hesabın var mı? giriş yap

  • bundan 4 sene kadar önce -tabi daha, genciz anarşiğiz o zamanlar- bakanlıklar civarında bir arkadaşla yürüyordum. yolun kenarında kırmızı plakalı siyah mercedes vardı. içi dolu mercedes'in önünde ve arkasında da birer tane ford mondeo polis aracı bekliyordu. polislerin dalgınlığından faydalanıp mercedes'e yanaştım ve kapısını açtım. daha fazla ilerleyemeden "hop hişş ne oluyor??" sesleri arasında durduruldum:

    - arkadaşım ne yapıyorsun kör müsün?
    + pardon babamın da aynı böyle süper pahalı bir mercedesi var da karıştırdım.
    - nasıl aynı? bakan mı baban?
    + yok yok, yetim hakkı yiyor babam. ancak öyle alabildik.

    tekrar düşündüm de, iyi kurtulmuşum. bakanın melul bakışları ve "bırakın gitsin" cümleleri arasında, arkadaşımla birlikte günbatımına doğru iyi uzaklaşabilmişim.

  • yahu arkadaş 2024 e giricez 2024!
    koskoca bir ülkenin "başkentinde", vahşi hayvanlar dolaşıyor, insan avlıyor.

    tekrar ediyorum, bir ülkenin başkentinde vahşi hayvanlar insan avlıyor. burası bir afrika ülkesi değil.
    orta asyanın veya hindistanın unutulmuş bir köyü de değil.

    türkiye burası türkiye. utanın be utanın. utanın.

    ek; zafer partisinden bu konunun kökten, temelli çözümü ile ilgili çalışma ve vaatler bekliyorum. bir siz varsınız bu ülkede bizi düşünen. lütfen görün, duyun bizi.

  • düzgün erkek var. bir sürü hem de. ama hanımkızlarımız erkek değil ütopik bir roman kahramanı aradıkları için doğal olarak bulamıyorlar.

    düzgün olsun -ama- boyu da en az 1.80 olsun, tahsili işi gücü olsun, evi arabası olsun, bir yandan epey de yakışıklı olsun, cebinden tomar tomar paralar fışkırsın ama da gözü benden başkasını görmesin, sadığın allahı olsun, hiç kız arkadaşı olmasın, sadece erkek arkadaşı olsun, ama da bilgisayar oyunuymuş bilmemneymiş ezik nerd şeyleri sevmesin, her ortamda herkesi güldüren aşırı esprili aşırı nazik aşırı karizmatik insan olsun ama da bunun sonucunda ona her yanaşmaya çalışan kızın ağzına yumruk atmak suretiyle kendinden öteye uçursun, her şeyi becerebilsin, aşırı yetenekli ve zeki olsun, benim hiçbir şeyime karışmasın ama ben ne dersem onu yapsın falan da falan gibi abuk subuk bir kriterler listesini “düzgün erkek” addeden 1.50'lik, bütün gün instagramda dolaşan, kendini sosyal medyada dünyanın en kıskanılan kadını gibi göstermeye çalışıp aslen tek olayı günde 136 tane selfie ve 5 adet tiktok çekip düzgün erkek olmamasına hayıflanan hanımlarımız, gerçekten allah daha büyük dert vermesin karşim. acını cidden anlıyorum.

  • rüyamda mesaj attım ve hemen arkasından telefonumun kontör gitti mesajıyla uyandım. biri bana bunun nasıl olabildiğini açıklasın. rüyamda attığım mesajdan bile para kesiyorsun allahsız turkcell diyerek bağlayayım şimdilik.

  • fenerbahce taraftari cok sevdi bu adami, bu adam da fenerbahce taraftarini. yedek kalmayi sorun yapmazdi. sonradan girip cok mac kurtardi. disiplinsizdi, antremani sevmezdi ama oynadigi zaman her topu ayagina alisinda taraftari heyecanlandirirdi. cok guzel gollere imza atti, sonradan girip frikik golleri atarak fenerbahce taraftarinin gozune girdi ve sonra hic gozden dusmedi. o sezon kendisiyle ayni yerde oynayan balic ve revivo'yu taraftar iyi hatirlamaz ama rapaic diyince herkesin yuzunde bir gulumseme olur. stadyuma gittigimde halen sari lacivert formalar uzerinde rapaic yazan cok forma goruyorum. bir nostaljidir, 3-0 dan 4-3 un mucididir. bir basari hikayesidir.

  • dumura uğratan bir eylemdir. belki de canı sıkkındır, biraz hava almak istemiş olabilir. sevgilisiyle tartışmış da olabilir. bilemedim. böyle bir olayla karşılaşan kişi, olayı fizik ve mantık kuralları çerçevesi içerisinde değerlendirmeden ata seslenip komşuluk ilişkileri adına balkonda gece muhabbeti yapabilir.

    http://i.imgur.com/sxjhm.jpg

  • şey değil mi bunlar ya ubercileri müşteri gibi çağırıp, köşede sıkıştırıp döven; havaalanı saldırısı olduğunda milleti soymaya çalışıp insanlığı ayaklar altına alan topluluk?

    hmm itfaiyeli bi söz vardı hatırlayamadım şu an.

    edit: bir üstteki arkadaşla hemen hemen aynı entariyi giymişiz. ben yazarken o entry yoktu. bence çok güzel olmuş, ne kadar yazılırsa o kadar hatırlamış oluruz.

  • stalin'den, franco veve kim jong-il'e, diktatörler çoğu zaman, yaptıklarının bedelini ödemek zorunda kalmadan ölüp gidiyorlar. ancak bazen karma sözü devralıyor...

    ¦ benito mussolini
    faşizmin babası olan benito mussolini, italya'yı ikinci dünya savaşı'nda mihver devletleri'nden biri olarak yönetti ve binlerce siyasi muhalifinin ölümünden sorumluydu. savaşın gidişatı aleyhine döndüğünde, mussolini metresi clara petacci ile isviçre'ye kaçmaya çalıştı, ancak konvoyları dongo yakınlarında durduruldu ve mussolini, bir alman askeri kılığında araçlardan birinde saklanırken bulundu. ertesi sabah, hem o hem de petacci, italyan partizanlar tarafından makineli tüfekle vahşice infaz edildi, ardından mussolini'nin geçmişte insanları idam ettiği milano'daki piazzale loreto'ya atıldı. italyan çeteleri cesetleri hırpaladı, zarar verdi ve ayak bileklerinden astı. bir kadının mussolini'nin cesedini beş kez vurduğu, ölen oğullarının her biri için bir kurşun sıktığı söylendi. sonunda cesedi bulundu, ailesine teslim edildi ve gömüldü.

    ¦ adolf hitler
    ikinci dünya savaşı'nın sonu tiranlar için kötü bir zamandı. mussolini'nin korkunç ölümünü ve cesedine yapılan muameleyi duyduktan sonra, alman şansölyesi ve nazi partisi lideri adolf hitler, kendisini aynı olası kaderden kurtarmaya karar verdi. 30 nisan 1945'te, kendisiyle birlikte berlin'deki sığınağına gelen en yakın destekçilerine veda etti ve ardından doktorundan ölen sadık köpeği blondi üzerinde bir siyanür kapsülü test etmesini istedi. daha bir gün önce evlendiği eşi eva braun, sığınaklarındaki kanepede yan yana otururken siyanür hapı aldı ve hitler kendini başından vurdu. hem rus hem de fransız tıbbi ekipleri, kalıntıların gerçekten hitler'e ait olduğunu doğruladıktan sonra, yakıldı.

    ¦ muammer kaddafi
    belki de devrik hiçbir hükümdar, libya iç savaşı sırasında gözden düşen libya lideri muammer kaddafi'den daha kötü bir kadere maruz kalmadı. ulusal geçiş konseyi olarak bilinen yükselen hükümet, 2011 yılına kadar ülkenin çoğunu ele geçirmişti ve kaddafi'yi arıyordu. ekim ayında nihayet onu buldular ve konvoyunu bombaladılar. kaddafi yakındaki bir eve sığınmaya çalıştı, ancak drenaj borularında saklanmaya çalışırken isyancılar onu ve grubunu kuşattı ve kaddafi'nin muhafızları karşılık vermeye çalışsa da kaza sonucu kendi el bombaları tarafından öldürüldüler. yaralanan kaddafi tutuklandı, ancak isyancılar yargılanmasına fırsat vermeden ona saldırmaya başladı. yakalama görüntüleri, vahşice dövüldüğünü, süngüyle tecavüze uğradığını ve tezahürat yapan bir kalabalık tarafından vurulduğunu gösteriyor. resmi ölüm nedeni ise kafasına aldığı kurşun yarası olarak kayıtlara geçti.

    ¦ nikolay çavuşesku
    nicolae ceausescu, 1974'ten 1989'a kadar romanya'nın cumhurbaşkanıydı, karısıyla birlikte noel günü'nde kurşuna dizilerek idam edildi. ekonomiyi kötü yönetmişti, borçları kapatmak için romanya'nın gıda mahsullerinin çoğunu ihraç etmişti ve kendi halkının gıda kıtlığıyla boğuşmasına sebep olmuştu. romanya'nın azalan nüfusunu artırmak için her türlü doğum kontrolünü ve kürtajı yasaklayacak kadar ileri gitti. merdiven altı kürtajlardan kaynaklanan ölümler ve yetimhanelerde terk edilmek zorunda kalınan bebekler tepkiye neden oldu. romanya halkı, elektrik karneye bağlandığı için sert kışlar yaşadı. protestocuların topluca katledilmesi sonrasında ordusu kaçtı. bunun üzerine çavuşesku helikopterle kaçmaya çalıştı ancak ordu tarafından hızla yakalandı ve askeri bir savaş mahkemesi tarafından ölüme mahkum edildi.

    ¦ saddam hüseyin
    saddam hüseyin, el kaide gibi aşırılık yanlısı örgütlerle bağları ve potansiyel kitle imha silahlarına sahip olması (bunun kanıtı hiçbir zaman bulunamamasına rağmen) ve abd hükümetinin hedefi olarak seçtiği 2003 yılına kadar ırak'ın beşinci cumhurbaşkanıydı. 17 temmuz devrimi olarak bilinen 1968 darbesine katıldıktan sonra cumhurbaşkanı olarak atanan hüseyin, hiçbir zaman dürüst bir seçim kazanamadı. diğer diktatörler gibi her türlü muhalefeti veya siyasi huzursuzluğu ortadan kaldırdı. 2003 ırak askeri müdahalesi sonrasında kaçmaya çalıştı ancak amerikan güçleri tarafından ad-dawr kasabasında saklandığı yerde yakalandı. 1982'de gerçekleştirdiği duceyil katliamı'ndan dolayı savaş suçlusu olarak hüküm giyip ölüme mahkum edildikten sonra, 30 aralık 2006'da ırak geçici hükümeti tarafından asılarak idam edildi.

    kaynak: historydaily

  • şu anki ev sahibimin içinde bulunduğu keyif verici durum.

    bizim sülale hep artist, okumuş insanlar. kanundan korkarlar, nizama uygun harekette bulunurlar hep. böyle ahlaki, (namuslu) davranarak vatan için, millet için toplum için faydalı bireyler olduklarını düşünürler. beni de maalesef böyle yetiştirdiler. bunların hepsini "medeniyet" çatısı altında yaptılar.

    ama ben şu an kimin evine kira veriyorum?

    60-70 li yıllarda istanbula gelip, hazine arazisine gecekondu dikip ilk seçimde tapu alan ve şu an bu arsa yüzünden 26 dairesi olan malatyalı ilkokulu bitirmemiş birine. 3000 lira da kiram var. ev sahibimi görseniz gider bir lokantada karnını doyurursunuz.

    ben kimim? yüksek lisansını yapmış biri maaşımın yarısı direkt bu insana gidiyor yani. evet bazılarınızın o meşhur vergileriyle aldığım maaş.

    peki bu insanın vatana millete ne gibi bir katma dağeri var, ben görmedim. belki gizliden gizliye bir şeyler yapıyordur ama şahit olmadım.

    şimdi aileme dönelim, medeniyet çatısı altında vatana millete hayırlı olsun diye yetiştirdikleri çocuk, kirasıdır marketidir yoludur yemeğidir bir tiyatroya bir sinemaya bile ayıracak bütçeye sahip değil. hayatı metroda, metrobüste, tramvayda ayakta yolculuk yaparak geçiyor. çok meraklı olduğu tarih için türkiye dışına dişinden tırnağından arttırarak nadiren çıkabilmiş, vatana millete bir entelektüel olarak dahi katkıda bulunamıyor. fikirleri hiç olmuş öyle solup gidiyor.

    bunu kendim için söylemiyorum, burada bu yazıyı okuyan binlerce insan benim gibi. benden çok daha kaliteli insanlar ulan akşam ne yiyeceğim diye düşünüyor. ticari, ekonomik fikirleriyle istihdam yaratacak, ülke ekonomisine katkı sağlayacak pırıl pırıl binlerce genç, beylikdüzünden levent'e metrobüsle geliyor.

    her neyse başlığa dönelim.
    harika bir olaydır evet.
    istanbul'da 26 evim olsa ne olurdu? aylık 80 bin lira kazanç demek. hadi 10bini düşelim aylık 70 bin. kendi açımdan söylüyorum, ben dünyayı gezerdim. sağlığım oldukça da harika bir hayat sürerdim.
    bunları neden yapamıyorum. ailem medeni, kanuna saygılı bir aile olduğu için.

    hayat mı merhametsiz, biz mi, bilemedim.

    herkese, başar sabuncu'nun namuslu filmini önererek entrymi sonlandırıyorum.