ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
298 milyar 824 milyon 679 bin 965 tl
-
kuruşlu hali 298.824.679.965,58 tl olan paradır.
aynı zamanda gelir idaresi başkanlığı tarafından https://intvd.gib.gov.tr/…kellefler/1b.jsp?pageno=1 adresinde yayınlanan vergi borcu 1 milyon türk lirasını aşan mükellefler listesinde yer alan 47029 adet vergi mükellefinin toplam borcudur.
yazı ile ikiyüzdoksansekiz milyar sekizyüzyirmidört milyon altıyüzyetmişdokuz bin dokuzyüzaltmışbeş türk lirası elli sekiz kuruştur.
garibanda olan bir kuruş alacağını dahi söke söke alan devletimizin büyük işadamları, siyasiler, torpilliler ve batakçılar karşısındaki acziyetinin resmidir.
mehmet pişkin
-
milyonlarca çomarın her türlü aşağılanmayı hiçbir şekilde umursamadan, sorgulamadan, saygısızca, onursuzca ve hiç gocunmadan memnuniyetle yaşadığı bir ortamda, pek çok insanın yerinde olmak isteyeceği olanaklara sahip hiç tanımadığım bir insanın incelikli bir yaşam sürdürme konusunda takatinin kalmadığını söyleyerek ölüme gitmesini izlemek milyonlarca çomarla tek başına kalmış olma hissi verdi. varlığından bu kadarcık haberdar olmuş bir kişi olarak hissettiklerimi düşününce tanıyanlara gerçekten sabırlar diliyorum. keşke varlığından bu şekilde haberdar olmasaydım mehmet kardeşim, keşke aramızda olsaydın da bir gün seninle tesadüfen bir şekilde karşılaşıp gerçekten doğru düzgün biri ile tanışma ve iletişim kurma olasılığımız devam etseydi.
dokun bana yarışmasını izlemiş efsane nesil
-
aynı zamanda filozof eray, kızların sevgilisi melih ve kimsenin takmadığı zeki'den oluşan 3'lü bbg finalini de hatırlayan nesildir.
adı buket olanların balık etli olması
-
etimolojik kökeni olan gerçeklik.
balık et - baluk et - baluket - buket.
insan ilişkilerinde sık yapılan hatalar
-
her düşündüğünü, hissettiğini paylaşmak.
sen doğduğun günden beri kendinle yaşayan tek kişisin. ne ailen ne de arkadaşların varoluş sürecini seninle birlikte geçiriyor. geceleri uyumadan önce, sabah yataktan kalkmayı erteleyip bir o tarafa bir bu tarafa dönüp dururken düşündüklerini bir sen biliyorsun yani. o düşünceleri tam manasıyla anlayabilecek tek kişi de sensin zaten. başkalarına bunu anlatma, açıklama çabasına girmemek gerekiyor. aslında düşünürken yaptığın şeyin düşünceleri kendinle paylaşmak olduğunun bilincine varınca, başkasıyla paylaşma ihtiyacı da duymuyorsun zaten bir süre sonra.
peki diğer insanlarla ne paylaşalım madem? saatlerce, belki günlerce, aylarca üzerine düşündüklerin dışındakileri. sen o düşünceye o kadar zaman ayırmışsın, kafa patlatmışsın. hiç aklın kesiyor mu yani beş dakikada anlatacaksın da karşındaki de anlayabilecek ne demek istediğini, ya da saatlerce anlatmana müsaade edecek de katlanacak sana. o iş olmaz, boşuna zorlayıp insanlarla ilişkini bozma.
kitaplığından ödünç kitap vermeyen insan
-
çalıştığım iş yerinde bir arkadaş vardı. benden yaş olarak 5-6 yaş falan büyük. aşırı derecede kitap okuyan birisi ve kitaplarını hiç yıpratmaz. okuyup bitirdiği kitabı rafa koy sıfır kitap diye satarsın o derece güzel bakıyor. bir gün elinde frp türünde bir kitap gördüm. oradan bir sohbet başladı. normalde hiç kimseye kitap vermeyen adam serinin ilk kitabını bana getirdi verdi. okudum bitirdim. bitirdiğim günün ertesi günü teşekkür edip iade ettim. bir sonraki gün üçlemenin geri kalanını getirdi. onları bitirdim verdim. bir üç tane daha getirdi.(kitaplara kendimden daha çok dikkat ediyorum emanet diye) bu sefer iade ederken yanında serinin yeni çıkan kitaplarından bir tane hediye ederek teslim ettim kitaplarını. abi adam bugüne kadar kime kitap verdiyse geri gelmemiş. benden anında geri alıyor, bir de teşekkür maksatlı yeni kitap hediye edince adam; yarın sırt çantası, torba vs şeyler getir işe gelirken abicim dedi. sordum neden diye. sen getir, sorma dedi. getirdim, iş çıkışı bindik otobüse, gittik onların eve. adam kütüphanesini açtı yemin ediyorum kitapçı açarsın. bi oda dolusu kitap. ağzına kadar kitap dolu. yerlerde, raflarda, dolaplarda her yer kitap. istediğin kadar kitap alabilirsin abicim. tek tek getirmekle uğraşma, hepsini bitir öyle geri getir dedi. yani adam olun. aldığınız kitabı geri verin. kimse size kitaplarını vermek zorunda değil. insanlara nasıl davranırsanız benzer şekilde karşılık alırsınız.
30 ağustos ordu ekolojik fındık kampı
-
müthiş inovatif bir amele bulma yöntemi. ayakta alkışlıyorum. bize böyle beyinler lazım.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
aslında herşeye verecek bir cevabım var ama olay anında değil gece yatarken aklıma geliyor.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"kızın fotoğrafını 498 kişi beğenmiş. bizim burda o kadar oy alınca belediye başkanı oluyorsun."