hesabın var mı? giriş yap

  • kadın haklı, onca dönem varken, sen git chp'nin 15 senedir tek başına iktidar olduğu döneme denk gel. olacak şey değil. çıkışmasın da ne yapsın? zavallı teyzecim.

  • tablodaki kapının üzerinde şifau'l kulub likau'l mahbub yazıyor. anlamı "kalplerin şifası sevgiliye kavuşmaktır" olan bu cümlede kastedilen sevgili bir insan değil.

    eseri yapan osman hamdi bey, paris'e gitmiş, orada tahsil görmüş bir adam, bu esere çok benzer bir gravüre dönemin gazetelerini araştıranlar rahatlıkla rastlayabilirler. ancak kaplumbağa terbiyecisi farklıdır.
    kaplumbağaların hemen önünde yeşil yapraklar göze çarpar. söylenene göre kaplumbağalara lale soğanı yedirilir, bunu yemeyen kaplumbağalar yalnızca ağızlarında çiğneyip geri tükürürler, böylece tükürük enzimleri lale soğanlarına bulaşır, ortaya ters laleler çıkar.

    kapının üzerinde yazan yazı ve kaplumbağanın yavaşlığıyla bilinen bir canlı olması, terbiyecinin elinde de bir adet ney olması tabloyu çözümlerken işimize yarayacak.
    bilindiği gibi ney, insanla özdeştir. her ikisinde de yedi delik vardır.

    kaplumbağa yavaşlığıyla bilinen bir canlı. kaplumbağa, kapının üzerindeki yazıyı da göz önünde tutarak insan nefsini temsil ediyor. yolculuğun uzun süreceği ancak güzelliklerin nedeni olacağı anlatılıyor.
    kapı gibi görünen o bölümün ardındaki pencerenin nereye açıldığının bilhassa gizlenmesi, yalnızca ışığın girdiği yer olarak görünmesi de ulaşılacak mertebenin gizemini vurguluyor.

  • şahane diyalogları ile tekrar yayınlansa tekrar izlerim dediğim dizidir.

    --- spoiler ---

    - bak sıdıka, bir aşk cinayetinin arefesindeyim.sevgilimi onun sevgilisini ve kendimi, yalnızca sevgilimi, yalnızca kendimi, yahut sadece sevgilimin sevgilisini, sevgilimle onun sevgilisini, kendimle sevgilimi veya kendimle sevgilimin sevgilisini öldürmek üzerine altı ayrı cinayet tasarım var. şimdi gereksiz yere kız kardeş alternatifini de sokmayalım araya. kafam karışacak.

    --- spoiler ---

  • telefonda bir vedalaşma seramonisi.
    sondaki sağol'lar yersizdir zira sağol denecek bir durum yaşanmamıştır , sadece boşluk doldurur. bir nedeni de ''yeni bir mevzu açılmadan bir an önce bitirelim'' paniğinin karşılıklı olarak yaşanmasıdır.
    iki taraf da bu kelimeleri aynı anda apar topar sıralar ve birbirini dinlemez. hani o an birisi hissettirmeden karşıdakine annısskim filan dese diğeri garibim farketmez bile.
    son sağol'un son hecesinin telaffuz edilmesiyle hiç beklemeden aramayı bitir tuşuna basılmalıdır.

  • bir kişinin de yazmadığı fıkraları anlatan teyze.

    "köyü basan bir gurup terörist bütün köy halkını sıraya dizer... grubun başı köy halkına derki... hayatta kalabilmeniz için bir şansınız var. köyün erkekleri tek sıra dizilecekler. hepiniz mallarınızı çıkartacaksınız. karıların gözünü bağlayacam. gözü bağlı olarak kadınlar hepsine elliyecek. kim kocasınınkini elleyerek tanırsa o karı kocanın hayatını bağışlayacam... derken kadınlar birer birer gözleri bağlanıp getirilir. birinci kadın başlar. bu değil, bu değil, bu değil bu!! kocasını ve kendini ölümden kurtarır. ikinci kadın gelir. bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu!... onlarda kurtulurlar. üçüncü kadınıda getirdiklerinde terörist dayanamayıp adamların arasına geçer. kadın başlar kocasını aramak için ellemeye. bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu bizim köyden değil, bu değil, bu değil, bu...."

    gibi

    (bkz: sözlükte fıkra anlatmak)

  • esnaf sandığa giderken şu sözleri unutmasın dediğim açıklamardır.

    ''allah'a hamdolsun ki bu salgın günlerinde kongremiz lebaleb dolu. ''

  • başlığın asıl hali "kyk kız öğrenci yurtlarında kalan öğrencilerin 112 acil servis ambulanslarını gereksiz şekilde meşgul etmesi" olmalıydı ama karakter sınırından dolayı olmuyor tabi.

    bu başlığı 112 acil serviste görev yapan ve defalarca kyk kız yurtlarından bildirilen vakalara ambulans ile gitmek durumunda kalmış bir doktor arkadaşımdan dinlediğim olaylar neticesinde açtım. kendisinin bu şekilde bir talebi olmadı, benle dertleşmek için paylaşmıştı fakat dediğine göre hemen hemen her şehrimizde de benzer durumlar varmış.

    konuyu çok uzatmak istemiyorum, özet olarak aslında hiç bir sağlık problemi olmamasına rağmen tamamen eften püften sebeplerle ve çoğunlukla sadece "drama queen" olmaktan dolayı, ilgi çekmek için baygınlık ve sinir krizi geçirme numaraları ile 112 acil servisten ambulans talep edilmesi olayları çok sık yaşanmaktaymış. öyle ki çoğu zaman ambulans geldikten sonra ambulansa geçince hastaneye gitmesekte olur, biraz duralım sonra geri yurda çıkayım diyenlerin falan haddi hesabı yokmuş. ekseriyetle sevgilimden ayrıldım, çok kötüyüm vs. gibi şeylerle etraftan ilgi çekmek, arkadaşlarına şov yapmak için ambulans çağıran bu sözde üniversite öğrencisi, özde zır cahil tipler yüzünden gerçekten bu ambulans hizmetine o an hayati şekilde ihtiyacı olup bu hizmete erişemeyen insanlar olabilir.

    bu arada kızları itham ediyorsun, kadın düşmanı falan diyeceklere baştan söyleyeyim. erkek yurtlarında ambulans talep edilen vakaların neredeyse hepsi gerçekten acil müdahale gerektiren durumlar oluyormuş. bu da bir dip not. bu ciddi bir konu, kimseyi yermek için falan bu başlığı açmadım.

  • telefonla canlı yayına bağlanan kişinin 9'a basması üzerine erdem bey ceza olarak bir fıkra anlatır ve cenk bey fıkra bitince alaycı bir ifadeyle güler...

    e: bu fıkrama kahkahalarla gülen 70 milyonu duyar gibiyim cenk bey...
    c: duyargalarım var diyorsunuz... (telefondaki kişiye* döner...) aldınız mı ağzınızın payını hanımefendi? 9'a basarsanız böyle olur.
    e: cenk bey yalnız bir dakika, bu bir ceza madem... insanlar niye gülerek kendilerine ceza çektiriyorlar? yani 9'a basarak... demek ki bu bir ceza değil, benim fıkralarımı gerçekten seviyorlar cenk bey.
    c: işte tuna kiremitçi de sizin gibi düşündüğü için devamlı kitap yazıyor erdem bey!