hesabın var mı? giriş yap

  • "bana siyasal islam ın değdiği, güzel kalan tek bir şey gösterin.." alt metinli bir değişim.

    soldaki yiğit bulut'un dolar tl paritesi 1 tl civarındaydı, sağdaki yiğit bulut'ta ise dolar 8 tl.
    türkiye ekonomisinin özeti budur.

  • bir ülkede polis suça böyle yaklaşıyorsa, o ülkede gidilebilecek bir mecra kalmamıştır. franz kafka'nın dava'sı bile bu kadar kötümser değildi.

  • #105502449 no'lu entry'de yazar dalga geçiyor olmalı.

    onun kedisi değilmiş onunla yaşıyormuş, bireymiş kedi. aç kapıyı bırak o zaman kafasına esince gelsin-gitsin. birey ne de olsa hür iradesi var. önüne soya sütü ve canlı güvercin koysa hayvan büyük ihtimalle güvercini hunharca avlayacak farkında değil. tabi hayvanın bunun yapmaya mecali kaldıysa.

    hayvana zorla işkence ediyor farkında değil. hayvan haklarının kanunla korunduğu bir ülkede olsak yetkililer elinden alırdı ve kendisine ibretlik bir ceza verirdi. kedi her ne kadar evcil bir hayvan da olsa avcı bir etobur olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

    vegan kedi yoktur. sahiplerinin saplantıları sonucu aç bırakılan kedi vardır.

  • 1986 yılında van'a tayin edilmiştim. daha doğrusu sürülmüştüm..1987 de siyasi yasaklıların (demirel,ecevit vs) yasaklarının kaldırılması için referandum yapılacaktı. turgut özal yasakların devamından yanaydı. bu nedenle anap yasaklar lehinde , muhalefet ve hüsamettin cindoruk aleyhte propaganda yapıyorlardı. hüsamettin cindoruk vanda miting yaparken özal için “kaldırım mühendisi”demişti.o dönemde de kraldan fazla kralcı savcılar vardı. hemen başbakana hakaret suçundan cindoruk hakkında dava açtılar.özal da müşteki müdahil oldu. bu davaya ben bakıyordum.

    van başsavcısına uğramıştım. odasında otururken telefon çaldı. adalet bakanlığı
    müsteşarı arıyormuş.bir süre konuştuktan sonra “davaya bakan hakim şimdi yanımda isterseniz ona sorun” dedi. telefonu aldım kendimi takdim ettim. “ bizim dava ne oldu” dedi. şaşırdım. “sizin davanızı anlayamadım”dedim. “canım sayın başbakanımızın davası “dedi. bu derece taraf tutan bir müsteşar olacağını tahmin etmezdim. ( sonradan neleri gördük). biraz atıştık. sonuçta dava sonuçlandı.savcı temyiz etti. yargıtay beraet kararını tasdik etti.

    yani bu söz, yargı kararına göre hakaret değildir.

  • geçenlerde bir akşam telefonum çalıyor. arayan defne'nin anaokulundan sınıf arkadaşı engin'in annesi. numaramı acil bir durum nedeniyle okuldan almış:

    - merhaba barış bey, ben defne'nin sınıf arkadaşı engin'in annesi...
    - merhaba engin'in annesi hanım...
    - defne oğluma üst katımızda oturduğunuzu söylemiş...
    - öyle mi??? (alakasız semtlerdeyiz)
    - bizimkini burada oturmadığınıza inandıramadım, defne'yi bulmak için bütün yukarı katları dolaştı. bulamayınca krize girdi, bir saattir kendini yerden yere atıp ağlıyor. defne'yle konuşturup ikna etmesini sağlayabilir misiniz?
    - şu anda evde değilim, numarayı vereyim, evden ararsanız konuşabilirler...

    ardından eve dönüyorum, olup biteni defne'ye soruyorum:

    - arkadaşınla konuştun mu tatlım?
    - konuştum baba.
    - eee anlatsana neler oldu?
    - olan bir şey yok baba. engin tamamen uydurmuş bence.
    - ama çocukcağız seni araya araya perişan olmuş, insan kendi uydursa böyle olmaz ki.
    - yok yok, uydurmuştur.
    - bari iyisi mi okula gittiğinde engin'le konuşayım da üzülmesin.
    - olmaz baba! konuşma!
    - neden?
    - belki deeee... uydurmamıştır!
    - yaaaa?
    - belki deeee... birisi ona şaka yapmıştır.
    - demek şaka?
    - ama baba, engin şakadan anlamıyorsa şaka yapanın suçu ne?
    - ama yazık değil mi, çocuk her yerde seni aramış, çok üzülmüş.
    - erkekler de hep böyle baba ben napayım?
    - sen başkalarına da mı yaptın bu şakayı?
    (o pis sırıtışı imkanı yok tarif edemem)

    araştırıldı ve öğrenildi ki bizimkinin hayranı çokmuş. dahası, küçükhanım hayranlarından bıkmış da dalgasını geçmeye başlamış. yaş daha dört!
    yalnız ne yalan söyleyeyim, kız babası olarak kızımın erkekleri parmağının ucunda oynatmasından haince bir zevk almadım değil.

  • ülkemizde yaygın olarak gerçekleştirilen eylemdir. balık lezzetini tamamlayıcı olmasının yanı sıra, balığın öldüğünü anlaması açısından önemlidir.

  • hem ekonomik, hem kulturel, hem cografi, hem siyasi olarak "chicago" ve "diger sehirler" olarak ikiye ayrilan eyalettir ve midwest bolgesinin tam ortasinda bulunur. yillar once amerikan agir sanayii zirvesindeyken bu eyalet buyuk rol oynamisti ve michigan, ohio ve indiana ile birlikte bir cok fabrikaya ev sahipligi yapmisti. daha sonra fabrikalarin cogu cin, hindistan gibi ulkelere tasininca bu eyalet de ayni cevre eyaletler gibi bir cok hayalet sehre sahip oldu. yine de bu eyalette bir cok fabrika bulunmaktadir ve illinois abd'de sendika kulturunun oturmus oldugu 3-5 eyaletten biridir.

    chicago sehrini icine alan cook county cogu zaman crook county diye anilir cunku 1930'lardaki mafya doneminden beri amerika'nin yolsuzluk baskenti olarak kabul edilir. ozellikle chicago belediyesinde her ay yeni bir yolsuzluk skandali su ustune cikmaktadir. neyse ki eyalette su ustune cikan yolsuzluklar hali altina supurulmemekte, yolsuzluga karisanlar cezalandirilmaktadir. bir teoriye gore chicago'da gazetecilik kulturu cok gelismis oldugu icin bu bolgedeki yolsuzluklarin yakalanma orani diger yerlere gore daha fazla. yani bu teoriye gore chicago'da yapilan yolsuzluklar diger buyuk sehirlerden daha fazla degil, sadece yakalanma orani daha fazla oldugu icin goze oyle gozukuyor. gercekten de bu eyalette basin oldukca merakli ve hicbir konuya burnunu sokmaktan cekinmiyor. abd'nin bir cok eyaletinde basin illinois (ve new york; biraz da california) ile karsilastirinca cok daha pisirik geliyor.

    eyaletin yukunu chicago cektigi gibi ekmegini de chicago yemektedir. toplanan vergilerin buyuk bir kismi chicago'ya yatirim olarak gitmektedir ve yine chicago'da harcanan paralar yuzunden eyalet finansal olarak batma noktasindadir. bu yuzden bu eyalette polisler haril haril ceza yazmak icin bahane aramaktadir. buradan gecerken dikkatli olmak gerekiyor. chicago harici diger onemli sehirler genelde illinois irmagi uzerinde kuruldugu icin irmagin etkisini bu sehirlerde gormek mumkun. ornegin sehirlesmeler genelde irmak etrafindan iclere dogru gelismektedir.

    illinois 4 mevsimi birden yasayan eyaletlerden biri. kis mevsimi gercekten sert ve soguk geciyor ve baharla beraber her yer yemyesil oluyor. eyaletin her yeri devasa parklarla dolu, ve bu eyaletin belki de en sevilesi yonu. sonbahar geldiginde agaclarin renk degistirmeye baslamasi oldukca guzel manzaralara sebep olur ama illinois'in hemen kuzeyindeki michigan ve wisconsin eyaletlerinde daha da guzel manzaralar gorulebilir.

    illinois'in en sevmedigim yonu trafik tabelalarinin got kadarcik olmasi. en kucuk kasabadan en buyuk sehre kadar sokaklarin isimlerinin yazili oldugu tabelalar ufacik ve ozellikle gece vakti asla okunmuyor. bu yuzden bu eyalette surekli gps'e bagimli kalabilirsiniz.

    michigan nasil araba endustrisi ile hatirlaniyorsa illinois de agir is makinesi endustrisi ile dikkat cekiyor. eyalet hem caterpillar hem john deere gibi sirketlere ev sahipligi yapmakla beraber japon devi komatsu'nun da eyalette bir cok fasilitesi bulunuyor. chicago civarinda finans ve bilisim sektorleri one cikiyor.

    bunun disinda bu eyalet al bundy reyisin ve buyuk ihtimalle homer simpsons'un memleketidir. simpsons dizisinin hangi eyalette gectigi hicbir zaman aciklanmadi ama dizideki bir cok ipucunu birlestirince ortaya illinois veya cevre eyaletlerden biri cikiyor. zaten illinois'in baskenti de springfield.

    bunun disinda yeni bilgiler edindikce bu entry'i editleyip yazarim.

    yillar sonra gelen edit: simpsons dizisi oregon'da geciyormus.