hesabın var mı? giriş yap

  • evet dogrudur, acilmamasi gerekir cunku pantograf katenere temas ederken hotorofler poturder.

  • (bkz: kadin cinayetleri politiktir)

    ablam, hayatindaki tum kadinlara siddet uygulamis, uygulamaktan da keyif almis bir bireye odul verilen bir platformun odulunu kabul edip sonra "dunyayi kurtarma" masallari okuyamazsiniz ya, aynisi ezgi mola icin de gecerli. lan kadin vurdurttu o adam, sirf kendisinden ayrilmak istedi diye... kalkip iran'daki kadinlari anlatiyor. ricky gervais son golden globe sunusunda soylemisti; o odul aldiginiz platform, politik mesajlar verip devrim yapacaginiz bir yer olmadigi icin, o odulu kabul eden sizler de bu mesajlari verecek konumda degilsiniz. alin odulunuzu, menajerinize ve yonetmeninize tesekkur edin, sonra da gidin sahneden guzel bacilarim.

    kadin vurduran insanlara yasam boyu basari odulu veren bir platformda hangi kadinin hakki, hangi dunyayi ve cocugu kurtarmaktan bahsediliyor?

    kabul etmeyeceksin adayligi, almayacaksin odulu, varsa cesaretin. yoksa sovu kes.

  • konyak, brendi, alman brendisi ya da armangac, isimleri farklı da olsa hepsinin ortak özelliği ; anamaddelerinin bir ya da iki kere damıtılmış şarap olmasıdır. yine de herbiri farklı orjine, geçmişe ve tipik üretim yöntemine sahip olduğu için aralarında farklar vardır.

    konyak, sadece fransa'da bordeaux'nun kuzeyindeki cognag şehrinin içinde ya da çevsesinde üretilir. bu alan dışında üretilen içkiler ise benzer ürünler olsa da kesinlikle ve kesinlikle gerçek konyak değildir. çünkü konyak fabrikasyon olmaktan çok hava şartlarına, toprağa vesaireye de bağlı bir içkidir. ülkemizde mesela kanyak denir alternatifine. cognag bölgesinde deniz yakın, sıcaklık ideal ve toprak üzümleri en iyi şekilde üretilebilicek şekilde tebeşirlidir. dolayısıyla bu üzümler dünyadaki en iyi brendinin içine girmek için mükemmel bir altyapıyı oluşturur. yeri gelmişken belirtmekte yarar var ki her konyak aynı zamanda bir brendidir ancak her brendi aynı zamanda bir konyak değildir.

    tarihsel olarak baktığımızda ise konyağı sanılanın aksine fransızlara değil hollandalılara, şansa ve ingilizlere borçluyuz. 1638lerde onlar tarafından kullanılan yöntemlerin fransızlar tarafından tekrar gözden geçirilmesiyle konyak bugünkü halini aldı.

    üretim tekniklerine gelince, aoc ( appellation d'origine controllee, 1938' den beri yasal üretim bölgesi) olan konyak üretimi için çok katı kanunlar bulundurmakta ve üretimi için sadece folle blanche, ugni blanc ve colombard denilen üzümlerin kullanılmasına izin verilmektedir. şarap üretilirken şeker karıştırmak kesinlikle yasaktır ve bu üzümler charentaise yöntemiyle (yapay preslerle) sıkılır. damıtımı sadece kasım ve mart sonunda ve sadece tipik bakır imbiklerle 2 kere yapılır. viski de olduğu gibi baş ve kuyruk, yani damıtımda elde edilen ilk ve son alkol kalbinden (göbek-ortadan alınan alkol) ayrılır ve sadece alkolün 'kalbi' kullanılır. yapımında kullanılan fıçıların bile limousin ya da tronçais gibi özel bölgelerden getirildiği konyak 270-450 ltrelik fıçılarda yıllandırılır. işte konyağın asıl rengi ve aroması da bu fıçılardan geçer. yıllandırma en az iki yıl yapılır, en iyi konyaklar ise onlarca yıl dinlendirilebilirler.en fazla 60 yıl yıllandırılabilinen konyak eğer bu fıçılarda daha fazla tutulursa ahşaptan konyağa çok fazla aroma geçer ve bu da içkiyi öldürür. bu dinlendirilmeler sonucu oluşan buharlaşma ise her yıl neredeyse 20 milyon şişeye eşdeğerdir. buna da '' angel's share'' yani meleklerin payı denir.

    son olarak konyak şişeleri üzerinde yazan kısaltmalar değinmek gerekirse bu kısaltmalar konyağın yıllandırılmasıyla alakalı olarak bize değeri ve içimiyle alakalı ipuçları sunmaktadır. bunlar:
    vs (very special): en az 2,5 yıl yıllandırılmış
    vo ve vsop ( very old ve very superior old pale): açık renkli ve eski en az 4,5 yıl yıllandırılmış.
    xo (extra old): en az 6,5 yıl yıllandırılmış konyaklardır.

    kaliteli konyakların yaşları, tüm bu minimum yıllandırma yaşlarının çok çok üstünde olmakla beraber her firma yüksek kalitesini devamlı olarak garanti eder. fine denilen konyak ise sadece %100ü belli bir bölgeden gelen konyaklara denir.

    ve en son son olarak ünlü konyak üreticilerinden camusnün şirket başkanı jean-paul camus'nün şu sözleriyle konyak konusunu noktalamak istiyorum: mükemmel bir konyak yapmak zor değildir. bunun için tek ihtiyacınız büyükbüyükbaba, büyükbaba ve babanızın hayatını bu amaca adamış olmasıdır.

  • evrimleşmemiş,özgüvensiz bir primatın yaptığı gövde gösterisi.
    senin neyine kahve içmek, ancak yalaktan su içmek yakışır sana.

  • her akşam 123 (a/p) otobüslerinde yaşanan kopru yolcusu binmesin olayı yine yaşanır. yaşlı bi amca köprüde inmek ister şöför durmaz, durağı geçip amcayı indirir. herkes adama kızar adam bağara çağıra iner. indikten sonra otobüsteki biri
    - bunlar yüzünden uzaya gidemiyoruz

  • nick dediğin zaten başka bir şeyi gizliyor olduğu için gereksiz olduğunu düşündüğüm istek. adını gizlemek için nick kullan, sonra onu gizlemek için başka bir şey kullan, sonra onu da gizlemek için... ohooooo.

  • ayağının dibindeki harvard medical school'un konferansına gitmeyen emily'den iyi bir doktor olmasını beklemek hatadır, buna karşın harran üniversitesinde okuyup harvard üniversitesinin düzenlediği konferansı internet üzerinden takip eden emine çok daha iyi bir doktor olacaktır. buna karşın emily, emine'nin 10 katı fazla maaşla çok daha rahat bir meslek hayatı geçirirken, emine yeri geldiğinde darp edilip yeri geldiğinde hakarete maruz kalarak, yeri geldiğinde ülkenin başbakanı tarafından hor görülerek bir hayat sürecektir. buna da şükür gerçi dedemi öldürdün diyen birinin bıçak darbeleriyle ölebilirdi de.

  • zaten kıyasıya eleştirilmiş film, ben filmi kendine seçtiği hedef kitle üzerinden değerlendirmek istiyorum.

    belli ki ilk filmin ardından gal gadot ve filmin yönetmeni patty jenkins, küçük kızlarda bıraktıkları etkinin hayranı olmuşlar. kendilerine de 5-13 yaş arası kız çocuklarını hedef kitle olarak belirlemişler. bu yoldan gidebilirler bence seçtikleri yolla ilgili bir sorun yok peki ama bu yoldan nasıl gitmişler?

    bence filmin bu yönden bakarsak en büyük sıkıntısı, maalesef ana karakteri oluyor. 6 yaşında bile mükemmel olan, büyükleri yarışlarda geçebilen bir karakterle filme başlıyoruz. filmin devamında da ana karakterimizin hiçbir kusuru yok, en büyük sıkıntısı, çelişkisi, erkek arkadaşının ölmüş olması. o kadar utanmaz arlanmaz ki prenses, karşısında normal, sorunları olan bir insana bile 'herkesin derdi var şekerim bilemezsin' diyor. ki sevgilisi geri döndüğünde, gücünü kaybetmeye, normal olmaya katlanamıyor ve barbara'nın dediği gibi 'normal olmaya alış'mak yerine sevgilisinden vazgeçiyor. kadınlar bugüne kadar hep 'gerçekçi olmayan kadın formlarına karşıyız' dedi, prenses diana hem kadın formu olarak ideal kadın formunu temsil etmiyor, hem yetenek olarak temsil etmiyor (hiç bir şeyi çalışarak elde etmiyor, zaten her şeyi hali hazırda biliyor, zaten 6 yaşından beri yetişkinlerden bile her şeyi daha iyi yapıyor).

    bu filmin asıl ana karakteri ve kahramanı olmaya aday kişi aslında düşman olarak seçtiği barbara karakteri. toplumdan dışlanmış, hayat boyu sorunlar yaşamış, sokakta yaşayan insanlarla yemeğini paylaşan (tüm filmde wonder woman'ın böyle bir iyilik yaptığını görmedik, anca etrafındakileri pataklıyor), en önemlisi bulunduğu noktaya çalışarak hem de çok çalışarak ulaşmış birisi. bu karakterden aslında çocuklara idol olacak birisi çıkarılabilirdi ama onun yerine kötü karakter, derslerine çalışan, insan ilişkilerinde kendini yalnız hisseden ama işinde iyi olan biri seçildi. kahramanımız prenses diana ise, popüler, iyi giyinen, hayatında hiçbir zorluk görmediği için 70 sene önce 2 haftalığına tanıdığı erkek arkadaşının ölmüş olmasını en büyük zorluğu kabul eden, karakteri karton sütten farksız bir mean girl seçilmiş. o kadar ki, barbara, wonder woman'ı yemeğe çağırdığında, prensesimiz 'yok canım yea ben çok meşgulüm..' diyor ama fbi, bulunan mücevherler deyince hemen kulak kesiliyor, barbara'nın yanında bitiyor. hepimiz liseden bu tipleri biliyoruz, bu mu örnek olarak seçtiğiniz karakter?

    kısaca film kendine belirlediği bu alçak tavana bile ulaşamıyor.

  • güzel akpnin güzel bir projesi. bilinçli ve planlı olarak yakın zamanda hayvancılık neredeyse bitirildi. şimdi et ithal ediyoruz. bence sıra hükümetin biraz onur, haysiyet ithal etmesine geliyor.

    ya dayanılamaz edit::: la noldu la et fiyatları hani ucuzluyodu la???!! pahalandı lan?! lan azıcık haysiyet bile olmaz mı be yuh be!

    2021 edit: bunu yazali 10 sene olmus, simdiki duruma bakin - keske unutmasan hatirlasan ey millet ama nerde...

  • başlık: berberde yaşadığım ibretlik olayy

    berber nihat abi saçlarımı kesti, son olarak da ensemi toparlayacaktı. başını öne eğ dedi, ben de 'ben türküm, kimseye baş eğmem' dedim. o anda radyodaki şarkı yerini istiklal marşına bıraktı. marş bitince nihat abi, ben de dahil oradaki 4 kişinin saçını asker traşı yaptı ve sonra inzibat geldi, bizi gönüllü olarak askere aldılar..

    özet: akılalmaz bir olay..