hesabın var mı? giriş yap

  • cevabi belli olan sorudur. 15 yildir tek bir siyasi rakibinin karsina cikmaya cesaret edemeyenler simdi de cesaret edemeyecektir.

    bunun yerine, patronlara santaj yaparak ele gecirdikleri medya'da karsilarina 3-4 tosuncuk alip ellerine de soracaklari sorulari vereceklerdir.

  • izmir’in “lanetli” semtlerinden. belki 100 bin nüfusu ve en az 15 mahalle var bu semtte. basmane garı’nın yan tarafından devam edip, ssk hastanesini geçtikten sonra sağa dönünce çıkılan uzun bir caddeyle bu semte ulaşmak mümkün. biraz topografya biraz da devlet eliyle yaratılmış tam bir “öteki izmir”. çünkü dramatik göçlerle doğmuş, türkiye’nin ilk gecekondu mahallelerinin birleşmesiyle oluşmuş. temel olarak üç farklı insan manzarası var burada: 1950’li yıllarda gelmiş balkan göçmenleri (torbeşler, yürükler, arnavutlar), konyalılar ve kürtler...

    ...elbette ünlüleri de vardır buranın. yıldız tilbe, yavuz bingöl ve özcan deniz bu semtte büyümüşler ya da bir dönem yaşamışlardır. hatta bir gün yıldız tilbe’nin babası vefat ettiğinde taziye için ibrahim tatlıses bile gelmişti...

    gültepeliler, burada ve bir arada ama garibanlık içinde yaşar giderler ve erken ölürler. son 15 yılını biliyorum, maalesef devletin pek de ilgilenmediği semtlerden. sebebi malum. 12 eylül öncesinde “kurtarılmış bölge” olan semt bugün devletin rövanşına maruz kalmıştır. o yılların meşhur ismi ise efsane belediye başkanı solcu aydın erten’dir. o zamanlar gültepe ayrı bir belediye iken 12 eylül burayı mahallelere bölmüştür. şimdi konak belediyesi'ne bağlıdır.

    eskiden kalma 2 lise vardı. 12 eylül’den sonra devlet “hizmet” adına bir tane lise yaptı adını da kenan evren lisesi koydu. varın siz düşünün gerisini. bir de geçen senelerde caminin altına tansaş açıldı, sonra öğrenciler için bir üst geçit, bu kadar. sokak lambalarında hâlâ 12 eylül’den kalma atatürk resimleri var. o meşhur 12 eylül grafiği var ya: 1881-1981 yazısı ve madeni paralardaki atatürk silueti...
    bütün evler imarsız ve plansız. ama hepsi de körfez manzaralı. sokaklar dar olduğu için belediye kadrolu eşeklerle çöp toplardı bir ara.

    bu mahallerde pek değişen hiçbir şey olmaz. gençleri evlenip “aşağıya” yani merkeze inerler. burası büyükçe bir tepedir ve her yeri yokuştur. bisiklete binen çocuk sayısı azdır mesela. sokaklarında rahat top oynanmaz. civar mahallelerinde bir tür “korunaklı mekân” havası vardır ki izmir’in suç haritası biraz da bu mahallelerde çizilir. tenekeli mahalle, kuruçaygibi yerlere komşu bir semttir gültepe. bir yanıyla da şirinyer-buca tarafına yaslanır. sakinleri göztepe’yi tutarlar. akşam vakti oldu mu fabrika ve tütün mağazası servisleri vızır vızır geçmeye başlar caddelerinden. çoğunluk başta gencecik kızlar düşük maaşlarla, “aman sigortam ödensin yeter” mantığıyla bu yerlerde çalışır. zaten hemen bütün yaşlılar ssk emeklisidir. ama herkes ticarette kurnazdır. güven duygusu körelmiş insanlar, dedikoduyu hayatî önemiyle kavramış insanlar semtidir bir yanıyla.

    dükkanların çalışanları, tabelaları, tezgahları ve de kepenkleri hasılı bütün bir unsurları 20 yıldır değişmez. toz bile aynıdır gültepe’de. düzenlerinin bozulmayacağını bilseler insanlar takvim ve imsakiyelerini bile değiştirmeyecekler ya...

    ama gençler, ah o gençler. onlar hep “aşağıdakilere” özenmekte. delikanlıların her biri ilhan mansız gibi ıslak-yapışık saçları, kırmızı pumalarıyla arz-ı endam ederken, genç kızlar saçlarını yandan ayırmakta lakin şu düşük belli pantolonları giyememekteler. sokakları ve çarşısıyla der daim boruları patlak veren caddeleriyle hayatımın değişik dönemlerine el sallamış bir semttir gültepe.

    selimiye, çankaya ve adem yavuz caddeleriyle ve bunları bölen, kesen, birleştiren ara sokaklarıyla, kireç boyalı evleriyle, doğramasına bir fırça boya sürülmemiş kahvehaneleriyle yıkık, bıkkın insanlar semtidir. babamın ve dedemin 40 yıldır ekmek yediği, bizim ekmek teknemizin bulunduğu, 30 yıldır her gün karşıyaka’dan gidip geldiği için babamın ömrünü çürüten ama bizi okutan, ayakta tutan insanların semtidir burası. vefa borcumu bir gün ödemekten çekinmeyeceğim bu semte.

    murat, anadolu, trakya gibi mahalleler öyle iç içe girmiştir ki hangisinde yaşadığınızı kimse bilmez. evler bitişik, mahalleler bitişik, dükkanlar bitişiktir de insanlar hep bir yana dağılmıştır. ulaşımı ayrı bir dertti eskiden. hep en eski otobüsleri verirlerdi buraya. koltukları sürekli kesilip parçalandığı için çareyi plastik koltukta bulmuştu belediye. stad koltuğu gibi koltukları vardı otobüslerinin eskiden. 44 mersinpınar-gümrük, 45 gültepe-gümrük ve 245 esentepe-gültepe otobüsleri ile, çay mahallesi ve pınarbaşı dolmuşları ile şehre bağlanır. mersinpınar semtin alt tarafındaki kısmının adıdır. işte böylesi bir izmir manzarasıdır gültepe.

  • ayrılık insanlar icin: kadını erkeği tabiki de olmaz, ama erkeğin ki daha ağır geciyor nezdimde. erkek aşk acısı yaşamaz, ölüm yaşar, kendinden geçer, depresyona girer, kafasına her şeyi takar. bakımsızdır, pasaklanır, küflenir evi.
    bir kaç dk yüzünü görebilmek için günübirlik şehirlerarası yolculuğa bile çıkar. terkedilirken bile fedakarlık yapar.
    bu erkeğin çevresinde mutlaka: "sana kız mı yok" diyen bir klişeci de mevcuttur. yarasını deşer.
    erkek, aşk acısını unutmaz, unuttuğun zanneder.
    alkol, saçma sapan ps oyunlarında teselli arar.

    ya kızlar?

    hemen şıkır şıkır giyinip çoşmaya giderler. bir de sosyal medyadan ayrıldığını herkese duyurma merak vardır, mutlaka pusuda bekleyen bir adam da olur nedense. instagram, twitter hemen aktifleşir. acılarını eğlenerek, gerdan kırarak atmaya çalısırlar. bir de bunlardan yanında "ececim sana hic yakışmıyordu zaten" diyen bir gerizekalı da mutlak bulunur. sonra bi çocukla tanışılır, bir öpüş yapılır, diğer gerizekalı acı mı çekiyor, üzülüyor mu, kim takar yalova kaymakamını, güzelinden bir fotoğraf paylaşılır. olaylar gelişir.

    biri saksımızı çiğneyip gitti
    biri duvarları yıktı
    camları kırdı
    fırtına gelip aramıza serildi
    biri milyon kere çoğaltıp hüzünleri
    her şeyi kötüledi
    bizi yaraladı
    biri şarabımızı döktü
    soğanımızı çaldı
    biri hiç yoktan vurdu kafeste kuşumuzu
    ciğerim yanıyor, yüreğim kanıyor

  • yunanların kendilerinin helen ırkının temsilcileri olduğunu belirtmek için kendi ülkelerine verdikleri isim. dünyanın geri kalanı ise grek ırkından olduklarını düşündükleri için greece veya dile göre türevlerini kullanırlar. yunanlıların grek yerine helen mirasını sahiplenme isteğinin altında yatan grek kültürünün batı anadoluya yayılmış olması ve türkiyenin bu kültürün bir kısmını elinde bulundurmasıdır. helenler ise sadece yunanistan yarımadasındadırlar. yunanlılar kendilerini ayırmak isterler. türkler ise iyon soyundan geldikleri tezi ile bu ülkeye yunanistan demektedir. ki bu aslında bayağı bir aşağılama içerir. iyonlar tüm doğu akdenize yayılmış bir göçmen kavimdir. felsefe, demokrasi ve pek çok değerli kültür hazinesinin doğuşunu sağlayan greklerle karışmış olmalarına karşın bu çok şanlı bir tarihe sahip ırkla alakası yoktur. özetle biz iyon, onlar helen olduklarını savunur ama dünya bilir ki onlar grektir*

  • ben böyle damsız girilmez muhabbetine maruz kaldığımda genelde mekandan uzaklaşıp bir kaç dakika sonra polisi arayıp içeride uyuşturucu kullanıldığını söylüyorum baskın yapıyorlar mıdır bilemem gidip izlemedim

  • bugün eve dönerken takıldı peşime kapıları açtırdı asansöre bile bindi kardan buz kesmiş zavallı sığınacak yer arıyor belli..
    eve girdi hemen odaları kolaçan etti abartısız bi kase su içti az bi şeyler yedi ve bayıldı bi süre misafirim şu karda kışta ..

    görsel
    görsel