ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
boyner'de satılan 798 tl'lik çaydanlık
-
ya yanlış etiket yapıştırılmış ya da bir setin parçası olan ama kimi insanların bunu farkedemeyecek kadar dalgın(!) olduğundan başlığını açtığı çaydanlık.
yoksa niye bir çaydanlığın etiketinde dolunay 18 parça tencere seti siyah yazsın değil mi.
delirmemek için edinilen basit alışkanlıklar
-
daha önce söylenmiştir ama uyku. dünyadan kaçma yolum.
milka'nın türkiye pazarında tutmamasının nedeni
-
o parayla inek alırız.
tiktok global'de trend olan türk düğün videosu
-
bu tipler türkse, mekân türkiye'de ise bence şahane iş çıkarmışlar.
şu videoda ilk bakışta ortadoğu'ya ilişkin hiçbir şey yok çünkü.
23 ocak 2022 15 temmuz platformu açıklamaları
-
adliye önünde yapılmıştır. başka söze gerek yok herhalde.
adliye önünde "kafaya sıkmaktan" bahseden bir metin okunan ülkeden hiçbir şey beklenmez. her şey müstahak bize.
çıkarılması zevk veren şeyler
-
butun gun bileginizi sikmis corap. hele bir de iz yapmissa saatlerce kasinarak mukemmel kombo yapilir.
bir bilgisayar oyununda yapılmış en zalimce şey
-
en iyi arkadaşıma yaptım böyle bir zalimliği. sene 2012. yeni telefon almıştı. bir satranç oyunu indirmiş, eşiyle dostuyla satranç oynuyor. iyi de oynuyor pezevenk. bana da ısrar etmeye başladı. benim de hiç o taraklarda bezim yok. sadece kurallarını biliyorum. tepinmesiz oyun sevmem ben. neyse, uzun ısrarlar sonunda bir maçı kabul ettim.
oyuna başlamadan önce bilgisayara satranç programı kurdum. zorluk ayarını da kökledim. telefondan da açtım satranç uygulamasını, arkadaşımın davetini bekliyorum.
davet geldi, kabul ettim ve oynamaya başladık. önümde pc, elimde telefon, adamın yaptığı hamlenin aynısını bilgisayara karşı yapıyorum. en üst zorluk düzeyindeki bilgisayar mükemmel hamlelerle karşılık veriyor. bilgisayarın hamlesini arkadaşıma karşı oynuyorum. adam 10 dakika bekleyip ıkına sıkına hamle yapıyor, ben 2 saniyede karşılık veriyorum. ilk maçı 10 hamlede falan kazanmış olabilirim.
mesaj attı, rövanş yapalım mı diye. kazanacağından o kadar emin ki "rövanş" diyor. tamam dedim, yapalım. ikinci maçı kazanmam 10 hamle bile sürmemiştir. telefonla aradı. heyecanlı heyecanlı soruyor, kursa mı gidiyorsun, doğal yetenek mi bu diye. ben de satranç sevmiyorum ki kursuna gideyim falan diyorum.
7 yıl geçti, adam bir daha oynayalım demedi.
türkçe şarkılarda geçen acımasız gerçekler
-
acı olmayanları da vardır.
"aşk yeniden, bitti artık bu son derken"
yeni türkü
kendi entry'sine yabancılaşmak
-
bu aralar sık sık yaşadığım hadise. 'bi s.ktir git' diye okuduğum entrynin bana ait çıkması da doruk noktasıydı.
ilk bilgisayarda yapılan mallıklar
-
skim böyle başak burçluluğu... bilgisayardaki sistem dosyalarını düzenlemek:(
levent diye, o devrin digimon'u bir arkadaş toplamıştı ilk bilgisayarımı. sene 95. ilk günün akşamı evde kurcalıyordum, tek tek bütün klasörlere girip her bir dosyaya tıklıyordum peki buna basınca noluyo, e peki buna basınca noluyo diye diye.. böyle kurcalarken fark ettim ki aynı dosyalardan birden fazla yerde var. bir win32 mi windows mu ne öyle bir yerde var, bir program files diye bir yerde var, içlerinden bazıları başka bi yerlerde daha var... "dağınık levent tabi (anne tonlamasıyla verip de veriştirdim levent'e) elli kez kopyalamış aynı dosyaları bilgisayarın hafızası dolacak boşuna" diyerek kolları sıvadım ve müthiş bir işgüzarlıkla sabaha kadar benzer/aynı adlı tüm sistem dosyalarının eşlerini silip silip tek klasör altına topladım hepsini. sonuç olarak da sabaha bilgisayarı kucağıma almış halde ıkına sıkına 3 otobüsle bakırköy'den hacıosman'a gidip, suratımda takınabildiğim en sempatik "ben bi bok yidim" gülümsemesiyle levent'in ziline basmam gerekti.
yalnız o vakitler bilgisayardan alınan zevk bile başkaydı be... windows plus'ta mı ne gelen, tren istasyonlu wall paper'ı görmek için evden kalkıp 2,5 saatlik yolu tepip sarıyer'deki arkadaşa gitmişliğim olmuştu. wall paper görmeye bak sırf. bu da mallık değil mi? değildi işte. abimden ablamdan çok seviyordum be o ilk bilgisayarımı. ne de güzel bilgisayardı... pentium 133 mmx, 16 mb ram, cücük kadar hard disk. autocad'e tıkladıktan sonra yatardım on dakka uyuyum o açılana kadar diye.
22 ocak 2022 bahçeli'nin sedef kabaş açıklaması
-
bu konu ile alakalı en son fikir beyan etmesi gereken iktidar stepnesi de yorumunu yapmış.
" erdoğan'ın kaportası delinmiş, şanzımanı dağılmış, aküsü bitmiştir"
"zürriyetsiz"
"şerefsizsin alçaksın"
"kandan beslenen kafatasçı"
"senden hesap sormazsam namussuzum"
"erdoğan klinik bir vaka haline gelmiştir"
"erdoğan aklı ile arasını açmıştır"
"erdoğan kandilin yetiştirmesidir"
"haramzade rüşvetçi"
"be hey densiz, be hey kanun tanımaz, ahlak bilmez"
gibi cümlelerle en büyük hakaretleri eden sen ne zaman adalet karşısına çıkacaksın?
bursa kaçık46 rezilliği
-
bursa işte.
ayrıca kaçık46 ne yahu, msn nicki gibi.
edit: kendi şehrimden bahsetmiştim gereksiz buldum sildim.
1 ocak 2022 vergi ve harçlara %36.2 zam
-
niye enflasyon üstü zam yapıyorsunuz ? yoksa enflasyon %20 değil mi ?