hesabın var mı? giriş yap

  • çocuğumu bu ülkenin okullarında okutmamak isteme sebebimdir. bu adam gibi zibilyon tane adam sınıf öğretmeni, x, y, z öğretmeni ve malesef çocuklarımıza-çocuklarınıza sarkıyorlar.
    lanet olsun.
    öğretmen olacak herkes kpss zıkkımından evvel psikolojik testlere vs girmeliler. birçok öğretmen diye çalışanın böyle sapkın düşünceleri var !

  • taksimde benettonun olduğu sokakta ufak çingene bir kız çocuğu var. bir seferinde arkadaşlarla otururken yanımıza gelip para istemişti. ben de o zamanki aklımla şimdi buna para versem, gidip birisine verir diye düşünmüştüm. gel beraber bakkaldan ne istiyorsan alalım dedim. ben sigara aldım, ona da eti browni aldım birtane. teşekkür edip yanımdan ayrıldı. o günden sonra ne zaman o sokakta bir yere otursam gelir abi nasılsın der, muhabbet etmeye çalışır. bir seferinde tam sigara almaya giderken geldi gene, abi bakkala gidiyorsan ben alayım dedi. iyi dedim 5 milyon verdim bi tane sigara istedim. masadakiler tam gitti 5 milyon derken, elinde sigara ve paranın üstüyle geri geldi. ben de paranın üstünü ona bırakıp senin olsun dedim. neyse aylar geçti, doğumgünümü yanlız kutlamak için taksime 2 bira içmeye gitmiştim. masada yanlız otururken geldi yine bu. abi hayırdır yanlızsın dedi. bugün böyle dedim. sonra canımın sıkkın olduğunu farketti. ben de doğumgünüm olduğunu söyledim. öylece biraz bakıp gitti. ben de vay anasını satayım o da gitti derken bir tane eti browniyle yanıma geldi.
    - abi, doğum günün kutlu olsun!

    (bkz: hokkabaz)
    --- spoiler ---
    - vefa çok önemli birşey oğlum!
    --- spoiler ---

    o sırada dostlarım dediklerim geçti gözümün önünden. (bkz: nefreti ifade edecek kelime bulamamak)

  • 24 yaşında kuryelik yaparken keşfedilen ve 30 yaşında şampiyonlar liginde gol atarak adını dünyaya duyuran futbolcudur kendisi.

    24 kasım 2021 şampiyonlar ligi b grubunda italya'nın milan takımı ispanya'nın atletico madrid takımını deplasmanda 1-0 yendi. burada enteresan birşey yok. fakat takımına galibiyeti getiren golü atan futbolcu junior messias'ın futbola baslangıcı alışılmışın dışında bir azim hikayesi taşıyor.

    13 mayıs 1991'de brezilya'da minas gerais eyaletinin ıpatinga şehrinde doğan júnior walter messias, cruzeiro'nun futbol üssünden geçerek profesyonel bir oyuncu olma hayalinin peşinden gitmeye çalıştı. ancak, ailenin mali zorlukları bir engeldi. 20 yaşında, júnior futbol hayalinden vazgeçti ve ağabeyinin ayak izlerini takip ederek daha iyi bir yaşam arayışıyla italya'ya gitti.

    seçilen hedef torino'ydu. spordan çok uzaktaydı. bir beyaz eşya mağazasında çalışmaya başladı ve aletleri müşterilerin evlerine teslim etmekten sorumluydu. hayallerinin çok ötesinde bir senaryonun içinde yaşıyordu ama 20 yaşındaydı, evliydi ve bir de çocuğu vardı. onlara bakmak zorundaydı.

    fakat futbol tutkusu asla kaybolmadı ve amatör olarak torino'da futbol oynayan peru'lu gençlere katılarak futbol tutkusunu tatmin etmeye devam etti. 20 yaşından 24 yaşına gelene kadar yaptığı 3 şey vardı; ev aletleri teslimatı, amatör futbol turnuvalarına iştirak ve yorgun bir bedenle uyku!

    sonunda şans kapıyı kendisi tam 24 yaşındayken çaldı ve eski rüyasını gerçekte yaşamaya başladı. profesyonel futbol oynayacaktı! denenmek için italya beşinci liginden amatör bir takım olan casale'ye çağrıldı. begenilip takıma alınmakla kalmadı, 32 maçta 21 gol atarak takımını serie d'ye yani 4. lig olan profesyonel seviyeye taşıdı.

    4. lig ve 3. lig seviyelerinde başarılı maçlar çıkardı ama halâ alt liglerdeydi. 2019-2020 sezonunda ise crotone takımı ile serie b, yani ikinci lig'de mücadele eder hale gelmişti ve bu seviyenin bir üstü dünyanın en elit liglerinden birisi olan italyan ligi serie a idi. takımına yine gereken katkıyı vererek serie a'ya çıkmasında önemli bir pay sahibi oldu.

    güney amerika'dan avrupa'ya kucağında bebeği ile gelip, 20 ile 24 yaşları arasında kuryecilik yaparak beyaz eşya dağıtırken 24 yaşında başlayan kariyeri 5 yıl içinde italya'nın en alt liginde başlayıp en elit liginde ve dünyanın gözü önünde devam ediyordu. takımı o sezon kötü bir performans ortaya koymuştu ama kendisi 9 gol ve 5 asist ile göze batmayı başarmıştı serie a'da.

    dünya futbolunun en bilinen takımlarından milan kendisini istedi ve 2.600.000 euro bedel ödeyerek messias'ı takımından kiraladı. ayrıca messias milan takımından yıllık olarak 5.400.000 euro garanti ücret almaya hak kazandı. gerçekten bir rüyadaydı. aylık 600 euro'ya kuryelik yaparken yıllık 5.4 milyon euro kazanan ve sadece kendisinin değil tüm ailesin de hayatını değiştiren birisi haline gelmişti.

    20 yaşında italya'ya göçen, 4 sene kuryecilik yapan, 24 yaşında futbola başlayan messias, dortmud'lu youssoufa moukoko'nun 16 yaşında, galatasaray'lı ozan kabak'ın 18 yaşında oynadığı avrupa futbolunun kulüp düzeyindeki en önemli organizasyonunda ilk defa 30 yaşındayken oynayabildi ve takımının golünü atarak futbola bu denli geç başlayan birisine güvenmeyenleri mahçup etti. bana da bu fantastik azim öyküsünü yazmak düştü.

  • bilim adamları boş durmuyor sevgili bilimseverler. her geçen gün bir davranışımıza daha isim buluyorlar. normatif yaklaşımlarla makale bile yazıyolar, durduramıyoruz.

    kelime anlamı "ekmek kırıntısı" olan bu kavram flirting özelinde insan ilişkilerini tanımlamaktadır. yani, muhatabın 'bir öyle bir böyle' davranarak, çelişkili hareketlerde bulunması. istememesi ama bunu söylememesi. istemesi ama o kadar da çok istememesi. arandığında sıcak konuşması fakat kendi asla aramaması. istekramdan iletişime geçmesi ama vatsaptan bi gülücük bile atmaması. istemiyorum dememesi çünkü 'lazım olur' diye düşünüp yedekleme yapması. daha kısa ifade edecek olursak, flörtü sevgili olmadan kısık ateşte tutma hareketi. tek kelimeyle anlatmak gerekirse ise puştluk, yavşaklık, şerrrefsizlik. *
    kavram anlaşıldı diye umuyorum. eğer ki further reading adı altında kaynak göstereceğimi sanan varsa beni hiç tanımamıştır. kutsal bilgi kaynağı mı la burası?

    konuyu dar pencereden değerlendirip kısıtlı bir görüşe sahip olmamızı istemem. günümüzün "özel hayattan kolayca insan silme" artizliği dolayısıyla insanlar derin duygusal ilişki beklentisini yitirdi. haliyle bunu yapan da çok, kendisine yapılmasını önemsemeyen de. fakat bu mevzu sadece sevgililik müessesesiyle karşımıza çıkmaz. en yakın arkadaşımız da yapabilir, yöneticimiz, anamız, bacımız da... onları silmek o kadar kolay değildir. narsizm öğeler barındıran bu kişilik özelliğine uyanılması yeterlidir. sonra su yolunu bulacak. uyanış önemli.

    bu bilgiler ışığında, yine kendi tarihime bakıyorum. breadcrumbing yani puştluk yapmış mıyım diye? uzun uzun baktım da yapmamışım. ben insanları kaybetmek pahasına sınırlarımı çekmişim, kimseyi 'bakarız yeeaw' diye oyalamamışım, ne hissettiysem bedelini ağır şekilde ödesem de söylemişim, insanları kırmamak için söylememeyi değil de nazik bir şekilde söylemeyi öğrenmiş, ebeme dedeme bile torpil geçmemişim, çocuklarım ve 2 haftalık kedim bile sınırlarımı öğrenmiş, sürprizsiz, dümdüz bi insan olmuşum. nerde isteyeceğim, nerde pes edeceğim, nerde ne tepki vereceğim net. kimseyi verdiğim yanıtla şaşırtmaz hale gelmişim, yeri gelmiş köyün delisi o söylesin diye maşa olarak bile kullanılmışım. günümüze bakıyorum elimizde ne var? net olmayan, ne istediği, ne yapmayacağı belli olmayan insanlar. dolayısıyla hayalkırıklığı, karında şişlik, genizde yanma, uçurumun kenarına gidip çatlayana kadar bağırma arzusu.

    peki ben mi sorumluyum bu dünyada dürüstlüğün hüküm sürmesinden? ben miyim iyi niyet temsilcisi? bana mı kaldı ilkeli davranmak? empati kraliçesi miyim ben? bu kadar ahlaklı olmakla ne yapmak nereye varmak istemekteyim?
    ...ve karar verdim ben de puşt olacaktım artık. tabi insan yeni başlayınca biraz acemilik çekiyor. insanlar üzerinde yapacak kadar 'the' şerrrefsizlik mertebesine ulaşamadığım için ilk aşamada ilgili kurum, kuruluş ve tüzel kişilikler üzerinde denemeliydim.

    emeğimi sömüren, yaptıklarıma değil de yapmadıklarıma odaklanan eski iş yerimi seçtim bunun için. işten ayrıldıktan sonra hiçbir excel belgesini ve raporları atmadım ama onlara da vermedim. ara ara bilgi için aradılar yardım ettim. sonra işe mi dönsen diye çıtlattılar, ayy bilmem ki dedim. sonra ciddi teklif verdiler, ay isterim ama maaş biraz düşük dedim. en son patron çıldırdı, nolursan ol gel, ne istersen vericem noluuur diyor. ben de "ya ben de çok istiyorum ama bu aralar kafam biraz dağınık" diyorum, "sgklı ciddi bi işe hazır değilim, biraz takılıp kendimi keşfetmek istiyorum" diyorum. "yoğunum başka işlerim var ama hep aklımda orası, bana biraz süre verin" diyorum.

    parayla değil puştluk. isteyen herkes olabilir. yeter ki insanın içinde olsun.

  • ders kitabı olarak işlendiğinde içindeki metaforlar dikkat çekmektedir. örneğin;

    robinson'un kazadan sonra dalgaların içinden sırılsıklam ve güçsüz bir şekilde karaya çıkması doğum anını simgeler. deniz, anne rahmindeki su, robinson bebek ve robinson'un denizde verdiği ölüm kalım savaşı doğum sancılarıdır. sancıların ardından robinson'un karaya ayak basması ise doğum anıdır.

    robinson'un adaya düştükten sonra gemi enkazına gidip, beline bir kordon bağlayıp yukarıya tırmanması ve enkazdan işine yarayan yaramayan herşeyi alması ise bir başka metafordur. gemi, robinson'a annelik yapmaktadır çünkü kendi öz annesi bile ona bu kadar destek vermemiştir. gemi anne robinson'u doyurmuş, isteklerine cevap vermiş, ihtiyacı olan herşeyi sağlamış ve en önemlisi ona hiç engel olmamıştır. ancak öz annesi hiçbir zaman zavallı robinson'a destek olmamış, kararlarına saygı duymamıştır.

    bir diğer metafor ise, robinson'un gemiye tırmanırken beline bağladığı halattır. bu halat göbek bağını simgelemektedir. e gemi anneyse, halatın da göbek bağı olması hiç şaşırtıcı değildir.

  • '' profesyonel fotoğraf makinasi aldim... yanında 3 sokak çocuğu, 9 güvercin, 2 yaşlı teyze ve 3 eli yüzü kırışmış ağzında sigara içen amca verdiler... ''