ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
soru sorulmadığı sürece konuşmayan insan
-
muhabbetşinas biri değildir. açıkçası ben de böyleyim. bu durum bazen beni düşündürmüyor da değil. sonuçta insanlar tarafından yanlış anlaşılıyorum, kötü bir izlenim bırakıyorum diye düşünürüm.
mesela adam soruyor sana bir şeyler sen de güzel güzel anlatıyorsun; yeri geldiğinde neşeli ve nüktedan aktarıyorsun yaşadıklarını ama iş soru sormaya, muhabbeti tersine çevirmeye gelince hiçbir şey sormuyorsun. o adam senin nereli olduğunu sormuş; nelerle iştigal ettiğini merak etmiş; bunlara yorum getirmiş vs. ama sen her şeyi anlattıktan sonra susup oturmaya devam ediyorsun.
bazen de ulan ben de sorayım şunun nereli olduğunu diyorum ama harbiden hiç merak etmiyorum lan. sıfır merak yani. adam senin kütük'le ilgili şakalar espriler bile geliştirmiş; sen hiçbir şey sormuyorsun. o yüzden soru sorulmadığı sürece konuşmayan insanı sadece ketumlukla açıklamak mümkün değildir. bazı zaman çoğu şeyi ilginç bulmayan biri de olabilir.
karda kışta inatla işe gitmeye çalışanlar
-
"özgürlük, istediğiniz şeyi yapmak değil, istemediğiniz şeyi yapmamaktır." diye bir söz okumuştum.
göletten kaz çalma görüntülerinin yalan çıkması
-
edit: kazlarla video çekmişler, kazlar mutlu gerçekten kadınlarınmış. videoyu görünce mutlu oldum.
hadi şimdi gidin suratına kezzap atılan çocukla video çekin.
edit: kezzap da yalan çıktı ya da atan türk diyenler önce bir izlesin
bunun peşine bu kadar düşmeyi biliyorsunuz madem kezzap atılan çocuğun peşine niye düşmüyorsunuz? hiç haberini yapmıyorsunuz?
aman aman ıraklı bacılarımıza ayıp ettik, hadi len ordan. iki yüzlüler.
edit: bu türk insanındaki arap aşkı neymiş böyle ya kendi milletinden üstün tutacak kadar.
çok sinirlendim, iki gündür kazın peşine düştüler, git o kezzap atılan çocuğun da peşine düş.
istemiyoruz kardeşim istemiyoruz, sabaha kadar allasanız da pullasanız da ülkemizde arap istemiyoruz.
edit: dün de polis dövüyordu bu bedeviler, o polisi bir kürt dövse evinin önüne toma yığardınız, ulan ne arap seviciliğiymiş.
kaç para ulan bir arap sevmek?
30 nisan 2022 bağdat caddesi şampiyonluk kutlaması
-
arkadaşlar bu yazılı olmayan kuraldır.
şampiyon olduysan kendi semtinde eğlenirsin. rakip takımın semtinde eğlenemezsin. beşiktaş'ta, kadıköy'de bu kutlamayı yapamazsın. bu budur. sen şimdi trabzonspor taraftarı olarak bağdat caddesinde şampiyonluk kutlarım dersen senin oradaki amacın şampiyonluk kutlamak değil gövde gösterisi yapmak. bunu da sana yaptırmazlar. yapamazsın yani. etik değil.
not: beşiktaş.
edit: trabzona mı gidelim mesajları alıyorum.
bağdat caddesine de gitmeyiver bir zahmet. istanbul'da semt mi bitti?
imf başkanına ayakkabı fırlatmak
uçan hamamböceği
-
geçen kendisine terlik fırlattım, tuttu terliği geri bana fırlattı.canımı zor kurtardım dostlar.
tanım: şu sıralar iskenderun semalarında bolca bulunan yaratık.
türkiye'den norveç'e açılan gizli geçit
-
(bkz: norwaray)
sevgiliden alınmış en güzel hediye
-
bugün aldığım şey. içini daha açmadım ama en güzel hediye olacağını hissedebiliyorum. ağır biraz. üzerinde kırmızı bi nokta var yanıp sönüyor, böyle diiit diit diye ses çı
arthur schopenhauer
-
"kim ne derse desin, mutlu insanın en mutlu anı, uykuya daldığı andır ve mutsuz bir insanın en mutsuz anı, uykudan uyandığı andır. insan hayatı, bir tür hata olmalı." schopenhauer
kedi
-
ketum bir hayvan..
sabaha karşı 02:30 civarında edirnekapı otobüs durağında oturuyordu dün biri.. banka oturmuş, kuyruğunu da kendine dolamış bekliyor..
gittim yanına:
-"pardon" dedim.. "bu saatte 500t var mı..?"
şöyle ağır bir edayla başını kaldırıp yüzüme baktı.. gözleri mahmur..
-"500t diyorum, bu saatte geçiyor mu?" dedim kendilerine doğru biraz daha eğilerek..
göz göze muhabbetimiz taksicinin ilgisini çekmiş olacak, bizi izliyor..
ama kedi efendide tık yok.. mahmur mahmur bakıp "miiiv" dedi sadece..
"sana yol soranda kabahat serseri" diyerek okşadım başını.. aman, o mahmur karizma bir anda sırnaşık bir samimiyete dönüverdi.. iki patisinin yumuşağıyla elimi tutmalar, başını sevdirmeler..
baktım gelen giden yok.. eyvallah dedim kedi efendiye.. yürüdüm metrobüse..
bu sefer "miiiv" bile demedi.. çevirdi başını.. hem ketum hem vefasız..
brit pop
-
hastası olduğum bu dönemin bence en iyi albümleri için;
(bkz: parklife)
(bkz: moseley shoals)
(bkz: what's the story morning glory)
(bkz: modern life is rubbish)
(bkz: dog man star)
(bkz: the sun is often out)
(bkz: k)
(bkz: everyone's got one)
(bkz: wake up!)
(bkz: the dodgy album)
(bkz: marchin already)
(bkz: the great escape)
yıllar sonra ek: (bkz: different class) nasıl unutmuşum bilemiyorum.