hesabın var mı? giriş yap

  • gelmiş geçmiş en güzel tasarıma sahip d sınıfı perimum sedandır, bana göre. 90'ların sonlarında, yolda park edili bir e46 gördüğümde sarılırdım (o zamanlar ufaktık). sene 2020 oldu, sonunda temiz bir tanesine sahibim. torunuma bırakırım herhalde.

    sahip olmak isteyenlere bazı tavsiyelerde bulunmak gerekirse, satın alırken bana göre kontrol edilmesi gerekli önemli kapsamlar;

    1) ekspertiz sırasında motor bloğundaki yağ kaçaklarını iyi tespit etmeleri. eğer uydurabilirseniz 100 lira cebinizden ödeyin, motoru sıcak kimyasal su ile yıkatın bloktaki tüm yağ temizlenmiş olur, 15 20 km temizlenmiş motor ile turlayın ve öyle ekspertize sokturun. yağ kaçağı varsa direkt yeri tespit edilir. eğer blokta çatlak varsa almamanızı tavsiye ederim.

    2) haricinde karter contası, egzoz manifold contası, üst kapak (bu maliyetli olur) contası yağ sızdırabilir. bunlarda genelde ince terleme yapar.

    3) aynı zamanda direksiyon hidrolik hortumlarını kontrol ettirin, terleme normaldir ama damlama şeklinde yağ atmaması lazım.

    4) şanzıman keçesinin olduğu kısımı gözle kontrol edin ya da ettirin.

    5)arka diferanyel kısmına bakın, burda yağ sızıntısı varsa problemdir, terleme de çok olmaması gerekir. çünkü diferansiyel yağ ömürlüktür. eksik yağ ile çalışan diferansiyelin dişlileri büyük ölçüde zarar görür. yüksek maliyet çıkartır.

    6) motor yağ dolum kapağını açıp kapağa ve yağ dolum girişi yuvasına bakın, eğer motor bloğunun içine soğutma sıvısı sızıyorsa problem
    büyük, sandık motora kadar gider. yağ dolum kapağındakim yağ kremimsi ve açık renk ise su sızmıştır.

    7) haricinde tabiki ön şasi kollarına ve genel olarak araç altından şasiyi kontrol ettirmenizi tavsiye ederim, şaside işlem kaynak düzeltme vb varsa o araçta hayır gelmez, ne rot ayarı tutar ne de araç stabil gider.

    8) şanzımanı steptronic 5 ileri olanlar taş gibidir. korkmanıza gerek yok.

    9) ön ve arka tampon demirlerini kontrol edebilirsiniz, kaynak veya eski bir darbe var mı şeklinde.

    10) egzoz dumanında siyah renk, mavimsi gri renk veya beyaz duman gelmemesi lazım. beyaz duman geliyorsa motor bloğuna motor suyu sızıyordur ve bu sızıntı yanma odasına kadar ilerlemiştir demektir. motor su yakıyordur yani. mavimsi gri duman varsa yanma odasına yağ sızıyordur. siyah duman atıyorsa yanma odasına fazla yakıt püskürtülüyordur, buda problem, enjektörü işaret eder, yüksek maliyet. motor ısınana kadar çok hafif beyaz duman normaldir, ısındıktan sonra atmaması lazım.
    11) son olarak vanos oringlerden yağ sızıntısı bunlarda kroniktir, buna baktırabilirsiniz.

    12) tüm araç alımlarında yapılması gereken araç geçmişi sorgusu (5664), araç muayene km sorgusu ve sigortacınızdan aracın trafik ve kasko sigorta poliçe geçmişi sorgusunu da ekleyelim.

    bunların tamamı büyük maliyet demek değildir, satın almadan önce ustanızdan fiyat alarak satın alma kararını vermenizi tavsiye ederim.

  • terlikli halde kitap okunamayacağını düşünen bir adet dingil tarafından dalga geçilmektir. kitap okumayı karı kız düşürme aracı olarak gören bir beynin kitaba bakış açısından ne beklenebilir amk.

  • -tea!! to everyone from me
    -i don't want
    -fine, don't give it to şakir
    -what you mean with şakir?
    -isn't your name şakir? did you change it?
    -how could you dare to me that say şakir?
    -what should i say? for example, should i say mahmut? şakir.
    -you are gonna say şakir big bro, şakir uncle
    -those days were past, şakir
    -what you mean past?
    -past is mean past. we both have minibuses. i'm your brother now, şakir

  • the weeknd'in tarihi vurgun yediği ödül töreni.

    yılın en popüler isimlerinden biriyken ve yılın en büyük hiti blinding lights'ı çıkarmışken resmen sıfır (0) çekti. daha önce vurgun yiyen şarkıcılar çok oldu. 2014'te justin timberlake çok başarılı bir yıl geçirmişti ama yılın albümüne aday olamamıştı. 2018'de the weeknd gibi yılın en büyük hitini çıkaran ed sheeran, genel dallardan olduğu gibi şutlanmıştı. 2019'da taylor swift'in reputation'ı başarısına rağmen sadece bir adaylık çıkarabilmişti. yine de son yıllarda grammy’de böyle bir vurgun görülmedi. büyük vurgun yiyen isimler bile en kötü şartlarda bir adaylık alabildiler. the weeknd ise karşınızda sıfır adaylıkla duruyor.

    adaylıklar açıklandığından beri fanlar birçok neden öne sürdüler. hatta the weeknd’in grammy'ye şarkı ve albüm göndermediğini, kendi isteğiyle geri çekildiğini düşündük ancak mantıklı değil. the weeknd, ağustos ayından bu yana çok yoğun bir tanıtım kampanyası yürütüyor. çıkabileceği her ödül törenine gitti, birçok yerde performans sergiledi. klipler çekti, düetler yaptı. birçok röportaj verdi, tanıtım için posterler yayımladı. çekileceği bir yarışma için bu kadar çalışmazdı. peki geriye ne kalıyor?

    ilki, aşırı tanıtımın ters tepmesi. grammy üyeleri onu ve şarkısını duymaktan o kadar bıktı ki, oylamak istemediler ya da "the weeknd ne de olsa çok popüler, herkes ona çoktan oy vermiştir. ben en iyisi diğerlerine oy vereyim" diye düşündüler. yani aşırı promo, avantajlı durumunu tersine çevirdi. ikincisi, the weeknd'in yaptığı hata sonucu böyle oldu. kendisi r&b ağırlıklı bir şarkıcı olmasına rağmen albümünü “pop dallarına” yollamayı seçmişti. üyeler onun yeterince pop şarkıcısı olmadığını düşünmüş ve pop dallarında onun için oy kullanmak istememiş olabilirler. bir diğer nokta, the weeknd bugüne kadar alternative ve r&b dallarında yarışan bir isimdi ve genellikle bu kesimin oylarını alıyordu. popa geçince r&b üyeleri onun için oy kullanmamış olabilir.

    sorun şu ki pop dalları komitesi olmayan bir alandır. the weeknd'in pop dallarından sıfır çekmesi 13.000 üyenin sorumluluğu. ancak genel dallarda çok ciddi komite müdahalesi var. after hours ve blinding lights'ın adaylık çıkaramaması komitenin tercihi muhtemelen. sebebi ne olursa olsun abel tesfaye son yıllarda örneği olmayan, eşi benzeri görülmemiş bir vurgun yedi. şarkıcılar ya komiteden ya üyelerden vurgun yerdi, the weeknd hem komiteden hem üyelerden vurgun yedi.

    diğer adaylara bakacak olursak, beyonce dokuz adaylıkla başı çekiyor. üstelik bu yıl albüm bile çıkarmadı. sadece yan projesi ve düetleriyle bu kadar adaylık aldı. bazı dallarda da iki adaylık birden çıkardı.

    onun ardından taylor swift, dua lipa ve roddy rich geliyor. 2016'dan bu yana aralıksız vurgun yiyen swift, son dört yılda çıkardığı adaylık sayısını tek bir gecede çıkardı. dördüncü kez yılın albümüne aday olan swift'in kazanması durumunda tarihte ilk kez bir kadın şarkıcı üçüncü kez yılın albümünü kazanmış olacak. işin komik tarafı grammy komitelerinin bunun önüne geçememesinin, bunu engelleyememesinin nedeni son dört yıldır swift'e alması gereken adaylıkları vermemeleri. swift’in iki başarılı albümünü tüm itirazlara rağmen görmezden geldiler. bunu üçüncü kez yapsalardı, ona karşı kasıtlı olarak cephe aldıkları izlenimi vereceklerdi. oysa geçen yıl lover'a adaylık verselerdi, swift büyük ihtimalle billie eilish'e kaybedecekti ve grammy de bu yıl folklore'un adaylığından kaçabilecekti. kendi tuzaklarına kendileri düşmüş oldular ve swift tıpkı tarihte ilk kez yılın albümünü iki kez kazanan ilk kadın olması gibi bir başka rekora çok yakın.

    swift gibi pop ve genel dallara damga vuran bir diğer isim dua lipa ki albümü avrupa'da çok popüler olmasına rağmen abd'de o kadar başarılı olamamıştı. listelerde bir numaraya bile çıkamadı. buna rağmen üyelerin dikkatini çekmeyi başarmış.

    the weeknd gibi yılın en popüler isimlerinden roddy ricch onun aksine vurgun yemese bile beklendiği gibi en iyi rap albüm dalına aday olamadı.

    yılın diğer vurgun yiyen isimleri ise post malone, luke combs, jason isbell, bob dylan ve the chicks. luke combs'un country dallarını domine etmesi bekleniyordu.

    genel olarak adaylıklar herkesi şaşırttı. en iyi tahmin yapan bile %55 tutturumadı. normalde yılın en popüler isimleri üzerine bahis oynanırdı. ancak fanlar son yıllarda grammy'nin sürpriz isimleri de aday ettiğini fark ederek tahminlerini genişlettiler ve aslında popüler olmayan ama eleştirmenlerden iyi puan alan albümleri de tahmin listelerine aday ettiler. grammy bu sefer de buna darbe indirerek "tahmin edilemeyenlerin de ötesinde" sürpriz isimlerle gelince hem herkes şok oldu hem tahminlerin tamamı çöpe gitti.

    yılın albümünde taylor swift, dua lipa ve post malone dışında isimlerin tamamı sürpriz. eski parlak günlerini geride bırakmış coldplay de bu şaşırtıcı isimlerin arasına dahil. 12 yıl sonra yılın albümüne aday oldular. bu dalda dikkat çeken bir diğer nokta uzun zaman sonra en az altı beyaz şarkıcının olması. grammy son yıllarda siyahi şarkıcıların dengeyi sağlamasına özen gösteriyordu. bu yıl da diğer dallarda dikkatli davranmalarına rağmen yılın albümünde bunu gevşetmişler. bir diğer nokta, son iki yıldır aday olan albümler grammy takvimi kapanmadan en geç sekiz ay önce yayınlanan albümleri aday etmişken bu yıl grammy takviminin bir yıl olduğunu hatırlamaları ve geçen yıldan kalan albümleri de aday etmeleri oldu. oldukça sorunlu bir konuydu, resmen bir yıl önce albümleri aday olma hakları olmasına rağmen görmezden geliyorlardı.

    yılın kaydı ve yılın şarkısı ise yılın albümünün aksine az çok tahmin edilen şarkılardan oluşuyor. son yıllarda üyelerden destek görmemesine rağmen komitenin ittirmesiyle her yıl adaylık almayı başaran h.e.r., bu yılı da es geçmedi ve yılın şarkısı dalına aday olmayı başardı. geçen yıl zaten beş ödül kazanmış olan billie eilish, sadece droplet olan şarkısı everything i wanted ile hem yılın şarkısı hem yılın kaydına aday olmayı başardı.

    en iyi pop solo performans, justin bieber'ın yummy şarkısı dışında beklenen isimlerdi zaten. yayınlandığı andan itibaren birçok kişi tarafından yılın en kötü şarkısı ilan edilen yummy'nin adaylığı dalın en büyük sürprizi. yine aynı şekilde hem genel dinleyici hem eleştirmenler tarafından beğenilmeyen changes albümü bir diğer sürpriz. sanki the weeknd'e gitmesi gereken adaylıklar justin bieber'a verilmiş gibi. bu noktada bieber'ın menajerinin yoğun lobicilik faaliyetleri yürütmüş olması oldukça yüksek.

    pop düet/grup performans dalında iki sürpriz var. ilki, adaylık çıkararak rekor kırmayı başarmış güney koreli bts grubu, diğer single bile olmamasına rağmen bu kadar kalabalık ve hitlerle dolu bir dala aday olmayı başarmış exile şarkısı. bu şarkı pop radyoya gönderilmedi, klibi bile yok.

    pop albümde iki büyük vurgun var. biri the weeknd, diğeri post malone. hadi the weeknd büyük vurgun yedi, post malone genel dallara dahi aday olabilmişken poptan vurgun yemesi geçen yılki durumun tersine döndüğünü gösterir. ilk albümü beerbongs & bentleys üyelerden destek görmüştü ama komite tarafından pek desteklenmemişti. bu sefer de komite kendisine destek vermiş ama üyelerden destek görmemiş. bunun bir başka anlamı ise en iyi pop vokal albüm dalına aday olan albümlerin yılın albümüne aday olma şansı varken komite tarafından önünün kesilmiş olma ihtimali. bir albüm yılın albümüne adaysa ve kendi alt dalında aday değilse, bu %99 komite müdahalesini işaret eder. zira mantıken yılın albümüne layık görülen albüm kendi dalını kazanmaya da layık görülür.

    en iyi rap albüm, ne kadar gerçek rap severler için iyiyse mainstream dinleyicileri için o kadar kötü. komite resmen popüler isimleri üç hayırla uğurlayarak kaliteli ama çok fazla satamamış albümleri aday yapmış. nas yedi yıl sonra en iyi rap albüm dalına aday olmayı başardı.

    en iyi rock performans dalı tarihte ilk defa tamamen kadınlardan oluşuyor. altı aday var, altısı da kadın. en iyi rock albüm, rap albüm gibi popülerden ziyade eleştirmenlerden yüksek puanlar alanlara gitmiş ki bahislerin neden bu kadar saptığını anlamak zor değil.

    en iyi müzik film dalının en büyük sürprizi herkesin adaylık almasını beklediği miss americana'nın aday olmaması. taylor swift'in bu yıl yediği iki vurgundan biri.

    prodüktör dalında ise the national'ın aaron dessner'ı aday olamamış ki en beklenen isimlerden biriydi.

    bunların dışında hayal kırıklığına uğrayan bir diğer isim fiona apple. yılın en yüksek eleştirmen puanını alan albümdü ama yılın albümü dalına aday olamadı.

    oylama aralık ayında başlayacak ve on üç bine yakın recording academy üyesi oy kullanacak. şu noktada o kazanır, bu kazanır demek pek bir şey ifade etmez ama bir şey kesin, bu ödül the weeknd'in yediği tarihi vurgunla hatırlanacak. ed sheeran bile böylesini görmemişti.

  • a) ders çalışmaktan kafasını kaldıramamış insandır.
    b) millettin saçma sapan kur yapma şekline bakıp, boşver lan ne uğraşıcam bunlarla, demiş insandır.
    c) hele bir üniversiteye gideyim de, sevgili falan da yaparız yea, şimdi bulsam birini nasılda üniversite zamanı bitecek, ne gerek var, diye düşünmüş insandır.

  • halka hizmet etmek için o anki sorunları konuşmak için gittiğin yerde nutuk çekmeye çalışırsan ideolojin ne olursa olsun sesin kesilir böyle. görevinizi yapın tetikçilik değil.

  • nascar sadece bir araba yarisi bicimi olmayip yoz amerikan eglence anlayisinin, daha genis dusunursek kapitalizmin, eger musaade edilirse eglenceyi nasil bicimlendireceginin en guzel orneklerinden biridir.

    nascar bilindigi gibi avrupa tarzi formula 1'in aksine, ayni oval pist etrafinda donmekten ibaret bir yaris turudur. ortada ne viraj vardir, ne de surus kabileyetinizi gostereceginiz baska bir mecra. tum huner boyun kaslarinizin saglamliginda ve, sidik torbanizin kapasitesine kalmistir (yaris bayagi uzun surebiliyor), baska bir yetenege ihtiyac yoktur. boyle bir surucu kisisel hunerlere kalmayip sirf tecrube yoluyla yetistirilebilecegi icin, bu yarislarda hepsi de nascar surucusu olan dede-baba-torun ucluleri cogunlugu olusturmaktadir (bkz: nascar sulaleleri). cocuk odun bile olsa butun is direksiyonu uc saat boyu sola cevrili tutmaktan ibaret oldugundan, kucuk yasta egitimle herkes bu isi yapabilmektedir.

    nascarda virajsiz duz bir pist bicimin nicin tercih edildigi dusunulecek olursa, butun meselenin yaristaki reklamlari seyircinin gozune, fazla kafasini karistirmadan, daha uzun sure sokmak oldugu anlasilacaktir. arabalar pistin etrafinda son surat donseler bile, uygun bir yere yerlestirilmis bir kamera ile ayni arabalar ve tabii ki ustlerinde ki reklamlar sanki hic hareket etmiyorlarmis gibi ekranin ortasinda, amerikan izleyicisinin anlayabilmesi icin uzun sure gosterilebilir ve boylece cok daha etkili olurlar. formula 1'de de asil amac reklam yapmak olsa da, bu en azindan nascar'daki kadar asagilik bir bicimde yapilmamakta, hic degilse bir miktar atraksiyon eklenmektedir. ama ote yandan surekli degisen kameralar, acilar vs. seyirciyi reklama fazlasiyla odaklanmaktan alikoymaktadir .

    bu tezi destekleyen bir gercek te, bu yarislari genelde redneck tabir edebilecegimiz, amerikan beyaz orta sinif alti erkek nufusun seyretmesidir. hatta bunlara bir de isim takilmis, kendilerine nascar dads denilmektedir. nascardaki reklamlarda bununla iliskili bir bicimde ya pizza, ya bira ya da elektrikli testere nevinden reklamlardir.

    yani dememiz odur ki, bu yarislarin boyle basit ve uyuz sekilde yapilmasinin yegane sebebi, yarislardaki reklamlarin hedef kitlesinin algi kapasitesinin dusuklugudur.

  • kimileri tarafından allah'ın tüm vasıflarını üzerinde bulunduran kişi'nin beyanı.

    bu sefer hedef new york times

    hadi be uzun adam. biraz daha bastırırsan abd medyası çökecek. hüloğğğğ çekeceğimiz günler yakın.

    son kısım ironi içerir.

  • başlık : az önce minibüsteydim

    arkadan bi kadın "şu parayı alırmısınız" dedi. aldım parayı cebime koydum, ne kadar iyi insanlar var bu dünyada