hesabın var mı? giriş yap

  • şaka değil. komik değil zaten. daha önceden özelleştirilen ido'nun yabancı ortağı souter ınvestments türkiye'yi dava etmeye hazırlanıyormuş. çünkü özelleştirme yapılırken onlara da bir garanti verilmiş(!).

    demişiz ki biz bu adamlara, "biz bu köprünün ücretini 42 dolar olarak belirledik. bunun altına düşmeyeceğiz. yani sana bir etkisi olmayacak, çünkü kimse o parayı verip bu köprüyü kullanmaz. sana da bunu ihalede garanti ediyoruz, merak etme."

    osmangazi köprüsü içinde yapan firmaya bir güvence vermişiz. kimse kullanmıyor, ama parayı ödememiz lazım. kur da yükseldi. ne yapacağız? bari günde 5-10 kişi daha fazla kullansın diye indirim yapmışız. ne olmuş, 121 tl olması gereken ücret, 64 tl'ye düşmüş. ido'dan daha fazla. ido ne yapmış? "sen bana bunun garantisini verdin, bu indirimi yapman suçtur" diyerek bizi washington'da ki mahkemeye veriyormuş.

    yani ne olursa olsun biz kaybediyormuşuz. ordu'da oturan ve belki bu köprüyü de, ido'yu da hayatı boyunca hiç kullanmayacak hikmet amca kaybediyormuş. çoğ güzel projeğ. megağğğğ proje.

    haber linki

  • :) edit : manchester united 2-3 galatasaray ( uefa şampiyonlar ligi 2023-2024 )

    bruno fernandes: "evet şuan formda bir takım değiliz ama türkiye liginden bir rakip için özel olarak motive veya çalışma yapmadık! galatasaray'ı avrupa'da herkes tanır fakat lig temposu olarak bizimle hiçbir türk takimi başa çıkamaz. bu maç bizim çıkış maçımız olacak!"

    kaynak

    manchester united 3-3 galatasaray ( uefa şampiyonlar ligi 1993-1994 )

    manchester united 0-1 fenerbahçe (uefa şampiyonlar ligi 1996-1997)

    fenerbahçe 3-0 manchester united (uefa şampiyonlar ligi 2004-05)

    manchester united 0-1 beşiktaş ( uefa şampiyonlar ligi 2009-2010 )

    galatasaray 1-0 manchester united (uefa şampiyonlar ligi 2012-2013)

    fenerbahçe 2-1 manchester united ( uefa avrupa ligi 2016-2017 )

    istanbul başakşehir 2-1 manchester united (uefa şampiyonlar ligi 2020-2021)

    manchester united 2-3 galatasaray ( uefa şampiyonlar ligi 2023-2024 ) new !

  • görünüşe bakılırsa ne hava araçları ne de bu hava araçlarını durdurabilecek silahları var. basit bir hava saldırısı videodaki tüm yamyamları ortadan kaldırmaya yetebilir.

  • victoria devrinde sayıları 1,4 milyonu bulan işçi sınıfı. ülke ekonomisinde kilit rol oynayan tarım işçilerinden, kömür madencilerinden ve pamuk işçilerinden bile sayıları daha fazla.
    sanayi devrimi'nden sonra devletin artan iş gücü gereksinimi sebebiyle şehirlere akın eden çalışan kesim, ülkenin yeni "orta sınıf"ını oluşturuyor. bu kesimin ikamet edebilmesi için de şehirlerde inanılmaz bir konut patlaması yaşanıyor ve manchester, liverpool, birmingham gibi şehirlerde terrace house dediğimiz konutlar ortaya çıkıyor. bu evlerdeki çatı ve bodrum katları hizmetçileri konaklatmak için tasarlanıyor.
    sanayi devrimi ve britanya imparatorluğu'nun sömürgelerinin suyunu sıkarak edindiği servet sebebiyle aşırı zenginleşen kesimse feodal dönemlerden kalan muazzam büyüklükteki yapıları "ev" olarak seçiyor; günümüzde estate ya da "english country house" olarak anılan yerler.

    zenginlerin ve soyluların, bu muazzam büyüklükteki evlerinde yer yer 300 kişiye kadar geniş bir hizmetçi takımı bulunurken, orta sınıf için bu pek mümkün olmuyor; ancak, orta sınıf da, toplumsal hiyerarşide yerlerini sağlamlaştırmak için en az bir hizmetçi bulundurmayı bir gösterge haline getiriyor.

    büyük evlerde, her bir işten sorumlu ayrı ayrı bir ya da birkaç kişi olurken -mesela laundry maid(çamaşır hizmetlisi), kitchen maid(mutfak hizmetlisi), aşçı, kahya, uşak, vs- orta sınıfın evlerinde bu işleri tek bir kişi üstleniyor. tek başına tüm bu işleri yapmak zorunda kalan hizmetçiyeyse "maid-of-all-work" deniyor; yani, "bütün işlerin hizmetçisi". maid-of-all-work, adından da anlaşılacağı şekilde, her zaman kadınlardan seçiliyor. (bkz: #81371698)

    evin büyüklüğü fark etmeksizin, karın tokluğuna çalıştıkları bu evlerde (mesela kadınlar için en düşük pozisyon olan çamaşırcılık, yıllık olarak 2 ya da 3 guinea gibi bir miktar getiriyor. günümüzde aşağı yukarı 700 pound ediyor), günde 17-18 saat ayakta kalıyor, dayak yiyor ve vebalı muamelesi görüyorlar. english country house denen bu saray yavruları, victoria devri değerlerine göre ya yeniden inşa ediliyorlar ya da büyük değişiklikler geçiriyorlar. hizmetçilerinin varlığını hissetmek istemeyen zenginler, evlerine, hizmetçilerin kullanması için gizli koridorlar, kapılar, merdivenler yaptırtıyor. böylece, kendi arkalarını toplayan insanları görmek zorunda kalmıyorlar; hizmetçiler de efendilerini gölge gibi takip edebiliyorlar. bu evlerde, tam manasıyla gerçek bir sınıf ve cinsiyet ayrımı yaşanıyor; hatta çocuklar bile ailelerinden ayrılıyor. devrin "ahlaki değerleri" bu sayede korunmuş oluyor.

    tüm bunlar yaşanırken kilise ve zenginlerin kontrolünde bulunan gazeteler ve dergiler, hizmetçileri ahlaki yönden kontrol altında tutmak için çeşitli yazılar, ilanlar ve hatta dualar yayımlıyorlar.
    fakirlerin, öksüzlerin ve düşkünlerin yazarı charles dickens hizmetçi tutmanın toplumdaki önemine all the year round adlı dergisinde yer veriyor. 1859 senesinde, bir cerrahın eşinin mektubu bu dergide yayımlanıyor; eşinin senede 80 pound kazandığını söylerken şunu da ekliyor: "rahip ve eşi, zengin komşumuz ve eşi, birkaç seçkin aile daha sürekli görüştüğümüz kişiler. oldukça kibar bir profil çizmeliyiz. ev işi yapmamalı ya da bebeğimi taşımamalıyım, yoksa toplumdaki yerimi kaybederim. bir hizmetçimiz olmak zorunda."

    orta sınıfın nüfusu arttıkça hizmetçilere olan ihtiyaç da artıyor; ancak, çalışma şartlarının zorluğu, 1902 senesinde geçen eğitim reformu ve devrin bitiminden birkaç sene sonra da birinci dünya savaşının başlaması gibi çeşitli nedenlerle hizmetçi sayısı düşüyor. bunun önüne geçebilmek için öksüz ve yetim çocukları iyi birer hizmetçi olarak yetiştirmek amacıyla workhouse denilen kurumları kullanıyorlar. çocukları sokaktan alıp yetiştirdikleri ve bir zanaat kazandırdıkları için masumane görünseler de, bu çocuklara verdikleri eğitim sadece "hizmetçi" olmaları yönünde olduğu için başka şansları da olmuyor hayatta.

    bu dönemde, hizmetçilerin sesini duyan kimse mi olmuyor? oluyor tabii ki; ancak, fazlasıyla cılız ve yetersiz kalıyorlar; güçleri de ancak daha da zor durumda kalmışlara yetiyor. bir iki tane olan bu kurumlar, ya "zoraki hizmetçilik" yoluna itilmiş çocukları bu hayattan kurtarmak için çalışıyorlar ya da st. faith's house of mercy gibi bazı kurumlar da magdalen evi(magdalen home) olarak kurulup rahibeler tarafından işletiliyor ve suistimale uğramış hizmetçi kadınları bünyesine kabul ediyor. bu evlerin meşruluğu ve insancıllığı da ciddi anlamda tartışılır zaten. (bkz: the magdalene laundries)

  • (bkz: kardeş pazar günü izniniz yok mu)

    debe editi: 15 mayıs 2015 renault işçileri direnişini unutmayın, işçiler hala grevde ve çok daha büyük bir kitleyle haklarını aramaya devam ediyorlar. eğer imkanınız varsa yemeksepeti üzerinden yiyecek gönderebilirsiniz, nitekim en son kumanyalarla idare etmeye çalışıyorlardı. bursalı arkadaşlar işçilerin yanına destek olmaya gidebilir, uzaktaysanız internetten manevi desteğinizi sunabilirsiniz. facebook'ta kaç like alıcam diye düşünmeyin farkındalığı artırmak paha biçilemez. :)