hesabın var mı? giriş yap

  • recep tayyip erdoğan'ın aslında sahip olduğu %108 oy oranını manipüle etmek suretiyle %42'ye indirerek inandırıcılığını yitiren araştırma sonucudur.

  • sayin cem yılmaz'dan telifi filan geçtim, en azından bir gala daveti beklediğim filmdir. saygılarımla,

    geç kalmış edit: valla ilk günden iletişim kuruldu, cicili bicili zarfta davetiyem ulaştı elime. biz davete icabet edemedik ani bir iş sebebiyle ankara'dan, ama yine de teşekkürü borç bilirim.

  • hayvanlıkta sınır tanımadığımı gösteren paket.

    sabah işe diye evden çıktım gittim. işe gelince sabah haberleri niyetine sözlüğü açmamla birlikte bugün satışa çıkacağını unuttuğumu fark ettim.

    eşimi aradım. dedim durum bu. çocuğu komşunun birine bırak bim'e git. 2 aylık çocuğu sağa sola bıraktırıp eşimi bim'e gönderip star wars action figure paketi arattırdım sizin yüzünüzden. sizinde payınız var yani bunda. darth vader ve stormtrooper gelmiş sadece. onları da aldırdım. star wars'u sadece hafta sonlarında cnbce'de yayınlanan çizgi filmden bilen eşime bu ikiliyi anlatmam ise ayrı bir dizi film konusu.

    son olarak eve gidince whatsapp'tan resmini gönder, seni seviyorum diyip telefonu kapattım.

    kızımın resmini göndermiş. diyemedim ki darth vader'ı gönder. o kadar da hayvan değilim galiba.

  • o vakitler inönü stadı bakımda olduğu için beşiktaş maçlarını ali sami yen'de oynuyordu. o karda bata çıka mecidiyeköy'e gittik. maçın erteleneceğini tahmin ediyorduk tabii ama "ya ertelenmezse" diyerekten yola çıkmaktan geri durmamıştık. neyse o çetin koşullarda mecidiyeköy'e ulaştık ve tabii maç ertelendi. geri döndük. maç sonra izmir'e alındı, dinamo kiev beşiktaş'a 5 tane salladı. sevmem ben o kar tatilini.

  • volvo’dur. bir tane denyo gormedim bu araci kullanan. zaten genelde guvenlik icin alinan bir araci kendisini ve cevresini dusunenler kullanir diye tahmin ediyorum.

    edit: yogun mesajlardan anladigim kadariyla xc90 haricmis.

  • "ama hdp tümüyle emanet oylarla buradadır, şeklinde bir yaklaşım doğru olmaz" demiş. sıfırdan gelmedik zaten bir tabanımız vardı, onun üstünde emanet oylar tabi ki var ve bizim için bunlar da çok değerli zaten diyor geri zekalı arkadaşım. ne desek de hdp'ye oy verenleri pişman etsek diye yırtınıyosunuz da, geçmiş olsun o işi geçeceksiniz. herkes verdiği oyun arkasında.

    gelen mesajlar üzerine edit: hiç mesaj gelmedi ya lan.

    bu arada ben hdp'ye de vermedim. niye bu kadar atarlanıyom belli değil.

  • yurdum otobüslerinde sık şahit olduğum bir durumdur. daha çok aşırı kalabalık otobüslerde görürüm bunu. tıklım tıklımdır durum. önden binenler basamaklarda sıkışmıştır. o ara bir yurdum insanı kendini hemen şoförün yanına atar, orada dikilir. bir süre böyle giderler. sonra şöyle şeyler yaşanır.

    yolcu: bu saatte bu kadar kalabalık olmazdı amma..
    şoför: (sinirli) evet.
    (sessiz bir dönem yaşanır)
    yolcu: bak bak. şu minibüsün yaptığı hıyarlığa bak.
    şoför: hemşerim biraz geriye gider misin, aynayı göremiyorum.

  • babamla hiçbir zaman şahane bir ilişkimiz olmadı. yani her baba kızını sever, o da sever beni biliyorum ama hissettiremez mütemadiyen; sevgi görmemiş ki nasıl göstereceğini bilsin.

    2010 yılında ayrıldım evden üniversite için, o zamandan sonra mesafe de katmerledi gösterilemeyen sevgileri. yokluğuma alıştı, biliyorum; mecburdu, bir daha asla temelli geri dönmeyeceğimi biliyordu çünkü.
    hatta yokluğuma o kadar alışmıştı ki bir keresinde şakayla karışık "benim bir kızım varmış gibi gelmiyor bana bazen" demişti.

    son birkaç yılda değişti babam; babaannemin bakıma muhtaç kalması bariz bir şekilde değiştirdi onu.
    bu esnada kardeşimin bazı hataları oldu; yanlış kararlar, yanlış yatırım hamleleri, yanlış davranışlar, yanlış bir evlilik, bir sürü şey. bu hatalar tüm aileyi maddi, manevi, mental ve psikolojik olarak ciddi şekilde etkiledi.
    kardeşimin hatalarından sonra babam, benim aslında ona hiç sorun çıkarmadığımı fark etti; onlarla olduğum her zaman diliminde babaannemle ilgilenmem de onun bana olan güvenini perçinledi. son zamanlarda bana daha düşkün oldu babam. telefonla aradığında uzun uzun konuşmaya, gerekli gereksiz her şeyi anlatmaya başladı.

    on beş gün önce babaannemi kaybettik. ucu ucuna yetiştim cenazeye. o akşam çok şey konuştuk ailecek, uzun zaman sonra. en sonunda babam "ben şu telefonu kapatıp şarja takayım, sonra da yatayım artık" dedi. hepimiz şaşırdık, babam telefonunu asla kapatmazdı çünkü. kardeşim sordu "baba hayırdır, sen telefonunu hiç kapatmazdın?" diye.
    "telefonu açık tutma sebebim iki kişiydi; birisini bugün toprağa yatırdım, diğeri de bugün yan odada yatacak, açık kalmasına gerek yok" dedi gözleri dolu dolu bana bakarak. sarıldım babama, ağladık uzun süre sarılarak...

    babamın beni sevdiğini söylemesine gerek yok artık, ben bu cümleyi ölsem unutmayacağım.

  • parası olanın ülkenin içinden geçeciğinin kanıtı. adem büyük kim ya? olum nasıl bu hale geldik. fakir olmama rağmen bu örneklerden etkilenip acaba bende şuradan sıyrılsam mı diyorum bazen. sonra utanıyorum, sıkılıyorum ve yoluma devam ediyorum. yüzsüzler gibi hahshshs diye gülemiyorum.