hesabın var mı? giriş yap

  • güçlü birinin annesi vefat edince programını iptal edip, şehit olan 24 garibanı umursamayacak bir kişiliğe sahiptir.

    edit: gg sebebiyle sıfat seçimini sizler yapın dostlar.

  • aile dostu olan bir öğretim görevlisinin odasına gitmiştim biraz muhabbet biraz dertleşme amaçlı. kapıyı çalıp içeri girdiğimde hocam okey oynuyordu bilgisayardan. beni kendine çok yakın gördüğü için "ooo hoşgeldin freewave" deyip bir yandan oyununa devam etti. sonra bir iki havadan sudan nasılsın, iyi misin, muhabbetinden sonra hocamın yanına oturup müsabakayı izlemeye başladım.

    ben arada "hocam şu taşı atan bence ben takip ettim ara taş çıktı." filan diye akıl veriyordum. lan birden bir şey dikkatimi çekti. masadaki diğer kişilerin adlarına bir bütün olarak bakınca böyle baya tanıdık geliyordu. sonra içimden lan yoksa deyip "hocam kimle oynuyorsunuz?" diye sordum. karşılık olarak da "hee onlar mı dekan, prof x hoca, prof y hoca."

    oha lan biz de ilim irfan yuvası diyoruz. adamlar üniversitede okeye dönüyor.

  • absürt, anormal ama normal aynı zamanda. çocukluk hayali imiş, gerçekleştirmiş. ne var yani?
    sosyal hayatta ve medyada beğeni için kırk türlü maymunluktan daha elim değil.

  • "ing" takısı bir ingilizce'de bir de adana'da vardır
    örnek: "geliyong mu bize" ya da "siparişi verding mi" gibi... cümle içinde kullanılarak pekiştirilir.

  • açılın size kerizlik hikayemi anlatayım.

    sevgilim var 4 seneyi yeni doldurmuştuk yanlış hatırlamıyorsam. kurban bayramı tatili için memlekete gitmişiz. ben iş sebebiyle erken döndüm; o üç dört gün sonra gelecek. hafta ortasında tutturdu, benim evi bir temizletmek lazım; çok kirli bıraktım memlekete giderken, cumartesi bizim çocuklar gelecek bana, temiz olsun, sen hallediver diye. ben de hafta içi iş çıkışı gittim baktım, darmadağın halde ortalık. yorgun halimle ortalığı toplayıp evi temizlikçi çağırılabilecek duruma getirdim. cumartesi gününe de temizlikçi ayarladım. cumartesi sabah gittim erkenden, evi açtım, temizlikçiyi aldım, kadın temizledi evi. ben de evde bulundum yardım ettim falan işte, neyse öğleden sonra sevgilim indi uçaktan geldi. gittik yemek yedik, üstüne de markete girdik. marketten kırmızı şarap aldı bu en klasından. saftirik ben uyanmadım hâlâ. beni eve bıraktı. ben evde takılırken bir iki kere aradım bunu açmadı, baktım mesajlara da cevap vermiyor saat geç oldu. sinirim geçsin dedim duşa girdim çıktım hâlâ ses yok. merak ettim, çocuklarla içip içip sızdılar heralde diye korktum. atladım gittim eve. anahtarla açtım kapıyı, yerde dünyanın en iğrenç ayakkabısı olan bir çift ugg duruyor. meğer eve kız atmış sevgilim. kız da zaten birkaç aydır sevgilisiymiş. ben de sevgilisiyim tabii o sırada. hatta kız atabilsin diye evini temizleten sevgilisi. ayrılık falan yok henüz. kendi temizlettiğim, temizlenmesine yardım ettiğim eve kız atıldı. hadi beni gözden çıkardın eyvallah da bari iki gün erken gel kendi evini kendin temizlet de öyle at kızı eve. bana ne temizletiyorsun?!

    aldatılmanın da hayırlısını versin allah. bu bana çok fazla geldi.

    debe editi: hikayenin devamını soran çok fazla yazar oldu ama gerek yok yazmaya. ayrica cool story, kurgu falan diyenler oldu. malesef gerçek. yaşandı bitti saygısızca.

  • bu ülkeden bir şey olmayacağını üstteki entrylerden anlayabilirsiniz.

    kara para var, mekan kurşunlatmak var, adam öldürmeye teşebbüs var, insan sağlığına tehdit oluşturacak ürün pazarlama var, naylon faturacılık var, türk insanına hakaret var ve bunları yaparken canlı yayın açıp halka yalan söyleme var. buna rağmen çıkaralım artık bu kadını dimi? çıkaralım da kaldığı yerden devam etsin, hatta bir yolunu bulup başka ülkeye kaçsın da oradan canlı yayın açıp toptan tükürsün yüzümüze. ne güzel istanbul be...

  • zara markasının türkiye de ürettiği bir pantolonu aynı tarihte bir çok avrupa ülkesinde sattığından daha pahalıya satarak ülkemiz vatandaşlarını kazıklamasıdır. onca lojistik maliyete rağmen sadece bu ürünü değil bakabildiğim tüm ürünlerin fiyatları, diğer avrupa ülkelerinden hemen hemen %70 e kadar daha pahalı olabilmekte . pantolon aynı pantolon, kumaş ve dikiş bire bir aynı, üretim yeri türkiye yorumu size bırakıyor, bu fiyatlardan alışveriş yapan herkesi sevgiyle kucaklıyorum.

    türkiye 229.95 tl

    united kingdom 16 gbp (güncel kurla 159 tl)

    bulgaria 30 leva ( güncel kurla 137 tl)

    not:bu durumun vergiden kaynaklandığını düşünenler için kutukcu çok güzel açıklamış.

    not 2: fiyatlar aynı tarihte ve bütün ülkelerde birinci indirim döneminde alınmıştır.

    not 3:ülkemizdeki kira ve çalışanlara ödenen ücretler gibi giderlerin diğer avrupa kıtası ülkelerinden çok daha düşük olduğunu ve aslında firmanın ürünü diğer ülkelerden çok çok daha ucuz fiyatlara satabilmesi durumunda aynı karı elde edebileceğini de unutmamak gerek.