle iddialasiyor.

    ikinci olay da daha guncel. yukaridaki ornek ulke universitelerini icerek capta bir ornekti. ikincisi dunya capinda bir ornek. bir internet forumunda bilgi universitesindeki son icki yasagini tartisiyorduk. ben kisaca elestirel bir mesaj attim, benim de bulundugum yabanci universitede ogrenci kantininde icki satildigini ve bunun hic sorun olmadigini falan anlattim. adamin verdigi cevap su: "dunya'nin hicbir universitesinde kantinde icki satildigini gormedim, yok oyle sey." sinirden kendimi sikicektim. hadi bana yalanci demesini falan gectim artik, adam dunyadaki butun universiteleri iceren bir iddia ortaya atiyor amina koyim. bu nasi bir cahil cesaretidir yaa.

  • üst edit: bunun adı cinayet değildir de nedir? ismail saymazın okuduğu sayıştay raporunu sonuna kadar izlemenizi tavsiye ederim.

    doğma büyüme amasralıyım ve o madende 5 yıl çalıştım. bana göre olmadığını anladığım gün istifamı verip, mutlu olacağım ve iyi para kazanacağım bir şehire doğru yola çıktım. çünkü ülkemiz teknolojisinde orada çalışmak akıl kârı değil. çalışanların tamamı başka şansı olmayan insanlar. benim şansım vardı ve bunu kullandım.

    şu an içeride olan arkadaşlarım var. haber almaya çalışıyorum. patlama benim çalıştığım kot olan -300'de olmuş. trafo patlaması böyle bir şeye sebep olmaz onu söyleyeyim size. trafo ana geleride havalandırmanın maksimum olduğu yerlerde konumlandırılır. patlama riski olan tek şey ayak ve baca girişlerinde bulunan yol vericiler fakat onlar da anti-grizu özellikli olduğundan herhangi bir tehlike arz etmezler. grizu denen şey metan gazının %2 üstünde olduğu yerlerde tehlike arz eder. trafo ve yol vericiler metan gazı %1'e ulaştığında otomatik olarak güç keserler. %1.5 olduğunda ocak terkedilir. şayet patlamanın adı grizu ise yine de bir nebze sevindirici olur lakin grizu eğer kömür tozu patlamasına sebep olduysa durum çok kötü olur. duruma göre editlerim. dualarınızı esirgemeyin lütfen.

    alt edit: 3 arkadaşım öldü. 3'ü de evli ve çocuklu babalar. hatta biriyle lise sonuna kadar can ciğer arkadaştık, eşi de benim ilkokul ortaokul ve lise arkadaşım. ihmaller evlatları babasız bıraktı... söyleyecek başka tek kelimem yok.

  • progeria (eski yunancada erken yaslilik anlamina gelir), ender gorulen, son derece ilginc ve oldurucu bir hastaliktir. bu hastaliga yakalanan cocuklar erken yasta dede veya nine haline gelirler. bu hastalar, saclari dokuldugu, kalp krizleri ve eklem iltihaplari olustugu icin, bir zamanlar, yaslanma surecini izlenmesinde mukemmel bir bilimsel model kabul edilirlerdi. fakat gunumuzde bilim adamlari, bu benzeyisin gercek yaslanmayla kiyaslandiginda sinirli oldugunu ortaya cikardilar. buyuk olasilikla kalitsal olarak bu hastaliga yakalanan genc kurbanlarda, katarak, seker ya da kanser gibi yaslilikla yakin iliskili hastaliklar ender gorulur. diger yandan, genellikle ileri suruldugu gibi, progeria kurbanlarinin 13-19 yaslari arasinda oldugu ile ilgili ipuclari yoktur.

  • bunu yapabilen erkeğe babanız sizi verse de siz varmayın. olay düşündüğünüz kadar naif olmayabilir.

  • kahve.
    yeni çekilmiş, içerim diye alınmış 1 paket kahve.
    en kötüsü de ne biliyor musunuz? orada rafta öylece durması ve benim bunu bayatladıktan sonra görmem...
    babam alıp rafa koymuş öylece, belki içerim diye yeni de kahve fincanı takımı almış.
    hastahaneden eve geldim, mutfağı topladım gözüm rafa takıldı kahve orada duruyordu.
    çok şematik gelecek o sahne, ıssız adam misali adam tokayı görür ve dağılır..
    ama bir farkla, daha derinden ve daha acınası.
    daha çaresiz.
    o fincanlar bende ve her kahve içtiğimde aklımdasın.senin ömrün kadar hatrı olsun.
    gece gece kendime neden bunu yaptım bilmiyorum, insan unutamıyor.
    -hayatımın en hüzünlü hikayesi.

    edit: hayatımda yazdığım en beğenilen bir yazının en büyük acım olacağını bilemezdim. beğenen ve acımı paylasanlara sonsuz teşekkürler.nolur arada hatirlatmayın, yapamiyorum.
    ruhu rahat etsin inşallah.

  • zaman çok hızlı geçiyor. ufak bi hesap yaptım. iki gün sonra ben tam 34 yaşında ve tam 22 yıldır babasını görememiş biri olucam.

    bu 22 yılda o kadar çok şey birikti ki ona söylemek istediğim nereden başlasam bilmiyorum. cenazesinin olduğu gün "ne kadar çok seveni varmış babamın geldiğinde söyleyelim" demiştim annemede daha bi hıçkırarak ağlamıştı. ölümü, ölenin artık gelmeyeceğini hemen kabullenemiyor insan. ağzımdan öyle kaçmıştı işte.

    başlarda kızgındım hep. sanki ölmeyi o istemiş gibi söyleniyordum sürekli kendi kendime. allaha da kızıyordum. dedem daha yaşlı o ölseydi babamı almasaydı allah. bi kaç ay sonra dedem de öldü zaten evlat acısına daha fazla dayanmadı kalbi. o da ölünce kaldık dımdızlak. evin hatta ailenin tek erkeği olmak 12 yaşındaysanız biraz zor oluyor. maddi olarak söylemiyorum. babamın 39 yaşına kadar yaptığı serveti çok uğraşmama ramen 22 senede bitiremedim. şu an ölsem kendi oğluma mirasım babamdan bana kalanların bir kısmı olacak :/

    konuyu dağıttıkça dağıtıyorum. uzun lafın kısası babama bir kez olsun "seni seviyorum baba" demeyi çok isterdim. sanıyorum ki hiç söylememiştim sağlığında. anneme de söylediğimi hiç hatırlamıyorum. şimdi arayıp söylesem " niye bu kadar çok içiyorsun oğlum" der. yarın da şu anki cesaretim olmaz. ben niye böyle bi adamım ya?

    kafa güzel olunca uzatıyorum böyle. buraya kadar okuyup sarhoş muhabbetimi çekenlerden özür diliyorum.

    son sözlerim babama olsun. söylemek isteyip de söyleyemediklerimin bir kısmı;

    " babacım ben seni çok seviyorum.. çok özlüyorum.. oğluma senin adını verdim. babacıııım diye seviyorum onu. ben sana layık bi evlat olamadım ama oğlum umarım senin gibi bi insan olur. gözlerim yanıyor baba. sanırım toz kaçtı. bu arada cenazene o kadar çok kişi geldi ki inanamazsın. ne çok sevenin varmış"