hesabın var mı? giriş yap

  • müjde!

    ameliyat az önce bitti arkadaşlar. eymen'i birazdan yoğun bakım odasına alacaklar. bundan sonraki 24 saat çok önemli. ilk gelen haber, herhangi bir aksilik olmadığı yönünde.

    gözümüz aydın.

  • sabah sabah güldüren ve endişelendiren yurdum insanı. habere gördüğüm en güzel yorum ;

    yamtar kurtbaş (tüm yorumları) 22.07.2009 10:52:03
    damacana aktif mi yoksa pasif durumdamıymış?

  • başlık: türkiye'de oynayan çok ünlü bir futbolcuyum.

    1. kendimi ifşa etsem yer yerinden oynar

    yakında olacak...

    bekleyin...

    3. sabri bence.

    4. batuhandır kesin amk
    boş işlerle uğraşmak onun işidir.

  • doğrusu, bütün türkiye'nin yanlış telaffuz ettiği kelime olacak olan başlık. "tüm türkiyeliler" de olur. "tüm" ve "bütün" kelimeleri eş anlamlı değildir, arkadaşlar. "tüm", birden fazla olanların beraberliğini, "bütün"se yekpare bir yapının tamamlığını betimler. "tüm" hepsi, "bütün" tamamı anlamındadır. bütün orman veya tüm ağaçlar gibi, bütün bilgisayar veya tüm bileşenler gibi, bütün toplum veya tüm vatandaşlar gibi.

    düzeltim: krater82'nin uyarısı üzerine ya da'ları veya ile değiştirdim. böylesi daha doğru.

  • dolu dolu, tok bir sesle "evet, malım tuba" derken hoca; aslında tuba'ya akademik hayatında başarılar diliyor.

  • "ulan bazen şeytan diyor, herşeyi bırak git, bakkal aç. benim şeytan da böyle vizyonsuz pezevengin teki işte.. bakkal ne oluumm.?"

  • - en son kiminle çıktınız peki?
    - semra ile efendim, okulda tanışmıştık.
    - ezgi ile çıkmadınız mı?
    - hayır efendim.
    - açıkcası ben en az bir ay ezgi tecrübesi olmayan insana kız verme taraftarı değilim.
    - aslında tam çıkmak üzereydik, araya askerlik girdi malumunuz...
    - peki beş sene sonra kendini nerede görüyorsun delikanlı?
    - sizlerle birlikte yazlıkta okey masasının başında görüyorum efendim, hatta siz okeye dönüyorsunuz.
    - güzeeel, hanım benim kanım kaynadı bu çocuğa.

  • bu konuyla ilgili toplumunuzda kafa karışıklığı var. bu da normal. teknik bir konu. ancak iletişim çağında yaşadığımız için bu kayıtların delil olup olamayacağı konusunda ufak bir bilgi vermekte fayda var. kutsal bilgi kaynağımız ekşi sözlükün bu gibi şeylere ihtiayacı var diye düşünüyorum.
    öncelikle kural, telefon kayıtlarının delil olabilmesi 5271 sayılı cmk'nın 135'inci maddesindeki şartlarla mümkündür. burada özetle der ki belirli suçlarda (bunlar katalog suçlar diye adlandırılır) sulh ceza hakiminin kararı ile iletişim kayda alınabilir. ceza soruşturmasında ses kayıtları bu şartlarda delil olur.
    bunun dışında ses kaydı yapmak 5237 sayılı tck'nın 133'üncü maddesinde yer alan kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunu oluşturur.
    çoğu olayda şu gibi durumlarla karşılaşılır a şahsı ile b şahsı yapmış olduğu telefon görüşmesini karşısındakine söylemeden kayıt eder ve burada tehdit, hakaret veya özel hukuka ilişkin (mesela alacak verecek) bir meselede delil elde ettiğini sanıp koşarak savcılığa veya mahkemye gelir.
    bu gibi durumlar sıklıkla dosyalara konu olduğu ve bunun suç mu olduğu yoksa bu kaydın delil vasfına haiz olduğu mu husus tartışılmıştır.
    yargıtay ceza genel kurulunun 2012/5-1270 e. 2013/248 k. 21.05.2013 tarihli kararında "...kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, bir daha kanıt elde etme imkanının bulunmamadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda, karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması halinin hukuka uygun olduğunun kabulü zorunludur...katılanın sanıklar ile aynı ortamda ve telefonda yaptığı görüşmeleri cep telefonuna kayıt etmek suretiyle elde ettiği kayıtların, 5271 sayılı cyy'nin 135. maddesi kapsamında değerlendirilmesi, bu bağlamda hakim kararı olmadığından bahisle hukuka aykırı kabul edilmesi olanaklı olmayıp, rüşvet istemek suretiyle sanıklar tarafından kendisine karşı işlendiğini iddia ettiği suçla ilgili olarak, bir daha delil elde etme olanağı bulunmayan kanıtların yetkili makamlara sunulmak amacıyla toplandığını, dolayısıyla hukuka uygun olduğunun kabulü gerekmektedir..." şeklindeki tespitler önemlidir.
    şimdi örnek vermek gerekirse mesela "benim telefonumda bir program var tüm konuşmaları kaydediyor, x ile konuşmamı da kaydettim buyrun delil" dediğinizde yargıtay kriterlerine girmiyor bu durum. çünkü yargıtay diyor ki ani gelişen durumlarda, başka türlü delil elde etme olanağı yoksa ve sen bu kayıtları yetkili makamlara sunmak için topluyorsan bu delil olur. ama örnek olaydaki durum ne ? kendisiyle görüşen herkesi ve herşeyi kaydetmek. bu amaçla yapılan kayıt delil olma vasfına haiz olmadığı gibi tcknın 133'üncu maddesindeki suça girer.
    mesela yargıtay kararına ilişkin bir örnek verirsek siz birisiyle telefona konuşurken size hakaret etmeye başladı peş peşe siz bu durumda telefonunuzn kayıt tuşuna bastığınızda bunu yetkili makamlara sunduğunuzda bu delil olur. veya sizi sürekli ölümle tehdit eden biri sizi telefonda aradı ve siz yine aynı şekilde sizi tehdit edeceğini kuvvetle muhtemel görüp konuşmayı kaydedip savcılığa sunmanız durumunda şahsi görüşüm yargıtayın kararı doğrultusunda bu delil olur.
    bu karardaki kriterler yoksa yapılan kaydın suç olduğunu unutmayın.

  • erkek katil: gahrolsun erkekler, eril şiddet, hepsi ölsün, bunların hepsi böyle

    kadın katil: cinsiyetçi söylemlerde bulunmayalım, kadınlar kadar başınıza taş düşsün, ne önemi var cinsiyetinin

    iki yüzlü ruh hastaları ve amsalak meriçler...

  • 29.12.22, saat kaç? şayet öğle paydosunda yapılıyorsa kimseyi alakadar etmeyen eğlencedir.

    edit: saat kaç diye bilerek yazdım. evet, tekrar soruyorum. saat kaç? arkadaşlar kapının önünde koskoca anabilim dalı yazıyor. orası ayaktan hasta bakan poliklinik değil. ayaktan tedavi hizmetinden bağımsız genelde prof.'ların özel ücreti mukabilinde randevulu hasta kabul ettiği bir yer. orası normal bir mesai saati içinde bile mahşer yeri gibi olur. kapının önü bomboş. evet, muayene ücreti olmasına rağmen kalabalık olur. hasta yakını önce kapı önünde yarım saattir bekliyoruz diyor, içeri girince zamanda sıçrama yaşayıp "bir saattir bekliyoruz. " diyor. hekim veya hoca olduğunu bilmediğimiz bir kişi de sizin neyiniz vardı diye sorduğunda "kayıt yaparsanız göreceksiniz. " diyor. gerçek anlamda orada mesai saatleri içinde bir saat bekleyen birinin verdiği yanıtlar bunlar olmaz. çatır çatır ne için beklediğini söyler ve çözüm sunulmasını talep eder. hasta mahremiyeti falan demeyin, ortodonti kliniğinde rektal tuşe için beklemiyor kimse. adamın şov yaptığı, sesinin titrek tınısından belli.

    bir yakını arrest geçirdiğinde diş hekimi müdahale etse başka doktor mu yoktu diye ortalığı ateşe verecekler, ortodonti anabilim dalındaki öğle paydosu üzerinden kardiyak acilleri kıyaslamış. evet arkadaşlar, mavi kodlara da ortodontistler gidiyordu zaten. hatta yoğun bakımlarda da bütün sağlık personeli yemeden içmeden paydos vermeden hazır kıta çalışıyor.