hesabın var mı? giriş yap

  • eylül - lige çok iyi başladık, bu sene kesin şampiyonuz

    ekim - avrupa'da en az yarı final görürüz,

    kasım - türkiye kupası bizim için gereksiz, ligde fikstür avantajımız var.

    aralık - devre arasında kesin bir sol bek almalıyız yoksa şampiyonluk zora girer.

    ocak - ikinci torbadan çek bir kolay takım, finale koşalım.

    şubat - takım revire döndü, bu kadar şansızlık olmaz. beşiktaş kanseri rerörörö.

    mart - lig bizim için önemli değil, avrupa'da üst turlar için uğraşmalıyız.

    nisan - bu takımdan zaten avrupa'da başarı beklemek hayaldi, futbolcuların birçoğu yollanmalı.

    mayıs - dünya futbolu için çok fazla şerefliyiz ama hala daha önümüzdeki sezon için ümidimiz var.

  • şehrin merkezindeki tarihi ve turistik bölgelerin restorasyonu tamamen bitmemiş olmasına rağmen kışın ortasında bile turist akınına uğrayan frankfurt am main ayarında ama tarihi açıdan daha zengin bir doğu alman şehri. söz konusu turist akınının nedenlerinden birisi şehrin en bilinen turistik atraksiyonu olan frauenkirche'nin restorasyonunun geçtiğimiz günlerde bitmiş olmasından da kaynaklanıyor olabilir. almanya'yı diğer önemli avrupa şehirleri ile kıyasladığımız vakit turizm ve tarih açısından köln'deki dom katedrali, berlin'deki brandenburg kapısı ve civarları ve münih'in şehir merkezindeki birkaç atraksiyon dışında pek de tanınmış olmadığı gerçeği ile karşılaşırız. ancak, çok büyük paralar harcanmış olan dresden'daki restorasyon işlemleri tamamen bittiği vakit bu şehrin almanya dendiği zaman gezip görülesi yerlerin başını çekeceği kanısındayım. benim şahsi görüşüm ve tavsiyem ise, doğu avrupa'nın gezilmesinin amaçlandığı interrail tarzında bir gezide berlin'den prag'a geçerken günübirliğine bu şehre uğranması, merkezdeki tarihi yerlerin şöyle bir görülmesi, elbe nehrinin üzerindeki tarihi köprüde şehrin manzarasının önünde bir resim çektirilmesi ve son olarak da die glaserne manufaktur'e uğrayıp şehrin öyle terk edilmesidir.

    edit: dikkatimi çeken şöyle de bir husus vardı. şehrin merkezindeki tarihi bölgede üstlerindeki kıyafetlerde yazan şeyden turistlere sorulan soruları cevaplamaları için görevlendirilmiş olduklarını anladığımız kişiler, herhangi bir şeyi sorup yanıttan sonra teşekkür ettiğiniz zaman size spasiva diye karşılık veriyorlardı. bunun "biz eski doğu bloğu ülkesiyiz. her ne kadar artık birleşmiş olsak da turistler soru sorduğunda arada popüler rusça kelimeler kullanalım ki atraksiyon olsun." türünden kasıtlı bir nedeni olduğu kanısındayım.

  • (bkz: köpek)

    evet, bildiğin köpek. tek suçu parkta tasmasız bir şekilde dolaşırken kavga eden iki travestiye yanaşması.

    (bkz: bank)

    parklarda oturduğumuz banklardan, ama en ağırlarından. iki kişi yüklenip fırlatmışlardı hasımlarına.

    lan, yazdıklarıma baktım da boş zamanlarımda parkta oturup kavga izliyorum galiba.

  • vardır. (bkz: elektrik anahtarı)

    başlık sahibinin editine edit: bilmiyordum demek ayıp değil. sen gündelik hayatta kullanmıyorsun diye kimse kullanmıyor da değil. biz bunu nalburdan böyle alıyoruz, koridorda zamanlayıcılı ışıklar sönünce şu anahtara basar mısın diyoruz kardeş, daha nasıl gündelik olsun? ha ağız alışkanlığı "lambaya/düğmeye basar mısın?" da diyoruz ingilizce'de "turn on the lights" şeklinde kullanıldığı gibi de sen onlarda da pek kullanılmayan switch'in karşılığını sordun diye onu yazdık. kaldı ki başlık, "türkçe'de karşılığı olmaması" diyor. var mıymış, varmış. bunun türkçe'de teknik adı da gündelik adı da budur. ha bu düpedüz karşılık yeterince gündelik gelmiyorsa, sırf "türkçe değil bu" dersin ve teknik kaçar diye yazmadığım adi anahtar, komitatör anahtar ve vaviyene ne derdin merak ediyorum. kendi adını geçtim, gördüğün gibi tekli, çoklu, aç kapa değişken kullanımlıların artık dile yerleşmiş adları bile var. projelere falan yazıyoruz bunu biz yani sen beğenmesen de.

  • aynı şekilde, benim babam da, eskiden çok zengin olduklarını, ancak ben bebekken, yaptıkları bebek bezi masraflarından dolayı, bütün servetimizi yitirdiğimizi anlatmıştı ben çok küçükken. her ne kadar, benimle dalga geçmiş ve yıllarca ben bu hikayeye inanmış olsam da, babamın arkasından anlatacak anılarımın olması açısından güzel birşeydir efendim.

  • sistemin dışına çıkmadan bundan emin olmamız mümkün müdür? bunu test etmek için evren simülasyonuyla yapay zekalı insanlar yaratıp onların simülasyon olup olmadıklarını anlayıp anlayamadıklarına bakmak isterdim *

  • sen yaptığın o terbiyesiz hareketten ötürü üzgün ve pişman değilsin, hareketinin doğurduğu sonuçlardan üzgünsün.

  • açılın tamda bu maliyetin içinde olan birisi olarak ;

    nişan evde halledildi para harcamadık maksimum 10 bine çözüldü.

    beyaz eşya: 55 inç tv , buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi 100bin.

    salon , çekim albüm , organizasyon , kuaför 50bin.

    oturma gurubu, yatak odası, halı, perde, masa daha almadık ancak ön görüm 150bin.

    yemek 200 kişilik 60 bin.

    balayı ayırdığımız bütçe yurt dışı 100bin.

    takılan altın bizde kalacak masraf saymıyoruz.

    şimdilik bu tempoda öngörüm 650-750 bin gidecek gibi , tabi bunu hatunla ortak yapıyoruz , en önemlisi de beraber hallettiğimiz için iki tarafta en az şekilde yıpranıyor.

    zaten enflasyon hat safhada olduğu için ne varsa karttan geçiyorum, bir gün sonra bile fiyatlar farklılık gösteriyor.

    ben küçük bir ilçede yapıyorum , ondan dolayı salon masrafları değişiklik gösterebilir.

  • yazının içeriğini okumadım, sadece hesaplayan adam oldum. 2,5 yıl, 912,5 güne tekabül ediyor. yani günde 3 kitaptan biraz fazla okumuş olması lazım. kitaplar 10 sayfa falandı heralde.