hesabın var mı? giriş yap

  • burası müslüman ülke... arkasına sığınabildiğiniz en güzel cümle; değil mi?

    peki, adamın biri yol kenarında bir kadını dövse, "müslüman ülkede yapamazsın!" der miydiniz, ey sakallı amcalar?
    ya da bonzai içmiş bir çocuğa denk gelseniz, "müslüman ülkede gariban yalnız bırakılmaz" diye sahip çıkar mıydınız?
    müslüman ülkede milyonlarca insanın aç yatmasıyla ilgili herhangi bir eyleminiz, talebiniz yahut projeniz var mı?
    müslüman ülkede tecavüze uğrayan kadınlara, çocuklara, gençlere sahip çıkmayı hiç denediniz mi?

    müslüman ülkede torpil olmaz diyebiliyor musunuz? diyorsanız, bunu değiştirmek için ne yaptınız; bu çocukların üstüne yürüdüğünüz gibi, torpilci bir yöneticinin üstüne yürüdünüz mü hiç?

    her gün bu saydıklarıma defalarca denk geldiğinizi biliyorum. o anlarda nerede peki bu duyarlılığınız, bu bilinciniz?

    gücünüz dondurma yiyen çocuğa yetiyor ancak.
    biz sizi biliyoruz.
    biliyoruz.

  • ofiste sesli okudum ve hepberaber sesli güldük.

    bir tane akıllı adam da çıkıp diyemiyor mu "aga biz bunları yazdık da çok salak oldu be" diye.

  • diğer sağlık çalışanlarının oyları > doktorların oyları
    alın size çoğunluğun demokrasisi

  • - karinizla bir gece icin bir milyon dolar veririm
    - peki beş yüz bin lira farkla buyuk secim ister misiniz?
    - nasıl büyük seçim anlamadım?!
    - dur şu pantolonumu bi indireyim anlarsın şerefsizin evladı seni

  • insanı ana dili türkçe olduğu için mutlu eden bir kitaptır. methiyeler düzen hiçbir yabancının bu kitabın büyüsünü yakalayabileceğini sanmıyorum, dilden gelen bir büyü o çünkü -ve istanbuldan. türk edebiyatının en iyi romanlarından biri fikrimce.
    çok uzun zaman önce okuduğum için kimbilir ne çok ayrıntısını unutmuş olduğum ayrıntılar romanı. boğazın suları çekildiği zaman bölümünde kendini anlatır biraz da bu kitap. alaaddinin dükkanı gibi bir sürü bir sürü birbiriyle alakasız şeyi bulundurur içinde ve aynı dükkanın çocukken orhan pamuka göründüğü gibi güzel görünür bütün karmaşası okuyucuya kitabın. kara kitap çocukluk kutuları gibidir içinden alakasız ve çok çağırışımlı, derin biriktirmeler çıkan: duygular, nesneler, mekanlar, karakterler. birbiriyle bağlantısız her şey -mesneviden, türkan şoraya, okuyucudan, cinayete, kıskançlıktan siyasete- biraradadır ve kara kitaptır.
    yüzlere bakmayı, işaretleri aramayı, istanbulun söylediklerini dinlemeyi bilenler orhan pamuk'un oyunundan keyif alırlar -akrostişlerden, ayrıntılardan. kimisi ise sıkılır ilk sayfalarında. oysa uzun cümlelerle, bütün ayrıntıların anlatımıyla sonundan olay örgüsünden bağımsız bir biçimde o ana dahil olursunuz. yürüdüğü hissini verir sanki insana, içine çeker bu roman.
    kendi adıma tutunamayanlar 'dan sonra okuduğum en iyi türkçe roman olduğunu söyleyebilirim.