hesabın var mı? giriş yap

  • tam ismi cecil herbert edward chubb bir zamanlar stonehenge1 son özel sahibiydi. tabii ki tarihi kalıntıyı osman ziya sülün (namı diğer sülün osman) gibi bir dolandırıcıdan almadı.

    hemen hikayemize başlayalım. 21 eylül 1915'te cecil chubb, karısı tarafından perde ve yemek sandalyeleri gibi antika eşyaları satın alması için ingiltere'de bir müzayedeye gönderildi.

    dünyanın en ünlü tarih öncesi anıtı, şimdi ise unesco dünya mirası listesi'nde bulunan bu taş yapı çok önceleri insanların gözünde tarihi bir yapı olarak bu kadar değer görmüyordu. o zaman ki sahibi olan sir cosmo gordon antrobus tarafından 1915 yılında bir müzayede satışa sunuldu.

    müzayedeci howard frank gür sesiyle 15 numara diye seslendi ve yaklaşık 30 dönümlük stonehenge diye devam etti ve 5.000 sterlinlik teklifi açtı. ilk başta derin bir sessizlik oluştu ve daha sonra teklifler hızla ama küçük küçük artıyordu. teklif 6.000 sterline geldiğinde
    --- spoiler ---

    müzayedeci, "beyler, stonehenge'e değer biçmek imkansız," diye ısrar etti. “elbette 6.000 sterlinlik kötü bir teklif, ancak artık kimse bana daha fazlasını teklif etmezse, onu bu fiyata satacağım. stonehenge için kimse bana 6.000 sterlinden fazlasını vermeyecek mi?”
    --- spoiler ---

    daha sonra stonehenge'in 6,4 km batısındaki shrewton köyünde doğmuş olan cecil chubb bir anda kulaklarını bir kurt gibi dikti ve ben 6.600 sterlin(2015 verilerine göre bugünkü parayla 1 milyon dolardan fazla olduğu düşünülmekte) veriyorum dedi. bunun üzerine müzayedeci tokmağını hızla indirdi ve satıldı dedi. müzayede kağıdı

    chubb eve gelip karısına bu haberi verdiğinde, eşi mary bu durama pek sevinmedi. muhtemelen eşinin çenesinden kurtulamamış olacak ki* üç yıl sonra chubb, yerel halkın ücretsiz olarak ziyaret edebilmesi şartıyla stonehenge'i ingiliz halkına hediye etti.

    chubb ,ingiliz hükumetine bu bağışı açıklayan bir mektupta şunları yazdı:
    --- spoiler ---

    stonehenge, ulusal anıtlarımız arasında belki de en iyi bilinen ve en ilginç olanıdır ve her zaman ingiliz hayal gücüne güçlü bir şekilde hitap etmiştir. ona yakın doğmuş, çocukluğum ve gençliğim boyunca, gece ve gündüzün her saatinde, akla gelebilecek her türlü hava koşulunda - dolu, yağmur ve kar fırtınasında, şiddetli gök gürültülü fırtınalarda, görkemli ay ışığında ve güzellikler içinde - onu ziyaret eden bana göre. güneş ışığı, her zaman tarif edilemez bir çekiciliğe sahipti. derin bir zevk duygusuyla onun sahibi oldum ve uzun yıllar boyunca ailemin aziz bir mülkü olarak kalabileceğini düşünmüştüm. bununla birlikte, ulusun kendisine sahip olmak isteyeceği ve ona en çok değer vereceği konusuna gönülden inanıyorum.
    --- spoiler ---

    bunun üzerine ingiliz hükumeti 1919'da taşların doğrultulmasını ve blokların yeniden yerleştirilmesini içeren kapsamlı bir restorasyon başlattı ve anıtı korumak için çeşitli kanunlar çıkardı. stonehenge gelecek nesiller için kurtarılmış oldu.

    kaynak:123ğ

  • dünyanın en iş işi. mesela adam "biraz okuyayım da karı kıza hava atarım" diye başlıyor, felsefe sosyoloji psikoloji siyaset felsefesi allah ne verdiyse okuyor sonra büyük filozof oluyor, dünyayı yerinden oynatacak kuramlar ileri sürüyor falan. çok garip iş. ya kız? kız porşeli berkecan'ın yanında.

  • işçilerin haklarını almasıyla beraber, projenin imajına leke gelmesin diye medyadan gizlenen işçi ölümleri de gün yüzüne çıkması için duacıyız.

  • arabanın durduğun an ile motorcunun çarptığı an arasındaki zaman boşluğuna bakılırsa motorcu çok hızlı gelmekte. ayrıca yaya geçidi olan bir yerde duran araç yanlış bir şey yapmamıştır.
    vefat eden kişiye allah rahmet eylesin.

  • --- spoiler ---

    engincan ural, önceki akşam arkadaşlarıyla etiler’deydi. önce halı sahada maç yapan grup, ardından sarıhan gusto’ya geçti.ancak ural’ın maç sonrası kıyafet değiştirmeye gerek duymaması, dondurucu soğukta ilginç bir tablo ortaya çıkardı.
    --- spoiler ---

    bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmamayı öğütleyen bir şahıs.

    not : engincan ural*.

  • şimdi size bir olay anlatayım karakterler ve yaşları aşağıdadır.

    aliko ; esas oğlan (çünkü benim oğlan). 2 yaşı yeni geçti.
    ılgın : esas kız 2 yaşı yeni geçti oda (arkadaşımın kızı)
    çağan : bu da arkadaşın oğlu ve üç yaşına yaklaşıyor.

    şimdi; çağan, biraz büyük olmasından mütevellit biraz sert, oyuncaklarını çok paylaşmaz özellikle ılgın 'a karşı daha bir sert. biraz da artist. bizim aliko da oyuncak konusunda sıkıntı çıkarabiliyor ama sıkıya gelince verir, başka bir oyuncağa geçer. ben diyeyim efendi siz deyin tırsak. ılgın kızımız ise bu iki erkekten sıra bulursa oynuyor garibim. biraz da sessiz mizaçlı biz kızımız.

    neyse olaya dönersek;

    ılgın ısrarla o anda kimsenin yüzüne bakmadığı bir oyuncağı aldı. ev sahibi olmanın etkisi ile çağan onu elinden aldı ve yere attı. ılgın yine aldı. çağan bu sefer de yere atınca kızımız hali ile ağladı.

    işte o zaman devreye bizim oğlan girdi ve oyuncağı çağan 'ın yanından aldığı gibi ılgın ' a verdi.

    ve o zaman işte o acı gerçekle ilk defa karşılaştı;

    ılgın kızımız oyuncağı eline alır almaz bizimkinin kafasına geçirdi ve çağan 'a gülümsedi.

    aliko, hatunların efendi adam yerine piç tercihi ile ilk defa karşılaştı. bunun son olmayacağını da zamanla öğrenecek heralde.

    üçüne de allah uzun ömür versin bu arada.