hesabın var mı? giriş yap

  • geçen gün iki sevgili kendi aralarında tartışıyorlar;

    -hah işte şimdi tam türk kızı tribi yaptın başak.
    +bana bak, bana ekşi sözlük ağızları yapma, o türk kızı başlığında anlatılan tripler var ya, işte onların her biri bende var. ona göre.

    çok da güzel "yerse" diyor türk kızı.

  • bazı şaraplar şişelendikten sonra bile olgunlaşmaya devam ederler. bu şaraplar yıllandırılarak daha mükemmel hale getirililebilinir.
    bazı şaraplar taze tüketim için piyasaya sürülürler, ayrıca her şarap da yıllandırılmaya gelmez. bu sadece şarabın markasına değil mahsül yılına göre de değişebilir. genelde makul bir fiyata satılan yıllanılabilir şaraplar yaklaşık 3 ila 5 yıl saklanabilir. o da uygun saklama koşulları varsa (kaliteli mantar, ışık almayan ve yıl boyu 15-18 derece ısıyı sağlayan mekanlar). 10 yılın üzerinde saklanabilen şaraplar zaten ilk çıktıkları zaman bile oldukça pahalıdır.

  • cumhuriyetimizin kurucusu ebedi liderimiz mustafa kemal ataturk'un 30 agustos 1925'te soyledigi gibi kapatilmayacak tek tarikat uygarlik tarikatidir.

    geri kalan hepsi kapatilmalidir.

    --- spoiler ---

    “ey millet! iyi biliniz ki, türkiye cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. en doğru, en gerçek tarikat medeniyet (uygarlık) tarikatıdır. uygarlığın emir ve isteklerini yapmak, insan olmak için yeterlidir.”

    --- spoiler ---

  • buluş var lan bi tane, "buluş". sanki laboratuvarda beher kapta kaynatarak yapmışlar çocuğu, büyüyünce borla çalışacak pezevenk.

  • afyon'da "kudret" adlı yerel gazeteyi çıkarmakta olan cüneyt mollaoğlu, 1950 yılının mayıs ayında bir trene binerek eskişehir'e doğru yola çıkar... cumhuriyet'in ilk yıllarından beri çalışan bir trenin kompartımanında, cüneyt bey'in yanına kütahya garı'nda bir kız çocuğu oturur. cüneyt bey cebinden gazetesini çıkarır, okumaya başlar; kız çocuğunun gözü de gazete sayfalarındadır.. akrabası sinirlenerek dirseğiyle dürter, "evladım ayıptır başkasının gazetesi okunmaz, yapma etme.." ama çocuk gazeteyi okumaya devam eder, üstelik bununla da kalmaz, cüneyt bey'e dönüp "siz bitirdikten sonra gazetenizi ben okuyabilir miyim?" diye de sorar..
    çocuğa refakat eden akrabası çok bozulur bu duruma, kızın kulağına eğilip, "sen ne terbiyesiz bir kızsın, tanımadığın bir adamın gazetesi alınır mı?" der. konuşulanları duyan cüneyt bey gülümseyerek gazetesini çocuğa verir ve ardından "okumayı seviyor musun?" diye sorar. tarlalar arasından akıp giden trende bir sohbet başlar, gazeteci ve kız çocuğu arasında..
    cüneyt bey anlar ki yol arkadaşı, okumayı çok seven, kitaplara ilgi duyan bir çocuktur. sohbet esnasında çocuk ona masallar yazdığını söyler, bu daha da hoşuna gider cüneyt bey'in. "peki," der, "yazdığın masallardan birini bana gönderir misin? eğer uygun görürsem gazetede basarım. ama masalını mutlaka daktiloyla yazıp göndermen gerekir."
    bu sözler çok heyecanlandırır kız çocuğunu, masalının bir gazetede basıldığı düşüncesi günlerce süsler hayallerini.. ama daktilo, ulaşılması zor bir araçtır o günlerde; her yerde bulunmaz, ancak devlet dairelerinde, okullarda vardır. kız çocuğu, "nereden, nasıl daktilo bulacağım?" diye düşünürken bir gün kütahya'da, adliye önünde çalışmakta olan arzuhalcileri görür. arzuhalciler, okuma yazma bilmeyen insanların devlet dairelerindeki işlerine dilekçe yazan, daktiloyla geçinen emekçi insanlardır. küçük kız arzuhalcilerin yanına gider ve "benim bir masalım var, el yazısı, onu size getirsem bana daktiloda yazar mısınız?" diye sorar. "tamam," der arzuhalci, "ama 2 lira alırım."
    2 lira o zaman büyük bir para, hele ki bir çocuk için.. ama kararlıdır kız çocuğu; haftalar boyunca harçlıklarını saklar, almak istediği karamelaları, bisküvileri yemez, içmek istediği gazozları içmez ve o parayı biriktirip yazdığı hikâyeyi arzuhalciye daktilo ettirerek gazeteye gönderir. yayımlanan ilk öyküsü budur.. ki yıllar sonra bu ülkenin çocuk edebiyatının en ünlü, en saygın ismi olacaktır. o kız çocuğunun adı, çok sevilen kitaplarının kapağında "gülten dayıoğlu" yazmaktadır..
    gülten dayıoğlu, "kudret" gazetesinde yayımlanan ilk öyküsünü kaybeder. gazeteye başvurup arşivinden öyküsünü bulmak ister ancak gazete binasının yandığını öğrenir. ne gariptir ki dayıoğlu, gazetede yayımlanan ilk öyküsünde bir baca temizleyicisini anlatmıştır.
    gülten dayıoğlu ailesiyle beraber istanbul'a gelir ve ortaokula başlar. türkçe öğretmeni onun edebiyata olan ilgisini kısa sürede keşfeder. bir gün, türkçe dersindeyken müfettiş gelir sınıfa. öğretmen ders anlatırken müfettiş, gülten dayıoğlu'nun yanına oturur. ders bittiğinde, sınıftaki çocuklar teneffüse çıkarken, öğretmen gülten dayıoğlu'nu müfettişle tanıştırmak için durdurur. "biliyor musunuz müfettiş bey, bu çocuk edebiyatla çok ilgili ve inanıyorum ki ileride çok büyük bir yazar olacak."
    müfettiş, çocuğa bakar ve şöyle söyler: "madem edebiyatı bu kadar seviyor, o zaman bu çocuğu kütüphanede görevlendirelim."
    gülten dayıoğlu o müfettiş sayesinde kütüphanede görevlendirilir ve raflardaki kitapları tek tek okumaya başlar. o gün derse giren müfettiş, reşat nuri güntekin'dir...

    sunay akın

  • hakkında en çok geyik yapılan fenomenlerden biri.

    bunca komplo teprisine gebe askeri alan hakkında bilinenler/bilinmeyenler ise şöyle;

    51. bölge, nevada'nın güneyindeki groom gölü'nde bulunan bir abd hava kuvvetleri askeri tesisidir.

    51. bölge aktif bir askeri tesistir. güney kaliforniya'daki edwards hava kuvvetleri üssü tarafından yönetilmektedir.

    51. bölge halka açık değildir ve 24 saat gözetim altındadır.

    tesisin onaylanmış tek kullanımı uçuş test tesisi olmasıdır.

    bölge, atom enerjisi komisyonu tarafından oluşturulan haritalarda bu şekilde tanımlandığı için 51. bölge olarak bilinmektedir.

    ikinci dünya savaşı sırasında (1939-45) abd ordusu hava kuvvetleri bölgeyi hava topçu atış alanı olarak kullanmıştır.

    bölge 1955 yılında merkezi istihbarat teşkilatı (cıa) tarafından yüksek irtifa keşif uçağı lockheed u-2 için bir test alanı olarak seçildi. başkan dwight d. eisenhower (1953-61), aquatone projesi kod adı altında yürütülecek olan testlere izin verdi. testler temmuz 1955'te başladı.

    u-2'nin 1956'da hizmete girmesinin ardından 51. bölge, a-12 (oxcart olarak da bilinir) keşif uçağı ve hayalet avcı uçağı f-117 nighthawk da dahil olmak üzere diğer uçakları geliştirmek için kullanıldı.

    1989 yılında robert ("bob") lazar adında bir adam 51. bölge'de dünya dışı teknoloji üzerinde çalıştığını iddia etti. lazar, las vegas televizyon muhabiri george knapp'a tesiste uzaylıların otopsi fotoğraflarını gördüğünü ve abd hükümetinin tesisi kurtarılan uzaylı uzay araçlarını incelemek için kullandığını söyledi. lazar'ın kendisi itibarsızlaştırılmış olsa da, iddiaları, çoğu dünya dışı yaşamı içeren çok sayıda hükümet komplo teorisinin ortaya çıkmasına neden oldu.

    birçok kişi 51. bölge içinde ya da yakınında tanımlanamayan uçan cisimler (ufo'lar) gördüğünü bildirmiştir (bu terim genellikle dünya dışı spekülasyonlar bağlamında kullanılsa da, ufo'ların mutlaka dünya dışı kaynaklı olması gerekmez).

    25 haziran 2013 tarihinde cıa, u-2 ve oxcart programlarının tarihini anlatan gizliliği kaldırılmış belgelerin yayınlanmasını onayladı. belgeler, george washington üniversitesi ulusal güvenlik arşivi'nden amerikalı istihbarat tarihçisi jeffrey t. richelson tarafından 2005 yılında yapılan bilgi edinme özgürlüğü yasası (foıa) talebine yanıt olarak yayınlandı. belgelerin yayınlanmasıyla abd hükümeti 51. bölge'nin varlığını ilk kez resmen kabul etmiş oldu.

    cıa'e göre, u-2 ve sonraki askeri uçakların test uçuşları bölgedeki ufo gözlemlerini açıklamaktadır.

    51. bölge çalışanları tesise uçakla ulaşmaktadır. mccarran uluslararası havaalanı'ndaki kısıtlı bir terminale, 51. bölge'nin üzerindeki hava sahasında (r-4808n hava sahası) uçmasına izin verilen birkaç işaretsiz uçaktan biriyle girip çıkmaktadırlar.

    yakın zamana kadar tesisin uydu görüntüleri sansürlenmişti. 51. bölge google haritalar'da görülebilir. 37°14'06.0"n 115°48'40.0"w

    abd hükümeti şu anda tesis içinde yürütülen araştırmalar hakkında herhangi bir bilgi vermemiştir.

  • - tikaaaaaaat firlatmaya hazirlaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaan
    - haziriz komutanim!
    - uuuuuuuuuuuuuuuuuuuuc ikiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii...........
    - noldu komutanim?
    - bilmiyorum.. general bi dur dedi
    ......
    - tikaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaat firlatmaya hazirlaaaaaaaaaaaaaaaaan
    - haziriz komutanim!
    - uuuuuuuuuuuuuuuuuuc ikiiiiiiiiiiiii........ hay!
    - yine nooldu komutanim?
    - bilmiyoruuum.. yine dur dedi..
    - allah allaaaaaaaah
    - sus.. konsantrasyonu bozma.. emir bekliyoruz surda yukardan
    - peki komutanim
    - tikaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa-
    - allaalalalalalallalalalalalalalalaaalalaaaaa
    - durun! durun lan! dureagh (ezer gecerler)
    - sikmisim lan emrini, klostrofobik olacaktik

    (disarda)
    - halil! naptin! eyvaaaaaaaaaah
    - bilmiyorum necla.. hersey bi anda oldu