hesabın var mı? giriş yap

  • ilk sahnede ekran karanlıkken kulaklarımızda çınlayan "i believe in america." repliği ve ardından aydınlanan ekran, kameranın yavaş yavaş zoom out yapması. adamın konuşmaya devam etmesi. o konuşma, o sahne bu filmin özüdür. sırf o ilk sahne yetiyor bu filmin büyüklüğünü anlamaya. yeminle yetiyor... anam anam. tarifi imkânsız ya. çok çok iyi film valla...

  • öncelikle grip olduğundan emin olun: viral bir rahatsızlıkla bakteriyel rahatsızlığın tedavisi farklıdır.

    viral: burun boğaz iflas iken sıcak içecekler (çorba, hele mide de bozuksa tavuk suyuna çorba gibi tok tutacak ya da mide rahatsa baharatlı çorbalar, adaçayı, papatya, tarçın. ekinezya kış çayı harmanları çok dandik olabiliyor)/uyku, c vitamini ve (ihtiyaca göre) aspirin, bolca terledikten sonra üzerine duş, antibiyotik yok. açılmaya başlayınca iyi giyinip soğuk havada gezmece.
    bakteriyel: istirahat, ılık hatta serin içecekler, sıcaktan kaçının. çorba iyidir, ama kaynar sıcak olmasın. çabuk iyileşmek gerekiyorsa doktordan antibiyotik talep edin ve rapor alın. üşütmeyin, sıcak sıcak uyuyun, gözlerinizi kapatın olmadı.

    ikisinde de açılmaya başlayınca mutlaka kalp atımını ve nefes alımını hızlandıracak işler yapın, balgam atma süreci hızlansın (onları yutmuyoruz, tükürüyoruz, hijyen hassasiyetimiz de bir seviye daha artıyor). öksürük içinde kalacak olursanız da su içip istirahate devam.

  • -sabah koşuya çıkan insanlar varsa
    -avm dışında açılmış bi starbucks varsa
    -kadınlar tayt giyip yürüyüş yapabiliyorsa
    -kaliteli bir burgerci varsa
    -lüks markalardan alışveriş yapabileceğiniz mağazalar varsa
    -gurme market bulabiliyorsanız

    yüksek gelir düzeyine sahip, elit bir muhittesiniz demektir

    -insanlar kaldırım yerine yoldan yürüyorsa
    -restoranlar genelde çiğ köfteci, kebapçı, şerbetli tatlıcı ise
    -discount marketler normal marketlerden fazlaysa
    -sokağa çıktınızda 10 tane erkek görürken 1 tane kadın görüyorsanız

    düşük gelirli, gerici bir semtte olmanız olasıdır

  • köprü direk yukarıya bağlı, belediyenin konu ile alakası yok. ekrem başkana bağlamak isteyen cahiller çıkabilir, belirtmek istedim.

    allah sabır versin günlük karşıya geçenlere. çekilecek dert değil.

  • gittiğimde evde eşyaların da olacağını ummuştum, boş bir evle karşılaşmak şaşırttı doğrusu, ama hiç hayal kırıklığı yaşamadım. evdeki loş karanlık, sessizlik, kapatılmış pencereler, kütüphaneden geçilen gizli geçit, burada fark edilmesinler diye çıt çıkarmadan korku içinde yaşayan iki ailenin izlerini taşıyordu. ve beni en çok hüzünlendiren duvarda çocukların boyunun ölçülmesi sonucu kalmış işaretler.

  • yarım tavuğa bakıyoruz, 2 tl. yarım kokoreç 6 tl 7 tl. neden? hayvanın bokunu yiyip yemediğimiz belli değil, 7 tl'yi kitliyolar. öbür tarafta boksuz et 2 tl, burada boklu et 7 tl? bu nası mantık lan ecdadına koştuklarım...
    üzücü.

  • küçükken izlediğim çizgifilmlerde adam koşarak uçurumun kenarına geldikten sonra birkaç saniye daha uçurumda koşmaya devam ederdi. sonra birden duruma ayıkıp aşağı baktığında altında boşluk olduğunu görünce düşmeye başlardı. kısacası seçimler geçene kadar on gün daha boşlukta koşacağız, kararın tercümesi budur.

  • (bkz: #86442605)

    okumaya üşenenler için emsal kararın özeti:

    --- spoiler ---

    erkek: boşanmada kusursuz
    kadın: başka biriyle aşk yaşamış, gönül ilişkisine girmiş. dolayısıyla kusurlu.

    erkek: işsiz
    kadın: çalışıyor ve geliri var.

    sonuç: aldatılan ve geliri olmayan erkek, aldatan ve çalıştığı için geliri olan karısına mahkeme sonuçlanıncaya kadar nafaka verecek.

    --- spoiler ---

    şu anda samimi olarak yazıyorum, aynı durumda ben olsam ve kendim işsizken, beni aldatan ve geliri olan eşime nafaka ödemek durumunda bırakılsam ben o nafakayı ödemem.

    gerekirse hapse girer yine ödemem. e ben ödemeyince sürekli hapse gireceksem de bir süre sonra "la nasıl olsa hayatım kaymış, kadın zevkinde aleminde" diye düşünür kendi adaletimi kendim sağlarım.

    kimse de bik bik etmesin bana.