hesabın var mı? giriş yap

  • klibinin, mtv ismindeki klip sektörüne hakim organizasyonun yayınladığı, ilk zenci klibi olması, belki bir bilgi olarak burada yerini almalı.

    lakin günün birinde, misal 3000 yılında birisi burayı okuduktan sonra, "michael jackson da kimmiş" deyip, araştırır fotoğraflarını bulursa, o senden, benden beyaz suratını görünce, "bu mu zenci klibi çekmiş, lan herşeyi sallamışlar sözlükte" derse, "allah belanızı versin" diye lanet ederse, ben ne yapayım, hakettiğim bir şey mi bu ? ayıp değil mi maykıl, tarihe geçmiş insansın, kaosların sebebisin, her neyse saygı duyuyorum.

  • bu adam benim 10 sene evvel askerlik yaptığım yerin ordan geçerdi arada sırada.

    her seferinde de istisnasız şekilde bize dönüp merhaba çocuuuuklaaaaaaaar derdi. güzel adamdır yılmaz morgül.

    o kulübe önünden kimler kimler geçti gitti bi dönüp bakmadı. bi süleyman seba bir de yılmaz morgül durup bizlere selam vermiştir her seferinde.

    o günden beridir severim kendisini. hal ve hareektleri komik biri o doğru. iyi insan olmasına engel değil. insanları iyi ve kötü olarak ayırın arkadaşlar. başka kritere gerek yok.

  • şairlerin en romantik hayallerinden biri bu. hep kuşlar kadar özgür olmak isterler. bu aynı zamanda şairlerin gerçek dünyadan ne kadar kopuk olduğunun da kanıtı. kuşlar daha özgür falan değil çünkü.

    öncelikle bu kuşların çoğu bir sürünün parçası. sürünün başı nereye gidiyorsa oraya gidiyorlar. "ben sürüyü bırakıyorum beyler" diyeni yok. her sene aynı yoldan aynı yere göç eder, her kış eski yerlerine geri dönerler. insanlar gibi ekmek için vapuru kaçırmamaya çalışırlar.

    hepsinin hayali aynı: uygun bir eş bulup çocuk ve yuva sahibi olmak.

    ifade özgürlüğü desen onda da "çipetpetpet - tii şak şak şak vociya" dışında bir şey bilmezler. aynı kalıpları tekrarlarlar. parklarda yatıp kalkarlar.

    bizim şairlerimiz de bu vasat sefil yaşama özenir. niye? zannederler ki bir çift kanadın olunca özgür oluyorsun. olmuyorsun. tam tersine açık hedef oluyorsun. futbol maçına sevinen taraftar ıskalasa, avcı ıskalamıyor. o ıskalasa havai fişekler ıskalamıyor. açık hedef gibi geziyorsun havada.

    özgür olmadığın gibi sosyal güvencen de yok. en iyi yemek sultanahmet parkında olunca oradan bir adım ileri gidesin gelmez. ya sonraki öğünü kaçırırsan?

    ben söyleyeyim, şairin derdi özgür olmak falan değil. adam şöyle arada bir havada süzülmek, güzel manzara görmek istiyor. rahat batmış anlayacağın. onda bile soğuk algınlığı geçireceğini, üşüteceğini öngöremiyor. kuşla konuşabilse anlaşabilse kuş ikna eder onu aslında. "yok abi iş değil gerçekten. yakaladığın simit çırptığın kanada değmiyor" der. ama bu iletişimsizlik ve şairlerin gözlediklerini mutlak gerçek zannetme sıkıntılarından dolayı bu metafor ısıtılıp ısıtılıp önümüze gelecek, kaçış yok.

    "ne istiyorsun düzgün anlat" desen onu da sanatına yakıştıramaz. illa kafa karıştıracak mınakodumun şairi.

    (bkz: şiir/@ssg)

  • "siyasetinizi ulkenizde yapin, bize bulasmayin" demektir. buna turk dusmanligi deyip kendisini dunyanin merkezinde gorenler yalnizca ve yalnizca siyaseti okumayi bilmeyenlerdir.

  • büyük ikramiye çıkan biletle ilgili yapılan açıklamadır. açıklamaya göre ikramiye çıkan 4 çeyrek biletten 3 tanesi satılmamış ve 75 milyon lira varlık fonu’na devredilmiş.

    varlık fonu’nun başkanı bileceğiniz üzere cumhurbaşkanı. ikramiye yine reyize çıkmış.

    --- spoiler ---
    merhaba, 31 aralık perşembe günü gerçekleştirilen milli piyango özel yılbaşı çekilişinde 100 milyon tl’lik büyük ikramiye bir adet çeyrek bilete isabet etmiştir. satın alınmamış olan diğer 3 çeyrek biletin ikramiye tutarı türkiye varlık fonu'na kalmıştır. mutlu yıllar dileriz.
    --- spoiler ---

    kaynak: https://twitter.com/…tatus/1344772556717490178?s=21

  • 9 haziran'da istanbul'da doğdu. necla ve fikret erkoç'un tek çocuğudur. melahat pars ve rıdvan aytan'dan özel dersler aldı. istanbul belediye konservatuarını bitirdi. 1971 yılında ilk 45'liğini çıkardı. 1974 yılında ilk kez bebek maksim gazinosu'nda assolist olarak sahne aldı.
    sahne ve plak çalışmalarında icra ettiği ağır musiki eserleriyle dikkat çekti. o dönem çoluk çocuk, "tut-i mucize guyem" isimli ıtri'nin segah yörük semaisi'ni öğrendi ve ezbere söyledi.
    1980 yılında italya'da cinsiyet ameliyatı oldu. aynı yıl london palladium´da konser verdi. 1981 yılında dönemin yönetimince konser ve plak okuma yasağı getirildi. 1983 yılında madison square garden´da konser verdi. 1986 yılında mahkeme kararıyla kimlik değişimi onaylandı ve nüfus kağıdı aldı. 8 ocak 1988 yılında sahne yasağı kaldırıldı. 1991 yılında adana'da bir konser esnasında sahnede vuruldu. yapılan ameliyat sonrasında tek böbreği alındı. 1997 yılında etnik müzik sazlarıyla paris olympia müzikholü'nde sahne aldı. aynı yıl 6 ay süren bir evlilik yaptı.
    1997 yılında uluslararası mont- merid müzik doktoru ünvanıyla ödüllendirildi. müzik çalışmalarının yanısıra; "sıralardaki heyecan", "ölmeyen şarkı", "işte bizim hikayemiz" adında 3 sinema filmi ve yasaklı döneminde almanya'dayken oynadığı 20'yi aşkın video filmi vardır.