ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ibb'nin eminönü balıkçılarına kapıyı göstermesi
hoşlanıldığınızı gösteren üstü örtülü detaylar
-
işyerindeki merve'nin benim haricimdeki bütün arkadaşlarıma asılması. bana bu kadar mesafeli durduğuna göre kesin hoşlanıyo amk. geçen gün beni görünce kafasını çevirdi yönünü değiştirdi. yüzünde iğrenç bir ifade ile uzaklaşınca tam emin oldum.
bağcılar'da polisle minibüs şoförünün kavgası
-
abd de olsa şu anda gövdesinde beş mermiyle morgda yatıyor olacak olan minübüs şoförünün kavgasıdır.
(şu klişeyi de yazdım artık çok rahatım sözlük.)
materyalizm ile idealizm arasındaki farklar
-
- her şeyden önce materyalizmin dinamik, idealizmin kendi içinde donuk bir öğreti olduğunu belirtmek gerekir. her ne kadar kendi içinde gelişim gösteriyor gibi gözükse de platon döneminden kalma zırvaları tekrarlamaktan illeri gidememiştir. bu gerçeği bir diğer idealist olan whitehead ifade etmişti. gerçi çağımızda bu eleştiri biraz desteksiz kalıyor. "integral aqal" gibi uçuk teorilerde ilginç düşünceler yakalanabilir.
- tarihte bilimin geliştiği yerde materyalizmin de geliştiğini görmek mümkündür. bilim durduğunda(mesela ortaçağda batı) materyalizmde zerre ilerleme göremezsiniz. buradan idealistlerin köstekçi, gelişmeye engel ve her şeyi bildiklerini sanan tayfadan olduklarını çıkarabiliriz. anaxagoras ayın taş olduğunu söylediğinde onu ölümle tehtid edip göçe zorlayanlar (yüce demokraside), atomcuların fikirlerinden nefret eden büyük deha platon (atom kavramı modern bilimim tekrarladığı bir şey oluverdiğini görebilmiş olsaydı keşke) hep aynı ülkenin imamlarıdır.
- maddenin atomlardan oluştuğu fikrini ortaya atmış leukippos,demokritos gibi dehaların zamanlarında yazdıkları 300 kitabın herhangi bir ortalıkta yoktur! egemen görüşün bu eserlere saygı göstermemiş olması idealistlerin aynı zamanda korkak tavuk olduklarını gösterebilir ve işin ekonomik yapıyla bağlantısını açığa vurabilir. din-afyon meselesi.
- insan kendi iradesini yadsayamaz. bir robot olduğum için böyle düşünüyorum dedikten sonra felsefede tartışma yapmanın bir anlamı olmaz. tanrı her şeyi biliyor ise benim de ne yapacağımı biliyordur. benim ne yapacagimi biliyorsa ben erk sahibi olamam! (yapan ben değilim o'dur çünkü) şayet eğer benim neler yapacagimi bilmiyor ise tanrının dışında kalan bir şey olacaktır. sonuç olarak her seyi bilen tanrı, erk sahibi insan fikri ile çelişmektedir. paradoks ancak tanrıdan ayrı hareket eden bir insan varsayılmadığında yani tanrıya denk insan fikriyle birlikte aşılabilir. bu fikir hoşa gitmediyse geriye her şeyi kapsayan bir varlık varsaymayan maddeci iddia kalır. idealizm kendi paradokslarını çözmeyerek işi duyguların üstüne yıkma eğilimindedir.
işin esası materyalizm ve idealizm arasında pek fark yoktur. ikisi de düşüncenin kendi kendine yarattığı problemlerdendir. kavga eden iki güruh arasında taraf olmak ile görmek-anlamak arasındaki fark çok daha önemlidir. descartes'a bakan hem bir idealist, hem de bir materyalist görebilir fakat "descartes olmak" bir kelimenin sonuna -izm ekleyerek aktarılamaz.
başkası için akbil basıp parasını almayan insan
-
rahmetli babam, bir gün akşamüstü eve gelmiş, arabayı park ediyormuş. tam o sırada, apartmandan çıkan komşumuz, babamı " gidiyor " sanıp, " abi, beni de .......... 'ye bırakır mısın ? " deyince. babam hiç bozuntuya vermeden, sanki yeni çıkıyormuş gibi yapıp, komşumuzu istediği yere bırakmış.
bırak akbil için para almayı, komşuya " ben yeni geldim " diyemeyecek kadar nazik bir adamdı benim babam.
vefat ettiği günün gecesi, onunla ilgili eşten dosttan bunun gibi onlarca anı duydum. onlarca kişinin babamı anlatırken, gözlerinin nasıl parladığını, " o'nun gibisi yoktu " deyip ağladıklarına şahit oldum. babam bu " mallık " ları yüzünden çok sevildi.
trilyoner olsan ne yazar, önemli olan sen öldükten sonra, arkandan nasıl konuşulduğu. " bırak şu pezevengi " de denir " o'nun gibisi yoktu " da denir. ben, bizzat tanık olduğum için; babamın gibi cenazesi olamayacak kişiler için üzülüyorum. yazık çok yazık.
zorunlu edit: başlığın orijinal hali " başkası için akbil basıp parasını almayan mal " şeklinde idi. aslında ben o " mal " kelimesine kızıp, bu entry'i yazmıştım. lüften entry'i okurken, orijinal başlığı göz önünde bulundurunuz.
bana seneler sonra bu açıklamayı yapma gereği hissettiren ferrarisi olmayan adam'a, vita es morte'se ince görüşleri için minnetarım. ayrıca yaklaşık üç yıldır, mesajla başsağlığı dileyen, babam hakkında güzel yorumlar yazan herkese teşekkür ederim. etkilendiyseniz siz de güzel insansınız. tüm bu dualarınız, enerjiniz babama malûm olur inşallah.
cips paketlerinin içinden ıslak mendil çıkması
-
cips paketlerinden taso maso gibi ehemmiyetsiz şeyler çıkacağına parmakları temizleyip hunharca yalanmaktan kurtaracak bir mendilin çıkması tercih edilir. ilerici bir düşüncedir. en kısa zamanda hayata geçmesi dileğiyle...
ace in the hole
-
billy wilder denen yönetmen harikasından bir sinema harikası daha. filmimiz -bu yıl 100 yaşına basan- kirk dauglas'ın olağanüstü şerefsiz gazeteci yorumuyla medya insan denklemini ele alıyor. yönetmen ölmekte olan bir insan kendi haberinden daha değersiz olabilir mi sorusunu öyle bir cevaplıyor ki bize "ayvallah abi" demekten başka bir şey kalmıyor.
bir gün hepimizin kendinden daha değerli bir haberin öznesi olabileceği bu dünya gerçekten dandik bir dünya. film için basın eleştirisi diyorlar ya yanlış diyorlar, bu film insan ruhunun bir çeşit röntgeni. allah şifa versin marazlı ruhlarımıza.
az kişinin bildiği muhteşem kitaplar
-
millet dayısının, amcasının, mahallesindeki apaçi ergenin bilmediği kitapları "az kişinin bildiği kitap" olarak telakki etmiş. arkadaşım şu tepede, az kişinin bildiği muhteşem kitaplar diyor, sen buraya oblomov gibi klasikleri yazıyorsun. oldu olacak suç ve ceza yaz tam olsun.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
bir kulunu çok sevdim, o da beni sevdi. iyiyiz yani, bi sıkıntı yok.
chp'nin 13 yıllık akp iktidarını özetlediği video
-
tüyleri diken diken eden, ne türlü stres testlerinden geçtiğimizi hatırlatır;
https://www.youtube.com/watch?v=sc4aruxi_m4
https://twitter.com/…nchp/status/660143253014970368
içerik;
(bkz: 13 mayıs 2014 soma maden ocağı patlaması)
(bkz: madenciler güzel öldüler)
(bkz: 17 mayıs 2010 zonguldak grizu patlaması)
(bkz: yusuf yerkel)
(bkz: 31 mayıs 2013 taksim gezi parkı polis saldırısı)
(bkz: hrant dink)
(bkz: ergenekon operasyonu)
(bkz: 10 ekim 2015 ankara barış mitinginde patlama)
(bkz: 20 temmuz 2015 suruç canlı bomba saldırısı)
(bkz: 28 aralık 2011 şırnak'taki köylülerin bombalanması)
(bkz: 11 mayıs 2013 reyhanlı bombalı saldırısı)
(bkz: 19 ekim 2011 çukurca çatışması)
(bkz: 5 eylül 2012 afyonkarahisar'daki patlama)
(bkz: 11 şubat 2015 özgecan aslan cinayeti)
(bkz: kadına şiddet abartılıyor)
(bkz: ak-saray)
(bkz: yarbay mehmet alkan)
(bkz: sırtta çuvalla cenaze taşımak)
(bkz: 11 haziran 2013 çağlayan adliyesi gözaltıları)
(bkz: dilek doğan)
(bkz: metin lokumcu)
(bkz: 10 yılda 10723 işçinin iş kazası sonucu ölmesi)
(bkz: 6 eylül 2014 mecidiyeköy asansör kazası)
(bkz: 28 ekim 2014 ermenek kömür ocağı kazası)
(bkz: madenci oğlunu yırtık ayakkabıyla uğurlayan baba)
(bkz: oğlum yüzme de bilmezdi suyun içinde ne yaptı)
(bkz: 23 ekim 2011 van depremi)
(bkz: 2015 ekonomik krizi)
(bkz: kıyıya vuran suriyeli göçmen çocuk cesedi)
(bkz: suriyeli mülteciler)
ve daha onlarca rezalet.
edit: (bkz: oy ve ötesi t3 gönüllüsü çağrısı)
(bkz: özet oy ve ötesi sandık müşahidi eğitimi)
mrna aşılarının seneler sonraki yan etkileri
-
mrna aşılarının karşıtları inanılmaz cahilsiniz ama yapacağım açıklamalar sizi iyi etmeye yetmez. o nedenle size değil burayı okuyup aklı karışabilecek olan eğitilebilir cahillere seslenmek istiyorum.
mrna sitoplazmaya girer, çekirdeğe girmez.
mrna dizisinin okunma sayısı bellidir, üreteceği protein sayısı bellidir.
üretilen proteinin ömrü bellidir.
bu parametreler sabitken bu aşının uzun dönem bir etkisinin olması imkansızdır.
bakın düşük bir ihtimal de olsa olasıdır, mümkündür bile demiyorum
imkansızdır.
rica ediyorum sizden daha cahil insanların görüşleriyle aşı karşıtlığına kapılmayın.
bu alanda makale yazıyor olsam ben de uzun dönem etkileri araştırmalar henüz yapılmadığı için bilinemez yazardım ama halkın bu tip bir kesinliğe ihtiyacı yok. halk mümkün olan/makul olan kesinlikle yetinmek durumunda. her gün 3 kilo domates yemenin 10 yıllık etkileri üzerine de bir çalışma yok ve bu tarz bir beslenmenin uzun vadede insana ne yapacağı bilinemez. ancak domatesi biliyorsanız yiyecek adama yeme demezsiniz. hakkında makale yazıyorsanız bilemeyiz dersiniz.
mrna aşılarının uzun vadeli etkilerini bilmiyoruz demek bu tarz bir veridir.
biliminsanları kafalarına göre asla zarar veremez, kesin zararsızdır diyemezler makalelerinde. bir şeyi bilmiyorlarsa bilmiyoruz yazarlar. zaten öyle de yazmak zorundalar. ben de bilimsel bir metin yazarken %99.9 emin de olsam %100 değilse bilemiyoruz yeterli çalışma yok yazıyorum. ancak mrna'yı biliyoruz, hücreyi biliyoruz, mrna'nın sitoplazma içinde ne yaptığını biliyoruz, aşının nasıl işe yaradığını çok net biliyoruz. tüm bileşenlerin ömürlerini biliyoruz. aşının insanlar üzerinde yapılan faz çalışmalarını ve sonuçlarını biliyoruz.
noktaları birleştirince makul kesinlikle aşının insanlığa faydalı olduğu sonucuna ulaşıyoruz.
bunları bilerek isteyen aşısını olur, istemeyen olmaz.
konu bu.
edit: mesaj kutum çöktü. ilginize de eleştirilerinize de teşekkürler ama cevap yazmaya yetişmem mümkün değil. sözlüğün bu dinamik yapısı beni hep cezbetti. iyi ki varsınız.
kamu spotu: şeker orta vadede kesin olarak ömrünüzü kısaltıyor. aşıyı istiyorsanız tartışın ama şekerden uzak durun.