ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yazarlara exxen üyeliği aldıracak tek şart
-
başıma silah dayanması
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
-kaça gidiyorsun sen?
-ikiyeee
-bana ilkokul üç espirisi yapabilir misin?(arkadaşlarla gülüşmeler fian)
-seneye yaparım
ekip iptal.
aşk-ı memnu
-
beşir'in kamera çekimi sahnesinde o kadar çok dışarıyı gösterdiler ki, konağa gemi girecek sandım yeminlen.
31 mayıs 2022 istanbul'da kendini yakan adam
-
beni en çok etkileyen çocuğuyla olayı izleyen baba oldu. hiç mi beynin yok be adam? insan çocuğuna bunu nasıl izlettirir aklım almıyor.
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
ilkokul veya ortaokuldayım sanırım, babam maaşı almış, alışverişe gitmişiz. o zamanlar alışveriş ayda bir yapılırdı; bisküvi olsun, sarelle olsun, sucuk, muz vs., o zamanki bütçemize göre lüks olan ne varsa alışverişi izleyen bir kaç günde, olmadı bir haftada tüketilir, yeni alışverişlerin yolu gözlenirdi. alışverişten döndüğümüzde, annemle babam poşetleri bırakıp, karşı komşuya uğrarlar, annem aldıklarımızı dolaba yerleştirmemi tembihler. tabi yerleştirirken sarelleyi görürüm. sarelle dediysem, teknik olarak sarelle bile değil aslında, en küçük boyundan şokomigo diye sikimsonik bir şey. annemler dönmeden çay kaşığıyla dalarım çikolataya, fark edilmesin diye üstünü düzlemeye çalışırım. bakarım ki olacak gibi değil, ortada delil bırakmamak adına birkaç kaşık daha alıp bitiririm şokomigoyu. ambalajı da bir poşetin içine koyup çöpe atarım. bir süre sonra annemler gelir, dolabı açıp bakar, sarelleyi nereye koydun diye sorar. nutella dolaba konulmaz muhabbetleri yok tabi o zamanlar. kem küm ederim, gerçek ortaya çıkar. babam der ki, tek başına sarelleyi yediğin için hepimizden özür dileyeceksin. gariban olduğumuzu düşündüğümden değil, gerçekten ablamın, annemin, babamın hakkını yediğimi düşündüğüm için suçluluk duyarım, boğazım düğümlenir, özür dilerim. o günden bu güne unutamam; o günden bugüne de sarelleymiş, nutellaymış pek yemem.
atatürk'ün yapay zekayla yapılmış güncel fotoğrafı
-
daha çok atanamamış ali koç gibi duruyor.
not: bir sebepten ilk entry silinirse falan fotoğraf linki.
diyarbakır'da 19 çocuklu ailenin yardım beklemesi
-
yardımdan sonra "allah rızkını verdi" diye 5-10 çocuk daha yapmalariyla sonlanacak olay.
andropoz
-
andropoza çoban çökerten otu iyi gelmektedir. güney afrika menşeili anavatanı orası. oraya gidenler ayakları ile polenlere basmış. buralara kadar taşımışlar. türkiyede de bulunmaktadır. ayrıca çobanı çökertirken boşuna çökertmemiştir idrar söktürür. damar tıkanıklığınıda giderir.
her işe yarıyor yani. bütün herşeyin çözümü doğada var. lab. kapanacağına git dağlara otları kopar ye. hem açık hava yeşil sinirleri sakinleştirir.
dikine futbol diye bir şey çıkardılar
-
haklı serzeniş. futbolun asıl amacı topu enlemesine oynayıp taca atmak çünkü.
neo realizm
-
uluslararası ilişkilerde kaotik bir düzensizlik değil anarşist bir düzen öngörür bu akım. egemen devletlerin üstünde bir erk bulunmayan anarşist yapıdaki düzeni yaratan şey güç dengesidir ve kimi zaman aşırı güçlenen tarafın; zayıflatılmasıyla, diğer bir zayıf devletin güçlendirilmesiyle, diğerlerinin birlik olup dengelemesiyle veya ufak devletlerin büyüklere eklemlenmesiyle (bandwagon) oluşabilir.
26 ağustos 2022 hala x'e oy vermem diyen muhalif
-
sedat peker’in iddialarıyla çalkalanması gereken bir içişleri bakanlığı varken gülşen’i hukuksuzca tutuklayan yargıya rağmen “yok kılıçdar aday olursa oy vermem, yok imamoğlu oyumu alamaz” gibi şımarıklıklarıyla artık yoran muhalif güruhtur.
siyasal islamdan kurtulmak için, şeriat düzeninden önce son çıkışta bu şımarıklığı artık saçma bulmamız lazım.
her gün yeni bir rezalet, her gün yeni zamlar, her gün yeni hukuksuzluklar gırla önümüze düşerken şuna oy vermem, o çıkarsa oyum reise demek; bu zehir altında eriyip gitmenin size müstehak olmasıdır.
kızınıza sahip çıksaydınız
-
bu ve benzer laflar için artık bir yasa falan çıksın. düpedüz nefret söylemi. bu adamların ıslah edilmesi lazım.
yalnızlık
-
"anladım ki; hayatında birinin olmaması değil, birinin hayatında olamamakmış yalnızlık." *