hesabın var mı? giriş yap

  • cübbeli’nin yakın zamanda imam hatipleri eleştirmesi jakuzi medyası tarafından tepkiyle karşılanmıştı. “çocuklarınızı imam hatip’e vermeyin” diyen cübbeli, yeni şafak başta olmak üzere yandaş gazeteler tarafından hedef alınmıştı. bunun yanı sıra akp taraftarlarının da ağır eleştirilerine uğrayan cübbeli isyan etti.

    --- spoiler ---

    ben dinin, imanın gereklerini söylüyorum, mahmut hoca’yı savunuyorum, saldırılara maruz kalıyorum. söylediğimin hangisi yalan, hangisi inanca aykırı? sorsan yüzde 99’u müslüman diyorlar, toplumun yüzde 17’si ateist olmuş, ne kadar deist var bilmiyoruz, ama hataları dile getirdiğim için beni hedef alıyorlar.

    bir zamanlar atatürk’ü savunduğum için de hedef olmuştum. ben atatürk dönemi diyaneti’ni istiyorum. onun döneminde diyanet, maturidi çizgisindeydi. ya şimdiki ilahiyatçılar? bir kısmı vehhabi, bir kısmı ehli sünnet dışı başka ekollerden. bunları söylemeyelim mi?

    inanın artık tarikatları, cemaatleri savunamaz oldum. liyakat yok, koltuklara oturmuşlar. dernek diye, vakıf diye holdingleşmişler. ben bedel ödedim, fetö de beni hedef aldı, hapse attı. ya bunlar? bugün beni hedef alan yeni şafakçılar o vakit fetö’nün izindeydi
    --- spoiler ---

    kaynak

  • 5071tl alacak meslek grubu sokaklarda 3-4 kişi halinde dolaşacak, 4013tl alacak meslek grubu ise okullarda bir şeyler öğretmeye çalışacak.

  • başınıza bir iş geldiğinde, lise arkadaşı nerdesin diye sorar; üniversite arkadaşı nasıl oldu diye.

  • enkazı değil enkazın ardından hızla toparlanan ve geleceğe güvenle bakan, artık şehit haberi gelmeyen bir ülkeyi devraldı. aynı ülkeyi; doların rekorlar kırdığı, kimsenin (akp li yandaşlar hariç) gelecekten umudunun kalmadığı, binlerce gencimizi ve insanımızı terör sebebiyle şehit verdiğimiz, gerçek bir enkaza çevirdi. gerçek budur.

    edit: t a m a m

  • firefox kullanıcıları için hiç de şaşırtıcı olmayan durum.

    firefox'u da kapattıktan sonra bi 30-45 saniye daha kaynakları sömürmeye devam eder. hatta, "ulan artık bitmiştir" diyerek yeniden açmak istediğinizde "dur bakalım, firefox hala çalışıyor" diye uyarır sizi.

  • doğma, büyüme ve mevcutta hala bağdat caddesi ve çevresinde yaşamış/yaşamakta olan biri* olarak eski cazibesinde olmamasının 2 nedeni vardır benim açımdan.

    birinci sıraya avm'leri eklerim. sebebi ise; eskiden zara, h&m, vakko veya herhangi iyi bir marka sadece istanbul'un belli yerlerinde vardı. hatta diğer şehirlerden bile bu markalar için o belli yerlere gidilirdi mağazalar için. şimdi ise her avm'de her marka var. avrupa yakasında veya anadolu yakasının cadde'ye göre uzak kesimlerde oturanlar zara için neden bağdat caddesi'ne gelsin ki? tabii ki en yakın avm'yi seçmekte ve alışverişi yapmakta. en büyük kaybını burada yaşadı bağdat caddesi.

    ikinci olarak açılan cafe sayısıdır. cadde kültürü; insanların yürüyüş yaptığı, yaparken mağazalara göz gezdirdiği ve varsa gözüne çarpan bir şey girip o mağazaya detaylı baktığı/satın aldığı bir yer idi. şimdi ise bir çok mağaza kapandı yerlerine cafeler, restaurantlar aldı. insanlar yürümek yerine mekanlarda vakit geçirmekte. bu konuda da kadıköy belediye'sine sonsuz teşekkür ederim.

    bunların dışında cadde ve çevresine gelen insan kalitesinin düşmesi, mekan sahiplerinin barzolaşması, belediyenin cadde ve çevresini süsleme çabasının yetersizliği ve tabii ki inşaatlardan caddeye girilememesi de etkilidir. ancak direkt olarak bir cadde yaşayanı olarak ilk 2 sebebimin eline su bile dökemezler.

    istiklal caddesi'nden sonra sıra ağır ağır bağdat caddesi'ne gelmekte. bunu yine biz görebiliyoruz ama yetkili kimse göremiyor. çünkü yetkileri kadar bazı insanlar rüşvet almakta. o rüşvetler de her zaman yaşanabilir ortam sağlamaktan daha keyif verici geliyor o yetkili abilere.

  • bir teyzenin hasta kocasının canının muz çekmesidir.

    az önce annemle birlikte markete gittim. hasta olduğum için yiyebileceğim bazı şeyler vardı onları aldım. kasada bir teyze kasiyer kızla konuşuyordu. "hasta da, canı çekti çok" diyordu.

    kasiyer kız da "teyzecim o zaman tuvalet kağıdını bırak, ya da muzu bırak" diyordu.

    1 tane muz ve tuvalet kağıdı almış.

    1 muz ve tuvalet kağıdı.

    elinde 25 kuruş kalmış.

    beğenmeyip de yemediğimiz o muzlar var ya. onlardan 1 tane sadece. kocası hastaymış ve canı çekmiş...

    alamayacaktı muzunu. ya da tuvalet kağıdını.

    ama alabildi. çünkü onun duasını almak bana nasip oldu.

    belki senin duan da bana şifa verir teyze? otomatik kapıdan korktun ya teyze, geçemedin ya oradan...

    ben eve gelince ağladım biliyor musun?

  • sözlükte bu aralar salgın şeklinde yayılan hastalık. bilinen en önemli semptomu; şöyle güzel, böyle kafası var diye roman yazar gibi 50 paragraf bonzaiden bahsedip entry'i "kesinlikle ama kesinlikle içmeyin! bak allah'ın adını verdim ne olur bunu kendinize yapmayın! söz mü? içmeyeceksiniz değil mi???" diye bitirmek. ya viral reklam, ya da madalya falan bekliyorlar sanırım.

    (bkz: geçen gün yine arkadaşlarla bonzai içiyoruz)