hesabın var mı? giriş yap

  • 1) en üretken dönemlerinde inek gibi ders çalışmak zorunda bırakılarak zekalarının eritilmesi. (milli eğitimin insanları bildiğin aptallaştırması)

    2) özellikle anneleri tarafından doğru yanlış hemen herşeyiyle gurur duyulması sonucunda aşırı şımarıklık ve kendilerini dünyanın en harika varlıkları sanması. (yeni nesil acaip türk anneleri sağolsun)

    3) başkalarında olan şeylerin kendilerinde neden olmadığı sorusunu sorarak herşeyi ve herkesi kıskanarak etrafa bakmaları. (bu da bir üsttekinin bir sonucu)

  • pandemi nedeniyle uygulanan 10.00-16.00 mesai saatlerinin pandemi sonrasında da devam etmesi durumu.
    neden mi?
    yaklaşık 3 aydır uygulanan bu yöntem sonrası herhangi bir kamu hizmeti aksaklığı yaşanmadı. günlük hayatı etkileyecek ölçüde yani.
    çalışanlar bu saatlerden memnun ve motivasyonları nispeten yüksek.
    insanlar karanlıkta değil güneş doğduktan sonra uyanıyor, kahvaltı yapabiliyor ve kış günlerinde bile akşam olmadan evine gidebiliyor.
    o zaman neden eski düzene dönülsün ki?

  • yurtdışında çalışırken bir rus mühendisle tanışmıştım , bir sözü vardı bu olaya benzer ;

    "cumartesi günü eşekler ve türkler çalışır , pazar günü sadece türkler çalışır ".

  • 4,5 yaşındaki kızımın rahatsızlığından dolayı hiç çikolata ve dondurma yememiş olması gerçeği...
    dahası reklamlarda çıkınca ''bunlar acı dimi anne'' demesi...

    duzeltme; arkadaslar cok fazla mesaj geldi eksik olmayin. kizimin rahatsizligi merak edilmis basta belirtmeliydim sut alerjisi var kizimda.

    edit: müjdemizi verelim: tedavisinin sadece zaman,sabır ve diyet olduğu süt ve çoklu gıda alerjisi hastalığını geride bıraktık.

    bizim için kızımızın bebekliğinden beri süregelen zorlu bir süreçti. darısı tüm alerjik çocukların başına...
    artık kızım süt ürünleri ve dolayısıyla dondurma çikolata vs tüketebiliyor..

    gelen mesajlara bakılırsa şu kocaman dünyada bu ufacık derdimizle hepinizi çok üzmüşüz.. destekleriniz, mesajlarınız ve dualarınız için sonsuz teşekkürler...

  • tek süper kahramanımız keloğlan, o da ölüm döşeğindeki prensesi tarhana çorbasıyla iyileştirmeye çalışıyordu.

  • başlık: çocukken magnum alacak parası olmayanlar buraya

    1. gelsinler de kendi kafamdaki adamlarla bi muhabbet çevireyim.

    beyler, bayanlar, taşaksızlar, taşaklılar, taşağını yediklerim, ben küçükken alınabilecek en değerli şey magnum idi. hiç unutmam bi kere annem bana magnum almıştı ki bu magnum sözünü bana 1 hafta önceden vermişti. neyse o magnumu ben yarısına kadar yiyebilmiştim. malum max adlı fakir dondurmasına alışmış bünyeye ağır gelmişti magnum. hepsini yiyememiştim o magnumun.

    ey o. çocukları, çok tramvalar yaşadık biz. cebimizdeki misketlerimiz dışında hiçbir varlığımız yoktu şu dünyada. şimdi de pek bi bokum yok ama en azından magnum alacak param var. şimdi magnumu yiyebiliyorum ağır gelmiyor ama inanır mısın tat vermiyor lan.