hesabın var mı? giriş yap

  • eğer ki bu eyleme karşılık olarak "ya sapık mısın sen ya salak şey" gibi bi' cevap alıyorsanız, bilin ki karşınızdaki bir türk kızıdır, kaçın. eğer ki melüm melüm bakışlarla birleşmiş dingin soluk alış verişler duyuyorsanız, bilin ki karşınızdaki kız ecnebidir, ingilizce konuşmayı deneyin. eğer ki siz bunu söyledikten sonra hemen kaybolmuşsa ve etraf sessizse bilin ki o bordo berelidir ve merak etmeyin o sizi bulur.

  • sözlükteki hesabımı kimse bilmiyor. bazen burda yazdıklarımı twitter, facebook sayfamda ''adam iyi yazmış'' diye paylaşasım geliyor.

    sanırım psikolojik sorunlarım var.

  • güzel bir doğal seçilim videosuydu. güçlü ve hızlı olan ayakta kaldı. zayıf ve ezik olan ise ayıklandı

  • fatura işlerinde, resmi evrakta adres verirken de sıkıntı yaratan durumdur. örneğin müstakil evde oturuyorsanız ve apartman adınız yoksa telefon bağlatırken falan karşılaşabilirsiniz bu durumla. yaşanmış örnek de şu şekildedir:

    - ev adresinizi alabilir miyim?
    + x mahallesi y çıkmazı 3/1 ilçe-şehir
    - apartman adınız nedir?
    + apartman adı yok.
    - ama olmak zorunda.
    + müstakil ev ve adı yok. numara yeterli.
    - ama apartman adınız vardır mutlaka.
    + ali apartmanı
    - yok demiştiniz.
    + şimdi verdim apartmanın ismini.
    - ??

  • ogrettigi dersi uygulamali bizzat yerinde yasayan vatandas. sansina sikayetci olan cikmamis. olsa direk meydanda kellesini alirlardi.

  • uyanmaması gereken saatte uyananın başına gelir. insan uykusu bittiği için uyanmalı bence. şahsen elde çorap, elde çalar saat, saç tokası ya da el boş vaziyette binlerce kez yaşadım bu durumu. uyku daha bitmemiş, bünye niye uyandığını anlamıyor. iş güç ders, yok anlamıyor. gözler yarıaçık cezaevi, alında bir "loading... %68" yazısı. yazık yaa.

    insanın en zavallı hallerinden biri.

  • şimdiki halini almasında rolü olan insanlar hiç aklınızın ucundan geçmeyecek yaratıcılık ve cesaretlerde bulunmuşlardır.

    öncelikle 1898'de wright kardeşler bisikletleriyle uçması gereken bir nesnenin nasıl hareket etmesi gerektiğini keşfetmişlerdir. tıpkı bisiklet gibi sağa sola yatabilmeliydi. tabii ki bu sonradan x-y-z düzlemlerini destekleyecek şekilde aşağı yukarı da inebilmeliydi. bisikletten akıllarına gelmesi çok şaşırtıcıdır.

    sonrasında 1920'ye kadar uçaklar şimdiki kadar yüksek uçamazdı ve ilk defa amerikan ordusunda görevli bir test pilotu (binbaşı rudolph william schroeder), ben bugüne kadar çıkılmış en yüksek yükekliğe çıkacağım diyor ve o güne kadar everest'in tepesinden (8,8 km) daha yüksek bir seviyeye çıkabilmiş hiçbir uçak ve pilot olmamıştır. o zamanlar uçaklar şimdiki gibi kabin halinde değil, üstleri açık, bu nedenle yukarıdaki doğa şartlarından direkt olarak etkileniyorsunuz.

    işin tehlikesi de doğa şartlarıdır. yukarıya çıktıkça oksijen seviyesi düşüyor, sıcaklık aşırı düşüyor (-60 santigrat), ve yaşanmaz hale geliyor. schroeder, 7 mil yüksekliğe çıkar (11 km), fakat muhtemelen çıkışı kolay olmamış olacak ki oksijen eksikliği için yanına aldığı oksijen tüpleri biter. hortumunu çıkartır, yüzünü gözünü açar ve -60 derecede göz bebekleri anında donar. schroeder bayılır ve uçak düşüşe başlar. uçak 6 mil (9 km) düştükten sonra oksijen seviyesi de yeterli olduğundan pilot ayılır ve yere inmeyi başarır. o güne kadar çıkılmış en yüksek noktaya çıkmıştır, hem de kabinsiz olduğu için basınç ve sıcaklık dengelemesi yapamayan bir açık bir uçakla.

    schroeder 'in bu denemesinden sonra amerikan ordusu işe koyulur ve şimdiki gibi alüminyum kabinden oluşan uçakları yapmaya başlar. alçak basınçtan korunmak için, yeni kabin basınç dengesini motorlara giren yüksek basınçlı havayı nemli şekilde içeri verir ve yolcular hiç yerden ayrılmamış gibi hissederler.

  • ölüsü 6 cm olan dondurmanın sahibine verdiği serzeniştir.
    porsche değil fiat linea çekilişine katılınabilir.

    büdüt: tamam aq porş değil maserati ;)

  • filmin neden böylesi bir tarih yazdığını anlatalım da insanlar ödülleri topladı diye overrated yanılgısına düşmesinler.

    bir kere amerika altyazılı şeyleri izlemeyi sevmezken güney kore filminin hem yabancı dilde hem de en iyi filmde ödül alması bir tarihsel başarıdır. diğer yönetmenler filmini sade bir pr çalışmasıyla fazla kasmadan tanıtmaya çalışırken bong joon-ho 80 tane festival gezerek tek tek ne amaçladığını ortaya koymuştur. ortada büyük bir emek var. ve bu emek hollywood tarafından inanılmaz bir sevgiyle kucaklandı. martin scorsese ve quentin tarantino tarafından da listelerde yer verilip, ayakta alkışlanarak.

    filmi bizden yapan şeyler çok fazla;

    --- spoiler ---

    - fakir/zengin hikayesi bir yana açılışın ve kapanışın mandala asılmış çorapla verilmesi. ailenin bulunduğu evin kot farkından dolayı aşağıda olması ve bir ayyaşın sidiğinin bile sanki bu evin bir dışkı yolu gibi kullanılmasıdır. filmde tasarlanan klozet bir gaita tapınağı olarak tasarlanmış, insanların boyunu aşar haldedir. klozet bile onlardan daha yukarıdadır, onlar dışkı bile olamaz. ve bu ortamda bile wifi araması yapan aile son derece çarpık, çelişkili şeyler ifade eder.

    - zenginler için zevk gösterisi olup, çimenlerin seyredildiği yağmur; varoşlar için su baskını anlamına gelir. filmde, aile zenginlerin yerini işgal edip yağmuru romantik şekilde seyre dalarken daha sonrasında bayırdan bir kast sistemi misali inip burunlarının boka battığına şahit oluyorlar.

    - burjuva gibi giyinebilirsiniz, onların yediklerinden ve içtiklerinden tadabilirsiniz ama asla üzerinizdeki kokuyu çıkaramazsınız. yıllarca içinde yaşadığınız leş ve rutubet kokusu fakir parfümüdür, acı gerçek her zaman yüzünüze çarpar. ve bu koku filmin finalindeki katliama direkt olarak ortak olan bir alegoridir.

    - filmin bodrum katında bir fakir ailenin daha olduğunu öğrenir bizim yoksul parazitler. birbirlerini ne trajikomiktir ki telefonla tehdit ederler. ellerine güç geçtiği her an bunu kullanmakta beis görmezler. aynı sınıftandırlar fakat birbirlerini aşağı itmek isterler.

    - spor salonunda gözlerini kapatan baba gerçekleri sayıklamaya başlar. filmin posterinde insanların gözlerine siyah bant çekilmesi tam da bundandır. gözünüzü ne zaman kapatırsanız o karanlıkta gerçekleri sayıklarsınız.

    --- spoiler ---

    alt sınıf, ekonomik düzene baş kaldırmayarak bulundukları durumu görmezden görerek körleşirken; burjuva kesim çevresindeki parazit yerleşimden, gerçeklikten; abartılı yaşamın getirdiği sarhoşluktan dolayı kör durumdadır bu filmde. anlattıklarım sadece az kısmından oluşuyor. bu film işte tam da bu yüzden çok önemli.

    ayrıca (bkz: #99611826)