hesabın var mı? giriş yap

  • --- spoiler ---

    a calendar of soviet treaties, 1917-1957 sf 298
    exchanges of notes between the ussr and turkey concerning soviet claims on turkish territory and the regulation of black sea straits
    on may 30, 1953 the ussr sent turkey a declaration renouncing claims made by the armenian and georgian ssr's in 1945 to turkish territory and stating that the ussr considered it possible to reach a settlement on the problem of the straits which would be acceptable to both states.
    --- spoiler ---

    1953 tarihli sscb'nin türkiye'ye gönderdiği notada 1945'de türkiye'ye yapmış olduğu toprak talebinden vazgeçtiğini ilan ediyor. yani khrusçev stalin'in ölümünden sonra onun yaptığı toprak talebinden resmen vazgeçtiğini duyurmuştur.

  • -geçen senelerden birinde sırf artistlik olsun diye 10 kasım'da saat 9'u 5 geçe ayağa kalkmamış ve bunu marifetmiş gibi bu köşeden cümle aleme ilan etmiştim

    türkiye'nin en çok okunan gazetesinde köşesi olan bir adamın kalibresi bu işte. artizlik olsun diye. yazık.

    gerek yok ahmet hakan, "gölge etme" yeter.

  • --- spoiler ---

    titanic'te "you jump, i jump" delikanlılığını yapabilen leonardo abi, inception' da "if you jump, you are going to die" demiştir karısına.

    gençken daha cesur oluyor insan.

    --- spoiler ---

  • kuranın türkçe olarak okunmasından öyle çok korkuyor ki..

    fussilet suresi 44. ayet:
    "velev ce’alnâhu kur-ânen a’cemiyyen lekâlû levlâ fussilet âyâtuh(u)(s) e-a’cemiyyun ve ’arabiy(yun)(k) kul huve lillezîne âmenû huden ve şifâ/(un)(s) vellezîne lâ yu/minûne fî âzânihim vakrun ve huve ‘aleyhim ‘amâ(en)(c) ulâ-ike yunâdevne min mekânin ba’îd(in)"

    nasıl? anlamadınız değil mi.. muhtemelen arapça biliyor olsaydık hükmünü anlardık.
    şimdi aynı surenin türkçe mealine bakalım:
    "biz o kur’an’ı yabancı bir dilde indirseydik, onlar elbette: “onun âyetleri anlayacağımız bir dille iyice açıklanmalı değil miydi? arap olmayana yabancı dilde bir kitap olur mu?” diyeceklerdi. de ki: “o, iman edenlere doğru yolu gösteren bir rehber ve eşsiz bir şifa kaynağıdır.” inanmayanlara gelince onların kulaklarında bir ağırlık vardır; kur’an kendilerine kapalı ve karanlık gelir. onlara sanki çok uzak bir yerden sesleniliyor da söyleneni duymuyorlar!"

    bugün, cumhuriyetin ilanından neredeyse 100yıl sonra, laik ülkemize bir mikrop gibi çökmeye çalışan tekke ve zaviyedeki insanlara gidip "ben kuran okuyorum" derseniz karşınızda böbürlenerek ağızlarında sakız gibi uzatarak "siz anlamazsınııııızzzz" derler.

    neden biliyor musunuz? çünkü öyle istiyorlar. onlara göre sadece kendileri anlayabilir. onun hikmetini sadece kendileri çözmüştür.

    o kadar korkuyorlar ki,
    insanların kuranı türkçe okumasını ve öylece anlamasını istemiyorlar. böylece din konusunda kendilerine ihtiyaç duyulmayacağını biliyorlar.
    biz biliyoruz ki kuran türkçe okunduğunda diyanet denilen cemaatin kuklası olmuş kuruma da gerek kalmayacak.

    düşünün o kadar korkuyorlar ki,
    sizinle allah arasına girip kuranı türkçe okursanız "o kuran olmaz" diyorlar. bu sözlerine haşa derler. bu arapça kökenli kelimenin anlamını en iyi onlar bilir ama daha nerede kullanılacağını bilmiyorlar ki allah olup neyin kuran neyin kuran olmayacağına karar veriyorlar.

    düşünün o kadar korkuyorlar ki,
    bu cemaat zırvaları ülkenin kurumlarını, mevkilerini sözcü olarak kullanmaya başlamış, basına demeç verdiriyorlar.

    kuranda şifre mifre yok. sayılar kombinasyonlar da yok.
    sol elle yemek yeme diye söz de yok. kızına hallenen babalar da yok.
    eğer türkçe okursanız ilmini anlarsınız, kandırılmazsınız.
    ama ne var; kul hakkı yeme, öldürme, yalan söyleme, çalma, sapkınlık yapma gibi kuranı arapça okuma sevdalısı insanların alışkanlık haline getirdikleri günahlardan sakın var.

    artık o kadar korkuyorlar ki, kuranı değiştirseler işlerine geldiği gibi düzenleseler yüzleri kızarmayacak. haşa!!!

  • arabayla 100 kilometrelik bir yolu 5 litre benzinle kat edebilirim.kaç para yapar ortalama 25 lira.peki 25 liraya kaç ekmek alırım 25.o zaman kritik soru şu: bu kadar ekmek yersem bu yolu kat edebilir miyim ? hayır. ben araba mıyım? yine hayır.

    (bkz: nasıl bağlayacağımı bilemedim)