hesabın var mı? giriş yap

  • cevahir avm'ye tornavidayla yada bıçakla giremezsin ama koçtaş'tan balta alıp tüm mağazaları dolaşabilirsin...

  • rahatlatır lan. kabul eder, çeker gidersin. tamam zordur üzülürsün, ağlarsın zırlarsın hatta önceleri öfkeden ne yapacağını bilemezsin. canını acıtırsın, can acıtırsın. ama kabullenmek iyidir. kalpte bıraktığı etki fenadır ama eninde sonunda en iyisidir. bir yalana sarılmaktansa, yalnızlığı göğüsleyip tek başına devam etmek en iyisidir.

  • bir dönem diyetisyene gidilmiş ve başarılı bir şekilde 10 kiloya yakın kilo verilmiştir. daha sonra çeşitli nedenlerle diyet bırakılmış ve o 10 kilo aynen geri alınmıştır. bu geri alma sürecine askerliği nedeniyle şahit olamayan arkadaşa asker ziyaretine gidilir. arkadaş nizamiyeden çıkar çıkmaz sorar: "olm sen diyetisyene gidiyodun, naaptın diyetisyeni mi yedin?"

    eve dönülür, eşofmanlar giyilir, yürüyüşe çıkılır, spor salonuna yazılınır.

  • uc berkeley tarafindan bir araştırma ile de kanitlandigini gördüğüm onermedir .

    bunun nedenlerine bakacak olursak;

    1) ateistler dogru olduguna inandıkları bir şeyi yapmak için kendilerini dogmalarda sınırlamazlar, onların bir şeyi yapmak için aradıkları tek kıstas akıl ve vcdanlaridir. sorgulama alışkanlığı olan bir insan nerede ne yapması gerektiğini daha iyi bilir.

    2) ümmetci bir yaklaşım benimsemedikleri için her kesimden insana yardım edebilirler. bugun dindar türkiye her yıl ramazan ayında yardım yapmak için özenle fakir bir müslüman ülke seçip, aynı ya da daha fazla oranda ihtiyacı olabilen haiti gibi ülkeleri önemsemezken, ateistler doğal felaketler yasayan musluman pakistan'a da katolik haiti'ye de yardım etmektedirler.

    3) bilimsel gelişmeler yapıp insanlığın daha da ileriye gitmesini sağlayanlar çoğunlukla ateisttirler. bunu yaparken etik olmak dışında bir sebepleri yoktur. -burada bilimadamından kastım, bir grup, cemaat desteğiyle dünyada ilk 5000'e girmeyen bir üniversiteden kadro almışlar değil,zaten onların bilime bir katkıları olmuyor, her şey kuran'da yazılı-

    4) bugun uluslararası alanda, bütçesine oranla en fazla yardımı yapan ülkeler olan iskandinav ülkeleri yogun oranda ateisttirler.

    5) ateistlerin yaptıkları katkılar cennet/huri gibi beklentiler olmadan yapıldığı için etik olarak daha fazla degerlidirler.

  • düşen uçak, kaza yerinden ve uçağın sağlam parçalarının başka uçaklarda kullanımından dolayı yeni uçaklardan gelen bir dizi hayalet bildirimine de neden olmuştur. bu yüzden paranormal olaylarla da anılan bir vakadır.

    29 aralık 1972'de kaptan pilot robert loft ve uçuş mühendisi donald repo yönetimindeki, eastern airlines'a ait uçak, jfk havalimanı'ndan (ny) miami, florida'ya gitmek üzere kalktı.
    uçakta 163 yolcu ve 13 mürettebat bulunuyordu. uçak florida'ya vardığında miami'ye inmek yerine saatte 227 mil hızla pek çok timsahın bulunduğu florida, everglades bataklıklarına düştü.

    yolcuların çoğu çarpma sonucu öldü, ancak bazıları hayatta kaldı. 101 kişinin öldüğü kazadan 75 yolcu sağ kurtuldu. loft ve repo da hayatlarını kaybettiler. donald repo kaldırıldığı hastanede loft ise kaza yerinde yaşamını yitirdi.

    uçak bataklıktan kurtarıldı ve hurdaya çıkarıldı. ancak eastern havayolları, uçağı tamamen elden çıkarmak yerine, enkazdan kullanılabilir tüm parçaları kurtarıp başka uçaklarda değerlendirmek istiyordu.

    işte hikaye tam da bu noktada ilginç bir şekle geldi. kaza yapan uçaktan geri dönüştürülmüş parçalar içeren yolcu uçakları, daha sonra loft ve repo olarak tanımlanan hayaletlerin garip ziyaretlerine sahne oldu.

    bir uçuşta bir kaptan ve hostesler loft'u gördü. mürettebat elemanlarından bazıları loft ile konuştularını ifade ettiler. başka bir uçuşta, bir kadın yolcu, repo'nun yanında olduğunu ve sonra bir anda ortadan kaybolduğunu ifade etti. kadın, repo'yu bir fotoğraftan teşhis etti.

    ayrıca, başka bir uçakta da bir mutfak fırını hasar gördü. bir hostes, repo'nun fırında çalıştığını ve tamir ettiğini gördüğünü söyledi. uçakta hiç kimse fırını tamir etmemişti, peki nasıl tamir edildi? bu sorunun gerçek bir cevabı bulunamadı.

    belgelenmiş başka bir olay, jfk'den mexico city'ye uçan 903 sefer sayılı uçuşta meydana geldi. fay merryweather adında bir hostes, mutfak fırınına yansıyan bir figür gördü. bu, donald repo'nun çehresiydi. fırına bakmak için bir hostes arkadaşı ve uçağın mühendisini çağırdı ve üç kişi de repo'yu gördü. tanıklar, uçakta bir yangın çıkması konusunda kendilerini uyardığını ifade ettiler. uçak mexico city'ye güvenli bir şekilde indi, ancak yolculuğun ikinci ayağında uçağın motoru arızalandı ve güvenli bir şekilde havaalanına geri döndü. şayet yolculuğuna devam etseydi, repo'nun uyardığı gibi yanacağı anlaşıldı.

  • milletin iliklerine sinmiş 'bişey olmaz abi'ciliğin sonucu gerçekleşmiş cinayet. tepeden tırnağa yani emekçisinden ceosuna bu anlayış sinmişken iktidar sahipleri bu anlayışı daha da körüklemekte, kaderle fıtratla yeni cinayetlere zemin hazırlamaktadırlar.

    işçiden örnek vereyim, adama diyorsun ki kafana baret tak, cevap olarak elindeki küreği alıp kafana geçirebiliyor adam. ya da motorlu testereyle taş düzelten adama koruyucu eldivenini tak diyince küfreder gibi bakıyor adam. niye? çünkü 'bişey olmaz abi' anlayışında. bunlar sırf gıcıklık olsun diye uydurulmuş, baret kafasını sıksın, eldiven elini terletsin diye konulmuş iş güvenliği maddeleri değil mi? hakikaten de birşey olmuyor ama. üç gün olmuyor bir ay olmuyor iki sene olmuyor. adam yıllarca niye kafasını baretle sıksın. ama 3 sene sonra kafası yarılınca ya da parmağı kopunca önce seni suçluyor sonra allah'ın takdiri diyor.

    mimardan örnek vereyim: adam cemaat yurdu yapan cemaatçi bir mimar, denetim yaparken diyorsun ki adama kardeş sen yangın yönetmeliğine göre planlamamışsın burayı ona göre tekrar çiz. adam sana küfreder gibi bakıyor yine. yok ne gerek varmış ekstra külfet geliyormuş vs vs. sanki yine gıcıklığına dedik. sonra adama 'yangın çıkarsa ve bir öğrenci ölürse burada savcının göz altına alacağı ilk kişi sensin' diyince haa deme ya diyip hemen düzeltiyor planı. evet based on a true story bunlar.

    siyasetçisinden örnek vereyim: pamukova tren kazasını hatırlarsınız. işte o kazadan bi üç beş ay önce itü'den bilirkişiler ilgili yerde etüd yapmışlar ve oradaki eski hattın üzerine hızlandırılmış tren konulması durumunda trenin raydan çıkacağını, çünkü kurba, yani dönüş yarıçaplarının hızlandırılmış treni kaldıramayacağını belirtmişler ve bunu kazadan önce bir toplantıda ulaştırma bakanına sunmuşlardır. sonra? sonrasını biliyorsunuz iki tane makinisti attılar içeri.

    tepeden tırnağa sorumsuzluk karakterimiz olmuşken başta belirttiğim gibi bu konuda halkı dönüştürmeye çalışmak bir yana daha da sorumsuzluğu, yandaşlığı, adam kayırmayı teşvik eden siyasi irade birinci derecede sorumludur.