hesabın var mı? giriş yap

  • evet yine yazmak farz oldu. aslinda en iyisi ben diziyi izlemeyenler icin direk genel bir entry yazayim, eger bu noktalar sizin icin onemliyse hic acip izlemeyin, bosuna da boklamak zorunda kalmayin. asagida yazdigim noktalari diziyi henuz izlememis olanlar icin bir rehber olarak kabul edebilirsiniz.

    --- wheel of time, game of thrones ve lord of the rings spoiler icerir--
    --- wheel of time, game of thrones ve lord of the rings spoiler icerir--

    1) dizide farkli farkli irklardan bircok insan var. bazi ana karakterler siyahi, bazilari asyali olarak tasvir edilmis. kitapta da irklar oldukca cesitli zaten, ama dizide bu daha da arttirilmis. mesela ucra bir kasabada, her irktan insan gorebiliyorsunuz. bizim eksicilere gore herkesin ayni renkten olmasi lazim bu kasabada, cunku senelerdir hep ayni insalar birarada yasamis. ama eser fantastik iste. sirf farkli irklari temsil etmek icin her irktan insan koymuslar bu kasabaya. eger bu sizi rahatsiz edecekse hic acip izlemeyin bence. hem sizin zamaniniz bosa gitmesin, hem de dizi bosuna boklanmasi.

    2) burda gorselleri begenmeyen cok sayida arkadas var. onlar ne icmis ne yemis bilmiyorum. daha once baska bir entry'de de soylemistim yanlis hatirlamiyorsam. sirf bu elestiriler yuzunden acip game of thrones birinci sezon birinci bolumu izledim gecen gun. gorsellik (bakiniz sadece gorsellik diyorum) puanim got icin 6/10 wheel of time icin 9/10. burda takdiri size birakiyorum tek tavsiyem got'un en iyi bolumuyle wheel of time'in henuz yayinlanmis olan 3 bolumunu kiyaslamayin. cunku wheel of time da zamanla daha iyi olacaktir. sadece ilk sezonlara bakarsaniz gorsellik olarak got'un 10 firin ekmek yemesi gerektigini anlarsiniz. ornek= 1)trolloclar vs white walkers. 2)kusbakisi veya doga cekimleri. 3)two rivers vs winterfell. daha da cok ornek var.

    3) yukarda got ile bir gorsellik karsilastirmasi yaptim, cunku cok fazla got kiyaslamali entry vardi. fakat wheel o time dizisinin got'la cok cok az benzerligi vardir. george martin'in game of thrones'u game of houses'dan (wheel of time'da bir konsept, spoiler vermeyeyim) esinlendigini biliyoruz. wheel of time kitaplari game of thrones'dan daha once. ama bunun disinda pek bir benzerlik yok. got daha bir grimdark fantasy iken. wheel of time geleneksel high fantasy, kahramanlik hikayesi vs.

    4) lord of the rings ile ilgili ciddi benzerlikler goreceksiniz. bu benzerlikler birinci sezondan sonra azalarak bitecek. bu benzerlikler sizi rahatsiz ediyorsa bile bir sans vermenizi tavsiye ederim. cunku dedigim gibi bir noktadan sonra wheel of time tamamen orjinal bir esere donusuyor. kitaplarin 90 milyon satmasinin ve suan fantazinin mihenk taslarinda birisi olmasinin en onemli sebebi bu.

    5) eger kitaplari okuduysaniz ve birebir veya birebire yakin bir adaptasyon bekliyorsaniz, ya hic izlemeyin ya da boyle olmadigini bilerek baslayin lutfen. cunku yaklasik bir yildan fazla suredir degisiklikler yapilacagi biliniyordu. bu degisikliklerin lord of the rings filmlerine esdeger oldugu soyleniyordu. lord of the rings serisini okuyanlar filmlerin kitaplardan oldukca farkli oldugunu bilirler. wheel of time'da da ayni durum soz konusu. bu degisikliklerin var oldugunu bilin lutfen. he siz izlersiniz. degisiklikleri begenmezsiniz o normal tabi. herkesin kendi takdiri. ama kitaplara gore ciddi farklar var.

    6) en onemli noktayi en sona biraktim. haliyle cok fazla kisi game of thrones ve lord of the rings kiyaslamalari yapti. ben de konuya su sekilde yaklasiyorum. game of thrones izleyenler bilir, game of thrones'un tutmasinin ve hit olmasinin sebebi hic beklenmedik sahneleridir. ned stark'in olumu, red wedding vs. wheel of time'da bu sahneler cok fazla yok. diger taraftan lord of the rings filmlerinde ise, can alici sahneler duygusal yogunlugu yuksek sahnelerdir. son filmde theoden'in "to the death" repligi gibi. iste bu sahnelerden wheel of time'da tonla var. o yuzden wheel of time lord of the rings ile ayni tarza sahip, game of thrones ise daha farkli. izlemeyenler icin beklentileri netlestirmek acisindan bu farka deginmek istedim.

    suana kadar elestirilerde gordugum noktalara yukarda degindim. bunun disinda dizi benim gozumde 8/10 olarak devam ediyor. bu sezon serinin birinci kitabi baz alinarak yapildi, ve birinci kitap serinin ortalama alti kitaplarindan. dolayisiyla devam eden bolum ve sezonlarda cok daha iyi olacagini dusunuyorum.

  • bu hatun muhteşem yüzyıl polemiği ile ilgili başbakana öyle bir ayar vermiş ki helal olsun dedirten cinsten: "memlekette bu kadar sorun varken , bunu gündeme getirmek niye anlamadım" ... "bu anlatılanların gerçeği yansıttığına inanmıyorsa ellerinde çok büyük imkanlar var, bildikleri gibi bir dizi çeksinler biz de izleyelim". herkesin iktidarı yaladığı bu günlerde ferahlatıcı bir ayar bu. yılmaz güneyle zamanında niye evlendiğini anlamış bulunduk.

  • aralarındaki; kitapları aldığı gün ilk olarak türkçe kitabını karıştıran, okuma parçalarını okuyanlar; bugünün kitapseverleridir.

  • sen onları ayırt edebileceğini mi zannediyorsun?

    herkesten önce chpli olur onlar. sen de aval aval bakarsın. türkiyede sorun ahlak sorunu başka birşey değil.

  • ben hayatımda bu kadar karlı bir iş görmedim arkadaş. bak geçen 1 yaşındaki sabiye 18 lira verip bir hayvan kitabı aldım. 18 lira! kitabın özeti şu; google görsellerden 15 hayvan fotoğrafını almışlar, bir kalıp mukavvaya basmışlar, 15 sf. kitabı 18 liraya itekliyorlar. tek masraf matbaa ve mukavva masrafı. tutsun tutsun da 5 lira tutsun ki mümkün değil, net 13 lira kar. zira çocuk kitabı olduğu için bandrol falan da yok.

    arkadaş bu kitapları bu kadar pahalı yapan nedir? büyük oğlana 200 sf macera romanı alıyorum 7 lira, 1 yaşındaki bebeye 5 hayvan fotosu alıyorum 18 lira.

    demem o ki bu işe girin, inanılmaz para var. biz ebeveynler de gerizekalı olduğumuz için allah'tan gelen bir şeyle 5 karton sayfaya 25 lira verebilme kapasitesine sahibiz. sömürün bizi, azımıza sıçın.

  • eskiden, osmanlı zamanından günümüze ulaşan bir uygulama, bir çeşit gelenek.
    osmanlı'da eve gelen misafire "aç mısın?" diye sormak ayıp sayıldığından hemen bir kahve pişirilir, yannda su ile ikram edilirmiş. misafir açsa suya uzanır, sudan içermiş. o zaman derhal sofra kurulur, yemek çıkarılırmış. toksa zaten mesele yok, keyifle kahvesini içermiş.
    güzel bir gelenek ha!

    ekleme; aldığım "kaynak nedir?" mesajları üzerine yaptığım eklemedir. bu bilgi kulaktan bilgidir. islam eserleri müzesi restoranı'nda katıldığım bir iftar programında, müzenin kahve köşesinde biz misafirlere kahve yapımı ve tarihçesi anlatılmıştı. kaynak budur.

    debe editi: debeye girmiş ilk ve tek entrymi gecikmeli olsa da şöyle bir seveyim ben.

  • xerez-cadiz - üst
    espanyol-eibar - 1
    napoli- verona- 3.5 üstü
    atalanta- palermo - iy0

    edit :benzeri daha once yazilmis. geyik yapalim diye arama akimiza gelmedi.

  • 1790'lı yıllarda polonya( lehistan ) parçalanıp rusya, prusya ve avusturya tarafından pay edilir.
    bu durumu ise o zaman dünya üzerinde bulunan devletlerden sadece osmanlı imparatorluğu kabul etmez.
    lâkin tabii ki bu üç devletle savaşıp polonya'yı kurtarabilecek gücü de yoktur. fakat osmanlı imparatorluğu sağlam bir tavır sergileyerek o tarihten sonra tam 120 yıl boyunca polonya'nın dağılışını protesto eder ve bu yok edilişi tanımadığını ilan eder.

    bunu da şu şekilde gerçekleştirmektedir:

    osmanlı padişahları senede bir gün ülkesine gelen tüm yabancı sefirleri aynı anda ağırlamakta, merasim düzenlenmektedir. işte her sene bu merasimlerde sanki polonya hâlâ varmışçasına sıra bu devletin sefirini anmaya geldiğinde " lehistan sefiriiii! " diye bağırılır ve bir osmanlı askeri " lehistan sefiri yoldadır! " şeklinde bağırarak cevap verir.
    bu, osmanlı imparatorluğu'nun oradaki tüm yabancı sefirlere " biz hâlâ polonya'nın işgalini tanımıyoruz! " şeklinde bir notasıdır aslında.
    bu durum polonya'nın tekrar bağımsızlığını kazanmasına kadar devam etmiştir.

    hatta yıllar önce avrupa birliği'ne üye ve üye olmaya çalışan ülkelerin topkapı sarayı'nda düzenlenen toplantısında polonya cumhurbaşkanı kürsüye çıkar çıkmaz ilk sözü " polonya elçisi geldi! " olmuştur.

    pek tabii bizim devlet erkânından kimse bu sözün ne anlama geldiğini anlamamıştır.

    lafa gelince hepsi osmanlı torunu...

  • affedersiniz ama açacağınız başlığa, edeceğiniz muhabbete sokayım.

    kadının ayrıldığı kocasının bir iddiasidir. videoyu izlerseniz "benim üzerime olsan bir gsm hattıyla rastgele 84 numara aranmış" diyor kocası.
    bu sebepten de beni 84 kişi ile aldattı diyor.

    yüzbinlerce kişinin girip baktığı ekşi sözlüğe kadının fotoğrafını koyup, eşini 84 kişi ile aldatan kadın demek, sonra bununla ilgili şakalar yapmak nereden baksan alçaklıktır.

    sonra ortamlarda " ya abi türkiye'de kadına baskı var" dersin ne olacak.

    edit: (#128060332) 0 rh+ trombosit lazım hematolojide yatan hastaya. yakın zamanda ilaç kullanmamış kimse varsa yapsın bir iyilik.