hesabın var mı? giriş yap

  • bilimsel bulgulara dini dayanak arama hatasının getirdiği yanlış bir bilgi...

    güneşin goldilocks kuşağı, yani habitable zone'u, türkçesi yaşanabilir bölgesi; venüs yörüngesinin hemen yanıbaşında, güneşten 90 milyon kilometre ötede başlayıp, mars'ı da içine alacak şekilde 210-240 milyon kilometre uzaklığa kadar uzanır.

    dünya, bu 90-240 milyon kilometre genişlikteki yaşam kuşağının 150 milyonuncu kilometresinde bir yörüngede döner. dönüşü sırasında ise zaman zaman güneşe 152 milyon, zaman zaman da 147 milyon kilometre mesafede yer alır. yani dünya güneşe 1 milimetre değil, her yıl 5 milyon kilometre yaklaşıp uzaklaşır.

    konudan uzaklaşıp küçük bir soruyu cevaplayalım:

    peki madem mars ve venüs de güneşin yaşam kuşağının içinde yer alıyor, o halde niçin bunlar yaşama elverişli değiller?

    şöyle ki, venüs gezegeni atmosferinin içerdiği sera gazları yüzünden olağanüstü bir küresel ısınmaya maruz kalmış ve yüzey sıcaklığı 450 derecenin üzerine kadar yükselmiştir. atmosferi de dünyadan çok ama çok daha kalın ve yoğundur, yüzeyindeki atmosfer basıncı denizin 1 km altındaki basınçla eşit düzeydedir. aşırı sıcaklık ve hayvani basınç nedeniyle burada elbette yaşam mümkün olamaz. ayrıca çok yavaş döndüğünden, venüs'ün bir manyetik alanı oluşmadığı için güneşin zararlı ışınlarına ve atmosferi aşındırıcı etkisine açıktır.

    venüs dünya gibi dönebilseydi ve daha ince bir atmosferi olsaydı, bugün ortalama hava sıcaklığı 32-33 derece olan tropik bir gezegen olabilirdi. kısmet, bu mümkün olmamış...

    mars ise küçük ve çelimsiz bir gezegen olduğundan, ısıyı tutacak kalınlıkta bir atmosfere sahip olamamıştır. var olan atmosferini de atmosferden saymak (dünyanın binde biri) epey ayıp kaçacağı için üzerinde ne bir damla su kalmıştır, ne de yaşama dair herhangi bir iz... atmosfersizlikten dolayı tahmin edeceğiniz gibi gündüzleri ortalama -20, geceleri ise -90 derecelerde gezer sıcaklık. gerçi hakkını yemeyelim, ekvatorda öğle saatlerinde hava sıcaklığı kısa süreler için +20 derecelere kadar yükselir.

    mars biraz daha; kalın bir atmosferi tutabilicek kadar büyük olabilseydi, şu anda ortalama yüzey sıcaklığı 4-6 derece olan serin fakat yaşanabilir bir gezegen olacaktı. kısmet, olmamış işte...

  • kemal kılıçdaroğlu'nun açıkladığı olay.. şimdi iktidar zamları geri alsa bir dert, almasa bir dert.

    halk için zaten bir dert de, iktidar için de zor bir durum. zamları geri alsa, "kılıçdaroğlu bastırdı ve zammı geri aldırdı" diyecekler. zamları geri almasa bu sefer de zamlardan dolayı bunalan halk iktidardan daha da bir soğuyacak. birkaç puan oyları birden düşecek...

    iktidarı fena sıkıştırdı..

    edit: faturayı ödemediği takdirde kılıçdaroğlu'nun elektriğinin kesilmesi hususunda da olabileceklere dair tahminlerimi de şurada yazdım.
    (bkz: kemal kılıçdaroğlu'nun ev elektriğinin kesilmesi)

  • maske ve aşı konusunda doktorlardan çok bildiğini iddia eden arkadaşların niye başka problemlerini aynı doktorlara çözdürmek istediğini anlayamadığım video. ayrıca videodaki hekimi sabrından dolayı tebrik ederim. tüm sağlık personeline bol sabırlar.

  • annemin can sıkıntısına çözüm getirmek adına bir mp4 player almıştım. içine de güzel sesli bir hocanın sesinden tüm kuranı cüzler halinde koymuştum. bugün farkettim, annem philips marka lila renkli fancy mp4 playerı eline aldığında ve işini bitirdikten sonra yerine koymadan önce üç defa öpüp başına koyuyor :)

  • 1964 yılında bir devlet dairesinde işe girdim. ilk işim, taksitle grundig marka tk19 model
    bir makaralı teyp almak oldu. o yıllarda çok pahalı bir aletti. maaşım 395 lira 20 kuruştu.bu alete 10 ayda 2.150 lira ödedim. aylığımın yarısından fazlası bu alete gitti.
    ödemem bitti, 6 ay sonra işten istifa ettim.

  • otomobili icat eden karl benz'in ehliyeti yoktu demek kadar saçma bir iddia.

    atatürk türk demokrasinin eseri değil, türk demokrasisi atatürk'ün eseridir.

    atatürk türkiyede demokrasi ortamını inşa etmeye çalışıyordu, demokrasi konusunda acemi ve cahil olan türk milletinin kendine yönetici seçiyor diye padişah seçmesinin önüne geçmeye çalışıyordu.

    bir şey inşa edilirken tamamlanana kadar asıl işlevini gerçekleştirmeyebilir, bu çok normaldir. mesela bir ev yaptırırken arsanın üstünde yaşamaya başlayıp ustalara evi bizim üzerimize yapın diyemezsiniz. bir süre orası inşaat vasfında olmak zorundadır. inşaa süreci bitince orası ev vasfı kazanır. atatürk de türkiye cumhuriyetinin mimarıdır, neyin nasıl olacağına karar veren kişidir.

  • sanırım sevgili jean rostand üzerine en fazla yoğunlaşmamız gerekenlerden bir tanesini tespit etmiş;

    "bir gün atomun enerjisini serbest bırakacağız. gezegenler arası yolculuklar gerçekleştireceğiz. ömrü uzatıp kanseri ve tüberkülozu tedavi edeceğiz. ama en düşük seviyeli kişiler tarafından yönetilmiş olmanın sırrını asla çözemeyeceğiz."

    jean rostand

  • sevgili yazarlar,

    arama kurtarma alanında 10 yıllık tecrübesi olan ve birçok afette görev almış bir yazar olarak bilgi eksikliği olan bu konuda sizlerle birşeyler paylaşmak istedim.

    malum şu sıralar deprem konusu ülkemizde hayli gündemde. ancak bir çoğumuz bu konuda pasif agresif tutum sergileyerek sadece endişe ediyoruz. öncelikle devlet eliyle alınacak önleyici tedbirler en önemli faktör olsa da bizlere de bu konuda çok iş düşmekte. özellikle sizleri bu konuda aktif birşeyler yapmaya davet ediyorum. afad veya ilgili derneklere gönüllü olarak bu konudaki çalışmalara katılmanız siz ve çevreniz için afet öncesi, sırası ve sonrasında büyük fark yaratacaktır.

    anlatacak söylenecek çok şey var ama çok uzatmadan konuya geçeyim.

    afet sonrası enkaz altında kalırsanız;

    - öncelikle panik yapmayın,durumumuzun farkına varın ve nefes alışverişinizi kontrol edin.

    - rastgele hareket etmeyin. güvenli bir çıkış görüyorsanız ve yaralı değilseniz sakin bir şekilde, ufak hareketlerle dışarıya çıkmaya çalışın.

    - dışarı çıkamıyorsanız olduğunuz yerde kalın. sakin ve sabırlı olun, paniğe kapılmayın. size ulaşılmasının günler sürebileceğini göz önünde bulundurarak enerjinizi verimli kullanın.

    - rastgele bağırmayın. enkaz altında rastgele bağırdığınızda toz, duman yutup nefes alışverişinizi zora sokabilirsiniz.

    - dışarıyı dinleyin,gelen tepkilere cevap verin. dışarıda gürültü varsa bağırmak bir işe yaramayacak ve gücünüzü kaybetmenize sebep olacaktır.

    - dışarıda gürültü azaldığında bağırarak veya elinize aldığınız taş vb. bir cisimle ritmik bir şekilde betona vurarak kendinizi farkettirmeye çalışın. şuanda teknoloji sayesinde arama kurtarma ekipleri parmağınızı betona vurma sesinizi bile algılayıp,yerinizi tespit edebiliyor.

    - kendinizi ve varsa etrafınızdaki diğer kişileri telkin edin. gelecek ile ilgili güzel hayaller kurun. güzel anılarınızı zihninizde canlandırın.

    daha fazla bilgi için bir yeşil uzağınızdayım.

    hepinize afetsiz günler dilerim.

  • gücünü halkın iradesinden, sandıktan aldığı içindir. sen bizim dinimizden değilsin ki bi' kere. nereden anlayacaksın?!