hesabın var mı? giriş yap

  • bu kadınla ilgili şöyle tuhaf bir durum var:

    1987-1994 arasında orhan gencebay'ın kanatları altında 7 albüm yapmış. her albümde orhan ona bir iki parça vermiş. bütün bu albümler orhan'ın müzik firmasından çıkmış. o dönem piyasada tutunabilmiş, belirli ölçüde beğenilmiş. biraz da güzelliği sayesinde popüler olabilmiş. ama tam olarak star olması 1997'de orhan'ı bırakıp serdar ortaç'la çalışmaya başlaması sayesinde olmuş. padişah adlı şarkıyla bir uçmuş tam uçmuş. birkaç albüm boyunca serdar ortaç şarkıları sayesinde milyon satmış. sonra starlığı oturunca sezen aksu, nazan öncel, tarkan, kenan doğulu vs... de el vermiş.

    tuhaf olan şu ki orhan gencebay gibi bir müzik dahisinin elinde 7 senede star olmayı başaramayan sibel can, serdar ortaç gibi müzik tüccarının elinde memleketin bir numaralı kadın şarkıcısı olmuş. serdar ortaç bu kadının imajını nasıl oturtacağını doğru görebilmiş demek ki. ilginç.

  • sömestır tatilinde, akşam evde otururken birden telefonum çalar, ilkokul arkadaşlarım buluşmuş ve beni çağırıyorlar

    ben: ben gidiyorum, ilkokul arkadaşlarım aradı, buluşmuşlar

    babam: oğlum boşver, napacaksın küçücük çocuklarla?!

  • mevcut formatı yenisine uygulamak net şekilde doğruları vermese de fikir vermesi açısından bu sezonki puanları sıraladığımızda şöyle bir tablo çıkıyor.

    1. man city 18
    2. real madrid 18
    3. bayern 16
    4. a. madrid 14
    5. arsenal 13
    6. porto 12
    7. barcelona 12
    8. sociedad 12

    9. leipzig 12
    10. inter 12
    11. dortmund 11
    12. napoli 10
    13. lazio 10
    14. psv 9
    15. shaktar 9
    16. psg 8
    17. kopenhag 8
    18. milan 8
    19. lens 8
    20. feyenoord 7
    21. newcastle 5
    22. galatasaray 5
    23. man united 4
    24. benfica 4

    buna göre ilk 8 takım direkt son 16'ya kalırken diğer 16 takım play-off oynayacak. play-off eşleşmeleri şöyle:

    benfica-leipzig
    man united-inter
    galatasaray-dortmund
    newcastle-napoli
    feyenoord-lazio
    lens-psv
    milan-shaktar
    kopenhag-psg

    sanılanın aksine daha zayıf ekiplerin üst turlara çıkabilme ihtimalini arttırıyor bu format. normal şartlarda geçen hafta elenen galatasaray yeni düzenlemede play-off oynama hakkı kazanıyor mesela. dortmund'u eleyip son 16'ya kalma ihtimali doğuyor. hatta belki daha dişine göre bir takım da gelebilirdi sıralamasına bağlı olarak.

    bence heyecanlı olacağı kesin. en azından city, bayern, real gibi takım taraftarları için çok daha heyecanlı olacaktır. zira daha kuralar çekildiği gün mantıksal olarak gruptan çıkıyordu bu takımlar. dördüncü maçlar bitmeden liderliğini bile garanti altına alıyorlardı. ama şimdi ilk 8'e kalma savaşı olacak. daha mütevazı ekipler de ilk 24'e girip play-off yoluyla son 16 yapabilirim umudu taşıyacak.

    son 16 turundan sonra zaten değişiklik yok. yıllardır nasıl eleme turları oynanıyorsa yine öyle oynanacak. çekişmesiz geçen gruplar ise böylelikle yerini sıra kapma yarışına bırakacak. kesinlikle daha heyecanlı olacaktır.

  • açık ve net konuşmak gerekiyor; anayasa değişikliğinin ardından yeni hsyk'nın göreve başlaması ile türk yargı dünyası ve onlarca yıllık uygulamaları hallaç pamuğu gibi atılıyor. birazdan dinci kardeşlerimiz buraya gelip ağlamaya başlayacak yargının içindeki derin devleti bitirdik, yargı artık halkın hizmetinde, belirli bir elitin değil, kahrolsun ergenekon diye; sakın kanmayın, kazın ayağı böyle değil.

    allah'ın bildiğini kuldan saklamanın gereği yok; özel yetkili cumhuriyet savcılıkları ve özel yetkili ağır ceza mahkemeleri, herkesin bildiği gibi, belirli bir görüşün egemen olduğu yerler; bunların gücünün önünde hiçbir şeyin durması da mümkün değil. sorun şu ki bu yapı, bu eşsiz gücünü, örgütlü suçlar ile müdadele için değil, mensup olduğu düşünce yapısına karşı muhalif gördüğü her kesimi ezmek için kullanıyor. bu durum önce ergenekon davası ile başladı, ardından balyoz davası ile devam etti, bunu oda tv davası izledi, aynı anda istanbul ve şimdi izmir'de devam eden askeri casusluk davaları ile sürüyor; kck davaları da aynı yapının eseri. işte şimdi gün geldi bu sefer aynı gücü muhalif sol dernekler üzerinde kullanıyorlar.

    arkadaşlar; dünyanın her yerinde kabul edilmiş temel ilkedir: yargı, üçlü bir sac ayağı üzerine oturur; savcı itham eder, tezi sunar; avukat savunur, anti tezi sunar; hakim de yargıya ulaşır, sentez yapar. bu nedenle her üç kurum hem birbirinden ayrı hem de birbirine saygılı hareket eder. modern toplumlarda, savunmayı temsil eden avukatlar son derece saygın olduğu gibi, kendilerine dokunulması da son derece sınırlı durumlarda mümkün olur; hele ki takip ettikleri davalar nedeniyle sanki o davanın bir parçasıymış gibi yargılanmaları kabul edilemez.

    yeni hsyk ile birlikte, bu saydığım davalar kapsamında, her seferinde avukatlık büroları basıldı, avukatlar göz altına alındı, tutuklandı, savunma gizliliği ihlal edildi; bugün artık geldiğimiz nokta korkunç; bahsettiğim yapı, özellikle sol kesime yönelik davalarda büyük etki gösteren avukatları bu sefer hedef almış gözüküyor; sabaha karşı onlarca avukatın bürolarının basılıp, kendilerinin yaka paça göz altına alınmalarının, faşist rejimler dışında, dünyada hiç bir örneği yoktur.

    bugün artık çok tehlikeli bir noktadayız; görüşlerini beğenin, beğenmeyin, avukatlık kurumu; sizi haksızlıklara karşı koruyabilecek son kaledir; eğer bu kale yıkılırsa yarın hiç birimizin ne olacağının garantisi yoktur.

    kendileri ile aynı görüşleri çoğu zaman paylaşmasam da, göz altındaki meslektaşlarıma dayanma gücü diliyorum; umarım bu soruşturmadan başı dik çıkarlar.

  • yaz-kış fark etmeksizin uyurken kafamı komple yorgan - çarşaf ile kapatmadan asla uyuyamamak. ayakların dışarıda kalma olasılığı çok sıkça yaşansa bile. sabaha nasıl ölü çıkmadığım annemin kafasında hala büyük bir soru işareti. boğulma tehlikem olduğunu düşünüyormuş sürekli, özellikle yazın havanın 38-40 derece olduğu havalarda...

  • ali ismail korkmaz'ı da bunun gibiler öldürdü işte. jurnalci, hükümetten daha çok hükümetçi, gözü gönlü kör esnaflardır. yarın öbür gün de taksim esnafı gibi çok ağlayacaksınız ama biz unutmayacağız!

  • oha! yurdu acanin, actiranin, denetlemeyenin; cocugunu o yurda gonderenin, cemaate bu kadar prim verenin; ilceye hizmet ve okul goturmeyen hukumetin, ortbas eden basinin, binayi yapan muteahhidin, ihmalkar davranan yurt yonetiminin... hic sucu yok; ama cocuklari ben yaktim cunku cihangir'de oturan bir ateistim.

    ne guzel lan, adamlar mutlulugun ve sonsuz masumiyetin formulunu bulmus. hep magdur ol, hep baskasini sucla... ne ala memleket.

    olay mahalline sonradan gelen defans oyu'nun ricası üzerine edit:
    yangından kurtulan öğrenciler için bir yardım kampanyası başlatılmış. bundan sonra daha iyi şartlarda eğitim görebilmeleri ve yaşadıkları travmadan az da olsa kurtulabilmeleri amacıyla; elinizin erdiğince, yardımlarınızı bekliyoruz.
    (bkz: #64412380)

  • bir bölümünde memnun ıssızda kadınları taciz eden bir sapık sanılmaktadır. tacize uğrayan bir kadın polise eşkal verir:

    - hani bizimkiler dizisindeki kapıcı cafer yok mu, aynı o.

  • türk dizileri için;

    yıllarca sektör yalandan '3 saat olmasa çok güzel şeyler çıkarırız, 3 saat olduğu için her şey saçma türk dizilerinde' şeklinde herkesi yedi.
    netflix geldi ve ellerine de fırsat geldi bu şekilde.
    bekledik ki efsane işler çıkar. e malum tv'deki gibi upuzuuuuuun olmayacak diziler.
    e malum beklentiyi yükselttiler.

    ama o da ne. dünyanın en salak dizileri çekilmeye devam etti. sorun 3 saatte değilmiş. sorun tüm ekipteymiş zaten. aynı kafa aynı salaklık. sadece bu sefer 1 saat.

    tüm ekipleri tebrik ediyorum. bir daha da tvlere, saatlerin uzunluğuna bok atıp herkesi salak yerine koymazlar umarım.