ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gökyüzündeki esrarengiz parmak izi
-
videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
bkz: esrarengiz parmak izi
edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
edit 4: soru işaretleri giderek artıyor bu yeni çağ ne zaman başlıyacak acaba?
24 şubat 2020 sgk'nın yeni tasarruf tedbirleri
-
altını çizmekte fayda olan tedbirlerdir; tasarrufu yapacak olan hükümet değil vatandaş olacak!
eskişehir'de köpeğe saldıran psikopat kedi
-
insanı hayretler içerisine sokan psikopat kedidir.
sahibi köpeği zor kurtarmış. o da yetmemiş kediyi savunan esnafla tartışan köpeğin sahibi az kalsın katil oluyormuş.
kedi ağır ruh hastası.
adam ayrı ruh hastası.
herkes ayrı ruh hastası.
sıfırdan tanışılıp sabaha kadar konuşulan o gece
-
işte belanızın sikileceği gün
tipsiz bir erkeği yakışıklı gösterebilecek şeyler
-
(bkz: avrupa birliği vatandaşlığı)
öğrenciyiz 2 lahmacun fazla yollar mısınız
-
öğrencilik kisvesi altında yapılan demagoji örneği.
kim bilir paketi getiren kurye de belki öğrencidir.
messi'nin arda turan'ı düğününe çağırmaması
-
yanlış bilgidir.
messi arda turan'ı düğüne davet etmiştir ancak arda adam olduğu için düğünü bırakmıştır.
pique'nin shakira'yı aldattığı kadın
-
bizim millet kadar goygoycusu olmadığını göstermiştir.
2 gündür gavi'nin annesi muhabbeti dönüyor.
hiç bir ispanyol kaynakta gavi'nin annesi olayı geçmiyor.
sadece shakira'nın başka eve taşındığı yazılıyor bunun da sebebinin pique'nin kendisini aldattığını düşündüğü için yaptığı tahmin ediliyor diyor.
yıllar önce revivo ne güzel demişti:
"türk gazetelerinde doğru olan tek şey gazetenin üstünde yazan tarihtir"
house m.d.
-
sadece diyalogları için izleyenler varmış. ben en çok savaş sahnelerini seviyorum.
fransa'da işe bisikletiyle gidene vergi indirimi
-
ıstanbul' da vergi indirimi kesmez, bisikleti ile işe sağ salim ulaşmayı başaran herkese ömür boyu maaş bağlanmalı. bu arabasını siki sanan puştlar yüzünden kaldırımda, sokakta hatta evinizin içinde bile ölebilirsiniz. bisikletle gezmek ise sırattan daha ince bir köprü.
kızına araba sürmeyi öğreten baba
-
babanın tepkisini çok doğal ve haklı bulduğum video.
buna benzer bir olayı anneme araba sürmeyi öğretirken yaşadım.
annem düz yolda önüne çıkan çocuğu görünce direksiyonu bırakıp:
-ayy! çekil yoldan çekil.
diyerek ellerini sallamaya başladı.
karşıdaki bisikletli çocuğun suratındaki dehşet ifadesini hala hatırlarım.
mültecilerin açtığı arapça tabelalı iş yerleri
-
son yıllarda türkiye'de mantar gibi çoğalan, restoran, giyim mağazası, telefoncu, kuyumcu, berber gibi envai türde iş yerleridir. adamlar savaştan kaçıp geliyorlar ve yabancı bir ülkede iş yeri açıp kendi dil ve alfabelerinde tabela asabiliyorlar. hatta bazıları lütfedip de altına türkçe bir iki kelime yazmaya bile tenezzül etmiyor. kendi elleriyle kendi ülkesinin demografik yapısını bozmak, elin yabancısının kendi vatandaşının iş hakkını gasp etmesine müsaade etmek basiretsizlik ve hatta enayiliktir . ne diyelim, her toplum layık olduğu şekilde yönetilir.
http://i.hizliresim.com/ejzoen.jpg
http://i.hizliresim.com/qm4qg3.jpg
http://i.hizliresim.com/vygdgr.jpg
http://i.hizliresim.com/6nloq7.jpg
http://i.hizliresim.com/gzpvv2.jpg
http://i.hizliresim.com/l3yrpj.jpg
http://i.hizliresim.com/pmy9q9.jpg
edit: öncelikle almanya'da iş yeri açan türkleri örnek gösteren arkadaşlara, sığınmacı, mülteci, göçmen, oturma izni, çalışma izni, vatandaşlık gibi kavramlar arasındaki farkları öğrenmelerini tavsiye ediyorum.
almanya, fransa, isviçre vb. ülkeler belirli ihtiyaçlar ve belirli planlar dahilinde bu tür şeylere müsaade ediyorlar. senin amcan almanya'da inşaat işçiliği yaparken alman inşaat işçisi işsiz kalmıyor. ama türkiye'de kayıtsız kuyudatsız bir şekilde ülkeye girmiş, ne idiğü belli olmayan bir suriyeli işçi, türk işçinin yarı yevmiye ücretine çalışarak o işçiyi işinden ediyor. o avrupa ülkeleri sosyoekonomik olarak bizim fersah fersah ilerimizdeler. bizimki gibi işsizliğin tavan yaptığı, gelir dağılımındaki eşitsizliğin had safhada olduğu, eğitimsiz ve vasıfsız kitlelerin olduğu bir ülkede, avrupa ve iskandinav ülkelerine bakıp tatlı hülyalara dalmak komik oluyor. kaldı ki o ülkelerin mülteciler konusundaki tutumu da belli.
edit2: bazı akbaşlar durumdan oldukça memnunmuş gibi yazıp durmuşlar. ulan, en rahatsız sizsiniz amk. en rahatsız olan o dükkanların komşusu olan esnaflar. en rahatsız olan antep'te, kilis'te o dükkanları yıkan diğer esnaflar. iş arkadaşım bir çomar. tam bir ak trolldür. akp ile ilgili her şeyi canı pahasına savunur. suriye politikasını da mülteci yığınlarının kontrolsüz şekilde ülkeye yığılmasını da savundu. geçenlerde memleketine gitti geldi. suriyelilerin kendi mahallesine kadar geldiklerinden, iğrenç insanlar olduklarından, mahallede problemlerin çıktığından bahsedip durdu. trajikomik bir durum. bu adamlara "al bir suriyeli aile bir hafta allah rızası için bak" desen topukları kıçlarına vura vura kaçarlar.
hastası olunan sözler
-
''eyleme dönüşmeyen arzu, ruh bozukluğuna yol açar.”
william blake