hesabın var mı? giriş yap

  • 2021 grammy ödülleri'nde altı adaylık çıkarmış şarkıcı.

    son dört yılda çıkardığı adaylık sayısını bir gecede çıkararak altı adaylık elde etmesine rağmen özünde çok da iyi değil çünkü swift önümüzdeki grammy için dört prjeyle birden yarıştı: folklore, lover, miss americana ve cats. evet, bazı şarkıcılar sıfır çekerken kendisi altı adaylık aldı. evet, son beş yıla kıyasla daha fazla adaylık aldı. ancak iki albüm, bir film ve bir belgeselle yarıştığını da unutmamak gerekir. sadece bir albüm ve filme adaylık vermişler.

    ilk ciddi vurgunu, eleştirmenlerden çok iyi not alan ve fazlasıyla beğenilen miss americana'nın sıfır çekmesi oldu ki bırakın adaylığı, kazanması bile kesin gibiydi. adaylık alamayacağı kimsenin aklına gelmemiştir muhtemelen.

    ikinci vurgun ise cardigan'ın yılın kaydına aday olamaması. diğer dallara aday olmayı başarmış bir şarkı muhtemelen yılın kaydı için de yeterli oy almıştır. yani üyeler yılın şarkısı ve pop solo için oy vermişse yılın kaydı için de vermiş olamaları yüksek ihtimal. bu dalda olmamasının nedeni %99.9 komite müdahalesi.

    bu iki dal dışında "en iyi müzik video" dalına aday olma ihtimali vardı. özellikle
    lover albümünün the man şarkısının klibi. içerdiği sosyal mesajlara, aldığı olumlu eleştirilere ve swift'in mtv'de yılın yönetmenini kazanmasına rağmen adaylık çıkaramadı ancak burada taylor'ın da hatası var. en iyi müzik video dalına iki klip birden gönderdi. bu tür dallara adaylık çıkarmak zaten zordur. iki klip ise en basit tabirle oyların bölünmesi demek. cardigan ile the man arasında tercih yapsa daha mantıklı bir davranış olurdu.

    betty ise country dallarına yollanmıştı ama adaylık çıkarmayacağını biliyorduk. country komitesi ve üyeleri, taylor country'den pop müziğe geçmesine "ihanet" gözüyle baktığı için country dallarında aday vermeye kolay kolay yanaşmıyorlar. babe ve soon you'll get better gibi betty de vurgun yedi.

    bunların dışında, düşük ihtimal folklore'un "best engineered album non-classica"l ve aaron dessner'ın "yılın prodüktörü" dalına aday olma ihtimali vardı, ikisi de olmadı.

    sonuç olarak en az 8 adaylık alması gerekirken sadece 6 adaylık aldı.

    aldığı adaylıklara bakmak gerekirse, dört yıl aradan sonra "yılın albümü" dalına aday olması taylor için ciddi bir başarı. reputation ve lover'ın yediği vurgunlardan sonra komite muhtemelen taylor'ın artık daha fazla başarılı albümle gelemeyeceğini ve onu aday yapmaktan kurtulacaklarını düşündüler ama taylor son iki albümünden daha da başarılı bir albüm yaptı. üstelik son iki albümü dışladıkları için kaçacak yerleri dahi kalmadı. bir başka deyişle kendi kazdıkları kuyuya kendileri düştüler. belki reputation 2019'da aday olsaydı kazanabilirdi ama geçen yıl lover'ın billie eilish'in albümünün karşısında kazanma şansı pek yoktu. eğer aday olsaydı boş bir adaylık olacaktı ve kaybedecekti. komite de "ne de olsa geçen yıl adaylık verdik, bu yıl vermemize gerek yok" diye düşünüp folklore'u aday etmeyeceklerdi. gelin görün ki kendi ayaklarına sıktılar. ilk haftasında 840 bin satmış, sekiz hafta bir numarada kalmış ve eleştirmenlerden çok yüksek puanlar almış albümü görmezden gelemediler. olur da folklore yılın albümünü kazanırsa taylor swift tarihte üçüncü kez yılın albümünü kazanan ilk kadın şarkıcı olacak ve grammy de bu durumu kabul etmek zorunda kalacak.

    bir diğer rekor cardigan'ın "yılın şarkısı" dalına aday olmasıyla geldi ve taylor beş adaylıkla bu dalda en çok adaylık çıkaran ilk kadın şarkıcı olmayı başardı. buradaki trajedi ise hiç kazanamamış olması. özellikle kendi jenerasyonunun en iyi şarkı yazarı olarak görülen birinin bu dalı en az üç kez kazanması gerekirdi. buna karşılık taylor bu dalı kazanmaya kariyerinde hiç olmadığı kadar yakın. bundan önceki adaylıkları radyo dostu pop şarkılardı. bu sefer radyo hiti olmaktan çok uzak alternative bir şarkıyla yarışıyor. mainstream olmayan bir şarkıyı listelerde bir numara yapmayı başarmış olması ve grammy'ye kadar taşıması bile büyük başarı.

    "en iyi pop solo performans" dalındaki şansı da aynı şekilde kariyerinde hiç olmadığı kadar yüksek. bunun sebebi de mainstream bir şarkı yerine alternative şarkıyla yarışıyor olması. bu dal, taylor'ın kariyeri için kanayan bir yara. bir şarkıcı düşünün, iki kez yılın albümünü kazanmış ama pop solo performansı kazanamış. üstelik yıllar geçtikçe taylor'ın bu daldaki durumu yılan hikayesine döndü. ancak bu yıl diğer yıllardan farklı olarak radyo hiti mainstream şarkılarla, yani "kolay söylendiği" iddia edilen şarkılarla değil alternative bir şarkıyla yarışıyor. bu durum bile şansını önceki yıllara kıyasla artırır.

    dördüncü adaylığının geldiği "en iyi pop düet/grup perfomansı" ise kazanma şansının en yüksek olduğu dal olabilir zira exile bırakın çok büyük bir hit olmayı, single bile değildi. radyolara gönderilmeyen, hiçbir şekilde tanıtımı yapılmayan, klibi olmayan, canlı performansı bulunmayan bir şarkı böylesine yoğun bir yarışın olduğu dala aday olabilecek kadar dikkat çekmişse kazanma şansı oldukça iyi demektir. üstelik diğer mainstream şarkıların yanında "ağırbaşlı, sakin ve olgun" havasıyla onların arasından çok kolay sıyrılıyor.

    "en iyi pop vokal albüm" dalında ise adayların arasındaki en başarılı albüm. grammy, eski grammy ise bunun yeterli olması gerekir. pop vokal albümün nasıl işlediği çok iyi bilinir.

    son olarak cats filmi için yaptığı beautiful ghosts şarkısının "görsel medya için yazılmış en iyi şarkı" dalına aday olması hem sevindirici hem sorunlu. taylor bu dala iki şarkı gönderdi. biri beautiful ghosts, diğeri miss americana belgeselinin şarkısı only the young. aralarında iyi olan beautiful ghosts, üstelik filmin bu derece başarısız olmasına rağmen şarkının aday olması çok büyük başarı ancak oylama sırasında beautiful ghosts'un arkasında "başarılı bir film" yok. oysa diğer adayların var. no time to die'ın ardında bir james bond filmi, into the unknown'un arkasında gişe hasılatı kırmış bir disney filmi var. bu şarkı ise gişede batmış bir fimden geliyor. oysa only the young hem sevilen ve beğenilen bir belgeselden geliyor hem de seçim kampanyasında demokratların şarkısı olması şarkıya sempatiyle bakılmasını sağladı. dahası, miss americana ve şarkı 2021 oscar'a da gönderildiği için only the young'ın adaylıık çıkarması daha geleceğe yönelik bir adım olurdu. kişisel olarak seçimin verdiği coşkunun only the young'a daha fazla kazanma olanağı sağlayacağını düşünsem de grammy diğer şarkıyı seçti. umarım bu seçimleri ikinci oylamaya da yansır ve şarkı kazanır.

    taylor yılın albümünü kazanması durumunda ortalık ciddi anlamda karışacak. medya, onu aday yapan ve seçenlerin 13 bin grammy üyesi olduğunu unutup sanki taylor kendini aday yapıp sonrasında da ödülü kendisine vermiş gibi davranacak. her yerde "siyahi şarkıcılar bir kez bile kazanamazken swift üçüncüyü alıyor" manşetleri atıp linç etmeye başlayacaklar. sosyal medyada da çok ciddi tepki alacak. hatta başladı bile. bütün bunlara rağmen kazanması kariyeri için çok kritik. belki birkaç hafta sıkıntılı geçer ama buna değmiş olur. umarım medyanın ve sosyal medyanın grammy üyelerinin üzerinde oluşturacağı baskı ve linç yeme ihtimali folklore'a hak ettiği yılın albümünü kazanmasının önüne geçmez.

  • etmemiştir, ettirilmiş olabilir. şimdi elin kübalısı türkiye cumhuriyeti cumhurbaşkanı'nın ''atasını'' sevmediğini, çekemediğini nereden bilsin?

    - atatürk'ün büstünü ziyaret etmek ister misiniz?
    + hmmf olr tmm yea.

    olay böyledir kesin.

  • yapilmasi gereken is haricinde herseyle ugrasma durumu. mesela odev/tez/proje hazirlama zamanlarinda sozlukte asiri vakit gecirilmesi.

  • 80'li yıllarda doğan nesil için space jam'in anlamı büyüktür. bu jenerasyonun belki de en akılda kalıcı çocukluk anılarından birini space jam'i o dönem sinemada izlemek oluşturur. bu açıdan özel ve güzel bir hatırası vardır.

    bizde gösterime girdiği 1997 senesinden bu yana defalarca izlediğim space jam'in bu yeni nesil devam filmi bende çok karışık duygular oluşturdu. açıkçası bildiğimiz space jam filminden oldukça farklı şeyler görmeyi bekliyordum ama bu denli 180 derece farklı mantıkta bir film beklemiyordum.

    öncelikle filmin odak noktası çok karışık. genel bakıldığında yeni kuşağa hitap eden bir film ama araya çokça eski jenerasyona hitap edecek referanslar ve karakterler yerleştirilmeye çalışılmış. bu durum filmin tam bir çorba olmasına sebep olmuş. film adeta tüm misafirlerini memnun etmeye çalışan telaşlı bir ev sahibi gibi davranıyor. arada gerçekten güzel anlar ve fikirler mevcut ama bunların anlatım şeklinin baya sorunlu ve eldeki malzemeyi heba eden cinsten olduğunu söyleyebiliriz.

    filmin esasında en büyük problemini ise lebron james gibi bir spor yıldızının filmde nerdeyse sadece bir reklam figürü gibi kullanılması oluşturuyor. james bu filmde bir nevi dev bir warner bros ve hbo max reklamının bir parçası olmuş. hatta birçok kişi eminim ki wb’nin bu filmi kendi tanıtımı için çektiğini düşünmüştür. sanırım daha önce hiçbir stüdyo bir filminde kendine bu kadar fazla refere etmemiştir.

    oyunculuklara da kısaca değinirsek, lebron james’in razzie ödülünü garanti görüyorum. ilginç şekilde bazı insanlar michael jordan’dan daha çok beğenmiş ama ben bu görüşe kesinlikle katılmıyorum. james gerçekten çok kabız bir performans sergilemiş. don cheadle’ı ise oldukça beğendim. zaten bana göre hollywood’da underrated bir isim ve daha fazla ana rollerde olmayı hak ediyor.

    looney tunes karakterlerinin olduğu her film insana keyif verir. sonuç olarak bunlar çocukluk efsanelerimiz ve benim de filmde en çok hoşlandığım kısımları bu karakterlerin olduğu anlar oluşturuyor. ancak ilk filme kıyasla tunes karakterinin burada fazlasıyla yardımcı figürler gibi kullanıldığını söyleyebiliriz. gerçi lebron james’in bile tam olarak ana bir figür olmadığı filmde tunes karakterlerinin bu durumları çok şaşırtıcı gelmiyor. zaten filmin de en büyük problemini her şeyden azar azar koyup hiçbir şeyi tam olarak iyi yapamaması oluşturuyor.

    sonuç olarak space jam a new legacy’i pek beğendiğimi söyleyemem ama kesinlikle her türlü izlenen ve yer yer keyifli anlar yaşatmayı başaran bir film. şahsen en çok 2d kısımlardan keyif aldım. lebron'un 2d görüntüsü bana nedense sempatik geldi. sakin kafayla ikinci bir izleyişte belki genel olarak daha çok sevebilirim, bilemiyorum.

  • önce kaynak

    başlık açılmış mı diye baktım ama göremedim.
    akplilerin anıtkabir'de "her yer tayyip her yer erdoğan" diye bağırmaları hadisesi. bağıracaksınız bunun yeri mezarlık değildir. ölüye saygıyı ne araya unuttunuz? bu ne kültürümüzde var ne de insanlığa yakışır. böyle sloganlar atacaksanız niye geliyorsunuz? bu ne saygısızlık arkadaş? kim sana zorla gel diyor? kim davet ediyor? böyle iğrençlikler yapacaksanız gelmeyin arkadaş gelmeyin. kimsenin sizin ziyaretinize ihtiyacı yok. sloganlarla bozmaya çalıştığınız sessizlik bir gün kafanıza çekiç gibi düşecek.

  • güzel kadın işi nasıl olsa zamanla öğrenir ama çirkin bir kadın zamanla güzelleşemez diye düşünüyor olabilirler.