hesabın var mı? giriş yap

  • şimdi bu sayfanın tinder vb. date uygulamalarından ne farkı var. nesi rezalet nesi kepazelik.
    kendi despot kafanızla bir kalıba soktuğunuz insanları yine kendi değer yargılarınızla yargılamaktan vazgeçin ammınakoduklarım.

  • abisinin adı tahir mahir olan kişi. o nasıl isimdir arkadaş? sanki ebeveynleri koyacak isim bulamamış da en sonunda "ya tahir mahir bir şeyler koyalım gitsin" demişler gibi.

  • bu hafta çocuklar duymasın'da çocuklar hafiften bir şey duyar gibi oldular ama gene de tam duymadılar.. heyecanlı bölümdü yani. baya gerildik.

  • lise 2.. latince sınavı.. soru: "latince bir deyim yazınız"
    istenen cevap: veni vidi vici türünde ünlü bi söz
    arkadaşın aklına hiçbişey gelmedi... o da türkçe bi deyimi alıp çat pat latincesiyle latinceye çevirdi! deyimin türkçesi: "herkes gider mersine ben giderim tersine"
    latincesi: "omnis alea mersinae alea versae"!
    bütün bu emeğe karşı puan yok...

  • latince bilmediğinden kaynaklanır. yahut da eczacilik ilminden pek cakmiyordur. rahmetli dedelerimizi birakalim beyler. osmanlica yerine latinceyi ve eczaciliga yakin bir dersi liselerde zorunlu hale getirmek rahmetli dedelerimizi sevindirir. lutfen duyarli olalim.

  • yaş 21, ekim 2007, 450 tl maaş aldım. anneme, babama, kız kardeşime 50'şer lira verdim ve eve gelmeden önce 100tllik erzak aldım. sonra babamın kredi kartını alıp kendime 6 taksitle nokia n73 telefon aldım. 100 tl daha babama verdim. 100 tl param kalmıştı 2 gün içinde o ilk maaşım bitti. o zaman anladım işte 1 ayın ne kadar uzun bir süre olduğunu, emeğin ise ne kadar değersiz...

  • agiz tadi gelismis bircok kisinin umutsuzca yaptigi hareket.o gokkusaginin altindan bir kere gectin mi, o tadi bir kere aldin mi saplantiya donusmesi kuvvetle muhtemeldir.simdi iyi peynir genelde nasil tanimlanir?hani yagli ama sert olacak,parmakla basinca parmak gomulmeyecek,yerken kokusu rahatsiz etmeyecek ve hemen ek$imeyecek..bu tip peynirler zaten yillardir iyi peynir olarak satilir ve %80 tatmin eder.peki ya kalan %20?iste pesinden kosulan o paydir.yillarin kovalamacasindan sonra farkedersin ki olay mekanda yahut ureticide diil, o lezzeti saglayan karisimin altin oranindadir.ve yine tecrubeyle sabittir ki bu aranan aslinda koyun-inek sutu karisimi(bir cok yerde boyle birsey olmadigi iddia edilir ama vardir, israrla arayiniz..gerci bulunca da bu sefer bu karisimin orani problemi cikiyor insanin karsisina, genelde en iyi oran olan %60 inek-%40 koyun karisimini bulabilirseniz ne ala), sert ama mermer gibi susuz olmayan(yine sarkuterilerde mermerlesmis, sert, sarimtirak koyun peynirlerini abi en iyi peynirimiz bu diye uzatirlar bicak ucunda, fena diildir ama asil aranan da bu diildir)peynirlerdir.peynir konusunda benzer hassasiyeti olanlar anadolu yakasinda yali ciftligi adli muesseseye ugrayabilirler.cogu zaman bu altin orani tutturuyorlar ve cesitleri cok.ama dedigim gibi cogu zaman..tutturamadiklari donemler icin alternatif mekanlari el altinda tutmakta fayda var.

  • henüz yörünge mekaniği ve kimyasal yapısı hakkında kesin bilgi olmayan gezegendir.

    "tam olarak, dünya ve ay gibi, 1:1 şeklinde kilitlenmiş olabileceği gibi; güneş-merkür gibi 3:2 şeklinde de kütleçekim kilidine yakalanmış olabilir" deniyor. sürekli aynı yüzünün yıldıza dönük olup olmadığı muamma yani...

    ayrıca gezegenin terrestrial, yani katı kabuklu, olup olmadığı da kesin olarak bilinmiyor henüz. sadece kütlesi için "dünya'nın 1,3 ile 3 katı arasında bir oranda" olduğu söyleniyor. süper dünya da olabilir, atanamamış neptün de yani...

    ayrıca, şu anda r/askscience'ta hakkında ama yapılmaktadır: işte o ama

  • kendini osmanoğulları'nın torunu sanan, ataları osmanoğulları tarafından çizme çamuruna bile layık görülmemiş olan durgun zekalı çomarlara dert olmuş türktür.

  • gelin: allahım bana " aşkım orası değil yaaa " dedirtme, amin.

    damat: allahım erkenden gelmek istediğim tek yer senin yanın, amin.

  • hele ki ailesi kendiyle birlikte kalkıp istanbullara geldiyse şanslı insandır. okulu bitireli 4 sene oluyor, üniversiteyi de ailemin yanında okumuştum. sonra istanbulda iş buldum, seninle gelelim mi dedi annem, gelin dedim. iyi ki de demişim. ne çılgın bi gece hayatım var ne de aman kapım açık sıçayım gibi bi derdim. işten geliyorum yemek hazır, çamaşırlar yıkanmış. kazandığım cebimde kalıyor. hoş bunlar olmasa da sadece yanımda oldukları için mutluyum. tek çocuk olduğumdan onları boynu bükük bırakmak istemiyorum belki de. hala arkadaşımda kalmak için izin istiyorum. ama erkek arkadaşım yemeğe gelip bizde kalabiliyor. ne kezbanım ne de asosyal. tam 25 senedir ailemleyim, allah onları başımdan eksik etmesin.

  • aslında şimdi yapmakta olduğum bilgilendirmeyi sağlık bakanlığı ya da resmi bir kurumun daha geniş kitlelere ulaşacak şekilde yapması gerektiğini düşünüyorum. insanlar panik halinde ve sürecin nasıl işlediğini haklı olarak merak ediyorlar. bu merak ve panik içerisinde ne yapacağını bilmeyen kişiler virüsün yayılmasına da sebep olabilirler. test yaptıran biri olarak süreci anlatacağım size.

    kesilmeyen kuru öksürüğüm, boğaz ağrım, halsizliğim ve öksürükle aynı anda hissettiğim bir göğüs ağrım vardı. yurtdışına giriş çıkış yapmış olan, yabancı ve türk çok sayıda arkadaşım olduğu için koronavirüsten şüphelendim fakat ateşim olmadığı için herhangi bir sağlık kurumunu meşgul etmek istemedim. zaten evden de dışarıya çıkmıyordum. ateşimin yükselmesi ve son 14 gün içerisinde görüştüğüm, şu an yurtdışında olan arkadaşımın da semptomları göstermesi nedeniyle 184'ü aradım. bu noktada yalnızca sizi yönlendiren bir telesekreter kaydı ile karşılaşıyorsunuz. kayıt görüşme sonunda bir sağlık kuruluşuna başvurmamı önerdi.

    bulunduğum yerden yürüme mesafesinde 1 özel hastane, yürüme mesafesinden biraz uzakta ise araştırma hastanesi vardı. buralara yürüyerek ya da toplu taşıma ile ulaşmam başkalarına da olası hastalığımı bulaştırmam anlamına geliyordu. kendi aracımı kullanacak gücü ve cesareti de hissedemedim. doktor bir arkadaşımın tavsiyesi ile 112'yi aradım.

    112'ye koronavirüs şüphesi ile aradığımı söylediğim an başka bir hatta bağladılar. hattın ucundaki kişi semptomlarımı dinledi. yurtdışı temasım olup olmadığını sordu. ardından hemen bir ambulans yönlendirdiklerini söyledi.

    10 dakika gibi kısa bir sürede 112 den geri arandım ve sağlık personelinin eve giriş yapmasının riskli olduğunu, kendi başıma ambulansa kadar gelip gelemeyeceğimi sordular. gelebileceğimi söyleyerek aşağıya indim. ambulanstaki görevlilerin koruyucu giysileri vardı. maskem olmadığı için aşağıya inerken çift katlı ıslak mendilin iki ucunu keserek maske olarak takmıştım. bana ambulansa binmeden maske ve eldiven verdiler. çifter kat olarak takmamı rica ettiler. ambulansın içerisinde damar yolum açıldı ve öyküyü tekrar dinlediler. ambulans siren çalarak ilerliyordu, o an siren sesi ile kendimi çok kötü hissettim fakat virüs şüphesi olan biri ile sağlık çalışanları ne kadar kısa süre kapalı ortamda kalırlarsa bulaş riskininin o kadar azalacağını düşündüm. bu sebeple ambulansın hastaneye en hızlı biçimde gitmesi önem taşıyor.

    hastaneye girer girmez izole oda dedikleri, acilin bir bölümünde yer alan odaya alındım. çok geçmeden koruyucu giysilerle bir doktor yanıma geldi, bir kez de o dinledi semptomlarımı. kan örneği, boğaz ve her iki burun deliğimden sürüntü örneği aldı. hastaneye getirilmeden önce parasetamol almıştım fakat ateşim hala yüksekti. ateş düşürücü içeren bir serum bağladı. koruyucu giysileri kullanmak zorunda oldukları için bir ihtiyacım olduğunda yanıma gelmelerinin zaman alacağını fakat seslenmemin yeteceğini söyledi. bu arada çok yoğun ve stres altında çalıştıklarını da eklemeden geçemeyeceğim. odada yalnız başıma 1 saat kadar bekledikten sonra tomografiye alındım. çıkacak sonuca göre karar vereceklerini söylediler.

    burada parantez açıyorum; toraks bt yani akciğer için yapılan bilgisayarlı tomografi koronavirüs tanısı için büyük önem taşıyormuş. pnömoninin varlığı ya da yokluğu ilk etapta tanı için belirleyici kriter.

    tomografi sonucu gelene kadar izole odada beklemeye devam ettim. bu süreçte serum sayesinde ateşim de düştü fakat öksürüğüm devam ediyordu. ardından bir hemşire geldi ve serumu çıkararak tomografi sonucumun temiz çıktığını, izole odadan çıkabileceğimi söyledi.

    okumam ve imzalamam için bir kağıt verdiler. bu kağıtta yapmam gereken şeyler ve evde izlem(karantina) kuralları yazıyordu. tamamını okuyacak halim yoktu ve fotoğrafını çekmek için izin istedim. çok gizli bir belge değil elbette ama paylaşmayı doğru bulmuyorum. zaten yalnızca izlenmesi gereken kurallar yazılıydı ve bunları gerçekleştireceğime dair imzam isteniyordu.

    kağıdı imzalamamın ardından covid-19 test sonucunun normalde bir gün içerisinde çıktığını fakat yaşanan yoğunluk nedeniyle 2-3 günü bulabileceğini söyledi. eğer pozitif çıkarsam benimle irtibata geçeceklerini fakat negatif çıkarsam imzaladığım kağıttaki koşulları yerine getirerek evde karantinada kalmam gerektiğini söyledi. test sonucunu e-nabızda görebileceğimi de ekledi. tomografimin temiz çıkması nedeniyle riskin düştüğünü fakat temiz tomografiye rağmen pozitif test sonucu alabildiklerini; hatta ikinci ya da üçüncü testte pozitif çıkabilen hastaların olduğunu; bu sebeple evde 14 günlük karantinanın büyük önem taşıdığını belirtti. 14 günlük bir rapor da yazdılar benim için.

    bu noktaya kadar sorunsuz ve mükemmel işleyen bir süreç var. 112 personeli, hastanedeki doktor ve hemşireler kendi hayatlarını riske atarak çalışıyorlar ve takdiri hak ediyorlar. tüm yoğunluklarına rağmen çok ilgili ve olması gerektiği gibi ilişki kuruyorlar hastalarla. sağlık bakanlığının da bu sistemi ve prosedürleri çok güzel oturtmuş olduğunu düşünüyorum. katkısı olan herkese çok teşekkürler.

    fakat belki burayı okuyan bir yetkili olur diye birkaç önemli noktaya değinmek istiyorum. hastaneye ambulansla gelmeme ve henüz test sonucumun belli olmamasına rağmen yürüyerek ve tek başıma hastaneden ayrıldım. yalnızca eldiven ve maskem vardı. üzerimde büyük bir sorumluluk hissettiğim için oldukça uzun olan hastane ile ev arasındaki mesafeyi tüm bitkinliğime rağmen, hava soğuk ve üzerimdeki giysilerimin kalın olmamasına rağmen, yolda fenalaşmayı da göze alarak yürüdüm, toplu taşıma ya da taksiye binmedim. kimseye temas etmeden ve yaklaşmadan eve geldim. bu noktada benim gibi şüpheliler için hasteneden eve ulaşım konusunda bir çözüm düşünülebilir. çünkü herkesin benim kadar duyarlı davranacağını düşünmüyorum.

    diğer nokta, biraz kendime gelip e-nabıza baktığımda alınan kan örneğinde hemoliz değerinin yüksek olduğunu gördüm. doktor koruyucu kıyafet ile kanımı aldığı için bu da normal karşılanabilir bir durum bence. fakat en azından bu sonuç çıkana kadar hastalar bekletilip, gerek görülürse tekrar kanları alınabilir. koronavirüs teşhisi konusunda kanın büyük bir önemi var mı bilmiyorum gerçi.

    son olarak yine kendimi iyi hissettikten sonra imzalamış olduğum kağıdın fotoğrafına baktım. koronavirüs teşhisi koyulan biri ile ya da yurtdışından gelen biri ile temasa geçmiş kişilere imzalatılan bir belge. "herhangi bir semptom göstermediğim" şeklinde bir ifade var. açıkcası bu durumda herhangi bir art niyet olmadığını düşünüyorum. bu kadar stres ve yoğun çalışma altında doktorların en son düşüneceği şeylerden biri de evrak belge işleridir sanıyorum ki. bu sebeple benim durumumdaki kişiler için özel bir belge bulunmuyor ve herkese imzalattıkları aynı izlem belgesini bana da imzalattılar sanırım. çünkü hastaneden ayrılırken semptomların en az 3'üne sahiptim. bu noktada da sağlık bakanlığı farlı koşullardaki farklı şüpheli ya da hastalar için farklı belgeler düzenleyebilir. bu işin bürokratik kısmı ve şu an için bana sorarsanız çok da elzem değil. yine de hukuki bir boşluk doğrabileceği için ihmal edilmemeli.

    gelelim test sonucuna. test girdisi e-nabızda gözükmediği ve kanda hemoliz olduğu için 184'ü aradım ve durumuma dair kayıt oluşturdular. aynı günün akşamı yani 1-1,5 gün içerisinde e-nabız'dan test sonucumu negatif olarak görebildim.

    süreç bu şekilde ilerliyor. lütfen ciddi şüpheleriniz yoksa hastaneleri meşgul etmeyin ve şunu unutmayın; gereksiz yere hastane ortamında bulunarak da virüsü kapabilirsiniz.

    bir diğer nokta da; hala ateşim ve değişen şiddette öksürüğüm, boğaz ağrım var. çok halsiz ve bitkinim. tat ve koku alma duyularım zayıf fakat balgam, burun akıntısı yok. ateşim parasetamol alınca iniyor ve nefes almada güçlük çekmiyorum. test sonucu açıkcası içimi rahatlatmadı. sağlık bakanı kendisi de ilk testte negatif çıkan fakat sonra pozitif görülen hastalar olduğunu belirtti. ancak nefes darlığım olmadığı ya da dayanılmaz bir semptom göstermediğim müddetçe yaşadığım hastalık her ne ise evde atlatacağım. bir kez daha kendimi ve hastaneye ulaşırken ya da hastanedeyken başkalarını riske atmak istemiyorum. evdekilerle minimum etkileşim kuruyorum ve asla dışarı çıkmıyorum. bu arada 28 yaşındayım.

    ek olarak; bu durum bir pandemi hali ve hepimize düşen görev ve sorumluluklar var. kendimizden önce sevdiklerimizi ve yaşadığımız toplumu düşünmek zorundayız. çünkü toplum varsa biz varız. bu süreçte kurumlar ya da kişiler hata yapabilirler. mükemmel bir işleyişle karşılaşmayabiliriz. siyaset en son düşüneceğimiz şey olmalı. dediğim gibi, şu an içerisinde bulunduğumuz durumun olağanüstü bir durum, bir pandemi olduğunun farkında olarak ve kendimizden önce toplumsal çıkarı gözeterek hareket etmeliyiz.

    umarım bilgilendirici olabilmişimdir. bu süreci bilmemek beni test olmadan önce oldukça tedirgin etmişti. umarım en azından okuyan bir kişiye bu açıdan faydalı olabilmişimdir.