hesabın var mı? giriş yap

  • oturduğum evde yan komşuyla ortak tek bir duvar var ve ne konuşsalar yanımda konuşuyorlar hissine kapılıyorum.

    üst kat komşusuna asansörde denk geldim gece 12 den sonra televizyonu biraz kısar mısınız dedim adam televizyon sesi bir kat yukarıdan geliyor dedi.

    tanım : katıldığım ve sebebini merak ettiğim önerme

  • önündeki aracın tamponuna yapışmayı maharet bilen, diğer şeritteki iki araç arasındaki takip mesafesinden kaynaklanan boşluğu, yere düşen altın yüzüğe atlayan erdal bakkal gibi dolduran sözde usta şoförlerin önündeki araca bodoslama daldığı kaza. raikkönen'i tenzih ederim.

    edit: dikkatli izleyince kazaya gerçekten sebep olan aracın, en öndeki araç yavaşlayınca yavaşlamayan, dolayısıyla arkadaki araçları aldatan raikkönen olduğunu görüyoruz.

  • ofiste sabah sabah poğaçamı kemirirken, yüzümde tatlı bir tebessüm oluşturan batman özlem adlı otobüs firmasının muavin ve şoförlerini alkışlıyorum. ülkemizde daha çok görmek istediğimiz güzel hareketler bunlar.

  • sanırım maç öncesi şöyle bir konuşma oldu

    fatih terim- arkadaşlar, caner den başka orta yapanı siksinler miiiii??
    takım: siksinlerrrrrr
    fatih terim: hadi allah yardımcınız olsun..

  • bu adamın yetiştigi toplumda ''dini kullanmak'' gibi bir olgu yoktur. yani aynı dine mensubuz ama bambaşka bakış açılarımız var aslında.

    bizde din dedigimiz şey genelde siyasete atılmak, ihale kapatmak, bir zümreye kendini kabul ettirmek için kullanıldıgı için artık her dua okuyanı, secdeye yatanı ''dini kullanıyor yea'' diye yaftalıyoruz.

    adam aslında çogu katolik olan brezilyalı futbolcunun yaptığını yapıyor, futbol oynarken dinini hatırlıyor. kaka her gol attığında istavroz çıkardığında kimse kendisinin dini sömurduğunu duşunmez mesela.

    sonuç olarak, her şeyi olduğu gibi dini de yozlaştırdığımızdan bizlere ilginç gelen futbolcudur.

  • bütün aile gün içinde aranır. mümkünse akşam erken gelin, konuşmamız lazım gerek denir.

    kızım söyle işte diye baskılar gelirken, öyle telefonda söylenecek gibi değil denir, gözden iki üç damla yaş düşer.
    akşam herkes geldiğinde "boşanmaya karar verdim" denir.
    derin bir sessizlik yerini yavaş yavaş dozu artan bir gürültüye bırakır.

    son sözüm "sizden bu konuda izin istemiyorum, bilgi veriyorum" olmuştu. sağlam durun. ailenizin "millet ne der" baskısına aldırmayın. sizi mutlu görünce, onlar boşanmanın ne kadar normal ve aslında mutlu eden bir şey olduğunu görecekler.

    sabredin ve aileniz hayatta olduğu için şükredin...

  • kazanırken iyiydi geleceğin para birimiydi ... kaybedince de, kriz savaş haa öyle mi ?

    buyurun sokaklar sizin, kimse size garanti mi verdi?

    kendinizi zora sokacak miktarları, ne olduğu bilinmeyen bir şeye yatıran net kumarbazdır.

    zorunlu edit: bitcoin'in batacağını ima etmedim, sadece belli sayıda (5-10 kişi) sermayederin kontrolünde olan, istedikleri zaman çıkartan istediklerinde düşen bir para birimi, bütün coinler de ona endeksli, ne bekliyorsunuz ki ne olacağı tamamen muamma

  • direk gıda sektörünün içinden yazacağım.gıda ambalajı üreticisiyim.birçok şirket patronu arkadaşım var restaurant , cafe ve pastane işleten.
    başlık ne yazık ki doğru.bunun siyasi görüş ile uzaktan yakından alakası yok.zamların tamamı artık talebe göre belirlenmekte.bugün bir dilim pasta 100 tl , bir kebap 150 tl.3 kişi pirzola yeseniz 250 gramdan 750 gramı 600 tl.evde aynısı 200 tl.
    firmalar artık zam işini rutine bağladı.o ay hiçbir mamüle zam gelmese bile fiyatlar değişmekte.bakın un fiyatları düştü, pastacılık yağı fiyatları vs herşey düştü ancak fiyatlar artmakta.bunun bir sebebi de enerji ve işletme maliyetleri.ancak bu da aslında malzeme fiyatları düştüğünden dengeli gitmesi gerekirken halen zam yapılmakta menülere.

    "diğer yandan talebin patlamasının bana göre asıl sebebi insanların para biriktirerek mülk , otomobil alma ihtimali kalmaması.bu yüzden maaşlı çalışan kesim özellikle o ay çalışıp o ay yeme moduna geçti.bu da talebi patlattı özellikle gıda sektöründe."

    edit; çok fazla mesaj alınca asıl ekmek fırsatçılığından da bahsetmek istiyorum.

    bakın unun çuvalı 240 tl idi.tmo ( toprak mahsülleri ofisi ) destekli olarak satılıyordu yaz ortasına dek.yazın tmo bu desteği kaldırdı ve unun çuvalı 500 tl lere çıktı.o da 1-1.5 aylık süre için.( zaten depoları full tmo destekli un doluydu bu fiyattan un almadılar bile) ardından hemen ekmeğe zam yapıldı 5 tl oldu.
    şu an son 2 aydır tmo desteği yeniden var ve unun çuvalı 345 tl!
    peki ekmeğe zam geldi mi ? gelmedi değil mi ? halen 5 tl.aslında geldi!ekmek gramajı 250 idi.önce 230, şimdi de geçen hafta 200-210 gramlara kadar düşürdüler resmi olarak.sonuç olarak aslında geçen hafta ekmeğe %20 daha zam geldi yazdan beri gramajı düşürdüklerinden.
    fırınlar ülke tarihinde görülmemiş bir kar oranı ile çalışmaktalar şu an.birçoğunda afgan , suriyeli vb çalıştırmakta.vergi zaten hak getire, fiş kesmezler malum , vergi düzgün ödemezler.taksici lobisi diyorlarya, ülke de asıl fırıncı lobisi var.açın bakın alayı da iktidarı savunur.

  • 3 yıl boyunca sıfır araçtan daha pahalıya 2. el araç sattılar kazanacaklarını çok çok fazla kazandılar daha ne istiyorlar. kimsenin ekmeğinde değilim ama beter olsunlar.
    edit: hızımı alamadım geçirmeye devam edeceğim. bir gece de vergi artışlarıyla ellerindeki arabların fiyatları arttı. dolar kuru arttı saniyesinde dolar olarak aracın fiyatını arttırdılar ama dolar düştüğünde araç fiyatları yerlerinden kıpırdamadı. dola 25 aralıkda 18'den 11'e düştü ve doların tekrar 18'i görmesi 7 8 ay kadar zaman aldı. anasını satayım hangi aracın fiyatı düştü amk. ulan 1 yılda baktığım aracın fiyatı 30.000 $ 'dan 40.000 $ 'a yükseldi. doların yıllık enflasyonu en fazla yüzde 8'i gördü. bu artış ayıptır başka bir şey değildir. sadece oto galericiler değil bayiler de çok büyük suçlu bu konularda ama galericilere dediklerim konusunda onlarda üzerlerine alınırlar umarım.

    bak yine geldiler bana. mercedes bayilerin araç liste fiyatlarının çok üzerinde satmaları ve galericilere araçlarını vatandaşa göstermeden direk olarak vermelerinden dolayı mercedes kendi sitesinden araç satmaya başladı. bayileri aradan çıkarttı yani. bu oto galericiler ne yaptılar. gittiler sağlam bir yazılım yaptılar mercedes sitesinde araç stoğu gözüktüğü an yaptıkları yazılım sayesinde otomatik aracı siteden satın aldılar. sonra koy üstüne 300 500 bin aracı sarı siteye koy. insanlık mı bu anasını satayım. toptan beter olsunlar zerre acımam.

  • miami de 300.000$ parayla bir villa alınıp, peşinden düşük kilometreli bir lamborghini huracan (200.000$) alınıp, miami beach civarında dondurmacı ya da küçük bir kafe işletmesini de 200.000$ paraya devir alınıp cebinde de 600.000$ para kalarak hayat kurabilirsin.

    tercih sizin tabi tarsus da güzel yerdir.

  • facebook, linkedin, twitter tarzı sosyal platformlarda ‘’sizce iş ilanlarında maaş bilgisi zorunlu olmalı mı’’ şeklinde mini bir anket gerçekleştirmiştim. elde edilen sonuçlara göre %70’e %30 oranında ‘’olmalı’’ sonucu çıktı. bu da bize gösteriyor ki iş arayanlar ilanlarda biraz daha şeffaflıktan yana.

    abd’de durum farklı!

    amerika’da ki her iş ilanında günlük, aylık ve yıllık ücret dahi yazma zorunluluğu vardır. orada saat başı ücret işlediği için ilana başvuru yapan aday eğer işe alınırsa yılda ne kadar ücret alacak bellidir. ilanlarda minimum pay, maximum pay ve salary yazılma zorunluluğu vardır. peki bu neden önemlidir? her iki taraf açısından karşılık vakit kaybının önlenmesi açısından önemlidir.

    peki türkiye’de durum nasıl?

    türkiye’deki ilanların çoğunluğunda maaş bilgisi ve aralığı yazmamaktadır. genelde satış ve pazarlama işlerinde asgari ücret bilgisi düşülür. global firmalarda şöyle bir durum vardır. her pozisyon için skala bellidir ve her yıl güncellenir. skala da kendi içinde 3 aralık içerir. örneğin 5000-7000 skalasındayken, işveren 5000, 6000 ve 7000 teklif edebilecekse, öncelikle 5000-5500 arası teklif eder, başvuran kişi pazarlığa girişirse kaçırmak istemedikleri biri ise 6000 tl’yi alabilir. şirket politikaları gereği "herkese ilk bandı öner, aday çok iyiyse ortaya yaklaş" 'dır.

    madalyonun diğer tarafı

    iş ilanlarına maaş bilgisinin yazılmasının sakıncalı sonuçları da olabilir. bunun sebebini davranışsal ekonominin temsilcisinden dan ariely izafiyet sorunu olarak tanımlıyor. basitçe, hayatımızdaki şeyleri hep diğerleri ile ilişkisi içinde değerlendiririz. yani bir şeyin aslında tek başına değeri bizim için bir şey ifade etmiyor. önemli olan "şeylerin" izafi değeri. bu durum hem göz ilüzyonlarında kullanılan dairenin büyüklüğü gibi somut şeyler için geçerli hem de mutluluk, mutsuzluk, bir ürünün değeri, başarı tanımınız, eşinizin güzelliği gibi akla gelebilecek her türlü soyut şey için de geçerli. bunun sonucunda çalışanların neden daha mutsuz olacağından başlarsak; predictably ırrational kitabında durumu şöyle açıklıyor. büyük bir yatırım şirketinde çalışan bir adam maaşından şikayet ediyor. dan ariely'nin tanıdığı olan üst düzey yönetici, adama kaç yıldır çalıştığını ve ilk mezun olduğunda mevcut pozisyonundaki maaş beklentisini soruyor. adamının beklentisinin orijinalinde 100,000 dolar olduğu ama mevcutta 300,000 dolar kazandığı ortaya çıkıyor. peki adam neden şikayet ediyor? çünkü hikayedeki bu adam yakın zamanda yan masalarda oturan ve kendisinden daha iyi olmadıklarını düşündüğü diğer bazı çalışanların 310,000 dolar kazandığını öğrenmiş. izafiyet sorunundan ya da halk arasındaki tabiriyle kıskançlıktan dolayı adamın şu an mutsuz olması davranışsal ekonomi açısından tam olarak olması beklenen şey.

    benzer durum üst düzey maaş alan ceo’lar açısından da geçerliymiş. çalışanlar ceo bile olsalar diğer şirketteki tüm ceo'lardan daha çok kazanmadıkça mutlulukları garantilenemiyor. sebep? ceo'ların birbirlerini kıskanıp mutsuz olması ve bahsettiğimiz izafiyet sorunu.

    çözüm nasıl olmalıdır?

    iş dünyasından genel kabul görmüş bazı mesleklerin maaşları bellidir. genelde de ilanlarda bu tarz meslekler için asgari ücret+prim+yemek+servis şeklinde yan haklarla bir ücret skalası yazılmaktadır. esas oturtulması gereken sistem diğer mesleklerin maaş bilgisi için olmalıdır.

    başvuru yapan adaya telefonda ön görüşme olarak maaş beklenti aralığı sorulmalıdır. eğer adayın belirttiği skala şirket limitlerinden ciddi oranda yüksekse her iki taraf açısından zaman kaybı olmaması için görüşmeye çağırmamak gerekir. eğer adayın belirttiği rakam yukarıda örneğini verdiğim skala içerisindeyse görüşmeye çağrılır ve maaş pazarlığı mülakatta sağlanır.

    son bir dipnot: hem işveren hem de işçi açısından orta yolu bulmak için abd’deki sistem getirilebilir. yani ilana o pozisyon için net bir rakam yazmak yerine yıllık kazanç miktarı veya pozisyonun maaş aralığı yazılmalıdır. o maaş aralığına uyan aday da başvuruyu ona göre yapar.