hesabın var mı? giriş yap

  • tam bir sene önce fransaya tasınmıs ve asgari ucert ile calışan biri olarak, bugün itibariyle biriktirdiğim para 80 bin tl'yi geçti. gurbetçiler neden akp'ye oy veriyor daha iyi anlıyorum şu an.

  • katlanablir sandalye, beyaz şapka ve dizine kadar inen krem şort üzerine giydiği düğmeleri yarısına kadar açık gömleği standart donanımı arasındadır.

  • işe kabul edilebilmek için farklı bir yöntem deneyen adam. miktar konusunda sıkıntısı var ama. evet.

  • hasta hissettiğim için bugün ofisten erken çıktım, ortaklar caddesi'nden mecidiyeköy'e yürüyorum bir iki saat önce... carrefour'u biraz geçince karşıma 16-17 yaşlarında tinerci bir çocuk çıktı.

    t: allahına kurban olayım abla, bir dur, bir dinle.
    r: dinliyorum kardeşim, anlat.
    t: allah benim belamı versin, seni rahatsız ediyom ama yalan söylüyosam şurda can vereyim kardeşime bez almam lazım.
    r: anladım, yemin etmen gerekmiyor ama bez alacak kadar param yok (gerçekten de param yok, birkaç lira bozuk para var cebimde).
    t: abla sen şimdi diyon ki bu kesin başka bir bok alacak ama bez alacağım abla, allah çarpar, yemin ettim bak.
    r: güzel kardeşim, ben sana para verdikten sonra ne alırsan alırsın, o senin bileceğin iş ama inanıyorum ben sana. sorun şu ki cebimde para yok, bozukluklar var, 2 lirası dolmuş için bana lazım, 1 lirasını da sana vereyim.
    t: allah razı olsun abla.

    şimdi buraya kadar olan kısmı standart para isteyen-para veren muhabbetiydi ama buradan sonrası asıl beni düşündüren. çünkü konuşmaya başlayana kadar ben vicdanı sömürülecek bir yabancıydım, karşımdaki çocukla insan gibi konuşunca bacı oldum bir anda ve hemen erkek koruma kalkanları açıldı.

    t: bu arada elbisenin düğmesi açılmış abla, ilikle onu istersen.
    r: biliyorum, düğme açılmadı, elbisenin dekoltesi o.
    t: abla, it var, kopuk var. iyi insansın sen, rahatsız ederler üzülürüm. gerçi ben görürsem seni rahatsız ettiklerini takarım pıçağı abla.
    r: beni rahatsız edemezler, sen merak etme. ben kendimi savunurum.
    t: abla küçücük kadınsın, nasıl savunacan kendini?
    r: bir bu kadar da yerin altında var, merak etme kardeşim. rahatsız edenin ağzına sıçarım ben.
    t: feminist misin sen abla saçlar falan kısa?
    r: feministim.
    t: erkeklerden nefret mi ediyon?
    r: yoo, ne alaka?
    t: ama saygı da duymuyon di mi?
    r: bana saygı duyanlarına saygı duyuyorum, saygı duymayanlarına saygı duymuyorum.
    t: ben sana saygı duyuyom abla.
    r: ben de sana saygı duyuyorum kardeşim.
    t: harbi mi?
    r: harbi.
    t: ben bez almıycam, paranı geri vereyim mi?
    r: yok, sende kalsın ama dikkat et kendine...
    t: sağol abla, allaha emanet. eğer biri rahatsız eder de ağzına sıçamazsan haber ver, deşeriz cigerini.

  • yer: budapeşte
    mekan: iş sonrası gidilen bar
    sene: 1990
    dramatis personae: cs, irlandalı adam, ingiliz adam

    ingiliz: ne işiniz var kıbrıs'ta?
    cs: sizin irlanda'da ne işiniz varsa bizim de o işimiz var (bkz: hedef saptirma)
    irlandalı: hop hop, bazılarımız istiyor ingilizleri
    ingiliz: bak, gördün mü? sizi isteyen var mı kıbrıs'ta?
    cs: nüfusun yaklaşık %30'u türk orada
    irlandalı: ya aslında bu ingilizler irlanda'da olmasa daha iyi
    ingiliz: niye? ne zararımız var size?

    cs birasına geri döner... görev tamamlanmıştır...