hesabın var mı? giriş yap

  • ergofobi, çalışma korkusudur. ergofobisi olan kişiler, çalıştıkları yer veya çalışma ortamıyla ilgili aşırı kaygılara sahip olma eğilimindedir. bazıları el işçiliğinde veya çalışmanın kendisinden korkabilirken, diğerleri iş bulma korkusu yaşayabilir. bu vakaların tümü ergofobi olarak sınıflandırılır.

    iş korkusu, kaygı ataklarına yol açabilir ve kişinin profesyonel olarak işlev görme yeteneğini bozabilir. çoğu insanın hayatta kalmak için bir işi sürdürmesi gerektiğinden, bu fobi, sahip olan kişinin hayatı üzerinde büyük bir etkiye neden olur.

    ergofobi, kişinin işi yüzünden aşırı stresli ve bitkin hale gelmesi ve mesleki tükenmişlikten kaynaklanabilir. kötü niyetli bir işveren veya bozuk iş-yaşam dengesi gibi olumsuz iş deneyimleriyle de ilişkilendirilebilir.

    ergofobi genellikle sosyal fobi, topluluk önünde konuşma korkusu veya eleştiri korkusu gibi fobilerle ilişkilidir.

  • cem yılmaz merdiven altı yerlerde çıkarak, karikatür dergilerinde çizerek, tamamen yeteneğiyle bugüne geldi ve kendisini çıkarttı. başlık da, başkasının "yeni cem yılmazlar çıkarırız" demesi karşısında haklı olarak, öfkelenerek ettiği söz. bu kez olmaz, evet (bkz: cem yılmaz'ı yedirmeyiz)

  • "ajda pekkan, şarkıda "arada sırada aklıma geliyor." diyor.

    bu yaşta, o kadar geldiğine dua et. babaannem senin yaşındayken, kenan evren'i kocası sanıyordu..."

  • yahu dedim neymiş bir bakayım. holdingin kurulduğu tarih 1926, bir dünya savaşı, iki askeri darbe, bir düzine kriz, bi dünya hükümet eskitmiş. ülkenin en stratejik kurumlarını elinde tutuyor, fortune 500'teki tek türk şirketi, ülkenin açık arayla en büyük sanayii şirketlerine sahip, her yıl ihracata çok ciddi katkıları olan bir topluluk bu. sen çıkıp diyorsun ki iki tane imam hatipli, koca koç'u bitirecek. maklubeyi fazla yiyince sanıyorum ki insan böyle kendini dev aynasında görüveriyor.

    dünyaca bilinen kaç firmamız var diyenler pek gezmedi sanırım, zira ben ingiliz arkadaşımın evinin mutfağında çekilen fotoğrafta arkada 'beko' yazısını gördüğümde dudağım uçuklamıştı nedense. var işte, biliniyor, çatır çatır satıyor da. (ingiltere'de pazar payı %16, toplam üretimin %51'i ihracata gidiyor)

    inşaat üzerine çalışmak kolay. koyarsın sermayeyi, alavere dalavereyle alırsın ihaleyi, çalıştırırsın işçiyi, yaparsın. uzan holding buydu, fişini çektiler. medya karteli olmaya oynayan doğan biraz kenara sıkışınca çark etti, e medya, altı boş, ne yaparsın? ama iş kurulu sanayii gücüne gelirse, ihracat gücüne gelirse, işte o biraz sıkar, öyle iki laf edip ortalığı alt üst etmeye benzemez. bu adamların kurduğu herhangi bir sanayii ekosistemini öyle iki kuruşa, çakma ihaleyle, maklubeci imam hatiplilerle kolay kolay kuramazsınız.

    özet olarak, büyük sermaye sahiplerine öyle inanılmaz ayılıp bayılmasam da, ülkemizin eski doğu bloku ülkelerindeki mafyöz hükümetlerin yolundan gidip 'bakın denetimde illa ki bir şeyler buluruz, üzeriz, akıllı olun' mesajı vermesi korkunç, ve medeni bir ülke olmayı planlayan türkiye'mize yakıştıramadığım bir hareket. en kısa zamanda ilgililerin akıllarını başlarına alacaklarını umut ediyorum.

    ekleme: off ne salaksınız ya. yok maaş alıyomuşuz, yok nemalanıyormuşuz. koç umrumda değil, sermaye sahiplerine bayılmadığımı da söyledim. koç'u savunduğumuz falan da yok, yolsuzluğu vardır çıkar eder incelenir ilk biz karşısında dururuz yine. hükümetin, kafasına göre birilerini 'karşısına alıp' bitirme tribine girmesine karşılık yazılmıştır bu entry, anladın? kiminle oyun oynadığını bil diye yazılmıştır. hüloğ.

  • ya yemin ediyorum kafayı yemiş insanlar. ne magazin konusu oluyorlar ne bir skandalları var, görünene göre mutlu mesut yaşıyorlar işte.

    ip gibi dizilmişler "sıkıcı çift ay çok sıkıcı" falan diye. ne yapsınlar amk siz sıkıcı bulmayın diye söyleyin bari? fileye paraşütsüz mü atlasınlar, ne bileyim ailece köpekbalığı kafesinde falan mı görmek istiyorsunuz? cidden insana yaranmak imkansız, hele ki sözlükte.

  • de niro'nun 80 yaşında baba olması ne derece sağlıklı? ahan da cevaplar.

    80 yaşındaki bir erkeğin çocuk sahibi olması biyolojik olarak mümkün olsa da, son derece nadirdir ve tipik olarak yardımcı üreme teknolojisi (art) gibi tıbbi yardım gerektirir. ileri baba yaşı, sperm kalitesi ve miktarındaki düşüşün yanı sıra yavrularda genetik anormallik riskinin artması nedeniyle doğurganlığı etkileyebilir.

    erkekler yaşlandıkça spermlerinin kalitesi ve miktarı giderek azalır. sperm sayısı azalır ve spermdeki dna hasarı olasılığı artar. bu faktörler doğurganlığı azaltabilir ve bir erkeğin çocuk sahibi olması için geçen süreyi artırabilir. ek olarak, ileri baba yaşı, otozomal dominant bozukluklar, otizm ve şizofreni gibi durumlar dahil olmak üzere belirli genetik bozuklukların riskinde artış ile ilişkilendirilmiştir.

    in vitro fertilizasyon (ivf) veya intrasitoplazmik sperm enjeksiyonu (icsi) gibi doğurganlık tedavileri ileri baba yaşıyla ilişkili bazı zorlukların üstesinden gelmeye yardımcı olsa da, potansiyel riskleri ve hem babanın hem de çocuğun sağlığını göz önünde bulundurmak önemlidir.

    ebeveynlik yaşını tartışırken toplumsal ve etik kaygıların da devreye girdiğini belirtmekte fayda var. ebeveynlerin çocuğun yaşamı boyunca yeterli bakım ve desteği sağlayıp sağlamadığı konusunda endişeler olduğundan, ileri yaştaki birinin ebeveyn olmasının uygun olup olmadığı konusunda insanlar farklı görüşlere sahip olabilir.

    nihayetinde, herhangi bir yaşta ebeveyn olma kararı, hem müstakbel ebeveynin hem de potansiyel çocuğun fiziksel ve duygusal iyiliği dahil olmak üzere çeşitli faktörlerin dikkatli bir şekilde değerlendirilmesini içermelidir. bu gibi durumlarda tıp uzmanlarına danışmak ve uzun vadeli sonuçları göz önünde bulundurmak tavsiye edilir.

    kaynak
    kaynak 2