ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
işten çıkmış, minibüse binmişim ve burnumdan soluyorum. minibüs kalabalık, ayakta ve ön taraftayım. cebimden bir milyon çıkarıp şoföre bir kişi alır mısın deyip para üstü olan 250 binlirayı bekliyorum. bu arada para uzatanlara kıl kıl bakıp, verilen paraları hiç konuşmadan şoförün önüne atıyorum.
bu sırada soför 10 milyonun üstü deyip elime paraları tutuşturuyor. tüm kıllığımla “on milyonun üstü” diye ünleyerek ve kafamı bile çevirmeden parayı arkaya uzatıyorum. parayı kimse elimden almıyor. biraz daha yüksek bir tonla “on milyonun üstü” diye bağırıyorum, yanıt yok. “hey allam ya” deyip şoföre parayı geri uzatıyorum ve “al abicim, istemiyorlar demek ki para üstünü” diyorum. soför parayı şaşkınca alıyor ve aynadan yolculara göz gezdirip bir kez de o soruyor "on milyonu kim vermişti” diye.
bu sırada gözümün önüne dört beş görüntü aniden flashback ler halinde çakıyor. işten çıkış, bakkalda 10 milyonu bozmayan amca, bu yüzden dergi alamayış, başka paranın olmadığını hatırlama...
evet, o 10 milyonu ben vermiştim.. ben...ben...en.nn...
o kıl sert halimden nasıl yavşak moduna geçtiğimi de anlatmıyor, sözlükçülerin hayal gücüne bırakıyorum. oy oy oy oyy...
messi'nin arda turan'ın kulağına söylediği söz
-
(bkz: kardeş atarız sıkıntı yapma)
narkotik olmadığı halde kafa yapan şeyler
-
balon şişirmek, çamaşır suyuyla ev temizlemek, üst üste bir kutu kadar kibrit yakıp ilk çıkan kokuyu içe çekmek, kollarını iki yana açıp birkaç dakika boyunca dönmek, pencereden sarkmak, sabah gözü açar açmaz yataktan fırlamak, altı saat ve üzeri süre boyunca yerinden hiç kalkmadan ders çalışmak, uyumamak (ikinci günden sonra yaşanan kafa muazzam, dört günden sonrakini anlatmaya dilim varmaz), yastığa suratı gömüp nefes yettiğince çığlık atmak, yarım metre yükseklikten atlamak (min. x5 tekrar), salıncakta kafayı geri atarak sallanmak, kaydıraktan ters kaymak, yine parktaki o ellerle tutularak ilerlenen demir çubuklu şeyde dizlerini sıkıştırarak baş üstü durmak, uhu koklamak, çıkan yürüyen merdivende iniyormuş gibi durmak, hareket halindeki arabadan kafayı çıkarıp gözleri kapatmak, aşık olmak, iş makinası izlemek, taraftar kavgası olan ortamda bulunmak, otobüste çılgınlar gibi ağlayan üç yaşlarındaki çocuğun yanında oturmak, yeni doğan bir buzağının ve annesinin hareketlerini izlemek, üst üste iki demlik çayı tek başına içmek, aldatılmak, uzun zamandır görmediğin ve çok özlediğin birisine koşup hızla sarılmak, yanından geçen seçim otobüsünün şarkısına maruz kalmak... hepsinin sonunu garanti ediyorum. benden bu kadar. narkotik peşimde.
para isteyince pantolonumu getir diyen baba
-
babaların babasıdır.
en yüce duyguların babasıdır.
babanın sandalyede ikiye katlanmış şekilde duran pantolununu alırken ve taşırken gösterilen özen ve ciddiyet de önemli bir husustur konu ile ilgili olarak.
kemal sunal'da bir iki filminde böylesi bir baba tiplemesi canlandırmıştır.
(bkz: çizgili pijama)
edit: kemal sunal eklemesi.
türkler içki içerken neden şerefe derler
-
aslında içki içilirken bildiğimiz şeref manasında şerefe denmez.
şer efe yani şer masamızdan uzaklaşa anlamındadır. ef farsça'da uzaklaşmak anlamına gelir.
***
entry'nin bu kısmı format içindir:
cevabı yanlış bilinen soru.
***
buz gibi bira + sosis tava + patates kızartması
-
75 tl.
cansever'in akıl almaz klibi
-
youtube'un bile şaşırıp yan tarafta cansever'in eski şarkılarını öneremediği klip.
gutenberg vs müteferrika
-
johannes gutenberg 'in geliştirdiği mekanik hareketli matbaa teknikleri ile birlikte 16.yy'da orta avrupada yaklaşık 270 şehirde baskı faaliyetleri yürütülüyordu. görsel
1500 yılına gelindiğinde 150 ile 200 milyon kopya kitap basılmıştı. desiderius erasmus 'un yaşamı boyunca 750binden fazla kopta kitap satışı olduğu tahmin ediliyor. sadece luther 'in broşürleri bile 300bin kopyadan fazla basılıp dağıtıldı.
osmanlı maatba ile çok önce tanışmasına rağmen ilk türkçe eserlerin basılması 1727 yılana kadar gecikti. 1727 açılan müteferrika matbaası, ibrahim müteferrika'nın 1747 yılında ölümüne kadar 20 senede sadece 10bin ila 11bin kopya arası kitap bastığı tahmin ediliyor. basılan kitapların sadece %70'i satılmış, toplamda sadece 16 eser basılmıştı. 2981 adet kitap satılmadan müteferrika'nın mirasçılarına kaldı. buradan anlıyoruz türk halkı hiçbir zaman okuma alışkanlığını kazanmadı.
rüştü'nün yediği her golden sonra ofsayt umudu
-
tam olarak şu şekilde gerçekleşir;
0/
/|
/\
büyük düşünmek cücelerin işi değildir
-
sana demedim ahmet, sen üstüne alınma hemen
19 kasım 2015 türkiye'nin suyu ve parayı kesmesi
-
eveet kıbrıs'la beraber, "komşularla sıfır sorun projesi" tamamen dibi boylamıştır, tebrikler. şimdi sıra, sınırımız olmayan ülkelerle sorun çıkartmakta.
edit: dakika bir, gol bir... rusya ile siftahı yaptık.
21 ağustos 2014 karabükspor saint etienne maçı
-
aklıma ister istemez lise dö sen benuğa çeliktepe cengizhan lisesi maçını getiren karşılaşma.
eski sevgilinin unutulmayan sözleri
-
"ben senin kiskanacagin hicbir sey yapmadigim icin sen kendini kiskanc degilsin saniyorsun"
hakliymis pic.