hesabın var mı? giriş yap

  • matematik dersinde kadın öğretmen öğrencilere sorar:
    -bir ağacın dalında 5 tane kuş var. taş attım, iki tanesini vurdum. geriye kaç kuş kalır?
    öğrencinin biri parmak kaldırır ve cevaplar:
    - hiç kuş kalmaz çünkü diğerleri korkudan uçup gider.
    öğretmen gülümser:
    - hayır. doğru cevap üç olacaktı ama bakış açını sevdim.

    öğrenci duruma çok bozulur ama pek göstermez. ders devam ederken tekrar parmak kaldırır:
    - bir soru da ben sorabilir miyim?
    öğretmen izin verir.
    - sokakta üç kadın dondurma yiyerek yürüyor. biri dondurmasını yalıyor, diğeri ısırıyor, diğeri de emiyor. kadınlardan hangisi evlidir?
    öğretmen şaşırır, kızarıp bozarır ama cevap da vermek zorundadır:
    - hmm...şey..yalayan?
    öğrenci yanıtlar:
    -hayır, parmağında alyans olan. ama bakış açınızı sevdim.

    edit: debe'ye falan girmiş ama daha önce yazılmış ki bu. uyaranlara teşekkürler. fava atanlara da çaylar benden*

  • az önce 435 milyar lirayı 6 ile çarpıp katrilyon olarak ifade etti. hani eski para desen yine olmuyor. bu adam 84 milyonun maliye bakanı. başka sözüm yok…

    bu arada eski para ile kentilyon yeni para ile trilyon yapıyor. adamın bildiği en büyük sayı katrilyon tabi. ötesine geçince error verdi.

    şaka maka gülüyoruz eğleniyoruz ama bu adamın bizim adımıza borçlanma yetkisi var.

  • yaşayan en büyük ikinci sanat eleştirmeni ertuğrul özkök'ün - en büyüğü için (bkz: hıncal uluç) - hürriyet'in pazar eki'nde yer alan söyleşisinde yaptığı açıklama. rec by saatchi'den çıkan "arta kalan zamanda" albümünde sevdiği 15 aryayı derleyen özkök'ün kendisiyle bu vesileyle yapılan söyleşideki açıklaması gerçekten düşündürücü:

    "ikinci yeni şiiri gırtlağına kadar arabesktir. alın ikinci yeni ’den bir şiir, doğuş ’un şarkı sözlerinin yanına koyun, fark görebilecek misiniz bakalım. sezen aksu’nun şarkı sözlerinde de aynı tat vardır."

    bu açıklamadan sonra hafif bir içim geçmiş, uyumuşum. rüyamda sezai karakoç, ece ayhan ve cemal süreya'yı gördüm. aralarında doğuş ve hilal cebeci ayrılığı hakkında tartışıyorlardı. daha sonra turgut uyar geldi ve "size genç şair doğuş'un şiirlerini getirdim, haydi birlikte okuyalım" dedi. okumaya başladılar:

    eserin adı: uyan (doğuş adlı albümünden)

    zordu bu anı beni yordu
    yokluğun beni vurdu
    zordu bu anı beni yordu
    ayrılık beni vurdu

    düşünmeden uğra bana
    kapım açık hala sana
    ayrılığın vurdu aya
    yansıdı odamın duvarına

    uyan uyan uyan
    gönlüm uyan
    dayan dayan dayan
    ruhum dayan

    seni de bir gün severler
    sevda yüklü trenler
    boş raylarda ilerler
    sevenleri üzenler
    hep o yolda giderler

    eserin son bölümünde sezai karakoç ağlamaya başlamıştı. "ben neden böyle yazamadım hiç?" dedi. turgut uyar, diğer esere geçti:

    eserinin adı: bebişim (hadi hızlandır albümünden)

    dayanir mı bedenim bu acıya
    alısır mı ruhum sensizlige
    yüreğimde gözlerimde nefesimde
    kaderimsin duam yeminimsin
    kalbim kalbini görmediği zaman
    atar mı sence bir daha

    bebişim bebişim teninin kokusunu özlemişim
    bebişim bebişim bebişim
    canımdan bile sevdigim herşeyimsin...

    "bebişim" kısmında ece ayhan sigarasından derin bir nefes aldı... "hiçbir zaman doğuş gibi yazamayacağız, hiçbir zaman..." dedi. turgut uyar devam ediyordu okumaya:

    eserinin adı: uh uh (denge albümünden)

    şimdi sana söylüyorum
    içimdeki aşkı çıkar onu
    çıkar onu çıkar onu bebeğim

    vazgeçilmez terkedilmez
    içimdeki tutku
    al al al al al al
    uva uva oh oh

    kaldır üstündeki kara bulutları
    serbest bırak alev alsın

    özellikle "al al al al uva uva oh oh" bölümünden sonra, şairler "olmaz böyle şey" nidalarıyla "doğuş şiirlerindeki imgelem zenginliği" hakkında hararetli bir tartışmaya giriştiler. hatta sezai karakoç ile ece ayhan neredeyse birbirine girecekti. o sırada ertuğrul özkök geldi ve "ikinci yeni şiiri gırtlağına kadar arabesktir. alın ikinci yeni ’den bir şiir, doğuş ’un şarkı sözlerinin yanına koyun, fark görebilecek misiniz bakalım. sezen aksu’nun şarkı sözlerinde de aynı tat vardır." dedi. sezai karakoç "ne demek fark görebilecek misiniz? doğuş bizden milyon kat iyi...dalga mı geçiyorsun bre?" dedikten sonra koşup irice bir budaklı meşe odunu kaptı. .. tam o anda uyandım. bilgisayarımı açıp, doğuş’un resmi sitesinden fan clup bölümüne girdim ve hemen üye oldum. çok mutluydum. üstelik nickim de uvercinka ‘ydı.

    http://www.hurriyet.com.tr/…791.asp?gid=59&sz=15434

  • endüstri meslek liselerinin rutinlerindendir. 1800 kişilik okulda 20 kız olunca sıkıntı oluyor haliyle, ancak 18 az olmuş, bizde sadece bir taraf en az 18 oluyordu. görenler sağ sol kavgası sanıyordu, o derece iştiyakla vuruyorduk hasımlarımıza.

  • 18 temmuz 2017 kemal kılıçdaroğlu'nun hükümete meydan okurken sarf ettiği taşşaklı söz.akp'li yöneticilerin abdestlerinden şüpheleri yoksa buyursunlar tartışsınlar ve görelim gerçekleri. bir vatandaş olarak doğruları öğrenmek benim de hakkım değil mi?..

    o değil de, bağzı andavallar halen ''darbe gecesi gördük yeaa'' diyerek kendilerini kandırıyor. iyi, ne güzel işte reisiniz korkmuyorsa çıksın karşısında bunu da sorsun öğrenelim..

  • yıllarca pkk'ya bilumum rus yapımı silah sağlayan rusya'nın sesini çıkartmaya hakkı olmadığı olaydır. 2015 yılında rus uçağını düşürmemizin hemen akabinde rus savaş gemisi boğazdan geçerken bir rus asker elinde strela-2 karadan havaya füze ile şöyle bir görüntü vermişti: görsel

    basınımız bu olayı anlamamış, dışişleri bakanlığı da olaya tepki göstermişti. bu hadiseden çok kısa bir süre sonra pkk'nın kendi yayın organında bu silah ile vurulan tsk'ya ait cobra tipi helikopter ve şehit olan 2 askerimizin görüntüleri paylaşıldı: görsel (sinir bozan videoyu paylaşmıyorum, tavsiyem siz de izlemeyin)

    demem o ki rusya 1984 yılındaki ilk pkk saldırısından bu yana aralıksız olarak bu terörist organizasyona silah sağlamaya devam etmektedir. pkk'ya verdiği doçka, pks (biksi), ak-47, dragunov ve diğer birçok silah yüzünden binlerce anadolu evladı yaşamdan koparılmıştır. unutmayın!

  • geçmiş oyunlardan çeşitli spoilerlar vardır. dikkatli olunuz.

    cyberpunk faciası diyenler için söyleyeyim şimdiden witcher 3 oyunu çıktığında da bug fest bir şekilde çıkmıştı, hem de hayvan gibi downgrade yiyerek. hele o at mekanikleri yok muydu? aman allahım 2015 yılında duvarlara kafa atacaktım ya bir hayvan her yerde türlü türlü bug'a girer mi?

    ama o zaman tabii cd projekt red firmasına sempati vardı. küçük firma ya olur öyle şeyler falan deniyordu. adamlar 2 sene içerisinde oyunu toparlayıp üstüne de resmen yeni bir oyunmuşçasına harika iki tane dlc çıkarınca herkes mevzuyu unuttu gitti. hatta neredeyse cdpr firmasına ''oyunu buglı çıkardığınız için teşekkür ederiz.'' falan diyecektik. tabii downgrade mevzusu unutulmadı ama sineye çektik diyelim hehe. cyberpunk'da ise sineye çekecek bir şey kalmadı. hem firma hayvan gibi büyüdü hem witcher 3 gazı vardı, hem kullanıcı dostu imajları perçinlenmişti, hem de insanların ''bu işi yapsa yapsa cdpr'' yapar algısı vardı. hepsini yerle yeksan ettiler çok şükür.

    bu oyundaki karakter kedi okulundan olacak onu anladık çünkü madalyon onlara ait. ciri ile oynama olayı biraz witcher mekaniklerine ters gelir diye düşünmekteyim. yani belki değiştirirler belki evrim geçirtirler onu bilmiyorum ama witcher 3'deki haliyle ciri çok oynanabilir durmuyor. ışınlanma özelliği falan var, bir de ışık hızında combo saldırı falan çıkarabiliyor. bunun yanına da bizim witcherların simya mekanikleriyle büyü mekaniklerini de verirsen karşımıza god mode açmış bir ciri çıkacak. yani istediğin düşmanı koy karşısına, ciklet gibi çiğner atar bu kız. e bunu komple silip baştan karakter mekaniklerini yazarsan ya da özelliklere nerf getirirsen o zaman da ciri'nin ''aşırı güçlü ve tehlikeli seçilmiş kız'' karakteri çöp olup gidecek. hele ki witcher 3 oyunundan sonraki bir dönem anlatılıyorsa aboovvv.

    ciri'yi yan ''baş'' karaktermişçesine gösterip başka bir witcherla yolumuza devam edebiliriz. (eskilerden olabilir ya da yepyeni biri olabilir.) burada da witcher 3'ün canon sonu ortaya çıkar ve hayır eskisi gibi önceki kayıt mekanizmasından devam edemezler çünkü yeni witcher oyunu eskisi gibi çüktü mü çükmedi mi? ya da letho'yu öldürdü mü öldürmedi mi? gibi bir şeyle sınırlı kalmaz. çünkü burada ciri'in imparator olup olmaması tadında öküz gibi bir ayrım var. yani witcher 3, bir önceki oyunun kaydından devam ettirildiğinde bütün oyun hayvan gibi değişmiyordu. birkaç sahne, diyalog ve görevin iç yapısı değişiyordu sadece. bütün bir oyun deli gibi değişmiyordu. e bu kısım da öyle iki diyalog birkaç sahneyle işi toparlamak güç çünkü komple bir imparatorluk hikayesi var işin içinde. o yüzden witcher 3'ün canon bitişini gösterirler bize diye düşünüyorum. zaten cyberpunk oyununda 3 tane farklı faction yaratıp, ''hepsiyle apayrı bir deneyim yaşayacaksınız.'' sözünün, finalde nasıl sonlandığını hepimiz biliyoruz değil mi? bu sebeple bir daha aynı topa girmezler diye düşünüyorum. aynı naneyi resident evil 6 oyunu da yemişti. 3 farklı ana hikaye örgüsüne 6 farklı karakter eklemişlerdi. (co-op diğer karakterler oynanabiliyordu.) ''benzersiz bir deneyim'' diye de bir ton reklam... sonuç? epic fail bir oyun. bir tek leon'un oyun gidişatı gerçekten resident evil'a az buçuk benziyordu. diğerleri zaten şaka gibiydi. leon'un oyun gidişatı da öyle ahım şahım değildi de az buçuk işte tutturabiliyordun. 3 farklı campaign yazacaklarına, leon'un senaryosuna adam akıllı yüklenilseydi, belki o zaman adam akıllı bir şeyler çıkabilirdi. o da diğer campaign'lerin kurbanı oldu hehe. bir daha da bu topa girmediler zaten. abi bu alana girilmez ya. girmeyin yani bir daha lütfen. 88 ayrı gidişat yazacağınıza adam akıllı 2-3 farklı gidişat yazın, yeter. zaten witcher'dan, skyrim olmasını bekleyen de yok. oyun yapıları aynı değil.

    o yüzden benim sağlıklı bulduğum yapı yepisyeni bir karakterle oyunu oynama üzerine kurulu olacak. ana bölgede ciri hikayesi olmadan ya da sadece birkaç yerde eskilere selam duruşu olacak şekilde geralt ile anılarak yola devam edilirse sağlıklı bir sonuç alınır gibi geliyor. tabii bu dediklerim oyun ''witcher 3''sonrası geçerse böyle. zaten öncesinde geçecekse mevzunun önemi de kalmıyor. sonuçta kedi okulu açıldığında geralt daha piyasada yoktu, o yüzden hikaye öncesinde de geçebilir.

    tabii geralt'a selam çakmadan nasıl oyun yapacaklar orası da ayrı bir merak konusu. witcher evreni geralt ile bütünleşti gözümüzde. dante olmadan dmc düşünün mesela. nasıl? bok gibi değil mi? arada bir nero'yu kaktırmaya çalışıyorlar ama çoğu fan için mevzu tam oturmadı hala. o yüzden insanın içi bir garip oluyor haliyle ama geralt'ın hikayesi de sonlandı yani. şimdi gelip de ''kedi okulu hedef saptırmaydı, ahanda geralt'' mevzusu çekerlerse, garip olur. geralt'ın hikayesi çok güzel bir oyunla taçlandı ve güzel sonlarla bitti. bunu çevirirlerse ya da ''farklı maceralara yelken açan geralt'' hikayesine döndürürlerse büyük risk almış olurlar. çünkü cyberpunkdan ötürü mimli olan firma, oyuna geralt'ı koyarsa beklentiyi 10 kat arttırmış olur ve şayet altından kalkamazlarsa, firmanın sonu gelmiş olur.

    o yüzden karışık sinyaller alıyorum oyundan. ne diyelim, başarılar şimdiden.