hesabın var mı? giriş yap

  • gelişmiş modern ülkelerde sokak köpeği yoktur

    bir tanesinde bile yoktur

    modern ülkelerde en önemli şey insan hayatıdır

    insan hayatından önemli hiç bir şey yoktur

    buna tehdit oluşturabilecek her şey yok edilir

  • kayıp yazar olduğum günlerde, tuvalette oturmuş çamaşır makinesinin üzerindeki orkid paketinin üzerindeki yazıları okurken aklıma geldi.

    prehistorik dönem kadınlarının regl çilesi, insanları hayatlarından soğutan çok beter bir şey olmalı. isa'nın çilesinden eski, kanlı, sancılı ve zorlu bir süreç... bu çile, doğal seleksiyonun insan ırkını mükemmelleştirmesi için de bir adımdır bence.

    düşünsene, mağaralarda yaşıyorsun... hijyenik ped diye bir olay yok. onu geçtim hijyenik hiçbişey yok zaten. mikrop kapmaya müsaitsin. kan kokuyorsun, vahşi hayvanları bulunduğun bölgeye çekiyorsun...

    hadi hepsini geçtim... majezik yok lan!!! majezik olmadan olur mu? olmaz! çikolata yok, sıcak su torbası yok...

    iyi ki bu dönemde doğmuşum.

  • antalya'da yaşayan/ merak eden çoğu kişi şehrin adının bergama kralı görsel / görsel 2. attalos/ attalia/ adalya'dan geldiğini bilir, fakat ilçe adlarının nereden geldiğini pek bilmez...
    bazı ilçe adlarının nerelerden geldiği ile ilgili:

    döşemealtı:
    binlerce yıldır kullanılmış olan antik döşeme boğazı yolundan adını almaktadır.görsel / görsel

    korkuteli :
    8. osmanlı padişahı ikinci bayezit'in büyük oğlu/ yavuz sultan selim'in de abisi olan şehzade korkut'un buraya gönderilip, burada yaşayıp, yine burada öldürülmesi sebebiyle ismini bu şekilde almıştır. korkud eli

    kemer :
    su kemerlerinden geliyor diye biliyordum... görsel phaselis
    ancak şöyle de bir şey okudum: " 1910'lu yıllarda eski köy adı ile bilinen ve dağlardan gelen seller sonucu göl ve bataklıklardan oluşan bir yerleşim yeri vardı. eski köy halkı, kendilerini bu sellerden korumak için, dağların eteklerinde 23 kilometre uzunluğunda bir taş duvar ördüler. sonraları, bu duvar nedeniyle köylerine kemer diyeceklerdir."

    elmalı:
    elma yetiştiriciliği yaygın olduğu için bu adı aldığı söylenir. edit: bizans döneminde adı "alimela" imiş.

    finike :
    yunanca phoiniks / phoneix (çöldeki hurma ağacı)
    fenikeliler'in anadolu topraklarında şu an finike olarak adlandırılan yere göç etmesinden dolayı bu isme evrildiği düşünülüyor.

    demre :
    mersin bitkisi/ myrrha/ myra/ zamanla türkçeye evrimleştirilerek demre.

    kaş :
    meis adası göz, karşısındaki topraklarda yurttaşlarımızın yaşadığı yer de kaşa benzetildiği için kaş ismini almıştır. google earth görüntüsü görsel

    konyaaltı:
    falezlerin altında (batısında) kalan kısma denildiği için koy altı/ konyaaltı denilmiş. bir başka rivayete göre de selçuklu zamanında antalya konya 'ya bağlı olduğu için konya ile ilişkilendirildiği söylenir.

    ibradı:
    yüksek rakımlı dağlık ve soğuk bir ilçe olduğu için arapçada "soğuk yer" anlamına gelen "ibrad" kelimesinden türediği düşünülmekle birlikte kesin bir bilgi söz konusu değildir.

    alanya:
    selçuklu hükümdarlarından sultan 1. alaaddin keykubad'ın burayı fethetmesinden ötürü sultanın adına göre alaiye denilmiş; zamanla alanya olmuş.

    gazipaşa :
    delibaş isyanının bastırılmasında mustafa kemal atatürk ve silah arkadaşlarına yardım eden o zamanki ismiyle selinti (selinus antik kenti) halkını ödüllendirmek isteyen bakanlar kurulu’nun 21 ekim 1922 tarihinde selinti bölgesini ilçe yaptığını ve ismini “gazipaşa” olarak değiştirilmiştir.

    debe edit: ülkemizde ulaşılması en zor antik kent olan mnara antik kenti'ne yolculuk ....

  • güney yarımküre'nin en güneyinde bulunan ve ülkeye sahip olmayan tek kıtadır. kıta, güney kutbunu içermektedir.

    14 milyon kilometrekarelik bir yüzey alanına sahip olup dönem dönem yaklaşık 5000 kişilik geçici nüfusa sahip olmaktadır. yerel saati bulunmayan antarktika kıtası'nın neredeyse tamamı(%98) buz ile kaplıdır. dünya'nin en kurak yerlerinden birisi olan bu soğuk kıtanın bazı noktalarına 2 milyon sene yağmur yağmadığı bilinmektedir. bitki örtüsünün oldukça sınırlı olduğu antarktika'da, kutup ayısı da yaşamamaktadır.

    ortalama rakımın 2200 m olduğu bu beyaz kıtanın en yüksek bölgesi ise yaklaşık 4897 m yüksekliğindeki vinson dağıdır. kıtada ayrıca volkanik dağlar da bulunmaktadır.

    antarktika'da iklimi birçok değişken belirlemektedir. fakat en önemli değişken güneş ve toprak ilişkisinin geometrisidir. bunun yanında, larsen buzul dağı'nın 1995-2002 yılları arasında dağılması sonucu kıtada iklim ve sıcaklık yavaş yavaş değişmiştir. nitekim 2020 şubat ayında tarihinin en yüksek sıcaklıklarını gören kıtada, arjantinli bilim insanları 20.75 dereceyi ölçmüştür. fakat dünya meteoroloji örgütü tarafından bu rekor için teyit beklenmektedir. en düşük sıcaklık ise 1983 tarihinde rusya'nın vostok istasyonu'nda ölçülmüş ve termometreler -89.2 dereceyi göstermiştir.

    bilimsel keşifler sonucunda antarktika bölgelerinin bazılarında antimon, krom, bakır, altın, kurşun, molibden, kalay, uranyum ve çinko gibi değerli madenler bulunmuştur. fakat hiçbiri ekonomik menfaati garanti eden bir miktara yaklaşmamıştır.

    7 farklı ülkenin 8 farklı bölgede toprağa sahip olduğu kıtada, marie byrd adlı hak iddia edilmemiş topraklar da mevcuttur.

    1961 yılında imzalanan antarktika antlaşması'na göre kıtada sadece bilimsel çalışma yapılabilmektedir. buna bağlı olarak orada 29 ülkenin 101 tane araştırma üssü bulunmaktadır.

    türkiye'den kıtaya ulaşım için, yeni zelanda veya şili'ye uçup sonrasında aktarma yapılması gerekmektedir. aktarma seçenekleri ise gemi veya uçaktır. gemiyi tercih edenler, 4-5 gün boyunca sürecek olan heyecanlı bir yolculuğa hazır olmalıdır.

    kaynaklar:

    brittanica
    wikipedia
    livescience

  • süleyman seba'dan ahmet nur çebi'ye

    fevzi çakmak'tan hulusi akar'a

    mustafa kemal atatürk'ten recep tayyip erdoğan'a

    koltuklar kimlere kalıyor böyle yazık. bir beşiktaşlı olarak utandırıyorsun bizi başkan, sus artık. puanında, kupanın da, şampiyonluğun da amk.

  • eger annenizi hiç taniyamadiysaniz "anne özlemek" olarak ifade edilecek durumdur. onlari aksam anneleri çagirir eve, siz kalirsiniz aksam karanliginda. onlarin anneleri ekmegin üzerine yogurt sürüp verir, kazaginin dügmesini diker. ah canim der sarilir ogluna, size "nasilsin ahmet, oynuyor musunuz uslu uslu?" diye sorar, belki yanaginizi da oksar usulca. siz de merak edersiniz, "benim annem de karanfil kokuyor muydu öpünce?"

  • türkiye cumhuriyeti’nin gelmiş geçmiş en çok adam öldüren katili yavuz yapıcıoğlu, 1967 yılında adana’da doğdu. yapıcıoğlu normal zamanlarında sakin ve başarılı bir insan olarak biliniyordu. okul hayatı başarılıydı. yakalandıktan sonra verdiği ifadede cinayetleri kendisinin işlemediğini, içindeki diğer adamın bunları yaptığını söylüyordu. genel olarak "deli taklidi yapan akıllı bir insan" görüntüsü çizen ama işlediği cinayetlere baktığımızda aklından dehşete kapılarak şüphelendiğimiz yapıcıoğlu, cinayet işlemeye başladığı zaman durmak bilmiyor, aynı gün içerisinde beş kişiyi öldürdüğü bile oluyordu. yapıcıoğlu defalarca yakalandı ancak her seferinde "cezai ehliyeti olmadığı" gerekçesiyle salınıverdi. kaldırıldığı hastahanelerdeki koğuş arkadaşlarını ve hastabakıcıları dövdü, birçoğunu soyarak işkence etti, bazen "isa" bazen de "atatürk" olduğunu iddia etti. zaman zaman, ne idüğü belirsiz bir "ışık" tarikatından bahsetti. kaldığı koğuşu ateşe verdi. dışarıda olduğu süre içerisinde abisinin dükkanını yakmaktan anneannesini öldürmeye; simit parası istediği birisini para vermediği gerekçesiyle ankara otogarında şişlerken, işlediği bu cinayeti o an gören bir adamın boğazını garın içinde kesmeye kadar birçok dengesiz davranışta bulundu. hep kaçtı, kurtuldu. yakalandığında yine salıverildi. bu süreçte trajikomik hadieselere de neden oldu: babasıyla yaşadığı bir polemiğin ardından babasını öldürmeye çalışırken babasının açtığı pompalı tüfek ateşi sonucunda adana’daki evinden kaçarak ayvalık’taki anneannesine sığındı. anneannesinin annesi hakkındaki sözlerine burada sinirlenen yapıcıoğlu, anneannesini kafasına kül tablası vurmak suretiyle öldürdü. bu olayı duyan anne yapıcıoğlu, bir gün sonra kalp krizinden öldü. bu ve bunun gibi birçok zincirleme ölüme sebebiyet de vermiş olan yavuz yapıcıoğlu’nun kanıtlanmış 20, kanıtlanamayan da 50’ye yakın cinayeti bulunuyor. bu cinayetleri ilgi çekici yapan şey, katilin belli bir kurban profiline sahip olmaması olarak gösterilebilir ve tüm bu cinayetlerin traji-komik hadiseler etrafında cereyan etmesi tespti yapılabilir. örneğin, bir cami avlusunda kendisine ısmarladığı dondurmayı yemeyi reddeden belçikalı bir kadın turisti avluda öldürmesi gibi. ya da, pertevniyal lisesi önünde bir kız öğrenci ve hizmetli arasındaki tartışmaya birden bire karışarak her iki kişiyi de önce azarlaması, sonra bu kişilere sırasıyla saldırması ve kişileri orada tornavidalaması ya da kaçtığı şehirlerden birindeki bir camiye sığınıp camide kalmak istemesi üzerine cami imamının yapıcıoğlu’na izin vermemesi ve bunun üzerine cemaat namaz kılarken yapıcıoğlu’nun imamı kulağından "tornavidalaması" ve bu tornavidalama anına kadar geçen yirmi dört saat içerisinde dört beş kişiyi daha öldürmesi gibi. mahkemeye son çıkışında, salınıverildiği her tutuklamanın ardından cinayet işleyen bir adama dönüşmüş olması sebebiyle, türkiye tarihinin en büyük psikolojik kurullarından birisinin kurulmasına neden olan bu adam, nihai olarak "akıl sağlığının yerinde olduğuna ilişkin bir rapor" sebebiyle "cezai ehliyet kazanarak" tutuklanabilip tekirdağ kapalı cezaevi’ne yollandı ve herhangi bir aftan yararlanmadıysa ya da bir firar gerçekleştirmediyse halen burada kalıyor.

    (bkz: copy paste değil alın teri)

  • - abi lost diye bi dizi keşfettim, süper!
    - ...
    - noldu abi sustunuz bişey desenize?
    - ...valla bir tavır takınacaktık sana ama, ondan bile vaz geçtik.

  • sozluk ergenlerinin cig ve seviyesiz yorumlarini bir kenara birakirsak, cok cesur bir adimdir.

    angelina jolie 39 yasinda. annesi, anneannesi ve teyzesi yumurtalik kanserine yakalanip genc yasta olmusler. hatta annesi 49 yasindaymis kanser teshisi kondugunda. doktorlar da angelina jolie'ye kansere yol acabilecek genlerden bazilarini tasidigini, %50 ihtimalle bu hastaliga yakalanacagini ve eger onlem olarak ameliyat olmak istiyorsa annesinin hastaliga yakalandigi yastan 10 sene evvel olmasini soyluyorlar (kanser belirtileri basgostermeden). o da bugune kadar bekliyor ve nihayet ameliyati olmaya karar veriyor. 6 cocugunu kucuk yasta kanser yuzunden annesiz birakmamak icin; yumurtaliklarindan, bir daha gebe kalma ihtimalinden ve ostrojeninden vazgeciyor kadin. ameliyat sebebiyle aninda menapoza girecegini ve vucudu henuz menapoza hazir olmadigindan bu sureci cok agir gecirecegini bilmesine ragmen, henuz 39 yasindayken bu karari veriyor. iste annelik ve kadinlik boyle seyler. kafanizin almadigi konularda yorum yapmayin evladim, gidin az otede oynayin.

  • yine birileri mağdur olmuş, beleşe marş yapmış. marşı dinlemedim. yapmasaydın.

    euro 2020 yatırımları amma patladı. dün maçtan hemen sonra çıkan turkcell reklamını izlerken bir gülme geldi.

    kıraç takımın başarılı olacağını herkesin marşını söyleyeceğini düşünürken turnuva bizim için erken bitti. marş çöp oldu, kıraç da bize trip attı. valla çok komik lan.

  • fenerbahçeli cemil.
    alman kaleci mayer.
    franz bekenbauer.
    tacsız kral pele.
    nadya komanaçi...