hesabın var mı? giriş yap

  • yani, spontaneous human combustion

    kendiliğinden yanma başlığı altına taşınmış olan bu yanma durumu, yalnızca "insanlar" tarafından gerçekleştirilebiliyor, dolayısıyla bu olaya "kendiliğinden yanma" gibi bir ad verilecekse içine bir şekilde "insan" kelimesi de eklenmeli. yoksa böyle ne anlattığı belli olmayan yarım yamalak tabirlere, sırf türkçedir, dil bayrağımızdır gazıyla tamah etmek zorunda bırakılırız.

    kendi kendine yanan insanlar adı verilen bu vakalarda insanın gövdesi tamamen, kemikleri bile toz haline gelene dek yanıyor, fakat çevredeki eşyalar hiç alev almıyor.
    geçenlerde bbc'de kendisi de domuza benzeyen bir doktor olayı bir domuz cesedi ile gerçekleştirdi, domuz içten içe yanıyor, vücuttaki yağ yanmanın sürekli olmasını sağlıyor ve ısı vücudun kendi içinden geldiği için kemikler bile unufak oluyor. supernatural ya da benzeri hiçbir etki yok yani. zaten olay her zaman yalnız yaşayan insanların ya da öldürülüp yakılan cesetlerin başına gelmiş. diyelim ki yaşlı teyze kibritle ocağı yakmaya çalışırken giysisi tutuşuyor, teyze sözdürmeye çalışırken korkudan kalp krizi geçiriyor, ölüyor ve yanmaya devam ederek kömürleşiyor.

    olayın "human combustion" olduğu doğru yani, ama "spontaneous" bölümü yalan dolan.

    (bkz: patlarsam yanarsın)

  • iyi niyetli ancak vizyonsuzluktan ölü doğan bir proje daha.

    istediğiniz kadar vatansız milletsiz ilan edin umrumda değil. bu proje dünyanın geldiği noktanın çoook uzağında duruyor. benim hep savunduğum bir şey var. bizim insanımıza ilk önce projelendirme öğretilmeli. bir ürün yapılacaksa harekete geçilmeden bu konuda neler yapılıyor bakması öğretilmeli.

    elin liseli çocuğu beyin dalgalarıyla hareket ettirilen kolu 3d yazıcı ile basıyorken bizde halen hareket sensörü kullanılıyorsa bu olacak iş değildir.

    eğer dünya hafiflik için karbon alaşım kullanıyorsa, parmak kontrolü için mikroservo motor kullanıyorsa, uyarım iletimi için direk sinir sistemini kullanıyorsa bizim bu devirde çıkıp bu ürünü yapay kol diye sunmamız acıklıdır. altı boş bir özgüvenin net göstergesidir.

    bunu üreten arkadaş gerçekten bu konuda işe yarayacak bir ürün ürettiğine inanmasa herhalde kameraların karşısına çıkmaz. demek ki yapılanları bilmiyor. demek ki amputasyon sonrası kullanılacak yeni nesil protezler için harcanan milyonlarca dolardan habersiz.

    arge bizim ülkemizde küçümsendikçe daha çok göreceğiz bu tarz ölü doğumları.
    arge sadece fikir üretimi değildir. teknik gerekliliklerin belirlenmesidir, araştırmadır, projedir, tasarımdır, fizibilitedir.

    bu konular ciddiye alınmadıkça bu ülkede erke dönergeci de bulunur, soğuk füzyon reaktörü de bulunur, evrim de çürütülür, kansere çare de bulunur. ancak sadece lafta yapılır bunlar.

    günümüzde bilim de mühendislik de çok ciddi ön çalışma gerektiren uzmanlık alanları. 500 yıl öncesindeki gibi aklına geleni üretmeye kalkarsan hüsrana uğrarsın.

    yapma demiyorum hobi olarak yap ama özgüvenini dizginle. ne ürettiğini araştır.

    https://www.youtube.com/watch?v=_qupnnroxvy

  • ana akım rap'çilere baksan "benim kalemim keskin, dudaklarım namlu, lafımı esirgemem, korkum yok kimseden" triplerinde takılırlar ama
    - ya birbirine söverler (diss atıp),
    - ya kendilerini överler (cepte para, altımda limo, yanımda kızlar vb.)
    - ya hayali düşmanı döverler ( sözleri yalan inanmayın, pişman olacak hergele, çıkamaz karşıma vb. *)
    vb. vb. vb.

    arkadaş hiç mi yaşadığınız topluma ilişkin bir şarkı yapmazsınız. adaletsizlikle, pahalılıkla, çocukla, kadınla... bir iki istisna hariç bomboş içerikler.

    ondan sonra şöyle süperim, cesurum, aslanım diye boş muhabbet yapmayın.

    edit: şanıser yapıyor, hakkını yeme diye sayısız mesaj aldım. bir kaç istisna var biliyorum. suya sabuna dokununca insanlar da sanatçıya sahip çıkıyor.

    edit 2: başlığa yazılan ve gönderilen mesajlardaki sosyal içerikli şarkılardan ciddi bir oynatma listesi oluşturulur. gerçi bazı rap şarkıcılarını yakın arkadaşları dışındakilerin tanıdığını zannetmiyorum. ailelerinin dahi haberi yoktur kimi isimlerden. rap müziğin başkaldıran ruhunu yansıtan şarkılar totalde %5'i geçmez.

  • bütün politik, ekonomik, dinsel güç öğelerinin merkezinde bulunan melanjın evrendeki tek kaynağı olan arrakis gezegeninin çöldeki yaygın adı.

    resmi yerleşimler genelde daha soğuk olan kuzey kutbu etrafında toplanmış köy ve kasabalardır. yaşamın imkansız kabul edildiği güney enlemlerinde ise gizli siyeçlerinde imparatorluk kayıtlarına geçmeyen fremenler yaşar.

    fremenlerden ve kaçakçılardan aldıkları yüksek rüşvetlerden memnun olan uzay loncası gözlem uyduları için çok para isteyerek, gezegenin güneyindeki iklimin yol açtığı kontrolsüzlüğe destek olur. çölün efendisi kum solucanları da buna destek olmaktadır. çöldeki bilimsel araştırma zorluğu yüzünden kum solucanları ve melanj arasındaki bağlantı çözülememiştir.

    gezegen yüzeyinde açık çölde kara ulaşımı fremen olmayanlar için imkansızdır. kum solucanları her türlü titreşimi hisseder ve bölgesini korumak üzere saldırır. ayrıca aşırı hassas algıları yüzünden vücut kalkanlarının yaptığı elektrik alanı da solucanları çıldırtır. çölde bir kalkanı ancak bir ahmak kullanır. böyle durumda kalınması ihtimaline karşı alınması gereken önlem yanında bir fremkit taşımaktır. bunun içinde bulunan damıtıcı giysi günlük su kaybını minimuma indirir. ayrıca bu kitte bulunan gümlerler kullanılarak solucanların dikkati başka yöne çekilerek kayadan kayaya yürümek umulabilir.

    gezegen üzerinde hiçbir açık su kaynağı bulunmadığından su ihtiyacını gidermek çok pahalıdır. şehirde büyük oranda su ithalatçıları tarafından karşılanır. ufak bir kısmı rüzgar yoğuşturucularıyla havadaki çok az su buharından elde edilir. fremenler tamamen bu yolu kullanır.

    gezegen bütün yönleriyle doğal bir çile çekme mekanı, bir cehennemdir. bir eliyle verdiğini öbür eliyle alır.

    ----------
    teşekkürler frank herbert.