hesabın var mı? giriş yap

  • meşhur bir hikaye vardır.

    arjantinli ünlü golfçü robert vincenzo yine bir ödül kazanmış, ödülünü alıp kameralara poz vermiş. ardından klübüne uğramış, eşyalarını toplayıp otoparktaki arabasının yanına doğru yürümüş. o sırada yanına bir kadın yaklaşmış. vincenzo’yu kutladıktan sonra ona küçük bir bebeği olduğunu, bebeğin çok hastalandığını ve hastane masraflarını karşılayamadığını onun her gün biraz daha ölüme yaklaştığını anlatmış bir çırpıda. kadının anlattıkları vincenzo’yu çok etkilemiş. hemen çek defterini çıkarmış ve turnuvadan kazandığı paranın bir bölümünü yazıp imzalamış. çeki kadına uzatmış. o sırada kadına; “umarım bebeğin iyi günleri için harcarsın”demiş. ertesi hafta vincenzo klüpte öğle yemeğini yerken golf derneğinin bir üyesi yanına yaklaşmış ve; “otoparktaki çocuklar, geçen hafta siz turnuvayı kazandığınız gün bir kadının yanınıza yaklaştığını ve sizinle konuştuğunu söylediler.”demiş. “evet” demiş vincenzo, “bunun neresi garip?”, “garip değil tabii ki.” demiş adam, “ama size bir haberim var. o kadın bir sahtekarmış. sizin gibi zengin kişilere yaklaşıp hasta bir bebeği olduğunu söyleyip para koparırmış. korkarım sizden de koparmış.”

    vincenzo şaşkınlıkla; “yani ölümü beklenen bir bebek yok mu?” demiş. “yok”demiş adam. “işte bu hafta duyduğum en iyi haber” demiş vincenzo.

    eğer bir insanı mutlu etmenin bedeli buysa 50 tl ile katılabileceğim kampanya. paylaşmak sizi nedrn mutlu etmiyor ki?

  • film olanı gerçekten enfestir, külttür. emir komuta zinciri altında bir grup insanın ne hale gelebildiğine, nasıl insanlıktan çıkabildiğine dair çarpıcı tespitlerde bulunur. emri altındaki binlerce asker açlık ve soğukla boğuşurken komutanların kendilerine sakladığı geniş imkanlar ve bu ikiyüzlülüğün vatan millet edebiyatıyla örtülmesi günümüzde halen mevcudiyetini sürdüren insanlık ayıplarıdır. özetle insan bu filmi izledikten sonra insanlığından utanmaktadır.

  • ciddi anlamda yaran bir tanesiyle karsilastim ve hala gulmekteyim.

    trafik polisi arabayi durdurmus ve egilip sormus:
    > -ehliyet ruhsat lutfen
    > -tabi buyrun demis sofor ve vermis. polis bakmis bi
    > problem yok.
    > -pekii demis polis, cevre vergisi pulu?
    > -burada, buyrun demis adam.
    > -ilk yardim cantaniz var mi? demis polis.
    > -tabii deyip bagaji acmis adam. polis bakmis icinde
    > eksik yok.
    > -yangin sondurucu?
    > -burada buyrun.
    > -zincir?
    > -derhal
    derhal cikarayim buyrun.
    > polis daha sonra tekrar sormus:
    > -mezdeke kaseti var mi?
    > sofor cok sasirmis.
    > -evet var buyrun demis.
    > polis: tamam siz onu takin teybe ve sesini acin
    > demis ve baslamis polis oynamaya. soforun saskinligi
    > daha da artmis
    ve dayanamamis sormus. -hayrola memur
    > bey?
    > polis cevap vermis:
    > -ee essek degilsin artik takarsin bi 20 milyon...

  • 90lı yılların ortalarına kadar süren acaip bir dönemdi. liseliler bilmez, sokakta elinde tefle çingene bir adam yanında kocaman bir boz ayıyla gezerdi. şimdi 48 ay banka kredisiyle alınmış yüzlerce arabanın doldurduğu sokaklarda kedi görmek bile zorken böyle bir sahneyi tahayyül etmek fazla sürreal kalıyor.

  • salonda ağırlık çalışan herkesin yapmakta olduğu zannedilen spor dalı. ağırlık çalışması her türlü spor dalının tamamlayıcısıdır. bununla birlikte başka spor yapılmasa da ağırlık çalışarak vücudun egzersiz ihtiyacı karşılanabilir. sadece egzersiz ve güçlenme amaçlı ağırlık çalışanları yarışmalara hazırlanan, steroid alan, sürekli şişmeye hayatını adayan insanlarla aynı kefeye koyup dalga geçmek mallıktır. bunun yarışma seviyesinde yapılmasını ben de mantıklı bulmuyorum ama insanların twitter fenomeni, reality show starı vs. olmaktan medet umduğu bu devirde vücut geliştirmecilere laf etmem.

    vücut geliştirmeden kasıt düzenli olarak spor salonuna gidip kasları çalıştırmaksa bu bence her insanın yapmaya çalışması gereken bir şeydir. üniversitedeyken birkaç ay düzenli yaptıktan sonra tembellikten çok seyrekleştirdim sonra tamamen bıraktım. seneler sonra tekrar başladım ve bıraktığım için kendime çok kızıyorum. merak etmeyin "bir yerden sonra çok kötü görünüyor" cümlesindeki o bir yere ulaşmanız için senelerce aksatmadan çalışmanız lazım. zaten başladıktan ancak altı ay sonra falan düzgün bir insana benzemeye başlarsınız, belki bir sene sonunda "fena olmuyor ha" falan dersiniz.

    yetişkin nüfusun yüzde doksanının onuncu şınava gelmeden göbeğinin üstüne yattığı bir memlekette vücut geliştirmeye laf eden maldır. hele alternatif olarak sahilde yürümekten falan bahsetmek bambaşka bir kafa gerektirir.

  • ikişer defa padişahlık yapanlar; ikinci murad, fatih sultan mehmet ve birinci mustafa'dır.

    ilk sekiz padişahtan sonraki 28 padişah yavuz sultan selim'den itibaren halife ünvanına sahip olmuştur ki abdülmecid efendi de son halifedir lâkin saltanata sahip olmamıştır.

    36 padişah olsa da kuşak sayısı 21'dir.*

    sadece 14 farklı isimde padişah var olmuştur:

    bir; orhan, ibrahim, abdülmecid ve abdülaziz

    iki; bâyezid, süleyman, mahmud ve abdülhamid

    üç; osman, selim ve ahmed

    dört; mustafa

    beş; murad

    altı; mehmed olarak son bulan bir isim silsilesi.

    padişahlardan yalnızca 16'sının lakabı yahut ünvanı vardır:

    osman ( gazi )
    orhan ( gazi )
    murad ( hüdavendigar )
    birinci bayezid ( yıldırım )
    birinci mehmed ( çelebi )
    ikinci mehmed ( fatih )
    birinci selim ( yavuz )
    birinci süleyman ( kanunî )
    ikinci selim ( sarı )
    üçüncü mehmed ( eğri fatihi )
    birinci mustafa ( deli )
    ikinci osman ( genç )
    dördüncü murad ( bağdat fatihi )
    dördüncü mehmed ( avcı )
    üçüncü selim ( halîm )
    ikinci mahmud ( adlî )

    diğer padişahlar sıra numaralarına göre isimlendirilir.

    osman gazi'den ikinci murad'a kadar ilk altı padişahın mezarları bursa'da, ondan sonrakilerin mezarları istanbul'dadır.
    lâkin vahdettin'in mezarı şam'da!

    en uzun ömürlü padişah, 78 yaşına kadar yaşayan orhan gazi, ikinci en uzun ömürlü padişah da 76 yaşına kadar yaşayan ikinci abdülhamid'dir.
    en genç ölen padişah ise 17 yaşında iken öldürülen genç osman'dır.

    en ihtiyar padişah 65 yaşında tahta çıkan beşinci mehmed reşad, en genç padişah ise 7 yaşında tahta çıkan dördüncü mehmed'dir.

    en uzun süre tahtta kalan padişah, 45 sene ile kanunî; en kısa süre tahtta kalan ise 93 gün ile beşinci murad'dır.

    ordunun başında sefere çıkmayan ilk padişah, acınası gâfil sarı selim'dir.
    hatta bu sefere çıkmayan padişahlardan bazılarına fetva ile gazi ünvanı verilmiştir ki rezaletin önde gidenidir.

    eceliyle ölmemiş padişahların sayısı sekizdir.
    murad hüdavendigar savaş meydanında şehit edilmiş, fatih ve ikinci bayezid zehirlenmiş ( kesin değil bu ), genç osman, üçüncü selim ve sultan abdülaziz öldürülmüş, sultan ibrahim ve dördüncü mustafa idam edilmişlerdir.

    yeri gelmişken, sen nasıl bir sürtükmüşsün kösem sultan.

    devlet içerisinde karışıklık çıkmasın diye yedi padişahın ölümü bir süre gizli tutulmuştur.
    çelebi mehmed'in ölümü 41 gün,
    ikinci murad'ın 16 gün,
    fatih'in 1 gün,
    yavuz'un 9 gün,
    kanunî'nin 48 gün,
    ikinci selim'in 7 gün
    ve üçüncü murad'ın 11 gün gizli tutulmuştur.

    en çok çocuğu olan padişah 100 - 130 arası sayı ile üçüncü murad'dır.

    cülus bahşişi geleneğine son veren padişah birinci abdülhamid'dir.

    halit ergenç gerçekten kanunî değil, bir aktördür.

    anthony quinn de hz. hamza değildir.

  • dmb * :ab'ye neden almak istemezler türkleri?

    anne: barbar diye biliyorlar ya ondan..korkuyorlar yani.. vuruceksin teflon tavayı kafalarına kim barbarmış onlar mı biz mi anlicekler!

    sessiz....