hesabın var mı? giriş yap

  • yerli malı diyorsunuz da bizim çocukluğumuz yerli malı haftaları ile geçti.

    türkiye'de bizim nesillerde, ister köyde olsun ister şehirde, yerli malının önemini bilmeden büyüyen bir tane çocuk bulamazsınız.

    bilin bakalım bu uygulamayı kim kaldırdı ? güya milli eğitimi ab seviyesine getireceklerdi.

    şimdi yırtınıyorlar yerli ve milli diye.

    israil protestosu başka konu ama bunu yerli malına bağlayacak en son kişi bunlar.

  • febe müzesinin kupalarla doldurulması başka türlü mümkün olmadığından, aklına gelen en pratik çözüm olarak gerçekleştirmek isteyeceği eylemdir.

  • düşünün ki, iktidar partisinin kabinesinde görev yapan bir bakan, gurbetçi oyu toplamak için sınır kapısında insanları karşılıyor.

    bu sefer gidiciler lan galiba. *

  • islamcı teröristlerin sorusu. zeki alasya iyi ki masondu. senin gibi çocuk sikip kendini mi patlatsaydı?

  • az önce başbakan ünye'de sordu.

    keşke baştan söyleseydi bütün bu soruşturmalar falan hiç olmaz, yargımız hiç böyle antin kuntin işlerle uğraşmazdı. acayip ikna edici bir soru.

    ben apışıp kaldım şahsen.

  • dunyanin sonunu getirebilecek bir agac kesme operasyonunun adi. ozetle olay $oyle:

    agustos 1976, amerikan ordusunun korumasindaki guney kore ile komunist kuzey kore arasindaki sinir noktalarindan birinde, dmz denen askerden arindirilmi$ bolgede, guney nobetci kulelerinden birinin goru$unu engelleyen irice bir kavak agacinin budanmasi gerekmektedir. bu, her yaz yapilan rutin bir i$tir ama o sene kuzey kore, bir seri guney kore-amerikan ortak tatbikatini i$gal hazirligi olarak gormu$, ve agacin budanmasi icin aradaki bolgeye girecek guney kore ve abd askerlerine izin verilmeyecegi tehdidinde bulunmu$tur.
    18 agustosta kavak agacini budamak icin bolgeye giren iki amerikali, bir g. koreli subay ve 9 asker gozetimindeki i$ciler, agaci budamaya giri$tiklerinde 30 kadar kuzey koreli asker tarafindan sarilirlar. aralarindaki tarti$ma kisa surede arbedeye donu$ur, baltalar konu$ur sonuc 2 amerikali olmu$, 9 guney koreli i$ci yaralanmi$tir.

    vietnam sava$indan yenik cikmi$ abd hukumeti, bu a$agilamaya cok sert tepki gostermeye kararlidir, henry kissinger kuzeyin hemen bombalanmasini istemektedir, ba$kan gerald ford ise once agaci bir keselim, eger tepki gosterirlerse bombalariz goru$undedir. (not : elbette sert tepkinin tek nedeni basit bir sinir bolgesi sorunu degildir, kuzey kore ile guney kore-abd arasi ili$kiler super kotudur, o senelerde sava$ her an beklenmektedir)

    21 agustos 1976 gunu, tarihin en riskli agac kesme operasyonu paul bunyan ba$lar: koredeki tum abd birlikleri dogal olarak alarmda beklemektedir, stratejik hava kuvvetlerine ait cok sayida b 52 agir bombardiman ucagi, olasi bir cati$ma durumunda kuzey koreyi bombalayip -muhtemelen- 3. dunya sava$ini cikarmak uzere havalanmi$tir.

    neyse ki abd askerleri agaci kokten kesip yerine bir anit dikerlerken kuzeyliler bu sefer sinirlarinda kalirlar.

  • öyle bir noktada geliyor ki hayatınıza bu, ya kabul edip yaşıyorsunuz ya da daha fazlasını isteyip risk almaya devam ediyorsunuz.

    yaş ve yaşanılan hayal kırıklığı yüzdesine göre risk alma toleransınız düşüyor, bakıyorsunuz ki küçük şeyler de sizi mutlu etmeye başlamış, kıyıya vuran dalga sesi, oturulan bir koltuğun yarattığı rahatlık hissi huzur kaynağınız olmuş, "e böyle de güzelmiş ki hayat?" derken yakalıyorsunuz kendinizi.

    bu düşünceye bir de ortağınız varsa ki bu sevdiğiniz kişi olur, ev arkadaşınız olur, olay daha anlamlı oluyor, fikirler uyuşuyor, çatışma yaşanmıyor ve "less is more"u düstur kabul etmiş hale geliyorsunuz.

    mutluluk o kadar uzakta değil aslında, hırs denen şeyin dozunu iyi ayarlamak gerekiyor sadece.

  • mebpersoneli.com.tr adlı süpersonik siteden bir haber başlığı. gezi eylemlerine katılan bir kızın ropörtajını içeriyor güya. şiddetle okumanızı tavsiye ediyorum, baya komik.

    ibretlik haber

    "gezi parkına başından beri destek veren sevgi isimli 18 yaşındaki genç kızın anlattıkları akıllara durgunluk veriyor... kasımpaşa'da oturan sevgi evin tek çocuğu... taksim'de çiçekçilerin olduğu bölgede başından geçenleri talha akyürek'e anlatmış sevgi...

    kendi ağzından dinleyelim

    "abi bu olaylar bizim için bir eğlenceydi, kendimize heyecaln, aksiyon arıyorduk. ne devrimi, ne parkı, ne başbakanı, biz işin heyecan kısmındaydık. ne bileyim öyle tomaların su sıkması, gaz geliyor diye arkadaşların bağırması, taş atmak falan bize acayip heyecan veriyordu. oradakilerin çoğu zaten liseli çocuklardı, üniversitelilerde çoktu. hem niye katılmayayım ki, para veriyorlar, bira ve içki sınırsız, yemekte veriyorlar, her gece çadırımıza erkekler geliyordu ama almıyorduk, abi geceleri zina fuhuşın haddi hesabı yoktu, kim kime belli değildi geceleri, e hal böyleyken nasıl katılmayalım. şimdi akıllandım artık gitmiyorum."

    ahahah çok iyi ya..