hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: yav he he)

    kilosu 30 tl olan domatesin kırmızısı,
    kutusu 35 tl olan küp şekerin beyazı,
    tanesi 25 tl olan avakadonun yeşili,
    kilosu 35 tl olan patlıcanın eflatunu,
    kilosu 40 tl olan muzun sarısı.
    kilosu 30 tl olan kapya biberin bordosu,
    kilosu 125 tl olan yaban merisinin laciverdi,

  • sma kampanyalarına destek vermiyorum. devletin de bebeklerin tedavisini üstlenmesini kabul etmiyorum.

    sen evlenmeden, çocuk yapmadan önce test yaptıracaksın. risk varsa korunmayı bileceksin. sma hastası bebeğin teyzesi, amcası oturduğu evi satıp yeğeninin tedavisine harcar mı? hiç sanmıyorum. devlet neden okul yaptıracak kadar parayı bir bebeğin "deneysel, yani kesin sonuç verdiği henüz kanıtlanmamış" tedavisi için harcasın?

    edit : anne/baba kötü niyetli olmayabilir. hükümetimizin ekonomi dehası sayesinde
    dolar, bir gecede 18'den 12'ye düştü mü? düştü.
    devlet enflasyon %80 derken, otomobil fiyatları %100'ün üzerinde artarken bankalar, senin parana %15 faiz veriyor. dövizde tutsan durum aynı. çocuğunun tedavisi için para toparlamaya çalışan aile bu durumda ne yapsın?

  • film midir değil midir ben bilemem

    1. usta'nın hikayesi
    2. usta'nın hikayesi
    3. usta'nın hikayesi
    4. usta'nın hikayesi
    5. usta'nın hikayesi
    6. usta'nın hikayesi
    7. usta'nın hikayesi
    8. usta'nın hikayesi
    9. usta'nın hikayesi
    10. usta'nın hikayesi

    zöge: zamanın ötesine bu kadar hızlı gitmesi de bir o kadar absürt.

    edit: bu entry zamanının ötesine gitmiş geri dönmüş basamakları birer birer tırmanmış ve en beğenilenler arasında yerini almış görmüş geçirmiş bir entrydir.

  • --- spoiler ---

    avengers: endgame spoilerı içerir.

    --- spoiler ---

    avengers: endgame sonrası merakla beklenen spider-man: far from home'un ikinci fragmanı en sonunda geldi. fragman tom holland'ın avengers: endgame'i izlemediyseniz fragmanı da izlemeyin uyarısıyla başlıyor. zaten sebebini de açılır açılmaz öğreniyoruz. daha ilk sahneden gördüğümüz gibi peter, tony stark'ın ölümünün etkilerini ciddi şekilde hissedecek. bu filmde peter'ın karakter gelişiminin önemli bir parçası haline gelecek. şu tartışılan yeni ıron man konusunun ise spider-man'in yeni ıron man olması şeklinde bağlanacağını kesinlikle inanmıyorum. her ne kadar etrafından o şekilde sözler duysa da peter filmin sonunda kendisinin yeni ıron man olması değil, gerçek anlamda spider-man olması gerektiğini anlayacak. tony stark, peter'ı yeni ıron man olması için desteklemedi. ayakları yere basan, özgüveni yüksek bir spider-man olması için destekledi. eminin filmin sonlarına doğru peter her zamankinden daha fazla spider-man olarak yükselecek.

    geçen fragmana göre mysterio'yu daha fazla görme şansına sahip olduk. tekrar tekrar söylemek lazım ki kostüm muazzam görünüyor. mysterio'nun çıktığı sahneye ise elbette multiverse olayı damga vurdu. mcu'da multiverse olduğunu doctor strange filminden beri biliyoruz. ama avengers: endgame bize multiverse'ün başka versiyonunu gösterdi. zira doctor strange filminden öğrendiğimiz multiverse, dark dimension, mirror dimension gibi konsept olarak bildiğimiz fizik kurallarının çok dışında evrenlerdi. avengers: endgame ve spider-man: far from home ile birlikte dünyamıza ve evrenimize benzer özelliklere sahip evrenleri de görebileceğiz.

    mysterio, earth-833'ten geldiğini söylüyor. çizgi romanlarda earth-833, spider-uk'in yaşadığı evren. gerçek kimliği de william braddock. bir cameo görmek harika olur. asıl bomba ise mcu'nun geçtiği evrene earth-616 demeleri. çizgi romanlarda ana evren earth-616 evreni. hatta senelerce mcu'a earth-199999 dedik. büyük ihtimalle earth-616 tabirini nasıl ki çizgi romanlarda ana evren olarak kullanıyorlarsa filmlerde de ana evren anlamında kullanacaklar. earth-199999 ile devam edilmesini tercih ederdim.

    multiverse'den bahsetmeye devam edersek. hem mcu için hem de spider-man için çoklu evren teması aşırı derecede önemli. mcu ilk on senesine the ınfinity saga dedi. thanos ve ınfinity stones merkez haline geldi. pekala multiverse konsepti de ikinci on yılın hikayesi olabilir. çizgi romanlarda ıncursion denilen bir olay var. yani evrenlerin dünya gezegeni üzerinden çarpışması. dünyalardan biri diğer dünyayı yok ederse kurtuluş var. ama yok edemezse iki dünyanında evreni yok oluyor. evrenler çarpışa çarpışa iş secret wars'a gidiyor. işte bu hikayenin ayak sesleri olabilir multiverse'ün hayatımıza girmesi. spider-man için baktığımızda ise tabi ki hemen göze spider-verse çarpıyor.

    filmde villain olarak elementals'ı izleyeceğiz. en azından mysterio'nun gerçek doğası ortaya çıkana kadar. ben en başından beri elementals'ın mysterio tarafından yaratılan bir ilizyon ya da teknolojik birer varlık olduklarını düşünüyorum. elementals için spider-man'in çizgi romanlarındaki villain'larından esinlenildiği açıklandı. yani gerçekten hydro-man, molten man gibi karakterlerin mcu versiyonlarını izleyeceğiz. diğer ikisi açıklanmasa da birinin sandman olduğunu tahmin edebiliriz. ama sonuncusu gizemini korumakta.

    geçtiğim gün yapıcılar bir konudan daha bahsetti. o da uzun zamandır kendisi özleten j. jonah jameson ve efsane gazetesi daily bugle. filmde var mı yok mu sorusuna ne söylersek spoiler olur gibi bir cevap verdiler. ben bir şekilde bu filmde daily bugle ile ilgili bir şey göreceğimize inanıyorum. ama ne olur şu an tahmin etmek pek mümkün değil. günümüz dünyasında peter parker'ın spider-man fotoğraflarını bugle'a satması biraz demode kaçacaktır. farklı bir daily bugle versiyonu yapacaklarını düşünüyorum. onu da zaman gösterecek.

    her geçen gün spider-man: far from home'un çok başarılı bir film olacağına olan inancım artıyor. spider-man'i new york'tan çıkarmanın kulağa geldiğinden daha iyi sonuç vereceğini düşünüyorum. seriye farklı bir tat katacaktır. bu fragmanda stark tower inşaatı yeniden gösterildi. o bina bu film illaki birine satılacak. benim oyum norman osborn'a. norman osborn, mcu'ya girerse öyle sadece tek filmde spider-man ile uğraşacak bir villain olarak girmez. iş dark avengers'lara kadar gider. umarım öyle de olur.

  • pekmezli simide alışmak demektir. hatta 2 simide bir ayranı yetiştirmek. hele baharsa mevsimlerden, kızılday'dan bulvara vurup kendini soluğu meclis parkında almak. hiçbir şeyin olmadığı o parkta gelip geçeni izlemek.

    hayat boyu kullanmadığın sokak isimlerine alışmak demek ankara'da öğrenci olmak.

    + sevgilim burası neresiydi?
    - karanfil
    + peki burası?
    - burası da yüksel
    + şurayı biliyorum konurdu değil mi?
    - evet orası konur. peki dostun olduğu sokak neydi?
    + hangi dost? şaşırtmalı soru bu : )

    ezberlemeye çalışırsınız sokakların adlarını. buluşma yerleriniz kısıtlanır ankara'da. ya karanfil sokakta dost'un önünde buluşursunuz arkadaşlarınızla ya da ziya gökalp'te gima'nın önünde. her seferinde gima'nın hangi tarafı çelişkisini yaşarsınız. hoş gima falan da kalmadı ya artık.

    paranın geldiği gün sokaklara atarsınız kendinizi. kızılay'dan tunalı'ya kadar yürür, kıtır'da oturup bir kumpir yer, üstüne 2 de bira içersiniz. bazen kuğulu parkta kuğulara simit atarsınız. banklarda kuşlar üzerime pisleyecek diye korkup oturamaz, sonra oradan esat'a, oradan da kurtuluş'a eve kadar yürürsünüz.

    limon'a gidip manga, gölge'ye gidip raindog* dinlersiniz. ssk'da dolanıp çıkışta midye dolma yemek şarttır. sonra belki bir taksiyle esat. soluğu aspava'da alıp 1 dürüm döner, soslu olsun! dersiniz. yemeği yerken ayılıp, sonraki gün girilecek vizeyi hatırlar, boşver deyip kahkahalarla gülmeye devam edersiniz.

    odtü'lü değilseniz odtü şenliklerine özenirsiniz. giriş yasak diye yolun ortasında inip dolmuştan, tanımadığınız arabalara otostop çekersiniz. beytepe'de rektör kar küreme makinası almış geyiği yapar, gülersiniz. olgunlardan kitap alır, güven park'ta otobüs ararsınız. dolmuşların tek fiyat uyguladığını öğrenir ve alışmaya çalışırsınız.

    kış geldiğinde atkı kullanmaya alışırsınız ankara'da. soğuktan ciğerleriniz yanar, hatta sürekli tekrarlayacak bir hastalık kaparsınız. ellerdeki çatlaklara alışırsınız bir süre sonra. birbirini ısıtmayı öğrenir insanlar ankara'da. tek çift eldiveni paylaşır ve saçları kısa olan bereyi takar.

    ankara'da öğrenci olmak hayatta hiç unutamayacağın bir deneyim yaşamak demek. ve ne kadar geçerse geçsin, bahsi her geçtiğinde gözlerinin dolması demek...

  • ilginç bir kavim. pek çok devlet kurmuş bir kavim. savaşçılık yetenekleri bakımından dünya tarihinde rakipsiz bir kavim. kökenleri konusunda %100 netlik yok, ancak çoğunluğu çin kaynaklarına ait belirli bilgiler var.

    tarihsel olarak "moğol" kavminin ilk kökenlerinin, ilk kez milattan önce 7. asırda kayda alınan donghu olarak anılan kavimler konfederasyonunda olduğuna inanılır. donghu, eski çince'de "doğulu yabancılar" gibi bir anlam ifade eder. donghu konfederasyonu, bugünkü çin moğolistan'ı ve kuzeydoğu çin yöresinde yerleşmiş göçebe bir kavimler grubudur. bu kavimler grubu, m.ö. 2.-3. asırda (tam da asya hunları'nın ilk duyulmaya başladığı dönemlerde) çince'de xiongnu olarak anılan ve kendisi de bir kavimler konfederasyonu olan asya hunları tarafından (bizatihi mete han da bunlarla savaşmıştır) dağıtılmış, akabinde wuhuan ve xianbei (hsien-piadıyla da bilinir) adı ile iki ayrı konfederasyona ayrılmıştır. çin kaynakları bu iki ayrı konfederasyonun aynı dili konuştukları ve aynı kültüre sahip olduklarını ifade ederler. wuhuan daha güneyde, xianbei ise kuzey tarafında konumlanmıştır.

    xianbei konfederasyonu, asya hunları'nın (xiongnu) daha kuzeyine ve doğusuna yayılmış, yine göçebe olan bir mongolik konfederasyondur. xiongnu ile xianbei arasındaki ayrımın dilsel nitelikte olması muhtemeldir (birisi türki, diğeri mongolik unsurları içinde barındıracak şekilde). bölgedeki türki ve mongolik kavimlerin dip dibe yaşadıkları bilinmektedir ve konfederasyon düzenleri içinde birbirlerinden ögeler taşımaları muhtemeldir. tam olarak aynı dilleri konuşmasalar da, türki ve mongolik diller birbirlerinden farklı olsalar da, uzun yıllar süren bir kültürel ve dilsel etkileşim içinde oldukları ve yakın toplulukların bir şekilde ortak bir dil bularak anlaşabildikleri aşikardır (dillerin kendilerinden de bellidir -- keza cengiz han döneminde dahi bölgedeki türki ve mongolik ögelerin pek zorluk çekmeden bir arada bulunabildikleri veya diplomasi yürüttükleri bilinir).

    xianbei uzun yıllar kuzey çin ve moğolistan yöresinde yerleşik halde gezinmiş ve akabinde xianbei'nin bir güç ortaya çıkışı asya hunları'nın tarih sahnesinden silinmeye başlamasıyla paralel olmuştur. xianbei de tıpkı asya hunları gibi bir devlet kurmuş, uzun yıllar boyunca akınlarıyla çin'i hırpalamış; ancak bu devletin de sonu hunların devletiyle benzer olmuştur. zaman içinde bölünerek dağılmışlardır. yan , wei gibi kısa süreli devletler kurmuşlarsa da nüfuslarının belirli bir bölümü zaman içinde çin'e entegre olmuştur. kalanı ise zaman içinde yeniden toparlanmak üzere sıralarını beklemeye koyulmuşlardır.

    ancak sonrasında bu xianbei konfederasyonun ardılları, çin'e ve dünyaya uzun asırlar boyu (en az bin sene) damga vurmuştur. bu hikaye avarlar (rouran veya juan-juan diye de anılırlar) ve kitanlar ile başlamaktadır.

    sonrasında moğol imparatorluğu ile dünyaya nam salmışlardır.

    arkası yarın..