hesabın var mı? giriş yap

  • "seni işe yaramaz, içkici, pezevenk"
    babam

    ilk ikisi tamamdır, üçüncüyü de becerebilirsem bir yön vermiş olacağım hayatıma.

  • gerçek bir karizma gitar virtüözü blues müziğinin unutulmayacak olan taçsız kralı. bu efsanenin yaşam hikayesinden bahsetmessek olmaz
    “bir müzisyenin başarılı olması için asla mutlu bir çocukluk geçirmemelidir.” şeklinde bir kural elbette yok ama başarılı pek çok müzisyenin bu tür izlere sıkça rastlamak oldukça olası. kendisinin texas’ta başlayan hikayesi de buna benzer türden. 7 yaşındayken gitarla tanıştı. alkole düşkün öfkeli bir baba, babasının işi sebebiyle çocukluğu sürekli yollarda geçti. 7 yaşında kendisine hediye edilmiş bir 3 telli mini bir gitarla tanıştı. ama bunun sembolik bir tanışma olmadığını üstünden çok zaman geçmeden anlaşılmıştı.

    çocukluğunda kendisi gibi muzisyen olan abisi jimmie vaughan evde sürekli bi muzik enerjisi mevcuttur. dışarı çıkıp blues barlara gitmeleriyle muzik aşkları iyice depreşir ama gitara verilen ağırlık onu ve ağabeyini okulda başarısız olmalarına sebep olmuştur. bu yüzden ailesi tarafından gitara kısıtlama getirilince bir gece ağabeyi jimmy bir gece çantasını alır ve evi terk eder. stevie mücadelesinde artık yalnız kalır.

    70'li yılların ortalarında stevie'in ailesi okuldaki başarısızlığın önüne geçemeyince stevie'i civardaki bir restorantta bulaşıkçı olarak işe sokarlar. artık gitar tellerinin üzerinde dans etmesi gereken elleri soğuk sularda bulaşık yıkamaktadır. yapmak istediği işten uzak olmak, stevie'nin kalbinde yanan ateşi gittikçe körüklendirir.
    çöpleri çıkardığı bir gece, çöp kutusunun hemen üstündeki tavan çöker, stevie’nin başından aşağı litrelerce makine yağı dökülür. bu çok ama çok net bir işarettir onun için ve patrona “tamam, ben gitar çalmaya gidiyorum.” diyerek oradan ayrılır. 17 yaşında stevie ray vaughan liseyi bırakır ve evi terkeder. gideceği yer çok uzak değildir blues ve müzik deryası austin’dir.

    austin'de bu savaşın içinde mucadele edecek olması hayallerin gerçek olması demekti ama bu hayalin üzerine bi kariyer inşa etmek sandığından daha zordu. çeşitli gruplarda çalmak istemiş parası olmadığı için grupla şehir dışına çıkamamış austin'de kalmış tanıştığı grupları tarzına uzak gördüğü icin çalışamamıştır. 5 yıl boyunca stevie'in tüm çabaları hüsranla sonuçlanır. o dönemde “iyi blues çalmak istiyorsan, blues’u dibine kadar yaşamalısın. blues’u yaşamak için de dibine kadar mutsuz olmalısın” burda kastedilen blues'in kelime anlamı hüzünle doğru orantılıydı tabikide. bu hüzün, alkol ve kokain partileriyle hızlı bir hayat yaşadı ileride yaşadığı o büyük çöküşün temelleri burada atılmıştı aslında.

    ertesi yıl yolu abisinin grubuyla kesişir stevie ne yazıkkı burada arka planda kalmaya mahküm olmuştur ama pes etmeye hiç niyeti yoktur ve çok daha fazla çalışır. kendi yolunu kendi çizmeye karar verince bu gruptan ayrılır. başka bi grupla atıldığı maceradan tekniğini ve o müthiş tonunu duyurmayı başarır. gruptaki ayrılıklar sonrası chris layton, tommy shannon’ı ile tanışır ve böylece double trouble macerası başlar. git gide ün salmaya başlıyan bu grup bir yapımcı tarafından farkedilir montreux jazz festivali’nde onları sahneye çıkartır.

    montreux jazz festivali double trouble için tan bir kabus olur. yeni albümsüz, isimsiz bir grup olmaları bazı elit sehirciler tarafından yuhalanmalarına sebep olur. oysa o konseri defalarca dinlemişliğim vardır. kariyerindeki en güzel canlı performaslarından biridir srv'nin, bu konsere 2 tane öyle zor parçayla çıkmıştır ki sürekli sahne alan arkadaşlar ne dediğimi anlayacaktır henüz ısınmamışken bu 2 zor parcayı çalmak inanılmaz bence. ne kadar yetenekli bi gitarist olduğunu tabi orda anlayanlar vardı ama yuhalayanlar daha fazlaydı ve alkışları duymak çok zordu. bu çok sarsmıştı srv ve double trouble grubunu.

    bu festivalde onları hayranlıkla izleyen bi isim vardı kim bu yeni kaybettiğimiz david bowie’den başkası değildi. bowie'nin teklifini kabul eden stevie müthiş bi ticari başarı kazanan let’s dance albümündeki gitarları çaldı. tarihler 1983'ü gösterdiğinde yolu bob dylan gibi yıldızları keşfeden john hammond ile kesişince double trouble çıkaracakları albumdeki şarkıları efendim miksajdır vokallerdir davullardır derken 2 gün gibi rekor bi sürede bitirerek o efsane parçaların içinde olduğu o efsane albüm çıkar texas flood (bkz: best of gibi albüm)

    80'lerin ortalarında şöhretle beraber gelen karı kız, para, kumar, stevie babanın aklını bulandırınca o bahsetmiş oldugum temelleri atılmış olan çöküş döneminin katlarıda çıkılmaya başlamıştı. bu hızlı hayat stevie ve grubun gerileme dönemine girmesine sebebiyet verdi eskiden 2 günde bitirdiği kayıtlar artık yerini aylar süren kayıtlara bıraktmıştı. srv'nin durum dahada kötüye gidince çok geçmeden rehabilitasyon süreci başlatıldı.

    bu efsane burda bu şekide bitcek olamazdı tabikide böyle bi final yakışmazdı. stevie düştüğü kuyudan tırnaklarıyla çıkmayı başardı ve 2 3 ay içinde tertemiz olarak tedaviyi bitirdi. 1987'de eline gitarını aldı ve dönüşü muhteşem oldu. 80'lerde yeniden şahlanan blues'a en buyuk katkıyı şüphesiz srv verdi.

    derin bir çöküş yaşamışken dimdik bir şekilde geri dönmeyi başarmışken 1990 yılında bu trejik son ne o, ne onu dinleyenler , nede onu dinleyecek olan ilerki nesiller kesinlikle haketmedi konser bittiğinde eric clapton ve ekip arkadaşları 4 helikopterin yanına gitti. stevie, 3. helikoptere bindi. stevie ray vaughan, gitarını başka bir alemde çalmak üzere havalandı. umarım bir gün karşılaşırız kral.

    o diğer müzisyenlerin hayat hikayelerinde sıklıkla duydugumuz muzik öğretmenleri onu hemen keşfetti klişesinin tam tersi olarak vücut buldu o herkesin hepimizin yaptığı sıradan müfredat ile kendini eğitmek yerine kendi eğitimini kendi verdiği bir yöntem geliştirdi. jimi hendrix' gibi erken öldüğünü düşündüğüm gitaristlerden biri eğer yaşasalardı şuan hala yaşıyor olsalardı çok ama çok farklı boyutlara çıkarabilirlerdi bu müziği.

    son olarak o srv nin muthiş tonundan temel ekipmanlarından bahsetmek istiyorum.

    ilk başta belirtmek istediğim bu adamın ensturumanına korkunç derecede hakim olmasıdır. ayrıca ciddi derecede pedalda kullanmıyor. yani aslında herşeyi gitarla hallettiği icin geriye bi amfi ve jack kalıyor, ama amfi kullanımı üst seviyedeydi genelde clean için ayrı amfi, drive tonlar için ayrı amfi kullanırdı.

    srv'nin sürekli kullandığı gitarının adı number one sanıyorum 1963 yılında üretilmiş bi gitar aşırı kullanımdan artık üzerindeki boyaların iyice döküldüğünü bi virtüöz gitarı olduğunu açık açık görüyoruz zaten. bu gitar aslında ilk başlarda sanırım maple klavyeliydi ama srv duvara fırlatıp ordan geri sektirip tekrar gitarı çalmaya çalışmasıyla bu gitarın sapının anasını ağlatmıştır sonuç olarak gitara yeni bir gül ağacı sap yani klavye takılmıştı. ölene kadarda bu sapı kullandı zaten bidaha atmadı duvarlara öyle

    srv'nin tonundaki asıl püf nokta bence kullandığı 0,13 numara teller (tam 13 set değidir aslında sadece mi telleri 13 setten alınmıştır sol teli 22 numaradır çok kalın gercekten o bentler için inanılmaz) ve bu tellerin klavyeye aşırı derecede yüksek olması. tremolo solaktır, sonradan değiştirilmiştir. gitarın üstündeki manyetikler 59 yılından kalma o yüzden srv bu gitara 1959 der. böyle bir ton elde etmek isterseniz 13 tellerinizi takıp telleri oldukça yukarı kaldırmak gerekiyo ve gül ağacı klavyeli kızılağaç gövdeli bi gitara golden texas special manyetik ve bence yine srv'nin setupunda olan lindy fralin vintage hot manyetikleri takarsak o tonu elde edebiliriz ama bu ayarlarda bu tellerle çalmak gerçekten çok zordur söyliyim.

  • #fahişyemeğeboykot hashtag'i ile x platformu üzerinde başlatılmış olan boykot çağrısıdır.

    son yıllarda kalitelerinde ciddi düşüşler olan cafe ve restoranlardaki yiyecek ve içecek fiyatlarındaki fahiş fiyat artışına karşı başlatılan boykuttur.

    mevzu sadece enflasyon değil. bu ekonomik ve sosyolojik şartları fırsat bilip ücretlerde fahiş artış yapan her bir işletme için bir uyarı niteliği taşımaktadır. boykot edilen şey, işletmelerin fırsatçılığıdır.

    hashtag altında bir adet anket ve insanların görüş ve düşüncelerine bakılırsa hızla geniş kitlelere yayılan bir çağrı olmuş durumda.

    yiyecek, içeçecek sektörü için yapılan bu boykot çağrısı, ileride zincir marketler ve akaryakıt sektörü için de uygulanabilir.

    edit: yazar bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine, yapılan anket sonucunu da paylaşmak istiyorum. ilk boykot 20-21 nisan, cumartesi ve pazar günlerini kapsayacak şekilde olacak.

    link

    edit2: ancak, sadece bugünlere bağlı kalınmaması, kayda değer bir sonuç alınıncaya kadar bu boykotun kararlılıkla devam ettirilmesinden yanayım.

    edit3: biz dışarıda yemezsek ölmeyiz. ama bize bunu yapan aç gözlü, fırsatçı esnafın, bu ekonomik şartlarda ne kadar dayanabileceğini hep birlikte göreceğiz.

    edit3: bir yazar arkadaşımın çok güzel bir tespiti olmuş. covid zamanında biz esnafımıza sahip çıktık. onlar ise, ilk fırsatta bizden faydalanmaya çalıştılar. bu ihanetin mutlaka bir bedeli olmalı.

  • acımasız falan değiliz . sadece salak değiliz.

    sizce de tesadüf mü bunca şey ? düğün ertlendi üstüne bebek düştü.

    kadın bizi donunda sallar bir kendinize gelin.

  • olay 2 ağustosta malatya park avm vatan bilgisayar şubesinde meydana gelmiştir!

    serebral palsi rahatsızlığı olan bir arkadaşım . kendisi bir kamu kuruluşunda bilgi işlem bölümünde çalışıyor. vatan bilgisayarın malatya park şubesine navigasyon cihazı almak için gidip reyon görevlisinden cihazlarla ilgili bilgi almak istediğinde reyon görevlisinin alay içeren ("sen bunun ne işe yaradığını biliyor musun ki, sana ne? ne yapacaksın? neden soruyorsun?) ifadelerine maruz kalmış. başka bir görevliden yardım istediğinde de benzer durumla karşılaşmış. mağaza görevlisi ile görüşmek istemiş ancak görüştürülmemiş. isimlerini almak istediğini onları şikayet edeceğini söylediğinde ise isimlerini vermedikleri gibi hakaret içeren sözler sarfetmişler. olayı kızkardeşi ile paylaştıktan sonra mağaza yöneticisi ile görüşülüp gerekirse olay saatindeki kamera kayıtlarının incelenerek ilgili kişilerin tespit edilmesi talep edilmesine rağmen 1.5 aydır herhangi bir geri dönüş olmamıştır.
    doğum sırasında yaşadığı bir şansızlık yüzünden bir takım zorluklarla karşılaşan ama pes etmeyip mücadele eden, yıllar süren fizyoterapi ve çeşitli eğitimler sonucu kendi ayakları üzerinde durmayı başaran arkadaşımın tek isteği kendisinden özür dilenmesi. yaşadığı bu olayı başkalarının da yaşamaması için ilgili personelin gerekli dersi alması gerektiğini düşünüyorum!!!

    edt: #vatanbilgisayarözürdile

    mağaza müdürü
    açıklama olarak personel vatandaşı anlamadığı için cevap veremediğini vatandasında sinirlendiği olayın bu şekilde vuku bulduğunu , ilgili personelin yazılı savunması alındığını söylemiş.

    soru 1- personel engelli vatandaşa " sen neden soruyorsun ki? anlıyor musun bunlardan? dedi mi? demedi mi?

    soru 2- birinin konuşmasını anlamadıgında; anlamadım bir daha söyler misin dersin? yoksa sen bunlardan anlar mısın? neden soruyorsun mu dersin? bu cümle kuruldu mu kurulmadı mi? navigasyon cihazı ile ilgili bilgi istendiğinde reyon görevlisi sen anlar mısın? neden soruyorsun dedi mi? demedi mi? bunu sadece münferit olarak bir kişi mi söyledi yada diğer görevli de benzer tavrı sürdürdü mu?

    soru 3- vatan bilgisayar gibi bilişim sektöründe yer alan ve avm de magzası bulunan bir firmanın mağazasının her noktası güvenlik kamerasının kayıtları altındadır. tartışma anı kameralara mutlaka yansımıştır. olay kendi anlattıkları gibi ise kamera kayıtlarını vatandaş girdiği andan çıktığı ana kadar olan kısmı, hiçbir kesinti uygulamadan yayınlayabılırler mi?

    soru 4- vatan bilgisayarın tüm telefon konuşmaları kayıt altındadır. ılgılı aileye hangi gün ve saat kaçta konu ile ilgili dönüş yapılmış? ne söylenmiş? acaba böyle bir arama ya da geri dönüş yapılmamış mi? ben tekrar sormama rağmen böyle bir dönüşün yapılmadığı söyledi.

    soru 5- yazılı savunma sonrasında karar olarak ne verilmiş?

    bu soruların yanıtları yok. şuan firma savunma durumuna geçti. bu da güzel. en azından hata yaptıklarını anladılar. en az zararla durumu kurtarmaya calısyorlar. ama gerçeklerı carpıtmak yerine keşke evet malesef böyle bir olay yaşandı. ılgılıler cezalandırıldı diye bilseler. ya da hayır böyle birşey yaşanmadı. olaylar şu şekilde oldu? bu da kanıtı denilse.

  • yuh artık dediğim özelliğin gelmesidir.

    taksiler ne işe yarar insan cidden merak ediyor.

    bu kadar çingenelik yaptıkları yetmemiş gibi bir de keriz parası kestirmek için özellik ekleniyor.

    dünya'da bir ilk...!