hesabın var mı? giriş yap

  • - aşırı kalabalık, sıra oluşmayan hiçbir yer yok. ki halkımızın sıra kavramını düşünün. evet istanbul halkı daha bi cahil.
    - suriyeliler her tarafta. özellikle geceleri çıkıyorlar, berbat.
    - pahalılık. sonradan görme halk. en kötü ev 1000 lira olur mu??
    - yemek olayı. "yok o orda yenir yok bu burda yenir" diye diye, dışarda yemek yemek ateş pahası, her yer isminin başına "tarihi" eklemiş. kim kimi dolandırabilirse.
    - eminönü'yü hiç söylemeyeceğim. hayatımda gördüğüm en kaos ortam. bir deniz kenarı bu derece "bok" edilebilirdi.
    - aşırı dar sokakları ve trafiği de söylemeyeyim.

    iyi yan say deseniz cidden zor. insanlar ayda bir deniz görebilmek için deli gibi çalışıyorlar. facebook mutlusu o insanlar. "beykozda kahvaltıya geldik xdxd" emin olun gelmeden önce 2 saat trafikte takılıp, mekan önünde de 1 saat kahvaltı sırası beklemişlerdir. (evet orada da sıra var)

  • alışılagelmiş mutluluk anlayışını sarkastik bir biçimde ele alan güzel bir agnes varda filmidir.

    mutluluğu resmederken bol neşeli müzikler, çiçekler, piknikler, gülen oynayan çocuklar, bol gün ışığı, birbirini seven anne baba figürü kullanmış agnes varda. karakterler sevginin bir kişiyle sınırlı kalamayacağını ve başka kişilerde başka yönler bulunup aşık olunabileceğini ifade eder. bir erkek, iki kadında farklı çekici yönler bulur ve ikisine de aşık olduğunu iddia eder. evcimen ve sakin karısı bir yanda, daha asi bir kadın bir yanda... ancak işin komik tarafı, bir trajediden sonra o asi kadın da tamamen evcimen ve cefakar ‘evin anası’ rolüne bürünür. mutluluk kavramı yine baba, küçük çocuklar ve fedakar anneden oluşan aileye dönmüştür. kadının rolü ya erkeğe kendini adayan sakin kadın ya da erkeği baştan çıkaran femme fatale olarak belirlenmiştir. ama kadın eninde sonunda evinin hanımı olmuştur. mutluluk bu mudur cidden?
    kutsallaştırdığımız aile kavramı=mutluluk mudur?

  • kime derdimi anlatsam daha kötü durumda olanları örnek veriyor. napalım amk elimizden bu kadarı geliyor, daha beter olamadık.

  • ben de bir zamanlar vücudumdaki bir rahatsızlıktan dolayı çok endişelenmiş, internet üzerinden yoğun bir araştırma yapmış, olabilecek bütün hastalıkları incelemiştim. bunu, doktora derdimi anlatırken " şu şu hastalık belirtilerini okudum, bende de böyle belirtiler var bunun için size geldim. " dediğim vakit doktor kadın gülüp dalga geçmeye başladı. yok memlekette onlardan başka herkes doktormuş da, aslında onlara gerek yokmuş da vs. vs. ya bu nasıl şişirilmiş egodur anlayamıyorum. hem heryerde bas bas kampanyalar düzenliyorlar halkta farkındalık yaratmak adına. hastaya geç teşhis yapıldığında yine hasta kişiyi cahillikle, umursamazlıkla suçluyorlar. ama birşeylere ilgili olup araştırınca suç oluyor. sanki kendileri hep doğru teşhisi koyuyormuş gibi havalar...

    tabi gerçekten aşmış doktorlar böyle davranmak yerine kişiyi dinliyor ve daha çok bilgilendiriyor. normal insan olan da böyle davranır zaten.

  • -15 temmuz 2016'da eğlenmeye gidip, sevgilimle kavga etmiştim. zar zor eve geldim ki arkadaşım aramış. darbe oldu dedi. e dedim telefon çalışıyor lavuk.. bu nasıl darbe? açtım twitter'ı evet olmuş. lan dedim twitter facebook her bok çalışıyor...
    - twitter ne dede?
    -o zamanın iletişim şeysi işte evladım... neyse dedim ki tv'ye bakayım. açtım, fetöcüler darbe yaptı diyor.
    -fetöcü ne dede?
    *beyle i..e gibin p..t gibin bişey evladım. neyse, dedim ki "eğer bu darbe başarılı olursa, bu fetöcüler, akp'lileri skertir. yok başarılı olamazsa akp bunları skertir... demek ki benlik bir durum yok. yesinler birbirilerini. o esnada camiden sela verilmesin mi?
    -cami ne dede?
    -o da işte o zamanın alışkanlıklarından biri...

  • edit:özellikle bu sefer ekşici dostlardan hem iş hem de güzel dilekler içeren çok sayıda mesaj aldım.arkadaşlar ciddi söylüyorum gerçekten çok güzel insanlarsınız.hepiniz tüm sevdikleriniz ile birlikte sağlıcakla kalın.

    sadece hafta sonları ve akşamları olmak üzere istanbul avrupa yakasında,

    alçı,
    boya-badana,
    laminant parke,
    kırık dökük tamiratı,
    ufak tefek elektrik işleri konusunda hizmet vermekteyim.çevrenizde ustaya sorup aldığınız fiyat ne ise yarısına yaparım.

    ve size evinizi temiz alıp temiz bırakma garantisi,iş bitiminin ardından uzun süre kullanım yapabileceğiniz bir işçilik güvencesi sunuyorum.

    yaklaşık 15 yıldır tadilat işindeyim. niyetim hem kendim üç beş bir şey kazanmak,hem de sizi soymaya çalışıp üstüne adam gibi iş yapmayan “ustalardan'' kurtarmaktır.

    saygılar,sevgiler...

  • --- spoiler ---
    adnan ziyagil: ne yapacağımı bilmiyorum, bu yaşıma geldim ama ne yapacağımı bilmiyorum

    ben söyliim adnan, beyaz gömlek içine koyu renk fanila giyme yeter.

    --- spoiler ---

  • yav ben gerçekten işin donunda değilim de;
    30 milyon tl'lik dairenin mutfağına banyosuna bak. ben sırf işin buyundayım. 30-40bin tl harcayıp düzgün banyo ve mutfak yapmak varken şu rezilliğe bak.

    ben bu ülke insanına katlanamıyorum. gerçekten katlanamıyorum. bu kadar estetik kaygıları olmayan bir millete katlanamıyorum. 4 duvarı görse yeter, oturduğu yeri güzelleştirmeye çalışan yok.

    adam 30 milyon tl lik daireye gecekondu mutfağı iliştirmiş.

    edit: yav şu "onların geliri düşüktür. miras kalmıştır" mesajlarını anlamıyorum. ok, geliri düşükse yalıyı kiraya verir. en aşağı 10k-15k kira gelir. onunla da kendi bütçesine göre bir eve çıkar. biz de bu görüntü kirliliğini çekmeyiz.